Bundan tam 5 yıl önce bu vakitler Kahire’deydim. Geçmişten geleceğe Mısır’ın enerji sektörünü konu alan bir kitap yazıyoruz. Kitabın petrol ve doğal gaz bölümlerini ben kaleme aldığımdan 2010 yılı başından beri hemen hemen her ay Kahire’ye gidip petrol ve gaz konularında faaliyet gösteren tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla görüşüyorum. Görüştüğüm yüzden fazla insandan bazısı teknik […]
Bundan tam 5 yıl önce bu vakitler Kahire’deydim. Geçmişten geleceğe Mısır’ın enerji sektörünü konu alan bir kitap yazıyoruz. Kitabın petrol ve doğal gaz bölümlerini ben kaleme aldığımdan 2010 yılı başından beri hemen hemen her ay Kahire’ye gidip petrol ve gaz konularında faaliyet gösteren tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla görüşüyorum. Görüştüğüm yüzden fazla insandan bazısı teknik bilgisiyle, bazısı tecrübesi ve konuya hakimiyetiyle, bazısı açık sözlülüğüyle, bazısı sıcak kanlılığı ve yakınlığı ile bazısı mükemmel İngilizcesiyle, bazısı vizyonuyla, ama sadece bir ikisi tüm bu özellikleri içermesiyle beni etkilemişti.
Bunlardan birisi, yaptığımız görüşmelerde tüm üst yönetim kademesini bir araya getiren Ganoub El Wadi Petroleum Holding Company (GANOPE)’nin Yönetim Kurulu Başkanı Şerif İsmail’di. Evet, Mısır’ın bugünkü (Eylül sonu) Başbakanı olan Şerif İsmail. “100 yıldır petrol arayıp üretmemize rağmen Mısır’ın jeolojisini henüz net olarak bilmiyoruz” diyordu Şerif İsmail. Aynı yerlerde dönüp dolanmaktan ziyade bakış açısını değiştirip yeni ve bakir alanlara yönelinmesi gerektiğini, bunun için de gerekli ortamın sağlanmasının şart olduğunu ekliyordu.
Mısır’da ticari miktarda petrol 1909’da keşfedildi
Mısır’da ilk petrol sondajı 1886 yılında başladı. Açılan kuyuda petrol ve gaz emarelerine rastlanmasına rağmen bulunan miktar ticari üretim yapmaya yeterli değildi. Ticari miktarda petrol ilk defa 1909 yılında keşfedildi ve bir yıl sonra petrol üretimine başlandı. Mısır, ticari doğal gaz üretiminin başladığı 1975 yılına kadar petrol devrini yaşadı. 1975 ile 2003 arası petrol ağırlıklı bir hidrokarbon devri oldu. 2004 yılından sonra ise gaz ağırlıklı döneme girilmişti. Hızla artan doğal gaz üretimi Temmuz 2003’te Mısır’ı gaz ihracatçısı ülkeler arasına soktu. Mısır, 2004 yılı itibariyle de LNG ihraç etmeye başladı.
Mısır bu sene LNG ithal etmeye başladı
Mısır, 2010 yılından itibaren net petrol ithalatçısı durumuna düştü. 2011 yılı Ocak ayında Kahire’nin Tahrir meydanında başlayan gösteriler sonrasındaki süreçte siyasi belirsizliğin ve bozulan ekonominin de etkisiyle ülkede doğal gaz arama, saha geliştirme ve üretim sektörleri ağır darbe aldı. Gaz üretimi yerinde saymaya ve hatta gerilemeye başladı. 2010 yılında gerçekleştirilen 60 milyar metreküp (bcm)’den fazla üretim 2014’te 50 bcm’in altına indi. Tüketim ise hızla artmaya devam ediyordu. Öyle ki, 2010 yılında 45 bcm iken 2012 ve 2013’te 50 bcm’in üzerine çıkmıştı. Bu arada gaz ihracatı sürekli düşmeye başlamıştı. 2014 yılı ortasından sonra ihracat tamamen durdu. Gaz talebi karşılanamadığından çimento dahil bazı sektörlerde kömür kullanılmasına izin verildi. Elektrik sektörüne verilen gaz miktarında da kısıntıya gidilince elektrik kesintileri kronikleşti. Nihayetinde gaz tüketimi 2014’te 50 bcm’in altına indi. İhracatın durması ve yıllık 36 bcm kapasiteye sahip ihracat alt yapısının atıl kalmasını bir yana bırakın Mısır bu sene LNG ithal etmeye başladı.
Mısır şu anda 2 adet yüzer doğal gaz depolama ve yeniden gazlaştırma gemisi (FSRU) kiralamış durumda. İlki Nisan ayında teslim alınan Hoegh LNG’nin 14 milyon metreküp/gün, ikincisi ise 30 Eylül’de teslim alınan Norveçli BW Gas Group’un 21 milyon metreküp/gün kapasiteli gemisidir. Bu tesislerle LNG ithal etmek amacıyla Mısır hükümeti Aralık 2014’ten bu yana birçok şirketle LNG ithalat anlaşması imzaladı. Bunlardan bazıları ikili anlaşmalar, bazıları da açılan iki uluslararası ihale sonucunda gerçekleşti. İlk ihale 67 LNG kargo, ikinci ihale ise 45 kargo içindi.
7 milyon tondan fazla LNG ithal etmesi bekleniyor
Mısır’ın Temmuz 2015 ila Haziran 2016 tarihleri arasında 7 milyon tondan fazla LNG ithal etmesi bekleniyor. İlaveten, Mısır’ın EGAS şirketi 30 Temmuz’da Ürdün’ün Akaba limanında devreye sokulan FSRU vasıtasıyla temin edilebilecek LNG’nin de Arap Gaz Boru hattı (AGP) yoluyla Mısır’a ulaştırılması konusunda görüşmelere başladı.
Hatta Mısır’da atıl duran BG ve Union Fenosa Gas’ın yıllık toplam kapasitesi 19 bcm olan LNG tesislerine ve iç piyasaya Güney Kıbrıs ve İsrail’den gaz temin etmek amacıyla birçok niyet mektubu ve mutabakat zaptı bile imzalandı.
Ben ise, İsrail ve Güney Kıbrıs gazının Mısır’da atıl duran LNG tesisleri yoluyla dış pazarlara veya Mısır iç piyasasına satılmasının ancak 2020’lı yılların başlarına kadar mümkün olduğunu iddia ediyordum. Haliyle, bizim kitaptaki Mısır’ın keşfedilmemiş doğal gaz potansiyeli tahminim (ki Mısır ulusal Doğal Gaz Şirketi EGAS’ın tahmininden bile fazlaydı) ve gaz üretim projeksiyonlarım haklı olarak eleştirilmeye başlandı. Öyle ya, yukarıda ana hatlarını verdiğim karamsar tabloya rağmen er ya da geç Mısır tekrar gaz ihraç eder hale gelecek diye iddia etmek abes kaçıyordu.
Ve 30 Ağustos 2015. İtalyan Eni şirketinin Mısır sularında 850 bcm gaz içeren bir saha keşfettiğini öğreniyorum. Yüzümde hafif bir tebessüm beliriyor.
Yabancı yatırımcıyı geri kazanmak için gereken hamelelere geç kalındı
Mısır’ı gaz ithalatçısı durumuna sokan temel neden, biriken borçlar ve cazip olmayan gaz fiyatı yüzünden arama, saha geliştirme ve üretim sektöründeki faaliyetlerin yavaşlaması ve darboğaza girmiş olan enerji sektöründe geciken reformlardı. Mısır hükümeti yabancı yatırımcıyı geri kazanmak ve gaz arama-üretim sektörünü çekici hale getirmek için gereken hamleleri birçok nedenden ötürü hem çok geciktirmiş hem de gereği şekilde yapamamıştı.
BP-BG konsorsiyumu Mısır hükümeti ile 12 milyar dolarlık anlaşma imzaladı
Geçen yıldan beri yapılan hamleler kendisini yeni yeni göstermeye başladı. Geçtiğimiz Mart ayında BP-BG konsorsiyumu Batı Nil Deltası’nda toplamda 140 bcm gaz içeren bazı sahaları geliştirmek için Mısır hükümeti ile 12 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. 2017 yılında bitmesi planlanan saha geliştirme işlemleri sonrasında yıllık 12 bcm gaz üretileceği tahmin ediliyor. Mart 2015’te BP ayrıca Doğu Nil Deltası’nda 140 bcm gaz potansiyeli olduğu tahmin edilen Atoll sahasını keşfetti.
Bu arada Mısır hükümeti Total, RWE, BP, Shell, Apache and Edison gibi şirketlerle önceden 2,5-2,65 dolar/milyon Btu (88-93 dolar/1000 m3) olan gaz alım fiyatını 3 doların üzerine çekti. Hatta Temmuz ayında Eni ve Edison ile yeni keşfedilen sahalardan üretilecek gazın alım fiyat aralığını 4 ila 5,68 dolara çıkarttı. Bunlara ilaveten, Shell ve Apache şirketleriyle kaya gazı pilot üretimi (Apollonia projesi) için Aralık 2014’te yapılan anlaşma çerçevesinde üretilecek gaz fiyatı 5,45 dolara çıkarıldı.
Arama, saha geliştirme ve üretim sektörü canlandı
Mursi hükümetinin devrildiği Temmuz 2013’te yabancı şirketlere olan 6 milyar dolardan fazla borcun yarısı geçtiğimiz Ağustos ayına kadar kapatıldı. Ayrıca, geçtiğimiz yıllardan beri üst üste açılan petrol ve gaz arama-üretim ihalelerinin de yardımıyla ülkede arama, saha geliştirme ve üretim sektörü canlanmaya başladı. Bu canlanma, önceden keşfedilmiş ama saha geliştirme çalışmalarına başlanmamış veya başlanıp tamamlanmamış çok önemli bazı sahaların da 2020 öncesinde üretime sokulmalarına destek verecektir.
Talep cephesinde yapılması gereken daha çok şey var
Sadece arz cephesinde hamleler yapmak yeterli değil tabii ki. Talep cephesinde de önemli adımların atılması ve hayata geçirilmesi gerekiyor. Devlet bütçesinin dörtte birini oluşturan enerji sübvansiyonlarının azaltılmasıyla gaz ve elektrik talep artışını frenlemek yeterli olmadığından (ki buna rağmen enerji sübvansiyonlarının bu yıl 10 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor) alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelindi. Nükleer santral kurarak elektrik üretiminde gittikçe şişen gazın ağırlığını azaltmak için Putin’in Şubat 2015’te Kahire ziyaretini takiben Ruslar ile anlaşmaya varıldı. Diğer yandan, ülkenin enerji bileşenine kömür de dahil edilerek enerji bileşiminin çeşitlendirilmesi yoluna gidildi. Talep cephesinde yapılması gereken daha çok şey var, özellikle de enerjinin etkin kullanımı ve savurganlığın önlenmesi.
Bence Mısır’ın doğal gaz sektörünün geleceğini yer altı faktörlerden ziyade yer üstü faktörler belirleyecektir. Eğer sektör kalifiye insanlar tarafından başarılı şekilde yönetilmez ise sektörü bugün içinde bulunduğu zor durumdan Zohr sahası bile kurtaramaz.
Saha geliştirme maliyeti 7 milyar doları aşacak
Şimdi gelelim Mısır’ın enerji tarihine geçmesi yanında Doğu Akdeniz bölgesinin enerji ve jeopolitik dinamikleri açısından da son derece önemli olan Eni’nin Shorouk parselinde keşfettiği Zohr gaz sahasına. Eni’nin yaptığı açıklama Zohr sahasında 850 bcm gaz bulunduğunu (in place) ifade etmekteydi. Bunun yüzde 75’inin çıkarılabilir gaz olduğunu varsayarsak sahanın gaz miktarı 638 bcm’e karşılık gelir. Yıllık gaz üretim miktarının 25-30 bcm olacağı tahmin ediliyor. Üretimin başlama tarihi konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılsa da sahanın 3-4 yıldan önce tam kapasite üretime geçmesi mümkün gözükmemektedir. Saha geliştirme maliyetinin ise 7 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor.
Eni’nin bu kadar büyük bir doğal gaz sahası keşfettiğini öğrenen Shell şirketi yönetimi herhalde biraz pişmanlık duymuştur. Royal Dutch/Shell şirketi, içinde Shorouk parselininde yer aldığı Nemed adı verilen çok büyük bir parseli 2011 yılında bırakmadan önce, Zohr sahasının bulunduğu parselin güney batı köşesinde bir kuyu açmış fakat bir şey bulamamıştı. Zohr sahası parselin kuzey doğu köşesinde keşfedildi. Mısır hükümeti devasa Nemed parselini daha küçük parsellere bölerek 2012 yılında uluslararası ihaleye açmıştı. İtalyan Eni şirketi, Nisan 2013’te Shorouk adı verilen 9 numaralı parseli almış ve Ocak 2014’te Mısır hükümeti ile anlaşma imzalanmıştı.
Zohr sahasının sınır tespit çalışması henüz yapılmadı
Zohr sahası Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nin tek taraflı olarak ilan ettiği münhasır ekonomik bölge sınırına 6,5 km uzaklıkta olup GKRY’nin Fransız Total şirketine verdiği 11 numaralı parselin tam karşısındadır. Zohr sahasının sınır tespit çalışması henüz yapılmadığından (ikinci kuyu 2016 başında açılacak) Zohr’un GKRY tarafına uzanıp uzanmadığı henüz bilinmemektir. Eğer uzanıyorsa GKRY ve Mısır arasında Aralık 2013 tarihinde yapılan, sınırlardaki hidrokarbon kaynaklarının kullanımına ilişkin anlaşma devreye girecektir.
Fransız Total şirketinin GKRY’nin 11 nolu parseline ilişkin anlaşması Şubat 2016 tarihinde bitecek. Total’ın bu sene başında bıraktığı ve 11 numaralı parselin hemen yanında bulunan 10 numaralı parsel şu anda sahipsiz. Total’in ne yapacağını önümüzdeki aylarda hep birlikte göreceğiz.
Peki ya GKRY ve İsrail gazının Mısır’da atıl duran LNG ihracat tesislerine ve Mısır iç piyasasına yönlendirilmesi planlarına ne olacak? Aslına bakılırsa Kıbrıs ve İsrail’den Mısır’a ihracat amaçlı gönderilmesi planlanan yıllık toplam gaz miktarı (yaklaşık 7 bcm Afrodit’ten, 7 bcm Leviathan’dan, 4,5 bcm Tamar’dan) Mısır’ın LNG kapasitesinden zaten fazlaydı. Zohr sahasının keşfiyle birlikte bu tesislerinin 2020 sonrasında da atıl kalması pek olası gözükmemektedir. Olayın bir de ticari boyutu var tabii ki. Kıbrıs ve İsrail gazının 5,5 dolar/milyon Btu’dan aşağı satılmayacağı yolunda birçok endikasyon var. Halen sonuçlanmayan İsrail’deki gaz regülasyonuna ilişkin sorun da buna dahil. Bu fiyata gazın boru hattıyla LNG tesislerine ulaştırma maliyeti, LNG tesislerinde sıvılaştırma maliyeti, LNG taşıma maliyeti ve yeniden gazlaştırma maliyeti eklendiğinde (kar hariç) ortaya çıkan fiyat bugün Avrupa ülkelerinin ithal ettiği LNG fiyatından yüksek olacaktır.
Kısaca özetlemek gerekirse, global LNG piyasasında ileriye yönelik beklentiler ve petrol ve gaz fiyatlarında değişen dinamikler de dikkate alındığında, Afrodit ve Leviathan sahalarının geliştirilerek üretime sokulması ve Tamar sahasından gelecek gazla beraber Mısır’daki LNG tesisleri yoluyla dış piyasalara ihracı penceresi yavaş yavaş kapanmaktadır.
İsrail’in vergi ve ihracat politikalarındaki sürüncemeler, saha geliştirme süreçlerinde karşılaşılan sıkıntılar, enerji düzenlemelerinde yaşanan zig zaglar ve sonu gelmeyen problemler nedeniyle bir türlü devreye sokulamayan Leviathan sahasından Mısır’a gaz ihracatı artık opsiyon olmaktan çıkmaktadır. Tamar gazının Mısır’a getirilmesi opsiyonu ticari manada pek cazip olmasa da halen açık. Fiyat uygun olmuş olsa bile Tamar gazını almayı planlayan BG’nin Mısırlı EGAS şirketi aleyhine açmış olduğu tahkim davasını düşürmeden böyle bir ticaretin gerçekleşmesi pek olası değildir. Yani İsrail gazı boş bir treni kaçırmak üzeredir.
Kıbrıs gazı için durum az da olsa daha iyimser. Afrodit sahasındaki gazın bir boru hattıyla Mısır’a getirilmesi konusu halen gündemde. BG Egypt ile GKRY yönetimi arasında tam bir sene önce başlayan müzakereler Eylül sonunda devam ederken, Afrodit sahasının geleceğine ilişkin nihai kararın da yakın bir zamanda verilmesi bekleniyor. Bakarsınız, Zohr sahasına 35-40 km uzaklıkta olan Afrodit sahasının Zohr’la eş zamanlı olarak geliştirilip bir boru hattıyla iki sahanın birbirine bağlanması yakında gündeme gelir. Belki Leviathan’dan Afrodit’e bir hat çekilir ve GKRY’nin Vasilikos’ta LNG ihracat tesisi kurma planları tekrar gündeme gelir.
“İklim Kanunu’muzu bu yıl içerisinde TBMM’den çıkaracağız”10 Ekim 202418:57 Gazprom ile Macaristan doğal gaz tedariki için mutabakat zaptı imzaladı10 Ekim 202417:36 Elektrik şebekelerine bilinçsiz müdahale konusunda uyarı10 Ekim 202416:11 TÜREB, NİŞ PR’ı seçti10 Ekim 202415:21 “Doğal gaz bize avantaj ve esneklik sağlıyor”10 Ekim 202415:07