Tünelin sonundaki ışık acaba neyin ışığı

Tünelin sonunda ışık var diyenlere pek aldanmamak gerek. O ışığın gün ışığı mı yoksa karşıdan gelen trenin ışığı mı olduğu konusunda henüz bir ayırım yapmak zor. İşte bu yüzdendir ki gaz sektöründeki şirketler tüm faaliyetlerinde mümkün olduğu kadar esnek olmaya çalışıyorlar.

2020 yılı doğal gaz sektörünün kaybedilen bir yılı olarak tarihin tozlu sayfalarına geçecek diye bekleniyordu. Geçtiğimiz Nisan-Mayıs aylarında yapılan tahminler küresel doğal gaz talebinin 2020 yılında yüzde 5 – yüzde 6 arasında bir daralma yaşayacağı doğrultusundaydı.

Korona virusünden korunma tedbirleri kapsamında eve kapanmalara rağmen, gaz talebindeki düşüşün (Aralık ortası tahminlere göre) yüzde 2,5 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Bunun temel nedeni ise düşük fiyatların doğal gazı elektrik üretiminde rekabetçi hale getirmesidir. Buna rağmen küresel gaz talebinde 10 yıldır ilk defa düşüş yaşadık.

Bu yazımda LNG özelinde sektörde yaşanan bazı gelişmeler hakkında bir kaç kelam edip kısa ve uzun vadedeki beklentilere kendi bakış açımdan değineceğim.

2020 yılında en fırtınalı gelişmeler LNG sektöründe gözlendi

2019 yılında yüzde 12,5 talep büyümesi ve hem sıvılaştırma kapasitesi hem de yeni kapasite konusunda alınan nihai yatırım kararlarıyla rekoralara imza atan LNG sektörü 2020 yılında şaşkın ördek haline geldi. Sıvılaştırma kapasitesi, başta ABD’de olmak üzere yeni tesislerin faaliyete geçmesiyle yüzde 5 arttı. Ancak, bu yıl sadece tek bir LNG tesisi için nihai yatırım kararı alındı: Sempra Energy’nin Meksika’daki yıllık 2,4 Mt’luk Costa Azul LNG ihracat tesisi. Kovid-19 öncesi dönemde yatırım kararı alması beklenen birçok LNG tesisi için erteleme ve ötelemelerden dolayı beklentiler gerçekleşmedi. Nihayetinde geçen seneye göre yüzde 97 civarında bir düşüş kaydedildi.

LNG ihracat terminalleri konusunda da beklenen miktarda yatırım kararı alınmadı. Karar alınan bazı tesislerde ise yapım işlerine ara verildi.

2020 yılında küresel LNG sıvılaştırma kapasitesi ve LNG üretiminde azda olsa bir artış kaydedildi: Sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 3. Bu artışın nerdeyse tamamı ABD’den kaynaklandı. ABD’de LNG üretiminde artışın daha güçlü olacağı tahmin ediliyordu, ancak pandemi talebi vurduğundan dolayı birçok alıcı kargo çekimini iptal etti.

Küresel LNG ithalatındaki büyüme ise yüzde 3 ile sınırlı kaldı. Asya’daki LNG talebi, büyük ölçüde Çin kaynaklı olarak yüzde 4 arttı. Bölgedeki diğer alıcılar da elektrik üretiminde kömürü ikame etmek için düşük fiyatlardan yararlanarak LNG’ye yöneldi. Avrupa’da da alıcılar yılın ilk yarısında LNG’ye yüklendi ve Rus boru gazı ithalatını mümkün olduğunca azalttı. 

LNG’nin gemilerde yakıt olarak kullanımının yaygınlaşması henüz beklentileri karşılayamadı

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün gemilerde kullanılan yakıtın sülfür oranının düşürülmesi konusundaki kararı bu sene başı itibariyle yürürlüğe girmişti. Petrol bazlı yakıtların pahalanacğı beklentisiyle alternatif yakıtlara geçişte bir ivme yaşanması bekleniyordu. Ancak petrol fiyatlarının paldır küldür düşmesi bu beklentileri öteledi. LNG’ye geçişte hız kaydedilmesi beklentisi yerini tavukmu yumartadan, yumurtamı tavuktan çıkar sarsalına soktu. Gemi sahipleri LNG bunkering konusunda gözle görülür bir ilerleme görüp yakıt ikmali konusunda kendilerini güvence altına altına almak isterken, LNG bunkering konusunda faaliyet gösteren şirketer de serviste veya yapım aşamasında olan LNG gemilerinde belirli bir ivme görmeden ellerini taşın altına sokmada tereddüt ediyorlar.

Şu anda dünyada yüze yakın limanda LNG ikmali yapılabiliyor. Bir yarısı kadar limanda da söz konusu altyapı geliştirilme aşamasında. Buna karşın henüz sadece 12 LNG bunkering yapabilecek gemi mevcut. ilaveten, 27 adet gemi ya yapım aşamasında ya da siparişi verilmiş. Buna mukabil şu anda dünyada 175 adet LNG ile çalışan gemi var. 200 civarında geminin de siparişi verilmiş durumda. Ayrıca 145 gemi de LNG ile çalışır duruma dönüştürülecek.

Bu belirsizlikler ve beklentilerin törpülenmesi yetmiyormuş gibi LNG sektöründe baş ağrıları dinmek bilmiyor. Gittikçe sıkıntı veren baş ağrılarından bir tanesi metan kayması (methane slip) dediğimiz gemi mororlarında yanmamış metan salınımı. Bu metan emisyonu miktarı motor tasarımına bağlı olsa da henüz düzenleme altına alınmamış olması endişeleri arttırıyor. Uluslararası Denizcilik Örgütünün gelecekte bu konuda yeni düzenlemeler getirmesi gerekliliği gittikçe artıyor.

LNG fiyatlarına bak beri gel

2020 yılında LNG fiyatlarındaki düşüşün devam etmesi ve volatilitenin artması bekleniyordu. Ancak bunun kafayı sıyırtacak derecede olamsı beklenmiyordu. LNG fiyatları yıl ortasına doğru MMBtu başına 2 doların altına indi ve Amerika, Avrupa, Asya piyasaları arasında arbitraj ortadan kalktı. Bu da Nisan-Kasım ayları arasında 175 Amerikan LNG kargosunun iptaline neden oldu ki bunun çoğunluğu Haziran-Ağustos ayları arasında yaşandı. Bu iptaller yanında bazı tesislerde bakım sürelerinin uzatılması(mesela Avustralya) ve Amerika’daki fırtınalardan dolayı bazı tesislerin devre dışı bırakılması, bazı ülkelerde(Malezya, Katar ve Nijerya) üretimle ilgili bazı sorunlar, Panama Kanalındaki sınırlama, ve bunlarla beraber sonbaharda Asyalı alıcılardan gelen güçlü kış alım talebi (özellikle Çin), piyasanın tekrar dengeye yaklaşmasında önemli rol oynadı.

Nihayetinde, JKM spot fiyatı 2$/MMBtu’nun altına düştüğü Haziran ayından bu yana yükselmeye başladı. Ama nasıl yükseliş. Aralık ortasında geldiğimizden JKM altı kattan fazla artarak 12 doları geçti. Benim gibi fiyatları sürekli olamasa da yakından takip edenlerin ağzından çıkan kelime aynıydı herhalde. Yuh!

Bu hayret verici yükseliş Asya spot piyasasında gözlenmiş olsa da Avrupa Hub fiyatlarına etkisini de göz ardı etmemek gerekir. Petrol endeksli LNG fiyatlarındaki artış çok daha sınırlı oldu.

ABD’nin dengeleyici üretici rolü

Bu yıl ABD, ‘swing producer’ diye tabir edilen yani ihtiyaca göre üretimi artıran veya düşüren LNG tedarikçisi rolüyle küresel dengeleyici üreticisi haline geldi. ABD LNG ihracatı Haziran ayı için sadece 2 milyon tona düştü ki Temmuz 2018’den beri en düşük seviyeydi. Takip eden aylarda yükselişe geçen ABD LNG ihracatı Ekim ayında 4,4 miyon tona, Kasım ayında 5,8 milyon tona ulaştı.

ABD, fiyata duyarlı en büyük tedarikçi olsa da tek değil. Mesela Mısır LNG fiyatları çok düşük diye Mart ayından beri LNG satmaya yanaşmaz iken fiyatların artmasıyla beraber Kasım ayında 8 kargo LNG sattı. Bir o kadarda Aralık ayında satacak. 

LNG talebinin ne zaman kendine geleceği ve arz fazlasının ne zaman eriyeceği konusundaki belirsizlikler artıyor

Kısa vadede ümitler önümüzdeki bir kaç ayda havanın özellikle Asya ve Avrupa’da soğuk olmasına bağlandı. Hem de çok soğuk.

Sıcaklık şimdilik mevsim normallerinde seyrediyor. Eğer ılıman bir kış yaşanırsa bu durum gaz piyasasını önümüzdeki yıl erken bir aşamada zayıf bir zemine iter. Önümüzdeki 30 gün için yapılan tahminler bu sene kışın geçen seneye biraz daha soğuk ama 5 yıllık ortalama içinde gerçekleşeceğine işaret ediyor. Ancak bu tahminlerin her geçen güç revize edildiğini de unutmamak gerekir.

Diğer yandan gözler Avrupa ve Ukrayna’daki gaz stoklarında. Kış sezonunun başladığı 1 Kasım’da Avrupa gaz stoklarının doluluk oranı yüzde 95 idi (1 Kasım 2019 da yüzde 97). 18 Aralık tarihinde ise yüzde 79. Bu oran geçen seneye göre düşük ancak 5 yıllık ortalamanın üstünde.

Kış sezonu sonuna kadar bu stoklarda erime görülmezse ABD kargolarında yeni bir iptal silsilesi görülebilir. Kasım ayı başından itibaren ABD LNG ihracatında çok hızlı bir toparlanma görülmesine rağmen. Eğer 2021’de LNG kargosu iptalleri görecek olursa bu muhtemelen gaz talebinin düşük olduğu yaz aylarında olacaktır. 2021’de, yaklaşık 8 milyon yıllık yeni LNG kapasitenin devreye girmesi bekleniyor. Eğer talepte beklentilerin üzerinde bir gelişme görülürse rahatlıkla absorbe edilecek bir miktar.

Şimdilik forward eğrileri bize iptal silsilesinin yaşanma ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor: Avrupa doğal gaz fiyatları, ABD LNG arzının kısa vadeli marjinal maliyetinin üzerinde işlem görüyor. Gerçi bu forward eğrilerine pek aldanmamak lazım ama yine de geçen seneki kadar büyük miktarda iptallerin yaşanmaması bekleniyor. Adı üstünde zaten. Beklenti.

Hani 1960’lı yıllarda sanat güneşimiz Zeki Müren cumartesileri TRT’de yayınlanan radyo programına “Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun, sevgili şoför kardeşlerim” anonsla başlardı ya, benzer şekilde LNG ticaretiyle uğraşanların da gözünün stoklarda kulaklarının da hava durumunda olması gerekiyor.

Uzun vadede Avrupa “doğal” gaz sektörünün hali nanay

Avrupa Birliğinde artık doğal ve gaz kelimeleri yan yana kullanılmıyor. Onun yerine, karbondan arındırılmış gaz terimi kullanılıyor. Bunun içine biyogazdan tutun bioLNG ve hidrojene kadar ne ararsanız var. Avrupa’nın Yeşil mutabakatı ve Hidrojen stratejisi artık bir ideolojiye dönüşmüş durumda. Bu idelojiye hizmet etmek için de kesenin ağzı açılmış durulma. Trilyon eurolardan bahsediliyor. 2009 ile 2020 yılları arasında Avrupa’da yenilenebilir enerji için verilen 70 milyar euro sübvansiyon devede kulak kalacak anlaşılan. Allah akıl fikir versin.

Haliyle klasik anlamdaki doğal gaz sektörü de şimdiden kendini bu değişime adapte olma mücadelesinde. Klasik LNG’nin içine bioLNG, klasik doğal gazın içine Hidroejen katılacak ve bunların yanında mümkün olduğu kadar karbondan arındırılmış gazlar eklerek “doğal” gazın oranı azaltılacak.

İyi güzel de ya Asya piyasası, özellikle Çin? Kanımca Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in 12 Aralık’ta iklim konusunda yaptığı konuşma doğal gaz talebi açısndan pek iç açıcı mesajlar vermedi.

Değinmek istediğim son konu doğal gaz ve özellikle LNG talebinin uzun vadede gelişimi hakkında Kovid sonrası dönemde yapılan tahminler. Ben şahsen kötümser bir hava estiğini sezinliyorum. Rusya’nın enerji bakan yardımcısı Sorokin’in 18 Aralık’da Tass haber ajansında çıkan LNG talebinin büyümesine yönelik tahminleri pek iç açıcı gözükmüyor. Bakalım 2021’de yapılacak uzun vadeli LNG talep tahminleri bu sene yapılan tahminlere kıyasla ne derece yukarı veya aşağı revize edilecek.

Tünelin sonunda ışık var diyenlere pek aldanmamak gerek. O ışığın gün ışığı mı yoksa karşıdan gelen trenin ışığı mı olduğu konusunda henüz bir ayırım yapmak zor. İşte bu yüzdendir ki gaz sektöründeki şirketler tüm faaliyetlerinde münkün olduğu kadar esnek olmaya çalışıyorlar.

Dervişe sormuşlar “Arif kimdir?” Derviş demiş ki; “Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı, hâliyle anlatan âşık, tebessümüyle örten ariftir!.” Gördüğüm kadarıyla küresel gaz sektöründe faaliyet gösteren ağır abilerimiz de dertlerini şimdilik tebessümle ifade ediyorlar.

Her şeyin gönlünüzce olduğu bir yıl geçirmeniz temennisiyle, kalın sağlıcakla.