“Gelecek nesillere sürdürülebilir miras bırakıyoruz”

Türkiye’de metalik maden aramaları ve işletmeciliği yapmak için 1986 yılında kurulan ve bugün altın madenciliği sektörünün öncü kuruluşları arasında yer alan TÜPRAG, maden sahalarında sağladığı istihdamın yanı sıra çiftçiyi toprağından koparmadan modern tarım teknikleriyle verimi artırarak, üretime teşvik edici modeller geliştiriyor.

Bünyesinde kurduğu tarım şirketiyle bölgenin gelişimine önemli bir katkı sunan TÜPRAG, “önce insan ve çevre, sonra madencilik” prensibiyle her iki işletmesinde de faaliyetlerini sürdürüyor. İzmir-Efemçukuru ve Uşak-Kışladağ Altın Madenlerindeki üretim faaliyetleri sayesinde Türkiye’de yatırım, üretim ve istihdama katkı sağlayan TÜPRAG, altın üretimindeki rekor payının yanı sıra insanı ve doğayı önceliklendiren eğitimden sağlığa, üretimden çevreye çok sayıda gönüllülük ve sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi.

Bölge halkının eğitimden modern tarıma kadar hemen hemen her alanda gelişimi için önemli bir misyon üstlenen TÜPRAG, yeşil madencilik prensibiyle Efemçukuru ve Kışladağ Altın Madenleri’nde üretim faaliyetleri yanı sıra yeni bir tarım yapılanmasıyla inovatif tekniklerle bölge halkıyla omuz omuza çalışıyor. TÜPRAG ekolojik onarım oluşumuyla maden sahası içerisinde tarım ve madenciliğin bir arada yapılabileceğini de kanıtlıyor.

TÜPRAG Tarım kapsamında Efemçukuru Altın Madeni’nin işletme alanı içerisinde bulunan tarım arazilerinde uygulanan modern ve iyi tarım uygulamaları ile yüksek verim ve kaliteli ürün elde edilerek, bölge halkına örnek teşkil ediyor.

YILLIK 75 TON ÜZÜM HASADI

TÜPRAG Tarım oluşumu altında 200 dekarlık alanda modern teraslama tekniğiyle geliştirilen üzüm bağlarından yıllık ortalama 75 ton hasat toplanıyor. Efemçukuru Altın Madeni içerisinde bulunan 50 dekarlık alana yaklaşık 850 adet Chandler cinsi ceviz fidanı dikilerek, yine bu alandan yıllık ortalama iki ton ceviz üretimi sağlanıyor.

27 ÇİFTÇİ SERTİFİKALI ARICI OLDU

Efemçukuru Altın Madeni’nde bölgenin gerek flora çeşitliliği gerekse çam ormanlarının potansiyeli bakımından zengin bir yapıya sahip olması yörede arıcılık faaliyetlerinin yapılmasına da olanak tanıyor. Yaklaşık 70 adet arı kovanıyla yıllık 300 kg çam balı elde ediliyor. TÜPRAG öncülüğünde Menderes Halk Eğitim Merkezi’ne başvuruda bulunularak Efemçukuru Köyü’nde Arı Yetiştiriciliği Sertifika Programı açıldı. Bu merkezde 27 çiftçi sertifikalı arı yetiştiricisi olarak eğitildi. Ege Üniversitesi ARGEFAR Laboratuvarlarında her hasat döneminde analizlere tabi tutulan bu balın prolin değerinin anzer ballarındaki seviyelerde bulunması balın değerini ortaya koyuyor.

SERA GAZI EMİSYONLARINDA YÜZDE 11 AZALMA SAĞLANDI

Bölge halkını tarımsal faaliyete dahil ederek birlikte üretim modeliyle gelişimde önemli rol üstlenen TÜPRAG, çevreye duyarlı sürdürülebilir politikalar ışığında ayrıca Efemçukuru Altın Madeni’nde sağladığı enerji yönetimiyle 2018’den bu yana sera gazı emisyonlarını yüzde 11 azaltıp, ton başına özgül enerji tüketimini yüzde 2 düzeyinde düşürdü. 2018 yılında devreye giren yer altı havalandırma otomasyonu sayesinde sadece 2021 yılında 5.500 ton potansiyel karbon salınımının önüne geçen TÜPRAG, bunlarla beraber üretim kapasitesini yüzde 40, genel ekipman etkinliğini ise yüzde 14 artırmayı başardı.

ALTIN MADENİNDE BOTANİK PARK

Efemçukuru Altın Madeni’nde bugüne kadar 30.000 fidan dikimi ve maden sahası içerisinde 50 farklı bitki türünün yer aldığı Botanik Park’ı hayata geçiren TÜPRAG, toplumsal kalkınma projeleriyle yerel istihdama katkı sağlayıp köyden kente göçün azalmasında pay sahibi oldu.

ENERJİ TÜKETİMİNDE YÜZDE 30 AZALMA

Kışladağ Altın Madeni’nde ise, hava komprosörlerinde ve su otomasyon sisteminde iyileştirmeler yaparak enerji tüketimini yüzde 30 düzeyinde azalışını sağlayan TÜPRAG, yeşil yarışta yerini alarak elektrikli araçlarla dizel yakıt tüketimini yıllık bazda 1.015.000 lt azaltarak proje ömrü boyunca oluşma potansiyeli olan 41.330 metreküp karbondioksit miktarının önüne geçti.

Efemçukuru’nda olduğu gibi Kışladağ Altın Madeni’nde de bugüne kadar 90.000 fidan dikerek 750.000 metrekarenin üzerinde bir alanı doğaya yeniden kazandıran TÜPRAG, bölge halkının gelişimi ve istihdama kazandırılması için yürütülen sosyal sorumluluk projeleri kapsamında 20 milyon Amerikan doları değerinde yatırımda bulundu.

TÜPRAG EFEMÇUKURU ALTIN MADENİ REHABİLİTASYON ÇALIŞMALARI

Üretim alanındaki çalışmaları yanı sıra ayrıca TÜPRAG Efemçukuru Altın Madeni İşletmesi’nde cevher işleme prosesleri sonucu oluşan kuru atıklar da Merkez Vadi Kuru Atık Depolama Alanına, yeraltından çıkarılan ve cevherleşme ihtiva etmeyen pasa (Ekonomik Olmayan Kayaç) ise yine aynı vadide, Ekonomik Olmayan Kayaç Depolama alanında depolanıyor.

Kuru Atık ve Ekonomik Olmayan Kayaç Depolama Alanlarının, depolama süreci tamamlanan kısımlarında alanın yeniden kullanımını sağlamak, ekonomik ve çevresel anlamda faydalar oluşturmak ve doğaya karşı sorumluluğu yerine getirmek için rehabilitasyon çalışmalarına tam gaz devam ediliyor. TÜPRAG Efemçukuru Altın Madeni İşletmesi, 2014 yılında başlayan çalışmalar ile rehabilite edilmesi gereken alanları büyük ölçüde tamamlamış bulunuyor.

MADEN DOĞAYLA İÇ İÇE

Bölge ekolojisine uygun olarak seçilen ağaç formasyonunda (Fıstık Çamı, Top Akasya, Servi, Leylandi, Mavi Ladin, Himalaya Sediri) ve çalı formasyonunda (Zakkaum, Berberis, Lavanta, Taflan, Leylak, Gül, Hanımeli, Sabin Ardıcı, Orman Sarmaşığı, Dağ Muşmulası, Mavi Yemiş) birçok türden binlerce bitki kullanılarak yapılan rehabilitasyon çalışmalarıyla doğa ile entegrasyonu en üst seviyede ortaya koyan bir maden siluetinin ortaya çıkmasına katkı sunuluyor.

İzmir Efemçukuru Genel Müdür Yardımcısı Onur Demir

“EFEMÇUKURU’NUN BÖLGEYE ŞU ANA KADAR 300 MİLYON DOLARI AŞKIN YATIRIMI OLDU”

35 yıldır “önce insan ve çevre, sonra madencilik” prensibiyle madencilik faaliyetlerini sürdüren TÜPRAG, İzmir-Efemçukuru ve Uşak-Kışladağ Altın Madenlerindeki üretim faaliyetleri sayesinde Türkiye’de yatırım, üretim ve istihdama katkı sağlamayı sürdürüyor. İzmir Efemçukuru Genel Müdür Yardımcısı Onur Demir, bölge halkıyla iş birliği içinde yürütülen tarım faaliyetlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye’de yaklaşık 2 milyar dolarlık bir yatırımımız var. Hedeflerimize ulaşmamız için üretimin artması önceliğimiz. Bu artış, beraberinde ithalatta dışa bağımlılığın daha da azaldığı, ülke kaynaklarımızın yurt dışına akmasının önüne geçildiği bir süreci getirecektir. Böylece öz kaynaklar ekonomiye kazandırılacaktır. Başka bir ifadeyle, Türkiye, ürettikçe zenginleşecektir. İzmir bölgesinde bulunan Efemçukuru Madenimizde ise sürecin en başından ilk yatırım maliyeti dahil 300 milyon doları aşkın yatırımımız oldu diyebiliriz. Bu yatırımın en değerli halkaları bölge halkına sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda kattığımız faydalar oldu.

EFEMÇUKURU’NDA ÇALIŞANLARIN YÜZDE 50’DEN FAZLASI YÖRE HALKINDAN!

Unutmamak gerekir ki, madencilik faaliyetlerinin çevreye etkisi önlenebilen veya kontrol edilebilen bir yapıdadır. Bu ülkenin güçlü bir madencilik sektörüne de temiz ve içinde yaşanabilir bir doğaya da ihtiyacı var. Madencilik uygulamalarındaki çevresel etkilerin dikkate alınması, yerel topluluklara danışılmayı ve en uygun teknik çözümlerin benimsenmesi gerekiyor. Efemçukuru’nda çalışanların yüzde 50’sinden fazlası yöre halkından oluşuyor. Sadece yarattığımız istihdam olanaklarıyla ve yerel satın almayla değil, aynı zamanda hayata geçirdiğimiz toplumsal kalkınma projeleriyle faaliyette bulunduğumuz bölgenin sosyo-ekonomik gelişimine maksimum fayda sağlıyoruz. Bugüne kadar eğitim, sağlık, altyapı, tarım konularında hayata geçirdiğimiz toplumsal kalkınma projeleriyle sektörde örnek olmayı sürdürüyoruz. Yöre halkıyla güçlü bir iş birliği oluşturduk, bu iş birliği yaklaşımımızın en temel parçasını oluşturuyor.”

DOĞAYLA DOST İNSANLA BARIŞIK BİR MODEL; EFEMÇUKURU

TÜPRAG Tarım A.Ş bünyesinde bölgede var olan tarımsal endüstrinin korunarak geliştirildiğini belirterek, ‘doğayla dost insanla barışık’ bir modellemeyi hayata geçirebilen ilk şirket olduklarını vurgulayan Onur Demir, şöyle konuştu:

“Sürdürülebilirlik çerçevemizde ifade edildiği gibi şimdi ve gelecek nesillere sağlıklı bir çevre sağlamak amacıyla faaliyetlerimizin her aşamasında çevre üzerindeki etkimizi önlemeye ve en aza indirmeye çalışıyoruz. Bunları şöyle yapıyoruz; bir yandan üretim faaliyetlerini sürdürürken aynı zamanda doğaya yeniden kazandırma dediğimiz rehabilitasyon faaliyetlerimizi de gerçekleştiriyoruz. Maden ömrü sonunda faaliyet alanımızın tamamına yakınını rehabilite etmiş olacağız.

Biyoçeşitliliğin korunmasına olumlu katkıda bulunmak amacıyla biyoçeşitlilik aksiyon planımız kapsamında faaliyette bulunduğumuz bölgede yer alan 50 farklı bitki türüyle 500 metrekarelik alanda oluşturduğumuz botanik bahçesi farkındalık yaratması açısından büyük bir öneme sahip. 2023 yılı içerisinde botanik bahçemizde bulunan bitki türlerini çalışanlarımız ve yöre halkına tanıtarak, biyoçeşitliliğin korunmasına ve bu konuda farkındalığın artırılmasını amaçlıyoruz. TÜPRAG Tarım kapsamında uyguladığımız modern tarım teknikleri ve iyi tarım örnekleri çerçevesinde yöre halkına örnek olmaya çalışıyoruz. Hayata geçirdiğimiz tarımsal faaliyetler ile bölgedeki ürün çeşitliliğini artırarak yöre halkına alternatif geçim kaynakları yaratıyoruz. Ceviz, sofralık üzüm, zeytinyağı, bal, aromatik bitkiler ürün çeşitliliği yaratmak açısından bölgede hayata geçirdiğimiz ürünlerimizden. Köylerde bulunan tarımsal kalkınma kooperatifleriyle iş birliği içinde çalışıyoruz. İhtiyaç duydukları tarımsal destekleri sağlamaya gayret gösteriyoruz. Bunları büyük bir sorumluluk bilinciyle ve büyük bir hevesle yapıyoruz.

“ÇED’DE TAAHHÜTLERİMİZİ EKSİKSİZ YERİNE GETİRİYORUZ”

Yerel istihdama en fazla katkı sunan şirketlerden biriyiz. İnsanı ve çevreyi önceliklendiren eğitimden sağlığa, üretimden çevreye çok sayıda gönüllülük ve sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdik. En fazla katma değer üreten sektörlerden biriyiz. Orman alanını kullanımı, ağaç bedelleri ve yıllık arazi kullanım bedenleri hariç kanuni gereklilik olmaksızın rehabilitasyon amaçlı binlerce ağaç dikim projesini hayata geçirdik. Her iki madenimiz de valilikler tarafından kurulan izleme denetleme komisyonlarınca denetleniyor. Şu ana kadar ÇED’de taahhüt ettiğimiz hiçbir veride limit aşımı yaşamadık. Şimdiye kadar her iki işletmemiz için totalde kurumsal sosyal sorumluluk projelerine 20 milyon dolar harcadık. Bunlar devletin talep ettiği harcamalar değil, gönüllü olarak bölgeye, yöre halkına yaptığımız çalışmalar olduğunu da vurgulamak isteriz.”