“Nüfusumuzun yüzde 80’i doğal gaza erişebilir durumda”

Türkiye Doğal Gaz Meclisi Başkanı Akbal ve Başkan Yardımcısı Arslan, katıldıkları televizyon programında doğal gaz sektörünün son durumunu değerlendirdi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Doğal Gaz Meclisi Başkanı ve Ege Gaz A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Akbal ile Türkiye Doğal Gaz Meclisi Başkan Yardımcısı ve AKSA Doğal Gaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan, Bloomberg HT’de yayımlanan Sektör Meclisi programının konuğu oldu. Doğal gaz sektörüyle alakalı güncel konularda değerlendirmelerde bulunan Akbal ve Arslan, sektörün yaşadığı sorunlara dair çözüm önerilerini de anlattı.

Programda ilk olarak Türkiye Doğal Gaz Sektör Meclisi’nin yapısıyla ilgili bilgiler veren Başkan İbrahim Akbal, meclisin 2011 yılında kurulduğunu belirterek “Kuruluş amacına paralel olarak faaliyetlerimizi büyük bir gayretle sürdürüyoruz. Bünyemizde EPDK, BOTAŞ ve EPİAŞ’ın da aralarında olduğu kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve lisanslı şirketler yer alıyor” dedi.

“EN HIZLI GELİŞEN PAZARLARDAN BİRİYİZ”

Ülkemizde doğal gaza yönelik yatırımların 1987 yılında başladığını kaydeden Akbal, “O tarihten sonra hızlı bir şekilde dünyanın tercihi olan doğal gaza geçtik. Bu anlamda en hızlı gelişen pazarlardan biriyiz. Doğal gaz piyasasına yapılan yatırım yaklaşık 25 milyar dolar seviyesinde. İstihdamımız da 20 bin kişi. Lisanslı, faal 120 civarında firmamız var ve bunun 75’i dağıtım alanında faaliyet gösteriyor. İstihdamın çoğunluğu da bu alanda” diye konuştu.

Türkiye’de Doğal Gaz Piyasa Kanunu’nun 2001’de yürürlüğe girdiğini ve aynı dönemlerde benzer kanunların Avrupa’da da hayata geçtiğini ifade eden İbrahim Akbal, “AB ülkeleri aradan geçen dönemde gördükleri aksaklıkları yeniden düzenleyerek devam ettiler. Biz ise çok cesur bir doğal gaz kanunuyla yola çıktık ve çok başarılı işler yaptık. Altyapıyı çok iyi geliştirdik. Doğal gaz boru şebekesinin de büyütülmesini sağladık” dedi.

“DEPOLAMA KAPASİTESİNDE HEDEF 10 MİLYAR METREKÜP”

Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesi hedefinin yaklaşık 10 milyar metreküp olduğunu dile getiren Akbal, “Şu anda kullandığımız doğal gaz miktarı 48 milyar metreküp civarında. Bunun yüzde 20’sini depolayabilmeyi hedefliyoruz. Avrupa’da bu hedefin yüzde 10 civarında olduğunu düşünürsek biz daha büyük bir depolama kapasitesini hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Doğal gaz alımında geçerli olan ‘al ya da öde’ mantığıyla işleyen uzun kontratlar yerine kısa vadeli kontratlara geçilmesi gerektiğini açıklayan İbrahim Akbal, konuyla ilgili altyapının geliştirildiğini söyleyerek “Konunun mevzuat tarafını çok iyi seviyeye getirdik. EPDK bu noktada çok özverili bir çalışma süreci yaşadı. Şimdi tek bir engelimiz var; özel sektörün piyasaya daha çok girmesini sağlayacak tedbirler alamıyoruz. Burada uzun dönemli kontratların yükleri var üzerimizde. Doğal gaz tedarikinde yükselen trend, uzun vadeli kontratlar yerine daha kısa vadeli kontratlarla yürümek” dedi.

FİYATLARIN DÜŞMESİ İÇİN ÖNERİLER

Özel sektörün piyasaya daha fazla dahil olması halinde özellikle hanelerde kullanılan doğal gazın kullanım fiyatlarında düşüş yaşanmasını beklediklerini ifade eden Akbal, konuyla bağlantılı olarak EPİAŞ’ın geçtiğimiz yıl doğal gaz borsasını da aldığını ve bunun olumlu bir gelişme olduğunu belirtti. Aradan geçen bir yılda büyük bir doğal gaz dönüşü yaşandığını söyleyen Akbal, “Sistem şu an işliyor ama henüz umulduğu kadar derin değil. Derinleşebilmesi için özel sektörün piyasaya daha çok mal getirebilmesinin önü açılmalı yani yatırımcıların önündeki ithalat bariyeri rahatlatılmalı. Ayrıca BOTAŞ’ın iletim, ticaret, depolama ve dağıtım gibi faaliyetlerini ayrıştırarak ayrı tüzel kişilikler halinde götürmemiz lazım. Öte yandan bir de yatırım iklimini iyileştirici, ileriye matuf istikrar ve güven tazeleyici mesajlarla yürümemiz lazım. Zira böyle bir piyasa olmadığı sürece yatırımcı bulmak zor” tespitinde bulundu.

ABD İLE 100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HACMİNDE LNG’NİN PAYI

ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un geçtiğimiz haftalarda ülkemize gerçekleştirdiği ziyareti ve ABD ile 100 milyar dolara çıkarılması planlanan ticaret hacminde doğal gazın payını da değerlendiren Akbal, “Türkiye olarak ABD’den LNG almaktayız. Bugün itibariyle dünyada bollaşan LNG imkanları spot piyasada fiyatları daha aşağıya çekti. Bütün dünya bundan istifade ediyor, bizim de etmemiz lazım. Bu ticaret hacmi içinde LNG’nin önemli rolü olacağına inanıyoruz, olmalı da” dedi. LNG’nin dünya genelinde ticaret hacmindeki payının giderek arttığını belirten Akbal, “Geçen yıl dünyada 3600 milyar metreküp doğal gaz üretimi yaşanırken bunun yüzde 11’i LNG formundaydı. 6-7 sene ileriye projeksiyon yaparsak bu rakam yüzde 16’ya çıkıyor. Dünyada LNG üretim, LNG sevk ve LNG gazlaştırma kabiliyeti artıyor. Şu an 606 gemi LNG hizmeti veriyor, 140 tane de inşa halinde. Bütün dünya LNG’den maksimum istifadeye hazırlıyor” dedi.

“66 MİLYON KİŞİ DOĞAL GAZA ERİŞEBİLİR DURUMDA”

Programda sektörle alakalı değerlendirmeler yapan Türkiye Doğal Gaz Meclisi Başkan Yardımcısı, GAZBİR Başkanı ve AKSA Doğal Gaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan da ülkemizdeki doğal gaz kullanımıyla alakalı bilgiler verirken “Türkiye son yıllarda yaptığı büyük hamleyle dünyada şu an doğal gaz erişiminin en yüksek olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Bizim nüfusumuzun 66 milyona tekabül eden yüzde 80’lik dilimi doğal gaz kullanabilir vaziyette yani erişimi var, evinin önünde doğal gaz şebekesi var. Bunun %65’i doğal gazı kullanıyor, %15’i çeşitli nedenlerle kullanmıyor” dedi. Arslan, EPDK’nın doğal gaz kullanmayan veya maddi nedenlerle kullanamayan 3 milyona yakın konutu hızla doğal gaza geçirebilmek için çalışma yürüttüğünü de açıkladı.

“DOĞAL GAZ ŞEBEKESİ, KARA YOLU AĞININ İKİ KATI KADAR”

Ülkemizdeki doğal gaz şebekeleri hakkında da detaylı bilgiler veren Yaşar Arslan, “Şebeke büyüklüğü olarak bakınca boru hatlarımızda yaklaşık 130 bin kilometre polietilen şebeke, yaklaşık 29 bin kilometre de çelik şebeke var. Bu da Türkiye’deki karayolu ağının iki katı büyüklüğüne denk geliyor” dedi. Doğal gazın rekabet edilebilir bir enerji kaynağı olduğunun altını çizen Arslan, “Karbon emisyonuna karşı 1987’de 5 şehirle başlayan doğal gaz kullanımı şu anda 81 ilin tamamına ve 517 ilçeye ulaşmış durumda. Yani kentleşen nüfusun neredeyse tümüne doğal gaz götürülmüş durumda” diye konuştu.

“TÜRKİYE, TİCARET MERKEZİ OLMALI”

Doğal gaz alımındaki kontrat konusuyla ilgili de açıklamalar yapan Yaşar Arslan, Avrupa’da uzun yıllar önce uzun vadeli kontratların terk edilmeye başlandığını anlatarak “Orada tüketimin yarısını 3-4 yıllığına alıp, yarısını spot piyasaya bırakan birçok ticari enerji alım satımcısı var. Biz Türkiye olarak bu dönüşümü yapamadık. Bir an önce uzun vadeli kontratları kısa vadelilere çevirmemiz gerekiyor” dedi. Kontrat dönüşümünün yaşanması halinde ülkemizde fiyatların olumlu etkileneceği öngörüsünde bulunan Arslan, “Daha önce depolama imkanlarımız düşüktü. Arz güvenliğini sağlayamadığınızda bu tür şeyleri yapmak da zor oluyor. Şimdi arz güvenliğini sağlayacak adımlar attık” şeklinde konuştu. Türkiye’nin ticaret merkezi olması için de planlar yapılması gerektiğine değinen Arslan, “Türkiye bir ticaret merkezi olmalı. Bu merkezde fiyatlar belirlenmeli. Avrupa’yla olan elektrik bağlantımız gibi gaz bağlantımızı da yapıp fiyat indirimlerinden faydalanarak fazla gazı ihraç edebilmemiz gerekiyor. Bizim doğal gaz kaynaklarımız sürekli artıyor. Irak ve belki Doğu Akdeniz’deki gaz da Türkiye üzerinden geçecek. Bu süreçte bir an önce kontratları değiştirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“ABD’YLE TİCARET ÇOK ÖNEMLİ”

ABD’nin son yıllarda özellikle LNG ihracatıyla dünyadaki enerji dengesini değiştirdiğini kaydeden Yaşar Arslan, “Sadece ABD değil, yenilenebilir enerjinin de çıkışıyla tüm dünyada enerji denklemi sürekli değişiyor. Doğal gaz neyle rekabet edebilir diye baktığımızda kendisiyle rekabeti artık bırakma, yenilenebilir enerjiyle rekabet etme yolunda gidiyor. Şu anda da ABD yeni yarattığı teknolojilerle doğal gazın yenilenebilir enerjiyle rekabetine büyük katkı sağlıyor” dedi. Türkiye’nin doğal gaz konusunda büyüyen bir kapasitesi olduğunu dile getiren Arslan,  “Tüketimimiz her yıl 1.5 milyar metreküp artıyor. ABD ile 100 milyar dolara çıkarılması planlanan ticaret hacmi, sektörü elbette etkileyecek. ABD’yle olan ticaret durumumuz, kontratları kısa vadeliye çevirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Yoksa biz kontratların ‘al ya da öde’ kısmıyla sıkışmış vaziyette kalacağız ve ABD’den sınırlı bir LNG alma durumunda olacağız. Bu nedenle ABD’yle olan ticaretimiz çok önemli” şeklinde konuştu.