On birinci yılında Türkiye Enerji Zirvesi

Ülkemizin ve dünyanın içinden geçmekte olduğu böylesine kritik ve zorlu bir süreçte on birincisi düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirerek bu zorlu sürecin sektörler genelinde değerlendirilerek gözden geçirilebilmesi bakımından çok önemli bir fırsat.

Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle ertelediğimiz 11. Türkiye Enerji Zirvesini bir yıl gecikmeyle 21-23 Kasım 2021 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştiriyoruz. Dünya ekonomisi ve siyasetinde yaşanan hızlı dönüşüm sürecinin belki de tam ortasında başlayan Covid-19 pandemisi küresel dengeleri ve günlük yaşamı derinden etkilediği gibi enerji piyasalarını da derinden etkilemeye devam ediyor. 

Pandeminin enerji piyasalarındaki arz-talep dengesi üzerindeki etkileri bugün uluslararası piyasalarda enerji fiyatlarındaki beklenmedik şokun da en temel nedenlerinden. Enerji sektöründe son yıllarda etkisi giderek artan dijitalleşmenin olumlu etkileri pandemi döneminde somut olurken görülürken dijital dönüşümün daha da hızlandigini gorzlemliyoruz. 

Diger yandan bu ay gerçekleştirilen Glasgow’daki COP-26 zirvesi de pandemiden çıkarılan dersler neticesinde ve iklim değişikliği ile mücadelede daha somut ilerlemeler sağlanabilmesi için alınacak yeni önlemler ile yol haritasının belirlenmesi açısından daha şimdiden önemli bir kilometre taşı olmuş durumda. 

Türkiye’nin geçtiğimiz Ekim ayında Paris anlaşmasını onaylayan ülkeler arasına katılması, sınırda karbon vergisi düzenlemesine karşı alınması gereken önlemler ve iklim değişikliği ile mücadele amacıyla karbon emisyonlarını düşürme hedefi Türkiye enerji piyasalarının ve enerji politikalarının gelecek 30 yılında en önemli belirleyici olacak.

Enerji piyasalarında yaşanan dönüşümün odağında yer alan yenilenebilir enerji kaynakları dünya enerji üretimindeki payını her geçen gün artırmaya devam ederken bu dönüşümün dağıtık üretim, elektrik depolama, dijitalleşme ve elektrikli araçlarla birlikte daha geniş, daha kapsamlı bir yapıya evrildiğini ve piyasaları şekillendirdiğini görüyoruz. 

Bununla birlikte bugün enerji emtialarında karşı karşıya kaldığımız fiyat şoku ve arzın talebi karşılamakta yetersiz kalması enerji piyasaları ve üretim karmasındaki dönüşüm sürecinin yeniden planlanması gerektiğini ortaya koyuyor. Yaşanan son süreç gösteriyor ki hidrokarbon ağırlıklı üretim yapısından yenilenebilir enerji ve karbonsuzlaşmaya geçiş sürecinin aşamalı olarak ve zamana yayılarak gerçekleştirilmesi gerekiyor. Nükleer enerji santralleri ve doğalgaz santrallerinin özellikle elektrik piyasalarında bu geçiş sürecinin hasarsız atlatılması, arz güvenliği ve tüketicilere uygun fiyatlı enerji tedarikinin sağlanabilmesi açısından gözardı edilemeyeceği görülüyor. Aynı şekilde bu geçiş sürecinde arz-talep dengesinin sağlanabilmesi ve fiyat şoklarının yaşanmaması için petrol ve doğalgaz arama üretim yatırımlarının devamlılığının ve bu doğrultuda bu yatırımlara finansman sağlanması gerektiği de görülüyor.

Ülkemizin ve dünyanın içinden geçmekte olduğu böylesine kritik ve zorlu bir süreçte on birincisi düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirerek bu zorlu sürecin sektörler genelinde değerlendirilerek gözden geçirilebilmesi bakımından çok önemli bir fırsat.

Geleceğe bakışımızı netleştirebilmek, yeni dengeler ışığında yeni bir vizyon ortaya koyabilmek adına, tüm sektörlerimiz, tüm paydaşları ile birlikte çalışmak, ortak yol haritası ortaya koymak ve üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmek durumunda. Bu bakımdan sektör paydaşları derken buna mutlak suretle finans kuruluşları, yazılım servis ve destek sağlayıcıları da dahil etmek gerekir.

Pandemi hassasiyetleri gözetilerek sınırlı sayıda katılım ile düzenlenecek bu zirvenin, yine her şeye rağmen verimli geçeceğini ve günümüzün sorunlarının çözümü ile geleceğin vizyonunu hazırlamak bakımından 2021’nin önemli mihenk taşlarından birisini oluşturacağını düşünüyorum.

11. Türkiye Enerji Zirvesi’nde buluşmak üzere…