EPDK’sız şarj olmaz

Temmuz ayı içerisinde Ankara’da çok önemli bir toplantı yapıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Müdürlüğü ve TÜBİTAK yetkilileriyle, elektrikli araçlar için şarj istasyonu kurulumu alanında faaliyet gösteren firmaların temsilcilerinin katıldığı bu toplantının konusu elektrikli araç şarj istasyonlarının almak zorunda oldukları işyeri açma ve çalışma ruhsatıydı.

Şimdi bu toplantının yaklaşık bir ay öncesine gidelim. Tarih 9 Haziran 2020. Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla bir Yönetmelik yayınlandı: İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik…

Bu yönetmeliğin 13. Maddesiyle elektrikli araç şarj istasyonları 3. Sınıf Gayrisıhhi Müessese kapsamına alındı. Yönetmelikte 3. Sınıf Gayri Müessese kapsamına alınan noktalar belirlenirken şu ifadeler kullanılıyor:

“Elektrik enerjisiyle çalışan araçların, elektrik ihtiyacını temin edebilmeleri için, otoparklarda, alışveriş merkezlerinin otopark alanı olarak ayrılmış yerlerinde, akaryakıt istasyonlarında veya yetkili idarece uygun görülecek ve imar planında bu amaca ayrılmış olan diğer yerlerde müstakil olarak kurulacak elektrikli araç şarj istasyonları…”

Bu alanlar dışında kalan ve ticari amaç gütmeyen konut ve işyeri gibi yerlerde kurulan şarj istasyonları için ruhsat aranmayacak. Tabi burada konut ve işyerlerindeki istasyonlar da tüm araçlara şarj hizmeti verirlerse ne olacak, net değil.

Yönetmeliğin en can alıcı noktalarından birisi ise yürürlük tarihi. Yönetmelik uyarınca bu madde, Resmi Gazete’de yayımlanmasından 3 ay sonra yürürlüğe giriyor. Yani bu tarih 9 Eylül 2020. Bu tarihe kadar mevcuttakiler de dahil olmak üzere tüm şarj istasyonları İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı almak zorunda…

Şimdi Temmuz ayına gelelim tekrar. Yazımın başında belirttiğim toplantının ana gündem maddesi işte bu konu. Özel sektör, belediyelerden her şarj istasyonu için 3 ay içinde ayrı ayrı ruhsat almak zorunda. Ruhsat alma işlemi zaten başlı başına yaklaşık 3 aylık bir süreyi kapsıyor. Özel sektör bu sürenin uzatılmasını ve daha makul bir süre verilmesini talep ediyor. Ruhsatlandırmanın maliyeti de cabası. Her nokta için 15 bin liraya varan ruhsat maliyetlerinden bahsediliyor. Neredeyse ürünün kendisinden 10 kat daha pahalı bir ruhsat maliyeti olur mu hiç?

Bir diğer talep ise ruhsatların lokasyon bazında değil, şirket bazında alınması. Yani bu alanda faaliyet gösteren her şirket, işyeri açma ve çalışma ruhsatı alsın ve bu ruhsatla gerekli kurulumları yapsın.

Burada bir parantez açalım. Aslına bakarsanız, elektrikli araç şarj istasyonları için belediyeler tarafından işyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi gerekliliği de ayrı bir tartışma konusu. Bu istasyonlar, her biri sertifikalı firmalar tarafından yapılıyor.

Sonuç olarak toplantıda her iki talep de yani hem süre uzatımı hem de şirket bazlı ruhsat talebi, toplantıya katılan kamu temsilcilerince prensipte olumlu karşılanıyor ve bu konular hakkında çalışma yaptıktan sonra tekrar toplanılmasına karar veriliyor.

Buraya kadar her şey çok güzel. Ortada çok önemli bir sektör için hazırlanmış bir yönetmelik, bu yönetmeliğe ilişkin özel sektörün bir takım talepleri, özel sektörü dinleyen ve sorunları çözme konusunda yapıcı yaklaşan bir kamu otoritesi var. İstenen ve takdir edilmesi gereken bir tablo.

Ancak, bu toplantı konusunda dikkatimizi çeken husus, yazımın ilk paragrafında sizin de dikkatinizi çekmiş olmalı. Elektrikli araç şarj istasyonları, elektrik sektörünü doğrudan etkileyen ve ilgilendiren bir konu. Üstelik benzer işlevdeki akaryakıt, LNG ve CNG istasyonlarına ilişkin düzenlemeler de EPDK’nın görevi dahilinde. Şarj istasyonları için bu kadar büyük önem taşıyan bir toplantıda EPDK’nın çizeceği stratejiler, piyasanın sağlıklı büyümesi anlamında çok önemli.

Yine aynı şekilde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkililerinin aktardığı bilgiye göre ilgili bakanlık temsilcilerinden bir koordinasyon komitesi kurulacak ve bu komite, şarj istasyonlarıyla ilgili yapılacak düzenlemeler öncesi çalışmalar gerçekleştirecek. Kurulması planlanan bu koordinasyon komitesinde EPDK’nın daha aktif rol üstlenmesinin önemine inanıyoruz. mutlaka temsilci bulunacağına inanıyoruz. Hatta bu komitenin merkezi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK olmalı. Bu, alınacak kararların ve atılacak tüm adımların çok daha sağlıklı ve verimli olmasına katkı sağlayacaktır. Özellikle EPDK’nın, yakıt türü ne olursa olsun araç yakıt ikmal istasyonlarının kurulmasına ve lisanslandırılmasına yönelik 20 yıla yaklaşan bilgi birikimi ve tecrübesi de bunu gerektiriyor.

250 bin şarj istasyonu

Bahsettiğimiz bu toplantıdan birkaç gün sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in ev sahipliğinde yapılan toplantıda bir araya gelen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz, ülke genelinde kurulacak şarj istasyonlarının yol haritasını masaya yatırdı.

Şarj istasyonlarının kurulumunda teknik ve idari hususların ele alındığı toplantıda, şarj yönetimi ve donanım standartlarının oluşturulması, gerekli mevzuat düzenlemeleri, fiyatlandırma, yavaş ve hızlı şarj gereksinimleri, ulusal projeksiyon ve uluslararası gelişmeler ele alındı. Toplantı sonrası değerlendirmede bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’de her bin kişiye 155 araç düştüğünü belirterek, “2030 yılına geldiğimizde 1 ila 2,5 milyon elektrikli aracın yollarda olacağını öngörüyoruz. Bu araçlar için her 10 araca 1 şarj noktası olacak şekilde şarj noktası planlaması yapıyoruz. Böylece yaklaşık 250 bin adet kamuya açık şarj noktası oluşturacağız” dedi.

Yani…

Yanisi açık…

Bir; yıllardır söylediğimiz, akaryakıt istasyonu kavramı araç yakıt istasyonu kavramına hızla dönüşüyor.

İki; Tüm enerji segmentlerinde olduğu gibi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın belirlediği stratejiler doğrultusunda ve yine Bakanlığın yönlendirmeleriyle, aracı harekete geçiren her şeyle ilgili düzenlemelerin merkezi EPDK olmalıdır.

Üç; Şarj istasyonları için piyasada anlatılan efsanelere hemen kapılmayın. Bu pazarın sağlıklı büyümesi için rekabetçi, kurallı ve disiplinli bir piyasa yapısı şarttır. Bu da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK tarafından en iyi şekilde oluşturulur.