Enerjide zarar mekanizması

Enerjide zarar mekanizması

Geçen yıl Glasgow’da ev sahibi İngiltere’nin bastırdığı kömürden çıkış kararını son dakika hamlesiyle kömürün azaltılmasına çevirmeyi başaran Hindistan, konunun AB ve İngiltere tarafından yeniden gündeme getirilmesini önlemek için neden sadece kömürü konuşuyoruz, bütün fosil yakıtları karara sokalım önerisinde bulunması oyunun kurallarını baştan yazdırmıştır.

Avrupa ülkeleri Rus gazının yerini doldurmaya çalışıyor. Bu nedenle çevre STK’larının ve bilim insanlarının, hükümetlere ve şirketlere yönelik petrol ve gazı yer altında bırakılması talebinin bu yıl daha az ilgi gördüğü gözlenmektedir. Dünya açısından çok kritik toplantıların yapıldığı bir yılın sonuna geldik. Mısır ‘da Cop 27 ve Endonezya da G-20 üyesi ülkelerin hükümet ve devlet başkanları enerji krizi, küresel ısınma ve iklim değişiklikleri, pandemi sonrası ekonomik toparlanma süreci, enerji fiyatlarındaki olağanüstü artışlar ve küresel enflasyon tehlikesi gibi birçok önemli konuyu ele alma imkanı buldular. G20 ve COP 27 ‘de liderler toplantısının en öncelikli konusu küresel iklim değişiklikleri ile mücadele konusu olduğu düşünülse de arka plan tartışmalarının temel odağı enerji olmuştur. Hükümet yetkilileri, fosil yakıt üreticilerinin COP27 iklim müzakerelerinde Mısır’ın tavrından yararlandığını ve lobilerinin aceleye getirilen nihai müzakerelerde etkili olduğunu söylese de bir doğalgaz ihracatçısı ve sık sık Körfez petrol üreticilerinden fon alan ev sahibi ülke Mısır’ın bundan kısmen sorumlu olduğunu, ancak Ukrayna’daki savaşın ve müteakip Avrupa enerji krizinin de etkisi olduğu görülüyor.

COP27 bu konuda ilginç bir satranç oyununa tanıklık etmiştir. Geçen yıl Glasgow’da ev sahibi İngiltere’nin bastırdığı kömürden çıkış kararını son dakika hamlesiyle kömürün azaltılmasına çevirmeyi başaran Hindistan, konunun AB ve İngiltere tarafından yeniden gündeme getirilmesini önlemek için neden sadece kömürü konuşuyoruz, bütün fosil yakıtları karara sokalım önerisinde bulunması oyunun kurallarını baştan yazdırmıştır. Savaş ve enerji krizi içinde kömüre ve gaza yönelimi arttığı gözlemlenen Avrupa ülkelerinin ve yeni petrol kuyuları açmayı planlayan ABD ve İngiltere’yi köşeye sıkıştırmıştır. Ancak batı bunun farkında olarak bütün fosil yakıtlardan çıkışı karara eklenmesi ve bütün gelişmekte olan ülkelerin bunu kabul edip, kayıp ve zarar finansmanını kabul edilmesi yönünde yanıt sağlanmıştır. COP 27 ‘ye ev sahipliği yapan Mısır’ın Rusya’yla arayı düzeltme çabası da bu hızlı yanıtın bir nedeni olabileceği bilinmekle beraber ve COP27 Başkanı Sameh Shoukry ‘un bunu “dengeli sonuç” olarak adlandırdığı bilinmektedir. Geçen yıl Glasgow’da kömür konusunda bir adım atılmıştır. Ancak normalde kömür kullanımının ‘aşamalı olarak sonlandırılması’ yerine ifadenin yumuşatılarak ‘kademeli azaltılması’ ile yetinilmesi geri adımdır. Bu konuda Mısır’da da bir ilerleme sağlanmadı. Hindistan’ın sadece kömür değil gaz ve petrolün de kapsama alınması önerisi kabul görmemiştir. Fosil yakıtlardan çıkış konusu 30 yıldır olduğu gibi iklim politikalarının resmen bir kez daha dışında kalmış ve kömür konusunda ancak Glasgow İklim Paktı’ndaki aynı cümle tekrarlanmıştır. Belirli çevrelerde hayal kırıklığı bildiride ilk kez yenilenebilir enerji maddesi yer almış, 2030’a kadar 4 trilyon yatırım yapılması gerektiğine karar verilmiştir. Bunun katkısını düşünmek gerekirse, her ülke yenilenebilir enerji açısından daha teşvik edici adımlar atabilir. Metinde ‘düşük emisyon ve yenilenebilir enerji’ denilerek petrol ve kömürden daha temiz olan doğal gaz ayrı tutulmaya çalışılmış ve Rusya – Ukrayna savaşı ve enerji şokunun gölgesinde geçen bir zirvede ve tüm çağrılara rağmen ülkelerin fosil yakıt kullanımını arttırdıkları bir yılda doğal gazın aklanmaya çalışılması çok sürpriz olmamalıydı. Enerji fiyatlarındaki diziler ve enerji arzındaki kesintiler, AB liderleri ve Konsey için en önemli endişeler. AB ülkeleri birleşmiş durumda ve enerji tüketimindeki yüksek fiyatlara ve dengesizliklere yanıt vermek için önlemleri yakından karşılıyor. Enerji tedarikindeki yüksek belirsizliğin ve Rusya’nın teslimat kesintilerinin olduğu mevcut bağlamda, Rus enerjisine daha bağımlı olan ve dolayısıyla herhangi bir arz kesintisinden daha fazla etkilenen ülkelere destek sağlamak için AB ülkeleri arasında dayanışma da gereklidir. G20 liderler toplantısının ise en öncelikli konusu enerji güvenliği olmakla birlikte  toplantının ana teması olarak belirlenen “Birlikte Toparlanma Daha Güçlü Toparlanma” söylemi pandemi sonrası dönem için mesajlar taşıyor. Rusya- Ukrayna savaşının küresel enerji piyasalarını zora sokarken fiyatların hızla yükselmesine neden olduğu ve bu nedenle petrol fiyatlarına bir üst limit getirilmesini desteklenmiştir. AB ülkeleri G20’ de temiz enerjiye dönük yeşil dönüşüm sürecini hızlandırmalıyız ve önümüzdeki beş yıllık süreçte yalnız Avrupa, Küresel Geçit (Global Gateway) yatırım stratejisi aracılığıyla, hidrojen gibi yenilenebilir enerjiye asgari 4 milyar Avro yatırım yapacaktır. Bu da çok büyük bir özel sektör yatırımını beraberinde getirecektir dese de otokratik Katar ile gaz anlaşması bu stratejinin dürüst olmadıklarının doğruluğunu ispatlar niteliktedir. Alman dış politikası, daha az parmak kaldırmaktan ve daha büyük bir gerçeklik duygusundan faydalanacaktır. Katarla ve Almanya arasında yapılan anlaşma 15 yıl geçerli olacak ve Almanya’yı 2041’e kadar, yani çok uzun bir süre boyunca dünya iklimini yıkıma uğratan bir enerji kaynağına tabi kalacaktır. Almanya, yaşanmakta olan enerji krizini Federal Cumhuriyet’in ve yüzyılın kapıdaki krizini insanlığın başına bela eden fosil yakıt bağımlılığını kalıcı hale getirmekle beraber Almanya’nın yürürlükteki kanununa göre 2045’e kadar iklim nötr olması da gerekiyor. Avrupa Ülkelerinin kullanmayı bırakacağı ana kadar düzenli olarak doğalgaz satın almaya devam edip ve sonra da bir anda bırak yeşil enerjiye dönme politikası, iki paket sigara alan bir tiryakinin halini anımsatıyor: “Bunları içeceğim ama haftaya bırakacağım.” Maalesef bunun pek de işe yaramayacağı biliniyor.