‘Enerji dönüşümünde Avrupa baskısı hızlanacak’

‘Enerji dönüşümünde Avrupa baskısı hızlanacak’

Moderatörlüğünü Solarçatı Kurucusu Utku Korkmaz’ın yaptığı ‘Güneş Enerjisi oturumunda, GÜYAD Başkanı Cem Özkök, Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ ve Solarbaba Kurucusu Ateş Uğurel konuşmacı olarak yer aldı.

GÜYAD Başkanı Cem Özkök

‘BATARYA ŞU ANDA EKONOMİK OLARAK YAPILABİLİR DEĞİL’

Türkiye hem Rusya-Ukrayna savaşı gibi bölgesel krizlerden hem de iç gerilim koşulları nedeniyle savruluyor. Seçim döneminde olduğumuz için günü kurtaracak önlemler alınıyor. Hedef gaz fiyatlarını baskılamak, uzun vadeli hedef ve planlama yok. Seçimlerden önce ciddi bir stratejik hedef beklemek yanlış olur diye düşünüyoruz. Burada en önemli kuruluşumuz TEİAŞ. TEİAŞ’ın yatırımlarına devam etmesi, talep tarafında katılımın önlenmesi için tedbir alması ve bize kapasite açması gerekiyor. Her yıl bin MW rüzgarla güneşle bu işlere ulaşamayız. Kapasitelerin artması gerekiyor. Bugün 25 bin MW için uygun görüş verilmiş. Enerji dönüşümde Avrupa baskısı hızlanacak, bankalarda fon var ancak yatırım isteği yok. Bunu tekrar mobilize etmemiz gerekiyor.

YENİLENEBİLİR ENERJİ ENTEGRASYONU YAVAŞ

Artan maliyetlere rağmen sanayi kesiminde güneşe doğru bir yatırım var. Bakanlık yenilenebilir enerji kuruluşunu arttırmak istiyor. Şebeke ölçeğinde tahsisat verilmediği için kurulu gücü depolama yoluyla vermeye çalışıyor. Şu anda 35 GW müracaat var. Arz sıkıntısı beklenebilir. Baz yük yatırımları yapılamıyor. İnşallah nükleer santral devreye girer. Yenilenebilir enerji entegrasyonu yavaş. Problemi bataryanın çözeceği varsayılıyor. Batarya şu anda ekonomik olarak yapılabilir değil. Bu uygulamada depolama, pil çöplüğü veya depolama çantacılığı ortaya çıkabilir. Biz TL bazlıya geçtikten sonra Türkiye’de yatırım yapılmayacağını gördük ve özellikle Balkanlara ve yurt dışına açıldık. Son YEKA yapılabilir durumda ki orada hep beraber 42-48 aylık PTF’den satma olanağı tanındı. Diğer yatırımcılarla da konuşuyoruz.

Şu anda insanlar yurt dışına gitme eğilimindeler. Firmalarımızın bir kısmı Amerika’ya gidiyor. Bir kısmı Romanya’da Gürcistan’da anlaşmalar yapıyor. Biz şu anda yurt dışında, İtalya’da proje bakıyoruz. Yurt dışında hem finansman hikayeleriniz daha fazla hem yatırımcı olarak geldiğinizde orada ciddi olarak karşılanıyorsunuz ve yatırımcı olarak el üstünde tutuluyorsunuz. Mesela Ukrayna’daki Enerji Bakanı sizi direkt cep telefonundan arayabiliyor. Güriş büyük bir grup ve güneş enerjisi yapmak için yer arıyor. Gerek rüzgâr gerek güneş enerjisi fiyatları arttığından dolayı çok sayıda proje için görüşülüyor. Şimdi Türkiye’de çelik sektöründe elektrik baz istasyonu kalktı. Üretici kendi elektriğini üretmek zorunda. Bu konuda da yurt dışıyla rekabet edebilmesi için bunun gibi  büyük giderlerin çözülmesi lazım. Şu anda biz kendi sanayi grubumuzla da Asil Çelik’le de bir çalışma grubu oluşturduk. Güneş enerjisinden birkaç yere de müracaat ettik. Hep beraber hidrojene de bakıyoruz. Dünyadaki yeni teknolojileri konuşuyoruz. Biz ağırlıklı olarak çelik sanayisinde ve özellikle yurt dışında Mercedes, Audi gibi Almanya’da ciddi sanayi gruplarına tedarikçiyiz. Burada çok ciddi rakiplerimiz var. Elektrik fiyatlarını çözmemiz lazım.

İKİ-ÜÇ SENE İÇİN 5 MİLYON DOLAR SERMAYE KONULUYOR

Şimdi tabii burada şeyi ayırt etmek lazım. Bazı şirketlerin elinde taahhüt var. Burada geçici süre için montaj sanayi kuruluyor. İki-üç sene için 5 milyon dolar sermaye konuluyor. Bin – iki bin MW iş var. Orada zaten montaj bitecek ve onun ömrü de bitecek. Bu tip yatırımcılar da var. Buna istere panel fabrikası yapılıyor deyin, ister montaj deyin tamamıyla bakış meselesi.

ŞU ANDA DEPOLAMAYI KÂRLI GÖRMÜYORUZ

Biz EPDK’nın bu son gece yarısı yönetmeliğini tasvip etmiyoruz. Önceden yapılan 35 GW müracaatlarını da tasvip etmiyoruz. Bazı yatırımcılar bunu hukuka götürecekler onlara da hak veriyoruz. Şu anda biz depolamayı kârlı görmüyoruz. Neticede arkadaşlar yaptılar. Bu şekilde kendini 30 senede ödüyor.

TÜRKİYE’DE 10 SENEDE 12 BİN MW YATIRIM RÜZGÂR ENERJİSİNE YAPILDI

Şimdi depolama için hazırlıklarımız var. Bir rüzgâr santraline ve jeotermal santraline müracaat edeceğiz. Neticede jeotermal 8 bin saat çalışıyor. Enerjinin ucuz olduğu zamanlarda, YEKDEM’den çıkmış santralde depolayıp sisteme verme konusunda çalışmalarımız var. İngiltere’de de GÜYAD’ın üyesi bir grup depolama yapıyor. Amerika’da da depolama için ciddi teşvikler var ve onların daha çok kredi imkanları var. Türkiye’ye kıyasla orada daha fizibl gözüküyor. Türkiye’de maalesef ki depolamada çantacı olarak tabir ettiğimiz bir sektör oluşacak. Bunun yönetmeliği çıkarsa yatırımcılar gelip yönetmeliğe göre müracaat yaparlar. Açık ve şeffaf olsun. Her şey internet ortamında yapılsın. Bunlara gerek yok. Biz okyanusları geçiyoruz küçük derelerde boğuluyoruz. Zamanında yayınlarsın. Çok ciddi yatırımcılarımız var. Bugün Türkiye’de 10 senede 12 bin MW yatırım rüzgâr enerjisine yapıldı. Güneş enerjisinde yatırım 10 bin GW’ya ulaştı. Bin 600 MW jeotermalimiz var. Yüzde 45 diyoruz HES ile beraber. Bunları biz yaptık. Hep beraber daha iyi şeyler yapacağız.

Bizim üniversitelerimiz ve şirketlerimiz olmak üzere ciddi şekilde insan yetiştirmemiz lazım. Bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Güneşin doğası gereği, teknolojisi de çabuk kuruluyor. Şimdi iki tane panel koyup güneşle telefonunu şarj edebiliyorsun. Neticede büyük tesisler de aynı benzer mühendislikle çalışıyor. Şimdi rüzgârın doğasında ciddi şekilde yatırım var.

DEPOLAMA FİYATLARI DÜŞTÜKÇE DAHA DA FIZIBL OLACAKTIR

Neticede yatırımcı parasını koyuyor. O ne yatırım yapmak isterse ki o karar vericidir. Bu kendi üretimini yapacaksan 350-400 bin dolar verip lisans almaya benziyor. Fiyatlar düştüğü sürece fizibl olacaktır. Güneşte yatırım fiyatları nereden nereye geldi. Hâlâ düşüyor. Depolama fiyatları düştükçe daha da fizibl olacaktır.

Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ

‘YEKA’daki taban fiyatı hep beraber savunduk’

Türkiye’de daha kanun yokken yurtdışından proje getirenlerden biriyiz. Balkanlardan biz güneşi getirdik. Balkanlarda ilk santrallerimizi kurduk. Daha sonra Türkiye’de güneş kurulumlarına anahtar teslim devam ediyoruz. 2023 yılında da hem hücre, hem panel olan entegre tesisi almayı planlıyoruz. Sektörde entegrasyona devam eden bir şirket olarak ilerliyoruz.Türkiye’de elektrik 5 cent civarındayken biz gazetelere manşet atılan endüstriyiz. Ben ismimle soyadımla açık hedef gösterilerek gazete haberi yapıldım. YEKDEM’den en az yararlanan biri benim. İş adamlarının lobizm yapıp, gazete haberi yapıp, basın açıklamaları yapıp, sanayinin belini nasıl kırdığını hatırlıyoruz. Siz tek başınıza değilsiniz. En fazla kredi kullandıran bankalarından bir tanesi, 5-6 cente elektrik alan sanayici hepimizi yerin dibine gömdü. O günün bakanı, ‘sanayicinin beli büküldü gelin bunu TL’ye dönelim’ diyen sanayiciydi. O yapılan ahlar tuttu herhalde. Şimdi sanayici 20 cent elektrik fiyatı ödüyor. Herkes ‘aman kapasite yok’ diyor. Biz kapasiteyi zamana yayabilmiş olsaydık bugün hepimiz güneş enerjisi yapıyor olabilirdik. Adım atalım. Bunlara rağmen güneş bin MW’ları geçiyor. İnsanlarda da ‘bundan sonra indirim olmayacak, sübvansiyon yapmaz’ bilinci oturmaya başladı. Demek ki bundan sonra indirim gelmeyecektir. O zaman da herkes kendi enerjisini karşılamaya çalışacaktır. Sanayici bir parayı yılda 3-4 kere çeviriyor. Yüzde 5-10’ar kazansa biz güneşte yüzde 10-15’e razı değil miyiz? Genelde 10-15’e razı insanlarız. Neden? Sabit bir iş yapıyoruz. Yeter ki stabil geliri olsun. Sanayici sürekli aksiyon alan adam. Parayı daha iyi değerlendiriyor. Çünkü 6 cente elektrik almak her zaman uygun gelirdi. Sanayiciler panik halinde; ‘aman kendi enerjimizi yapalım’ diye. Herkesin iğneyi kendine batırması lazım. Esasında sektör olarak bir özürü hakkediyoruz diye düşünüyorum.

Dernekler olarak da aynı masada oturduk ve her zaman fikrimizi çok net bildirdik. Örneğin; YEKA’daki taban fiyatı hep beraber savunduk. Bir taban bir de tavanda bir bant sağlandı. Burada yine bizler dedik ki; ‘ikisi farklı iş. Siz yatırımcıyı illa sanayici olmaya zorlamayın. Bırakın yerli malı almak şartıyla kapasite tahsisi yapsın.’ Değişiklik yapıldı. Şunu da anlattık; ‘Rekabete açarsanız bizim insanımız rekabette çok acımasız. Hayallerindeki fiyatı verir ondan sonra iş sıkıntıya girebilir.’ YEKA 3 yapıldı sonra da ‘bu neden olmadı’ dendi. Bu hatadan dolayı ben sektörü fazla suçlamak istemiyorum. GENSED olarak dedik ki; ‘bu adamın parası varsa para versin’. Şahsım olarak da söylüyorum aynı şeyi. Bugün enerjinin karşılığı doğal gaz ve kömür.’ Doğal gaz 100 dolarlara geldiğinde kuyular kapanıyor. Fiyat düşüyor. Bu böyle son yıllarda gidip geliyor. Böyle bir süreçte ortalama 200 dolar bedeli var. 200 dolar doğal gazın karşılığı, peki güneşin fiyatı kaç para? Yatırımcı taban fiyatı verdiği gün üzerine para versin. O parayla da TEİAŞ santralı kurmaya başladıktan sonra, siz ne yaparsınız. Bilerek kötü saha seçiyorlar.Burada imar mümkün değil diyorlar.

Esasında niye uzadı birçok proje? Adamlar uzatmak istiyordu. Süreç santralin çalıştırdığı gün başlıyor. Ne oldu? YEKA da düzeltildi. Kurumlar öğrendi. En son YEKA modelini bir an önce devreye aldığınızda ödeme yapmaya başlayacağız. YEKA 4’te bir an önce lisansımızı alalım diye mücadele ediyorduk. Çünkü ilk KW saat ürettiğinde piyasada satacak. Bence yine bir taban fiyat belirlenip, madem ki buna bütçe verilemiyor, TEİAŞ’ın; ‘param yok, yeni yapı yatırımları yapamıyorum’ demesinin önünü kesmek için nakit bir giriş bedeli alsın. O parayı da rehabilitasyonuna kullansın. Türkiye’nin yeşil enerji yapmasına müsaade etsin. Almanya bunu yapıyor. O zaman bizim niye yüzde 25’te ayaklarımız titremeye başlıyor? Demek ki kopukluklar var. Bu kopukluğu çözebilmemiz lazım. Eğer ki bu lisans tarafında çantacılar varsa, orada bir kaynak var, bir proje geliri var. Devlet proje gelirinden TEİAŞ kaynaklarına arttırsın yarışma çok net olsun. Bu arada hepimiz belli MW’lar alırız bunu da para verdiğimiz için bir an önce yapıp sisteme daha fazla enerji veririz diye düşünüyorum.

Bence bu yatırımların önünü açmanın yolu öngörülebilirlik. Bu arada Avrupa Birliği tarafından finanse edilen raporda şu yazıyor: Türkiye’de 30 MW güneş kurulması için TEİAŞ’ın planlanmış yatırımlarının yapılması gerekiyor. Çünkü şu anda bir sübvansiyon sürecinden geçiyoruz. Bu yatırım planlarının bir an önce yapılması ve hızlıca sisteme girmesi için sektörden destek istenebilir.

Solarçatı Kurucusu Utku Korkmaz

‘LİSANSIZ GÜNEŞ ENERJİSİ TARAFINDA ÇOK BÜYÜK KAPASİTENİN GELDİĞİNİ GÖRÜYORUZ’

Enerji, bir üretici business olmaktan çıkıp tüketici business haline geliyor. Prosumer ismiyle organizasyonlar yapıyorsunuz. Burada konvansiyonel oyuncunun olduğu bir yerde artık büyük elektrik tüketicileri de bu işin bir parçası oluyor.

Tüm şirketler iş hacimlerini neredeyse 5’e katlarken, son bir senede bu 5’e katlayan hacme yetecek insan kaynağı olmayacak. Burada yetişmiş insan kaynağından bahsediyorum. Teknik personelden bahsediyorum. O yüzden çok önemli bir konu bence. 2022’nin devamında 2023-2024-2025’te güneş enerjisi sektörü açısından en önemli kısıt yetişmiş insan kaynağı olacak.

Lisansız güneş enerjisi tarafında çok büyük kapasitenin geldiğini de görüyoruz. Lakin enerji portföyü açısından bakıldığında bir güneş enerjisi sektörü temsilcisi veya daha fazla güneş enerjisi işi yapan birisi olarak, şimdi rüzgâr enerjisi tarafından adaletsizlik var. Lisanssız tarafta özellikle. Ülkenin enerji portföyünün lisanssız tarafta yüzde 50 rüzgara ihtiyacı varsa, yüzde 50 de güneşe ihtiyacı var.

Solarbaba Kurucusu Ateş Uğurel

‘TÜRKİYE’NİN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK MEVZUATIN İLK YÖNETMELİĞİ ÇIKTI’

Hepimiz birer elektrik tüketicisiyiz ve elektrikle ilişkimiz sanırım son 3-4 seneye kadar ay sonu gelen elektrik faturasıydı. İki tane parametre dışında çoğu tüketicinin elektrikle alakası yoktu. Bunu çatı uygulamalarıyla üreten tüketici diye tercüme edebiliriz. İlk uygulamalar başladı ama bence bu işin daha başlangıcı. Tamamen enerji sektörünün prosumer üreten tüketici ile gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Biraz güncel mevzuata da değinmemiz lazım. Mevzuat fırtınası yaşıyoruz. Resmî gazetede her gün bir şey çıkıyor. Mesela geçtiğimiz günlerde enerji depolamalı GES-RES yarışması ön lisans alma hakkı yayınlandı. Türkiye’nin kaderini değiştirecek mevzuatın ilk yönetmeliği çıktı. Ben bunun çok radikal değişikliklere yol açacağını düşünüyorum. Elektrik depolamanın ne olduğunu çok bilen yok.

Türkiye’de enerji depolamada, rüzgâr ve güneş santrali yok. Dünyada bir sürü yeni teknoloji gelişecek. Benim için en çok üzücü olan taraf, her ne kadar dijital olsak da STK kimliğimiz var. Keşke yönetmelikler başladığında başvurular başlasaydı. Bundan iki üç ay önce lisansız yönetmeliği değişikliğini konuştuk. Şimdi oradaki yatırımcıya yapılan eleştirinin aynısını yapmış olduk. Umarım bundan sonra geriye dönük, yatırımcıların bir bölümünü ayırarak yapılacak uygulamaya tanıklık etmeyiz.

Çok büyük EPS firmaları var. Benim çok param var deyip güneş paneli üretimine girmiyor. Makarnacı var, çaycı var, tekstilci var… Ben buna çeşitlilik demiyorum maalesef. Ben en azından makarna üreten sanayicinin güneş paneli üretmesini istemiyorum. Çatısını kursun. O zaman biz de makarna işine mi girelim? Herkes her işi yapmamalı. Bir de bu çok sürdürülebilir bir iş modeli olsa Almanya’daki sanayici de yapar, Çin’deki de yapar ama onlar müşteriyi de garanti altına almak istiyor. Danışmanlarda ve denetim yapanlarda da aynı sorun var. Danışmanlık yapan firma panel öneriyor. Danışmanlıkta danışmanlar şartnameyi belirler. Müşteri de bakar. Markasını kendi seçer. Danışman marka öneremez. Bu çok yanlış bir işleyiş olur. Bu konu Türkiye güneş enerji sektörünün en büyük sorunlarından biri. Ama Türkiye’deki karmaşıklık çok hoş bir şey değil.