Enerji değişmek için dönüşürken elektrikli otobüsler

Değerli Okuyucularım,
Enerji 3D (Dijital; Dağıtık; Düşük Karbonlu Enerji) ile değişmek için dönüşürken, ulaşım kökenli hava kirliliği ve iklime etkinin azaltılması gereği küresel salgında aciliyet ve zorluklarla ortaya çıkarken, fırsatlar da yarattı. Böylece ivme kazanarak gelişmekte olan elektrikli taşıtların, Daha Temiz Hava, Daha Az Küresel Isınma yolunda insan, doğa ve gezegenin sağlığı için önemi daha iyi anlaşılırken, şehirler için de elektrikli otobüsler(E-Bus) vazgeçilemez seçeneklerden biri olarak öne çıktı. E-Bus sıfır emisyonlu derken teknik dikkatli olmak gerekir. E-Bus sürüşte sıfır egzoz emisyonludur. Elektrifikasyonun hangi kaynaktan, hangi yaşam döngüsü boyunca nasıl sağlandığına göre E-Bus emisyonlu, düşük emisyonlu, neredeyse sıfır emisyonlu, net sıfır emisyonlu olur. Konfor ve gürültü kirliliği yaratmama avantajlarıyla E-Bus’lar kentsel ulaştırma altyapısının iyileştirilmesinde mühimdir. Kentler düşük emisyonlu ulaşım hedefleri belirleyip yol haritaları yapıyor. İçten yanmalı otobüslere sınırlamalar getiriliyor. Hatta yasaklar. Çünkü enerji yoğun sektör olarak ulaşımın karbon ayak izi ile gezegenin, hava kirliliği ile insan sağlığına etkisi yüksek. E-Bus yaygınlaşmasında taşıt ve şarj istasyonu fiyatlarının cazibesi ile otomotiv sektörü pazar gelişmeleri ve istihdam rol oynamakta. Hidrojen ekonomisini ulaşım sektörüne katan ülkelerde, hidrojen teknolojisinin gelişimi uygulamalarında da hidrojenli E-Bus ayrı bir öneme sahip.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Uluslararası Para Fonu (IMF) işbirliğinde hazırladığı Sürdürülebilir Toparlanma Planı (Haziran 2020) adlı Dünya Enerji Görünümü Özel Raporu’nda, uzun vadeli büyüme, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve istihdam dikkate alınarak 2021-2023 döneminde alınabilecek uygun maliyetli önlemler, elektrik, ulaşım, sanayi, bina, yakıt ve düşük karbon teknolojileri sektörleri için verilmekte. Raporda mevcut istihdamın sürdürülmesi ve yeni istihdam yaratılmasının, politika yapıcılar için öncelikli yeri ile ekonomik toparlanmanın temeli olduğu belirtilmekte. Bu altı sektörün hepsi E-Bus için önemli. Otomotiv ve yan sanayi ile sözleşmeli çalışanları 13 milyon istihdam sağlıyor. Bu istihdamda alternatif yakıtlı taşıtların payı yaklaşık %10. 2020 yılında taşıt satışında %15 oranında düşüş beklenirken, içten yanmalı motorlu taşıtların satışı belirgin düşmekte, alternatif yakıtlı taşıtlar, özellikle elektrikli taşıtların satışı ise daha ılımlı ilerlemekte. Maalesef işler de kaybedilmekte.
Dünyada olagelenler umut veriyor. E-Bus’larla ulaşımda sıfır emisyona doğru ilerleyen lider şehirler Moskova, Santiago, Seattle, Shenzhen iken Auckland, Amsterdam, Guangzhou, Kopenhag, Los Angeles ve Nanjing hızla 2030 hedefleri için çalışıyor. Çin’in Shenzhen, Guangzhou ve Dalian şehirleri sırasıyla 16.000, 11.000 ve 4.600’den fazla E-Bus’tan oluşan filolarla elektrikli taşıtlara tümüyle geçişini tamamladı. En iddialı hedef Kaliforniya’nın. Eyalet 2040 yılında tüm otobüsleri sıfır emisyonlu istiyor.
İlk kez Münich Havalimanı’nda hidrojenli, yakıt hücreli E-Bus görmüştüm. Almanya hidrojenli E-Bus’lar için coştu. Son günlerde okuyunca heyecan duyduğum bir konu var: Bavyara’nın büyük-özel otobüs firmalarından birine, hidrojen ikmalini hızlı ve güvenilir kılmak ve hidrojen teknolojisini günlük koşullar altında test etmek için mobil hidrojen istasyonu konuşlandırılması. Müthiş çalışıyorlar. Yerinde öğreniyorlar.
Ülkemizin ilk E-Bus için tarih Aralık 2016.Adı Avenue EV. Filo uygulamada ilk Konya Büyükşehir Belediyesi. Belediyelerimiz artan ilgisini bekliyoruz. Her biri birbirinden güzel şehirlerimiz “Otobüs Filosu-Sağlık-Hava Kirliliği-İklim Değişimi” etkileşimini dikkate alarak ulaşımda emisyon azaltım yol haritalarını belirlemeli. Bu etkileşim yurttaş ve gezegen için tam fayda demek.
Meraklısı İçin: Elektrikli Otobüs Projenizin Yeşil Toparlanmadaki Finansal Uygulanabilirliği İçin Altı Öneri adlı rapor (C40 Knowledge Hub)
Enerjinize, çevrenize ve ikliminize iyi bakınız değerli okuyucularım.