‘Tüm şirketlerimizi DEİK’e katılmaya davet ediyoruz’

14. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Özel Oturumu’nun moderatörlüğünü Limak Enerji CEO’su Birol Ergüven yaptı. DEİK’in ilgiyle dinlenen konuşmacılarıysa; ELİN Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Kaan Dökmetaş, IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok ve YEO Teknoloji Enerji ve Endüstri A.Ş. İş Geliştirme ve Satış Başkan Yardımcısı Yasin Düven’di.

‘Tüm şirketlerimizi DEİK’e katılmaya davet ediyoruz’
Petroturk
  • Yayınlanma19 Aralık 2024 11:26

14. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Özel Oturumu’nun moderatörlüğünü Limak Enerji CEO’su Birol Ergüven yaptı. DEİK’in ilgiyle dinlenen konuşmacılarıysa; ELİN Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Kaan Dökmetaş, IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok ve YEO Teknoloji Enerji ve Endüstri A.Ş. İş Geliştirme ve Satış Başkan Yardımcısı Yasin Düven’di.


Limak Enerji CEO’su Birol Ergüven

Limak Enerji CEO’su Birol Ergüven

‘Yurt dışındaki başarımızı artırmak için DEİK etkin kullanılmalı’

Biz dünya ekonomisinde yüzde 1’lik bir paya sahibiz. Buradaki tüm şirketler, öncelikle Türkiye’de faaliyet gösterdi ve belli bir rekabet ortamında işlerimizi yürüttük. Ancak yurt dışına açıldığımızda, aslında bizler denizde bir damla gibiyiz. Bu noktada rekabetten çok, iş birliğine dayalı bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor. Peki, bu iş birliğini nasıl geliştirebiliriz? Yurt dışında birbirimizi nasıl destekleyebiliriz ve sinerji yaratabiliriz? Bu soruların cevaplarını bulmalıyız.

Son 20 yıl içinde Türkiye’deki enerji piyasası büyük bir gelişim gösterdi, ancak bu süreçte herkes ciddi zorluklarla karşılaştı. Bir kısmını aştık, bir kısmında belki hala zorluklar yaşıyoruz ama mücadeleye devam ediyoruz. Zorluklar, bizlere hayatta kalma becerisi kazandırdı, girişimci ruhumuzu pekiştirdi. Belki de yurt dışında başarılı olabilmemizin en önemli sebeplerinden biri bu. Bizler gerçekten, İngilizce’de “resilience” diye bir kavram var, yani yılmazlık. Sürekli devam etme, pes etmeme. Türkiye içinde bunu başardık ve yurt dışında da bu özelliğimizin ön plana çıkacağına inanıyorum.

Son dönemde, özellikle güneş enerjisi yatırımları için İspanya’da projeler üzerinde çalışıyoruz. Karşılaştığımız projelerin büyük bir kısmı, Türk şirketlerinin geliştirdiği projeler. Hatta bazılarını Türk olduklarını sonradan öğrendik. Sizler gibi, orada aktif olarak yatırım yapmış belli sayıda Türk şirketi var ama belki de 100 katı kadar, o ülkenin bürokrasisini öğrenmiş, sahayı tanımış, o bölgedeki dinamiklere hakim olmuş başka şirketler de bulunuyor. Bu şirketlerin tecrübelerini göz ardı etmek, yurt dışında başarıyı yakalamak konusunda bizi zorlayabilir. Yurt dışındaki başarı için, o bölgenin dinamiklerini iyi anlamak önemli.

“TÜRKİYE’DEKİ PİYASA YAPISI İÇERİDE KALAN ŞİRKETLER İÇİN BİR DEZAVANTAJ OLUŞTURUYOR”

Şunu da unutmamalıyız, hiçbirimiz yurt dışında yeterince büyük değiliz. Biz biriz ama dışarıda 99 başka şirket var. Ve 99 boş değil; orada çok büyük dev şirketler var. O yüzden, bizim başarımız; hızlı hareket etmemiz, insani ilişkileri iyi yönetmemiz, iş birliğine yatkın olmamız ve hızlı kararlar alabilmemizle şekillenecek. Bunları etkili bir şekilde kullanmamız gerekiyor.

Son 20 yılda, enerji sektöründe çok farklı gelişmelere göğüs gerdik ve büyük başarılar elde ettik. Hala gelişim alanlarımız var ama bugün geldiğimiz nokta önemli. Artık yurt dışına açılabilen, dünya çapında projelere imza atabilen bir şirket grubumuz var. Bu çok büyük bir adım. Ancak Türkiye’deki piyasa yapısı, projelerin hayata geçirilme şekli, mevzuatlar, içeride kalan şirketler için bir dezavantaj oluşturuyor. Çünkü yurt dışına çıktığımızda, coğrafyaya göre farklılıklar olsa da özellikle gelişmiş piyasalarda işler, Türkiye’deki gibi yürümüyor. Bizde her şey lisans almayla başlıyor, ardından bir dizi uygulama takip ediyor. Ancak Amerika’da proje yapmak istiyorsanız, aslında bir gazoz fabrikası açmak gibi. İşin başında satış kontratlarını yapmak gerekiyor, süreç çok daha tahmin edilebilir ve daha kolay. Piyasa zaten ortada, dinamikleri analiz ederek bir sonraki adımı tahmin edebilirsiniz.

“GELİŞMİŞ PİYASALARDA, ENERJİ FİYATLARINI TAHMİN ETMEK MÜMKÜN”

Türkiye’de ise işler biraz daha merkeziyetçi bir yapı içinde ilerliyor. Lisans almayı zorlaştıran, anlık değişkenliklerle şekillenen bir sistem var. 20 yıl önce serbest piyasa hayalini kurarken, şimdi biraz daha güdümlü ve mevzuatla şekillenen bir piyasa yapısına doğru ilerliyoruz. Bu durumun olumsuz tarafı, öngörülememe riskidir. Yarın ne olacağını, tahmin etmek zorlaşıyor. Ancak gelişmiş piyasalarda, ekonomik gidişat ve diğer oyuncuların hareketleri ışığında enerji fiyatlarını tahmin etmek mümkün. Yatırım yapılması gereken alanlar hakkında piyasa zaten bir şeyler söylüyor, merkezi bir otoritenin bunu söylemesi gerekmiyor.

Bunun yanı sıra, DEİK iş konseyi tam da bu amaçla kurulmuştur. Türkiye’deki şirketlerimizin yurt dışında iş yapmasını kolaylaştırmak, yurt dışındaki şirketlerle, hatta belki üçüncü ülkelerde iş birliği fırsatlarını artırmak için büyük bir platformdur. DEİK, bir dernek değil, devlet ve özel sektörün bir araya geldiği, yurt dışında Türk şirketlerini daha başarılı kılmak için tartışmaların yapıldığı bir platformdur. Bu konseye katılım, çok faydalı olacaktır. Özellikle yenilenebilir enerji alanındaki çalışmalarımızı daha aktif hale getirmek, ancak sektörün desteğiyle mümkün olabilir.

Son olarak, tüm şirketlerimizi DEİK’e katılmaya davet ediyorum. Yurt dışındaki başarımızı artırmak için bu yapı etkin kullanılmalı.


ELİN Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Kaan Dökmetaş

ELİN Yatırımlar Genel Müdür Yardımcısı Kaan Dökmetaş

‘Houston’da, yerel 5 üreticiden biri olmanın gururunu taşıyoruz’

1981 yılında başladığımız yolculuk, bugün elektrik mühendisliği ve taahhüt alanlarında faaliyet gösteren, altyapı projeleri ile başladığımız ve ardından üstyapı projeleri ile büyüyen bir şirket haline gelmemizi sağladı. Bugün, 12 ayrı şirketi temsil eden bir grup olarak, sektördeki yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Enerji alanındaki yatırımlarımız, başta yüksek binalar ve yakın zamanda tamamladığımız şehir hastaneleri olmak üzere, üstyapı projelerinde önemli roller üstlenerek şekillendi.

2012 yılından itibaren ise yenilenebilir enerjiye odaklanmaya başladık ve özellikle GES alanında mühendislik ve taahhüt hizmetleri sunduk. 2017 yılında ise panel üretimiyle bu yolculuğumuzu daha da ileriye taşıdık. İlk başta 300 megavatla başladığımız üretim kapasitemizi, bugün itibarıyla Türkiye’de 3.5 gigavat seviyesine ulaştırdık. Bu üretim, Ankara’daki iki ayrı tesisimizde gerçekleşiyor.

2021 yılı itibarıyla gerçekleştirdiğimiz pazar araştırmaları ve analizlerin ardından, 2023 yılında Amerika’nın Houston şehrinde panel üretimi yapmak üzere yatırım kararı aldık ve burada şu anda yıllık 1 gigavatlık kapasiteye ulaşmış bulunuyoruz. Türkiye’deki mevcut kapasitemiz, sektördeki diğer firmalarla kıyaslandığında belki küçük görünebilir, ancak Houston’da biz, yerel 5 üreticiden biri olmanın gururunu taşıyoruz.

Bunun yanı sıra, taahhüt alanında Türkiye’de aktif olarak devam etmekteyiz ve Hırvatistan’da 2018 yılından bu yana yaklaşık 950 megavatlık bir güneş enerjisi santrali projesi geliştirdik, projeler yatırım aşamasına geldi.

Amerika’daki deneyimimize gelecek olursak, bu süreçte pazarın değerlendirilmesi, teşvik imkanlarının ve regülasyonların izlenmesi büyük önem taşıdı. Amerika’daki ilk hedefimiz, yerel distribütörler aracılığıyla markamızı tanıtmak ve satış kanallarını güçlendirmek oldu. Hem residential market tarafında hem de utility tarafında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Regülasyonların ve beklenen korumacı tedbirlerin etkisiyle, yerel üretici olarak kabul edilmek ve güvenilirlik sağlamak oldukça önemli. Bu nedenle, Amerika’daki yerel firmalarla potansiyel iş birlikleri ve bilgi paylaşımı konusunda her zaman açık olduğumuzu belirtmek isterim.

Amerika’daki panel üretim tesisimizin 1 gigavatlık kapasitesini 2 gigavata çıkarma hedefimizle birlikte, güneş paneli hücresi üretimi için aldığımız yatırım kararlarını hızlandırdık. Hem Türkiye’deki hem de Amerika’daki regülasyonlar bu süreci destekliyor. Bu süreçte önceliğimiz üretim kapasitemizi artırmak ve satış tarafına odaklanmaktır.

Bizim için iş birliği, sadece üretimle sınırlı kalmıyor. Amerika’da birçok yatırımcı, proje geliştiren firmalar ve yatırımcılar arayışında. Bu firmalarla iş birliği yaparak, Türk şirketlerinin uluslararası arenada daha da güçlenmesini sağlamak istiyoruz.


IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok

IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok

‘Küresel anlamda da yeni pazarlara adım atmayı hedefliyoruz’

IC Entera, IC Holding’in bir parçası olarak kurulmuş bir yenilenebilir enerji şirketidir. Şu an 9 hidroelektrik santralimiz ve 1 güneş enerjisi santralimizle toplamda 536 megavatlık kurulu güçle faaliyetlerimize devam ediyoruz. IC Holding bünyesinde, farklı sektörlerdeki güçlerimizin sinerjisiyle iş üretmeye devam ediyoruz. 25 yıldır faaliyetteyiz, ancak holding olarak baktığımızda yaklaşık 50 yıllık bir geçmişimiz var. Türkiye’deki EPC (Engineering, Procurement, and Construction) deneyimimiz, BOTAŞ’ın Tuz Gölü’ndeki yeraltı depolama projelerindeki EPC deneyimimiz gibi güçlü altyapılarla sektördeki sinerjimizi artırmaya çalışıyoruz.

Özellikle yenilenebilir enerji alanındaki adımlarımızı, bu arka plandaki güçlerle desteklemeye gayret ediyoruz. Şu anda 9 hidroelektrik ve 1 güneş enerjisi santraliyle faaliyetlerimize devam etmekteyiz, ancak rüzgar enerjisi projelerini de portföyümüze dahil etmeyi planlıyoruz. Ayrıca, 2024 yılı Nisan ayında halka arz sürecimizi tamamladık ve şirketimizin yaklaşık yüzde 20’lik kısmını halka arz ettik. Bu süreçten elde ettiğimiz fonları, yurt içi ve yurt dışındaki yenilenebilir enerji yatırımlarımıza yönlendirmeyi hedefliyoruz. Birçok ülkeyi ve sektörü inceledik, ancak şu an için en güçlü adımlarımızı atmak üzere İtalya’da yatırımlarımıza başladık.

Şirketimiz, IC Entera olarak, yurt içindeki 25 yıllık deneyimimizle, küresel anlamda da yeni pazarlara adım atmayı hedefliyoruz. Bu süreçte, yurt dışında yatırım yaparken karşılaşılan fırsatları ve zorlukları inceleyerek doğru stratejiler geliştirmeye çalışıyoruz. Her şeyin bir bütün olarak ele alındığı bu süreçte, özellikle Türk şirketlerinin esnek ve çevik yapısının büyük avantaj sağladığını düşünüyorum. Yurt dışına yatırım yaparken ise, yatırım yapılacak bölgeyi dikkatlice değerlendirmek büyük önem taşıyor. Enerji ihtiyacı, para biriminin konvertibilitesi ve ulaşım gibi birçok faktörü analiz ederek kararlar alıyoruz.

Yatırım yapabileceğiniz bölgelerle ilgili önemli tespitlerde bulunmak gerekirse, yüksek risk yüksek getiri, düşük risk düşük getiri ve orta risk orta getiri gibi değerlendirmeleri göz önünde bulundurmalıyız. Bu süreçte birbirimizle bilgi paylaşarak birbirimize destek olabiliriz. IC Entera olarak, çok sayıda ülkeyi inceledik, fizibilite analizleri yaptık ve nihayetinde İtalya’da yatırım yapmaya karar verdik. Şu an 108 megavatlık iki projede önemli bir aşamaya geldik ve 300 megavatlık bir portföyümüz daha yolda.

Bunlarla birlikte, bölgesel iş birliklerinin önemi çok büyük. Yurt dışında karşımıza çıkan yerel rakiplerle rekabet ederken, iş birliği yapmak önemli bir strateji. Bu süreçte, yerel iş yapış şekillerini benimsemek, bazı ülkelerde bürokratik engellerle karşılaşıldığında sabırlı olmak gerekebiliyor. Ancak bu zorlukları aşarak ilerlemek, şirketimizin dayanıklılığı ve esnekliği sayesinde mümkün olabiliyor.


YEO Teknoloji Enerji ve Endüstri A.Ş. İş Geliştirme ve Satış Başkan Yardımcısı Yasin Düven

YEO Teknoloji Enerji ve Endüstri A.Ş. İş Geliştirme ve Satış Başkan Yardımcısı Yasin Düven

‘Birçok coğrafyada farklı regülasyonlar ve partnerlerle çalıştık’

‘Yurt dışı’ dediğimizde, çok geniş bir kavramdan söz ediyoruz. Çok farklı coğrafyalarda faaliyet gösteriyoruz. Son 5-6 yıldır bu alanda önemli bir hikâye yazmaya çalışıyoruz ve bunun bir altyapısı, bir geçmişi var. O yüzden öncelikle şirketimizden kısa bir bahsetmek isterim. YEO, 20 yıl önce kurulmuş bir firma ve bu sene 20. yılımızı kutluyoruz. Elektrifikasyon ve otomasyon alanında anahtar çözümler sunmak amacıyla kuruldu. Enerji üretimi, iletimi, dağıtımı, petrol, doğalgaz, maden, ulaşım, su gibi sektörlerde bugüne kadar 30’dan fazla ülkede 400’ün üzerinde projeyi tamamladık. Bu bizim için büyük bir deneyim. Birçok coğrafya tanıdık, farklı regülasyonlarla, partnerlerle çalışma fırsatımız oldu.

Yaklaşık 10 yıl önce enerji sektöründe yoğunlaşmaya başladık. İlk 5 yıl biraz inişli çıkışlı olsa da son 5 yılda ciddi bir şekilde enerji sektöründe faaliyet gösteriyoruz. EPC kökenli olmamız bize büyük bir avantaj sağladı. Yatırımcılarımız açısından da önemli bir artı sağlıyor çünkü trafo merkezlerinden enerji iletim hatlarına, SCADA otomasyonundan saha montajına kadar birçok alanda derin tecrübeye sahibiz. Bu, projelerimizi her açıdan doğru bir şekilde geliştirebilmemize olanak tanıyor.

Bunun yanı sıra, yenilenebilir enerji projeleri, özellikle güneş enerjisi alanında da ciddi projeler geliştiriyoruz. Dünya çapında birçok ülkede bu projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Ayrıca, yatırımcı kimliğimizle de yurt dışında projeler geliştirmekteyiz. Bugün, özellikle solar enerji alanında büyük IPP’lerle ortaklık kurduğumuz projelerimiz var. Ayrıca, depolama alanında da faaliyet gösteriyoruz ve 2025 yılında devreye girecek olan fabrikamız ile bu alanda da önemli bir yer edinmeyi hedefliyoruz.

Yurt dışındaki yatırımlarımıza gelince, bu alandaki başarımızda iş birliğinin çok büyük bir rolü var. Birol Bey’in de dediği gibi, iş birliği yapmazsak, iş birliği yapanlar kazanacaktır. Biz, yurt dışında projeler geliştirirken yerel partnerlerle çalışmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Örneğin, Romanya’da bir güneş enerjisi santralini Çinli bir firma ile ortaklaşa yaptık ve burada iş birliği kültürünün gücünü bir kez daha gördük. Afrika’da da benzer bir strateji izliyoruz; yerel dinamiklere hakim olabilmek için mutlaka yerel iş ortaklarımızla iş birliği yapmamız gerekiyor.

Ayrıca, geçtiğimiz hafta İstanbul’da yapılan bir etkinlikte, Türkiye’nin enerji bakanı ve birçok ülkenin bakanlarıyla bir araya geldik. Bu tür iş birlikleri, bölgemizde enerji güvenliğimizi sağlamamız için çok önemli. Her geçen gün daha fazla iş birliği yaparak, daha güçlü bir konumda olabileceğimizi düşünüyoruz.

Bir diğer önemli konu ise, yatırımcılar olarak pazara girdiğimizde karşılaştığımız regülasyonlar. Türkiye’de alım garantilerine alışkınız ama yurt dışında böyle bir garanti yok. Bizim için önemli olan, enerji pazarlarında gelecekte oluşacak market fiyatlarına göre projelerimizi analiz etmek ve buna uygun bir strateji geliştirmek. Avrupa’da, özellikle Doğu Avrupa pazarları, bizim için uygun alanlar. Ayrıca, Afrika’da büyük fırsatlar var; enerji altyapısının geliştirilmesi için ciddi yatırımlar yapılması gereken bir bölge.

Son olarak, DEİK’in katkılarından bahsetmek isterim. Hem enerji iş konseyi hem de diğer iş konseyleri, yurt dışında faaliyet gösteren Türk firmalarına çok büyük destek sağlıyor. Bu tür organizasyonlarla, yerel yöneticilerle ve sektör profesyonelleriyle tanışma fırsatı bulabiliyoruz. Bu iş birlikleri, bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oluyor.