‘Enerji piyasası ticareti elektrikli araçlarla birlikte değişti’

13. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında ‘E-mobilite’ oturumu gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü HT Bloomberg Program Yapımcısı Burak Karagöz’ün yaptığı panelde Petrol Ofisi Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Senem Çınar, Zorlu Enerji Genel Müdürü İnanç Salman, Solutions To Charge (S2C) İcra Kurulu Üyesi Saruhan Doğan ve Solarçatı-Solarşarj CEO’su Utku Korkmaz konuşmacı olarak yer aldı.

Petrol Ofisi Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Senem Çınar

“ELEKTRİKLİ ARAÇLAR KONUSUNDA YATIRIM PLANLARIMIZI ÇOK ÖNCEDEN YAPTIK”

Hareketli araç bizim için fosil yakıtla hareket eden araçtı, fakat son dönemde bu ürünün adı, rengi değişti. Elektrik, hareketli aracın merkezinde olan ama tedarik ve satış tarafında çok fazla kendini fosil yakıt kadar göstermeyen bir ürün. Biz 2017 yılında bu alana E-Power markasıyla girdik. Akaryakıt ve LPG’de öğrendiklerimizden yola çıkarak istasyona üçüncü bir pompa, dördüncü bir ürün giriyor, biz bu ürünün altyapısı nasıl olacak onları araştırmaya başladık. Fizibilite ve bir istasyon projeksiyonu yaptık ve 20 istasyonda ünitelerimizi kurduk. Otomasyon altyapısıyla elektrikli şarj bilgilerini merkezden raporlayabildik. Elektrik bizim için akaryakıt gibi bir ürün olmaya başlamıştı fakat ticareti çok kısıtlıydı. Takvim aslında hem Türkiye’de hem dünyada daha hızlı ilerledi. 2022 yılına geldiğimizde EPDK da mevzuatı belirlemeye karar verdi ve bir yönetmelik yayınladı. 2022 sonrası tabi ki regülasyonun devreye girmesi, global alanda net zero hedefleri ülkelerin kararlarıyla netleşmesi ve devamında kendi ülkemizin de yatırım yapmaya açık şekilde daha esnek bir mevzuat yaratması, son bir yılda ivmeyi çok artırdı. Bu işin formülasyonunda hâlâ öğrenilecek dersler olduğunu, yolların netleşmediğini bize gösteriyor. Biz de grup olarak biraz ihtiyatlı gidiyoruz. Bu denklemin içinde ürünle beraber aracın olduğunun da farkındayız. Araç piyasasında da elektrikli aracıyla güçlü konumda olan iyi markalarla iş birliği yapmaya, iyi uygulamalarıyla bayilerimize bu değeri yaratmaya ve sektörün diğer paydaşlarına da markamızı tanıtmaya özen göstereceğiz.

Zorlu Enerji Genel Müdürü İnanç Salman

“ENERJİ PİYASASI TİCARETİ ELEKTRİKLİ ARAÇLARLA BİRLİKTE DEĞİŞTİ”

Mobilite 2023 yılında var olan ivmesini çok hızlı bir şekilde arttırdı. Yılın başında yaklaşık 14 bin ile 20 bin arası civarında olan sayı 2024 yılı sonunda muhtemelen 150 binler civarına çıkacak ve 2030’da da tahminler 2 milyon civarında aracın olacağını gösteriyor. Ticari tarafında olan biri olarak şöyle görmek lazım biz 2017 ikinci yarısında elektrikli araç şarj istasyonlarına yatırım yapma kararı aldığımızda aynı yıllarda bir dağıtım ve perakende şirketinin de alımı gündemdeydi. Özünde, işe enerji açısından ticareti açısından baktığınızda, end-point’teki bir kullanıcıya enerji satıyorsunuz, elektrik satıyorsunuz çok kabaca. Her ikisi arasında temelde çok büyük farklılıklar var, çok farklı bir iş modeliyle gitmeniz lazım. Daha çok B2C ve ona uygun uygulamaların yer aldığı bir dünya. Klasik anlamda enerji piyasası daha çok B2B alışmış bir piyasa. Santrallerin elektriğini gün içi ve gün öncesi pazarlarda alışverişin yapıldığı bir gündem varken tamamen müşteri perspektifinden bakacak şekilde, teknolojinin çok kullanıldığı, teknolojinin tüm alanlarını yer aldığı bir işe giriyoruz. O günlerde böyle bir çerçeve vardı ve gün geçtikçe de bu hız artmış durumda, daha da artacak görünüyor. Türkiye’deki izin süreçleri buradaki lokal yatırımcılar için uzun görünüyor olabilir ama Avrupa ölçeğine çıktığınızda Türkiye bu anlamda tırnak içinde bir cennet sayılabilir. Temelde strateji oluştururken lokasyon ve o lokasyonla ilişkili olan kullanıcının kullanım şekline önem veriyoruz. Bununla birlikte hızlı şarja doğru yönelik bir gidiş var. Stratejimiz doğrultusunda kullanım şekillerine dikkat ediyoruz. Burada karşımıza çıkacak rakama göre yatırım yapma düşüncemiz var.

Solutions To Charge (S2C) İcra Kurulu Üyesi Saruhan Doğan

“2024 VE SONRASINDA ÇOK CİDDİ ALTYAPI YATIRIMI GEREKİYOR”

2021 yılından itibaren lisanslar dağıtılmaya başlandı. Şu anda Türkiye’de yaklaşık 10 bin soket, 5 bin şarj istasyonu var. Türkiye’nin her yerinde kurulmuş vaziyette ama daha çok Marmara ve Ege kıyılarında yoğunluk gösteriyor. Tabii ki önümüzdeki senelerde İç Anadolu ve Doğu Anadolu’ya da kaymak durumunda kalacak. Burada aslında 2021’den 2023 arasındaki hedefe baktığımız zaman, soket sayıları bu sene çok hızlı bir şekilde arttı. En büyük pay aslında elektrikli araçların ithalatı oldu. BVD gibi, Tesla gibi, Renault gibi birçok firmanın Türkiye’ye girmesiyle birlikte operatörler için bir açlık meydana geldi. Altyapı aslında burada konumuz oluyor. 2023’te çok fazla istasyon kuruldu fakat şu anda grup şirketlerinin kendi içerisindeki araç dağılımına da baktığımız zaman 2024 ve sonrasında çok ciddi yatırım gerekiyor. Bu hızın 2030 yılına kadar bu şekilde ilerlemesi gerekiyor. Araç sayıları giderek artıyor. 50 bin civarındaki aracın mevcut soketlere hizmet verebilmesi düşük. Lokasyon dağılımları aslında çok verimli değil. Bu yatırımın hız kesmeden devam etmesi lazım. Tabii ki altyapının da aynı şekilde güçleniyor olması gerekiyor. Sitelerdeki alt yapı durumuna yönelik biz operatörlere ve araç sahiplerine de kurulum yapıyoruz. Yaptığımız keşiflerde gördüğümüz konutların hiçbiri neredeyse sözleşme gücü şarj istasyonu kurmaya elverişli değil. Burada yapılabilecek şey mevcut sitelere kendileri şarj istasyonunu kuruyorlar daha uygun tarifelerle konutlara kurulum yapıyorlar. Günün sonunda bu güçler de aslında düşük güçler değil. Bu kurulumu yapan şirketler de denetlenmediğinden sitelerde kurulum yapılması riskler de doğuruyor.

Solarçatı-Solarşarj CEO’su Utku Korkmaz

“2027 YILINDA EN YÜKSEK GÜÇ KAYNAĞININ GÜNEŞ ENERJİSİ OLMASI BEKLENİYOR”

E-mobilitenin e kısmı elektrik ve elektrifikasyon. E kısmının da en önemli aracı şu anda güneş enerjisi. Geçen sene Türkiye’de kurulan enerji santrallerinin yüzde 80’i güneş enerjisi santrali. Türkiye’de tüketilen toplam elektriğin artık yüzde 6’sı güneş enerjisi. Bu son sene içerisinde yaklaşık yüzde 2 civarında artmış. Bunun gayrisafi milli hasılaya ya da cari açığa pozitif etkisi yaklaşık 500 milyon dolar. Güneş enerjisi, bu elektrifikasyon devam edip her sene bu yüzde 2 şeklinde artmaya devam ederse her sene güneşten kullandığımız elektriği yüzde 2 artırırsak, önümüzdeki 10 sene boyunca cari açığa pozitif etki 25 milyar dolar sağlayacak.

Elektrikli araçlar konusunda bence olağanüstü gidiyoruz ama güneş enerjisi tarafında dünyada toplam tüketilen elektriğin yüzde 7’si güneşten üretiliyor. Biz 4,6 seviyelerine geldik. Gidecek hâlâ çok yolumuz var güneş tarafında ama elektrifikasyonun en önemli driver’ı güneş enerjisi olacak. Aslında bu elektrifikasyon solar elektrifikasyon olacak. 2027 yılında da dünyadaki kurulu güç olarak en yüksek güç kaynağının güneş enerjisi olması bekleniyor. Bu nedenle e-mobilitenin ‘e’ kısmının en önemli parçası güneş enerjisi olacak. Her elektrifikasyon hikayesi de iki şekilde başlıyor; ya birisi elektrikli araç alıyor ya da çatısına güneş paneli kuruyor. Çatısına güneş paneli kurduğunda artık kendisi elektrik üretmeye başladığında, bir farkındalığa dönüşmeye başlıyor. Çünkü çatısına güneş paneli kurduğumuz her birey ya da işletme bunu sadece çatısındaki dönüşümle bırakmıyor. O elektrifikasyon bir yerden başladığında devam ediyor.