Sağlık-emniyet-çevre prensipleri ve akaryakıt sektörü

Önceki yazılarımızda da çeşitli vesilelerle değindiğimiz üzere, petrol sektörü; ekonomik büyüklüğü, sınai ve ticari faaliyetlere olan doğrudan etkisi nedeni ile ülkemizin en önemli sektörlerinden birisidir. Bu yazımızda akaryakıt sektörünün sağlık, emniyet, çevre ve güvenlik prensipleri ile ilişkisine değineceğiz.

TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ AKARYAKIT SEKTÖRÜNÜ YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR
Ekonomik büyüklükleri açısından bakıldığında petrol sektörünün en büyük parçası olan akaryakıt sektörü 25 milyar dolar büyüklüğünde, yıllık 17,5 katrilyonluk vergi geliri yaratan, Türkiye’nin enerji ihtiyacında önemli bir paya sahip olan bir sektördür. Türkiye’nin ulusal politikasının temel unsurlarından biri olan AB üyeliği akaryakıt sektörünü de yakından ilgilendirmektedir.

AKARYAKIT SEKTÖRÜNDE ÇEVRENİN KORUNMASI BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Enerji sektörünün bir alt kolu olan akaryakıt sektöründe AB’ye uyumun en temel unsurlarından birini çevre, insan sağlığı ve risk yönetimi oluşturmaktadır. Bu sektörde faaliyet gösteren kuruluşların işyeri güvenliğini, çalışanlarının sağlığını ve çevrenin korunmasını önemsemesi büyük önem taşımaktadır.

HİÇBİR KAZANIN OLMAMASI İÇİN GÖSTERİLEN ÇALIŞMALARIN TÜMÜ
Bu sebeple oluşturulan Sağlık, Emniyet, Çevre ve Güvenlik prensipleri (SEÇ-G), sağlık emniyet ve çevreye saygı göstererek iş esnasında hiçbir kazanın olmaması için gösterilen çalışmaların tümü olarak tanımlanabilir. İşyeri güvenliğinin, mesleki sağlığın ve çevrenin korunmasının taşıdığı önem birden fazla unsurla şekillenmektedir. SEÇ prensipleri üç temel nokta üzerinde şekillenir:

İş ahlakı
İş ahlakı, çalışanlar ve işveren arasındaki uyum sayesinde şekillenir. İşverenlerin ve çalışanların diğer kişilerin hayatını koruması, sağlığını düşünmesi ve çevre duyarlılığı iş ahlakının ve bir takım olarak çalışabilmenin en somut göstergeleridir. Nitekim akaryakıt sektörde faaliyet gösteren kuruluşların işyeri güvenliğini, çalışanlarının sağlığını ve çevrenin korunmasını göz önünde bulundurarak hareket etmesi ve bu yolla gerek işçi ve gerekse çevre sağlığı açısından son derece önem arz etmektedir.

Maliyetler
Bir çalışanın işverenin kusuru nedeniyle sağlığını ve hatta hayatını kaybetmesi ya da işyeri faaliyetleri sonucu çevre kirliliği oluşması yalnızca anlık sonuçlar doğurmaz. İşyerinin maruz kalacağı tedavi maliyetleri, yükselen sigorta primleri, tazminatlar, saygınlık kaybı, üretim aksaması, verimlilik düşüşü gibi bir dizi doğrudan ve dolaylı maliyet basit bir kazanın büyümesine ve işyerinin varlığını tehdit eder duruma gelmesine yol açabilir. Bu sebeple SEÇ prensipleri çerçevesinde hareket edilerek sonradan ortaya çıkma riski olan maliyetleri minimuma indirmek bir çok açıdan faydalı olacaktır.

Yasal düzenlemeler
Yasal düzenlemelere uyma ve mevzuatın gerekliliklerini yerine getirme SEÇ prensiplerinin bir başka sac ayağını oluşturmaktadır. Kişilerin ve kuruluşların devletin belirlediği gereklilikleri yerine getirmesi bir yükümlülüktür. Aksi halde, bir kaza, hastalık, çevre kirliliği sonucu yasal denetimlerden soruşturmalara, mahkemelerden yasal cezalara ve hatta geçici işyeri kapatmalarına kadar varabilecek bir dizi yaptırım işyerinin ticari faaliyetlerine darbe vuracak hayati süreçlerdir.

MEYDANA GELECEK KAZALARIN EN AZA İNDİRİLMESİ GEREKİYOR
Sonuç itibariyle Sağlık, Emniyet, Çevre ve Güvenlik prensipleri (SEÇ-G)sağlık emniyet ve çevreye saygı göstererek iş esnasında hiçbir kazanın olmaması için gösterilen çalışmaların her alanda olduğu gibi akaryakıt sektöründe de hassasiyetle üzerinde durulması ve bu yolla meydana gelebilecek olan kazaların en aza indirilmesi gerekmektedir.