‘LPG, sadece kriz ve afetlerde hatırlanacak bir yakıt değil’

Enerji Fuarcılık tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi’nin ilk gününde dikkat çeken oturumlardan biri de Türkiye LPG Piyasası oturumu oldu. Moderatörlüğünü Balkan Gazetecilik Genel Yayın Yönetmeni Bikem Ögünç Demir’in yaptığı oturumun konuşmacılarıysa TOBB LPG Meclisi Üyesi Güray Işıkgüner, Türkiye LPG Derneği Başkanı Eyüp Aratay ve PETDER Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Ergi’ydi.

‘LPG, sadece kriz ve afetlerde hatırlanacak bir yakıt değil’
Petroturk | Enerji Haberleri
  • Yayınlanma17 Aralık 2024 12:18

Enerji Fuarcılık tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi’nin ilk gününde dikkat çeken oturumlardan biri de Türkiye LPG Piyasası oturumu oldu. Moderatörlüğünü Balkan Gazetecilik Genel Yayın Yönetmeni Bikem Ögünç Demir’in yaptığı oturumun konuşmacılarıysa TOBB LPG Meclisi Üyesi Güray Işıkgüner, Türkiye LPG Derneği Başkanı Eyüp Aratay ve PETDER Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Ergi’ydi.


TOBB LPG Meclisi Üyesi Güray Işıkgüner

TOBB LPG Meclisi Üyesi Güray Işıkgüner

‘LPG eski usul yakıt olarak görülüyor’

18- 22 Kasım tarihlerinde Afrika’da Cape Town’da düzenlenen WLGA tarafından düzenlenen LPG Haftası’ndan yeni geldim. Dünyada LPG ticareti 350 milyon tona dayanmış durumda. Bu çok ciddi rakam. Türkiye piyasasıyla kıyasladığımızda dünyanın ne kadar büyük, bizimse ne kadar küçük kaldığımızı görüyoruz. Bunun 150 milyon tonu evsel tüketim. 25 milyon ton, otomasyona ayrılmış. Yenilenebilir LPG’de, yıllık bazda düşündüğümüzde bu çok düşük bir rakam. Önümüzdeki sene 600 bin tonları bulmasını bekliyoruz. Türkiye’de problemleri tartışıyoruz. Dünyadaki problemlerin başında ise LPG’yi iyi anlatamamamız geliyor. Bunun nedeni de LPG’nin daha eski usul bir yakıt olarak görülmesi.

Öyle bir enerji kaynağı bulmalıyız ki her şeyden önce güvenilir, sürdürülebilir ve temiz yakıt olmalı. LPG’nin geçmişe nazaran farkı yüzde 60 doğal gaz kaynaklarından üretiliyor olması. Çelik tüp dediğimiz ürün, “kullan at” bir ürün değil. 20 senenin üzerinde ömrü ve oldukça geniş bir kullanım alanı var. Aynı gazı alıyorsunuz, tüpün içine koyuyorsunuz ve kullanıyorsunuz. Kullanılabilirlik açısından revaçta olan bir ürün. Ancak bizim problemlerimizden biri, maddi bakımdan ulaşılabilir olmak. Bunun nedeni ise üründe kullanılan çeliğin pahalı olması. Operasyon maliyetlerimiz yüksek. Bu nedenle kullanıcıların tüpün içinde ne kadar ürün kaldığını görmesini istiyoruz. Dünya LPG Birliği de bu problemi çözmek için bazı aksiyonlar almaya çalışıyor. Örneğin, Asya’da ‘pay on go’ sistemini deniyorlar. Tüketici tesislere gidiyor, tüpünü iade ediyor ve yerine yeni bir tüp alıp çıkıyor ya da ‘kullandığın kadar öde’ sistemleri var.

İlk başta söylediğim konferans Afrika’da olduğu için iki önemli konu konuşuldu; uluslararası enerji ajansının konularından biri ‘hayat için pişirme’ydi. Çünkü Afrika’da çok fazla odun, tezek yakımı var. Bu hem doğaya hem sağlığa zarar veren bir durum. Türkiye’de kişi başına yaklaşık 7 kilogram gaz kullanılıyor. Ancak Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde bu rakam 40 kilogramlar civarında. Afrika’da ise 4 kilogram. Kuzey Afrika ortalaması 50 kilogramlarda seyrediyor. Geçtiğimiz 10 yılda pazar iki kat büyüdü. Son olarak önemli bir mesaj verildi; ‘LPG sektörü olarak birbirimizin rakibi değil, Afrika gibi pazarlarda birbirimizi tamamlayıcı olmalıyız.’

TOBB LPG meclisi olarak birçok toplantıda fayda-maliyet analizi konusuna eğiliyoruz. İzlenebilirlik zor ve esasında canımızı sıkan bir konu. Fayda-maliyet analizine bakmak lazım.

Burada önemli olan sektöre binen yükün karşılığını alıp alamayacağımız konusudur. Maliyetten sonra çıkacak sonuç bu işe fayda sağlayacak mı, emin olamıyoruz. Dolayısıyla bu konu sürekli uzatılan bir konu olarak gündemde. Biz de TOBB LPG Meclisi olarak bu konuyu çok yakından takip ediyoruz. TÜBİTAK ile maliyeti düşürecek çözümler üzerinde çalışmalarımız var. Türkiye pazarı, oturmuş, çok ciddi pazar, çözüm bulmak zorundayız.

Ülkemiz jeopolitik açıdan çok stratejik bir konumda yer alıyor. Savaş, doğal afet vs. etrafımızda sürekli bir aksiyon yaşanıyor. Bu noktada, LPG arzının önemini şöyle anlatmak istiyorum: “Güneş enerjisi iyi, doğal gaz kötü, rüzgar iyi vs. kötü.” Bu, doğru bir bakış açısı değil. Bir yakıt kötü veya iyi değildir, bir enerji miksi kötü veya iyidir. Dolayısıyla o miksteki enerji oranının çok kritik olduğunu düşünüyorum. LPG de bu bakımdan sayabileceğimiz en iyi yakıt değil ama mutlaka bulunması gereken bir yakıt. 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinde hepimiz gördük, tüp ekmekten sonra AFAD’ın listesine ikinci sırada girdi. Miksin içinde LPG’nin mutlaka bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Afrika’daki toplantıda doğal gaz için ‘doğal gaz bir raylı sistemse, LPG otobüs’ tabiri kullanıldı. Bu anlamda, LPG’nin stratejik konumunu ülkemiz için çok önemli buluyorum.”


Türkiye LPG Derneği Başkanı Eyüp Aratay

Türkiye LPG Derneği Başkanı Eyüp Aratay

‘Dünyada en fazla otogaz istasyonu bulunan ülkeyiz’

Türkiye LPG pazarımızın içinde bulunduğu konum ve dinamikleri çok farklı. Türkiye LPG sektörünün geçmişi 1962 yılına dayanıyor. İlk olarak tüplü segmentle başlamış. Tüplü segmentin ardından, 1970’li yılların başında “dökme” olarak tabir ettiğimiz segment kullanılmış. Son olarak da 1996 yılının başından itibaren geçerli olmak üzere pazara otogaz girmiş. Tüplü, bu sektörün başlangıcı olan ana segmentimiz. 1962’den 2000’li yıllara kadar gelişen yapısıyla 2 milyon tona ulaştı. Geçtiğimiz yıl 620 bin tonajla daralan bir pazarımız var. Kişi başı 7 kilogramlık tüketimden bahsediyoruz. Bunun da temel nedeni doğal gaz. Bu pazarın bu kadar küçülmesi sektörün içinde başka sorunları da gündeme getiriyor. Bu sorunlarla şimdilerde de uğraşmaya devam ediyoruz. İkinci segmentimiz endüstriyel satışlar dediğimiz dökme LPG segmenti. Bu segment de aynı şekilde 2000 yılına kadar 1,1 milyon tona kadar ulaşmıştı. Bugünlerde yaklaşık 100 bin tonlar mertebesinde. Sektör olarak doğal gazın gidemediği ticari ve endüstriyel işletmelere ürün ve hizmet sunmaya gayret ediyoruz. Son segmentimiz ise otogaz. Bu segment, diğer iki segmentin aksine, büyüyen bir segment. 2023 verileriyle rakamlar 3,5 milyon tonu aşmış durumda. Dünyada en fazla otogaz istasyonu bulunan ülkeyiz ve ikinci büyük pazar haline geldik. Otogazlı araç parkına sahip bir ülkeyiz. 2022’den 2023’e doğru baktığımızda, büyüyen bir pazar trendimiz var. Türkiye LPG pazarı, 2022’den 2023’e yüzde 13,6 oranında büyüdü. Eylül sonu verilerine baktığımızda ise toplam pazarda yüzde 8’lik bir daralma görüyoruz. Özellikle tüplü segmentte yüzde 9’a varan bir daralma yaşıyoruz. Otogaz segmentinde de yüzde 1’lere varmıştık. Bu yılki yüzde 1’lik daralma, beklediğimiz bir daralma değildi. Bunu doğrudan ekonomik zorluklarla ilişkilendirebiliyoruz.

5307 sayılı LPG Piyasası Kanunu’na göre LPG dağıtım şirketleri, kendi markalarını taşıyan tüplerle ticaret gerçekleştiriyor. Buradaki hassas konu, tüplerin mülkiyetlerinde olması konusu. Bu dolaşım zinciri içinde, dağıtım şirketi tüpü dolduruyor, bayi de 12 kg ve üstü tüpleri son kullanıcıya teslim ederek ticari dolaşımını tamamlıyor. Bu segment, 2,1 milyon ton büyüklüğe ulaştı ve bugün yaşam mücadelesini 600 bin tonlar seviyesinde sürdürüyor. Yaklaşık 6 bin tüplü bayimiz var. Türkiye’nin 81 vilayetinde, “kar/kış” demeden, bu hizmet müşterilere kesintisiz olarak götürülmeye çalışılıyor. Dolayısıyla ister istemez markalar arasında müşteri geçişleri ortaya çıkıyor. Müşteri geçişlerinden açığa çıkan boş tüpler de “takas” kavramını doğuran temel tüpler oluyor. Özellikle daralan piyasada, bu konu sektörün en önemli gündem maddelerinden biri. Piyasada, ticari koşulları fırsat olarak görüp bunların ticaretini yapan, fırsat olarak türeyen belli gruplar var. Sektör olarak daha önce de bu konuda düzenleme yapılması adına görüşmelerde bulunmuştuk. Kendi tüpünü tekrar tekrar satın almak büyük bir yük. Önümüzdeki dönemde, dernek olarak yasal mevzuat değişikliğine gidilmesi yönünde talebimiz olacak.

Tüplü sektörde 2016 yılında yayımlanan bir mevzuatla birlikte tüm tüplerimizin takip edilmesi ve nihaî kullanıcı bazında düzenlemeyle karşı karşıyayız ancak bu düzenleme 8 yıldır hayata geçemedi. Son olarak da süreç 2024’e kadar uzatıldı. Sanıyorum bir uzatma daha alacağız ve şahsi görüşüm bunun yine gerçekleşmeyeceği yönünde. Çünkü hayatın gerçekliğine uygun olmayan bir işleyiş talep ediliyor. Biz yerine getiremiyoruz. Bu sorun ve çözümüne yönelik yaklaşımımızı paylaşıyoruz.

2023 yılında yaşanan Kahramanmaraş merkezli afetlerde, depremin gerçekleştiği günün sabahı en önemli temel ihtiyaç maddelerinden biri de LPG’ydi. Herkes seferber oldu. Ama biraz evvel söz ettiğimiz, o daralan pazarın içindeki sınırlarımız için oraya yardım götürmekte çok zorlandık. Buradaki sorun, geçmişten gelen, enerji arz güvenliği dediğimiz konudur. Bana göre yapılan, LPG’ye haksızlıktı. Daralan pazarda yaşamaya gayret eden 6 bin bayi, yaklaşık 50 bin kişinin istihdamı ve buradaki geçim kaynağından bahsediyorum. Bütün bunlar günün sonunda bizi bu zirvenin de teması olan “Geleceğin enerjisi, Enerjinin Ekonomisi”ne getiriyor. Biz de sürekli olarak LPG’nin sadece kriz ve afetlerde hatırlanacak bir yakıt olmadığını dile getiriyor ve strateji belgesine girmeye gayret ediyoruz. Kendimize yer bulmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 5 milyon tonluk altyapıya sahip bir alanda bunlara uygun düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz.


Petrol Sanayi ve Emobilite Derneği (PETDER) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Ergi

Petrol Sanayi ve Emobilite Derneği (PETDER) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Ergi

‘UTTS’nin kendi mecrası içinde tartışıldığını düşünmüyorum’

2000’li yıllarda mevzuat uygulamalarında yeni bir sistem getirildi. Herhangi bir düzenlemenin kamuya faydasıyla maliyeti arasında denge kurulmasına dair çalışmalar vardı. Bu, bütün düzenlemelerde, düzenleyici etki analizi yapılarak hayata geçiriliyordu ve hemen hemen bütün mevzuatları kamuoyunun görüşüne açarak düzenleyici etki analizi çerçevesinde yürütülüyordu. Kanun hazırlıkları çok uzun yıllar sürdü. Düzenlemeler birtakım revizeler yapılarak gerçekleştirildi. Kanun 2003 yılında yürürlüğe konulduktan sonra epey değişiklik geçirdi. 2007 yılında “ulusal marka” uygulaması gerçekleştikten sonra eksiklikler olabileceği anlaşıldı ve birtakım çalışmalar yapıldı. 19 Ocak 2007 tarihinde bazı düzenlemeler yapılarak bazı otomasyon çalışmaları gerçekleştirildi. Yaklaşık 20 yıllık bir birikim var; ciddi bir piyasa yapısı oluştu.

Yeni nesil ödeme kaydedici cihazların hayata geçmesiyle birlikte -kayıt dışılığı önleme konusunda- petrol ve LPG piyasalarında çok ciddi bir sorun yaşanacağını düşünmüyorum. UTTS’ye baktığımızda, kendi mecrası içinde tartışıldığını da düşünmüyorum. Esasında bu, KDV kaçağını veya kayıt dışılığı önlemek için getirilen bir tedbir. Biliyorsunuz, KDV peşin olarak ödeniyor. İthalat aşamasında akaryakıt alımları peşin olarak ödeniyor. Geriye bayi marjı kalıyor. Burada konuştuğumuz rakam, yüzde 12’lik bir kayıt dışılık oranı. Benim hesabıma göre 100 milyon liraya geliyor. Ticari araçlarda yaklaşık yüzde 70’lik bir gider olarak kabul ediyor; ortaya gerçekten minimal bir tablo çıkıyor. Söz konusu kayıt dışılık olsa bile yapılan düzenlemeyle elde edilecek fayda arasında uçurum var. Burada çok ciddi bir değerlendirme yapıldığını düşünmüyorum. Sektörün bir araya gelmesi ve bu konuda daha ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki bütün düzenlemeler yapılabilir ancak fayda-maliyet analizi yapılarak değerlendirilmesinin daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Fayda-maliyet analizi yapılırken güvenlik konusunu da devletle birlikte çok ciddi değerlendirmek lazım. Kaçak dolum konusunda, Türk milleti olarak çok pratik düşünüyoruz. Aslında çok basit vergisel birtakım düzenlemelerle çözülebilir. Bazen çok istisnai bir uygulama, sanki sektörün bütününü kapsıyormuş gibi bir yanılsamaya da giriliyor. Öte yandan barkod uygulamasının ne kadar yük getireceği de ciddi bir konu ve ona da bakmak lazım.

Ben de LPG’ye çok ciddi haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Çünkü pazar büyüklüğü 4 milyon ton civarında. Savaş, deprem gibi konular hayatın gerçekleri. Bir başka taraftan da LPG sektörü kanunun çıkmasıyla birlikte çok ciddi adımları sağlıklı bir şekilde attı.

Burada vurgu yapılan konuyu çok önemsiyorum: “Enerjide önemli olan arz güvenliği.” Kriz anlarında önemli olan enerjinin ulaşılabilirliğidir. LPG çok önemli bir enerji kaynağı… Uzun yıllar LPG’ye karşı bir ön yargı vardı. Bunu değiştirmemiz lazım. Bazı konvansiyonel yakıtlar var. Yeni yakıtlar çıktı. Hidrojen yavaş yavaş gündeme geliyor. Elektriğin çevreci yakıt olduğunu kabul ediyoruz. Ancak elektriğin elde edilmesi çevreci mi? İşte bu nokta gözden kaçıyor. Tüm bunlara baktığımızda, LPG sektörü gerçekten Türkiye’de çok büyük bir başarı elde etti. 1999 yılında 355 bin ton olan LPG oranı bugün 3,5 milyon ton. 2008 yılında otomotiv pazarındaki oranı yüzde 13 iken bugün pazar payı yüzde 30’ların üzerine çıkmış durumda. Çok ciddi bir gelişim elde etmiş durumda. Otomotiv yakıtları anlamında LPG’nin bu nadide yerini koruyacağına inanıyorum.