‘Mini YEKA-GES başvurularını iki ay içerisinde alacağız’

GENSED Güneş Zirvesi”nde konuşan Bakan Dönmez, Mini YEKA-GES yarışmalarının özellikle güneş enerjisi yatırımlarının tabana yayılması açısından oldukça önemli olduğunu ifade ederek; “Mini YEKA-GES yarışmalarımızla güneşte yakaladığımız ivmeyi daha da yukarılara çekeceğiz. 36 ilimizde toplam 1.000 MW’lık 74 yarışma için başvuruları iki ay içerisinde alacağız” diye konuştu.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED), her yıla güneşli bir başlangıç yapmak hedefi ile 2021 yılından itibaren “Güneş Zirveleri” düzenlemeye başladı. Zirvenin ilki 6 Ocak tarihinde dijital ortamda gerçekleştirildi.

Zirvenin açılış konuşmalarını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, T.B.M.M. Sanayi Ticaret Enerji Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ve GENSED Başkanı Halil Demirdağ gerçekleştirdi.

Gün boyu devam eden zirvede, YEKA GES-3 yarışması, Enerji kanunu değişiklikleri, Hibrit Santraller, Avrupa Yeşil Mutabakatı, lisanssız uygulamalardaki sorunlar, çözüm yolları ve fırsatlar gibi konu başlıkları masaya yatırıldı.

‘ENERJİ PİYASASI GÜNEŞ ENERJİSİNİN ETRAFINDA ŞEKİLLENECEK’

Düzenlenen ‘Güneş Zirvesi’ne video konferans yöntemiyle katılan Dönmez, yenilenebilir enerji sektörünün Covid-19 pandemisinden güçlenerek çıkan sektörlerden biri olduğunu söyledi.

Küresel durgunluğa rağmen yenilenebilir enerji sektörüne yapılan yatırımların devam ettiğini belirten Dönmez; “Ocak-Ekim 2020 döneminde küresel ölçekte bir önceki yıla göre yüzde 15 daha fazla yenilebilir enerji ihalesi tamamlandı. Hatta Ekim 2020’de dünya borsalarındaki güneş enerjisi şirketlerinin piyasa değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre 2 kat arttı. Uluslararası Enerji Ajansı’nın yayımladığı son raporda ortaya koyduğu önemli bir tespit vardı. Güneş önümüzdeki dönemde daha fazla üretimde söz sahibi olacak ve maliyetleri de düşmeye devam edecek. Enerji piyasası güneşin etrafında şekillenecek. Biz bu süreçte adımlarımızı çok önceden atmıştık. Yaptığımız yatırımların karşılığını geçtiğimiz yıl rekor üretimlerle aldık. 12 Nisan’da güneş ve rüzgâr saatlik bazda toplam üretimimizin yüzde 34’ünü karşıladı. Mayıs 2020’de elektrik üretimimizin yüzde 5,6’sını güneş enerjisinden karşıladık. 5 Haziran’da ise günlük maksimum lisanssız üretimi gerçekleştirdik” dedi.

Güneş enerjisi sektörünün Türkiye’de yeni doğan bir bebek olmadığını ve yaklaşık 10 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu aktaran Dönmez; “Emekleme dönemini çoktan geçtik. Sektör güneşi tanıdı, öğrendi, yeni birikimler kazandı. Yurt dışından pek çok yatırımcı ülkemize geldi. Beraberinde ciddi bir know-how transferi de gerçekleşti. Türkiye, geriden geldiği bu yarışta son düzlükte depar atarak pek çok ülkenin önüne geçti.  2014 yılında 40 MW olan güneş kurulu gücümüz bugün 6 bin 630 MW seviyesine ulaştı. 2017’den bu yana güneş kurulu gücümüzü 3 yıl içerisinde neredeyse 2 kat artırdık. Güneş enerjisi kurulu gücü bakımından dünyada on üçüncü, Avrupa’da yedinci sıradayız. Toplam kurulu gücümüz içindeki payı yüzde 7’ye yaklaştı.  Elektrik üretimimizde güneşin payı ise yüzde 4 seviyelerinde. 24 saatlik zaman dilimi olarak düşündüğümüzde günlük tüketimimizin ortalama 0,7 saati güneş enerjisinden karşılıyoruz. Bütün bunlar yaklaşık 10 yıllık geçmişi olan bir sektör için umut veren rakamlar.  Ancak bunun Türkiye için yeterli olmadığını, sektörümüzün bunun daha fazlasını ortaya koyabileceğini hepimiz biliyoruz. Bu rakamlar gelecekteki hedeflerimiz için bir manivela olacak” diye konuştu.

Türkiye’nin potansiyeli ve ekonomik hedeflerinin daha fazla enerji üretimini zorunlu kıldığına değinen Dönmez, 2030’lu yıllara gelindiğinde elektrik üretiminde güneşin payını 3 kat artırma hedeflerinde olduklarını söyledi. Dönmez; “Güneş enerjisindeki maliyetler düştükçe bu oran da daha yukarılara çıkacak” ifadelerini kullandı.

“1.000 MW’LIK 74 YARIŞMA İÇİN BAŞVURULARI İKİ AY İÇERİSİNDE ALACAĞIZ”

Dönmez, bu yıl gerçekleştirilecek Mini YEKA-GES yarışmalarıyla güneşte yakalanan ivmenin yukarılara çekileceğini belirterek; “36 ilimizde toplam 1.000 MW’lık 74 yarışma için başvuruları iki ay içerisinde alacağız. Mini YEKA-GES yarışmalarımız özellikle güneş enerjisi yatırımlarının tabana yayılması açısından oldukça önemli. Yatırım kültürü ve yatırımcı profilinin değişmesinde önemli bir etken olacak. Bu yarışmalarla bir nevi enerji KOBİ’leri ortaya çıkacak” dedi.

“TÜRKİYE’NİN GÜNEŞİ ÇATILARDA, CEPHELERDE PARLASIN İSTİYORUZ”

Diğer yandan güneş enerjisindeki üretimin büyük bir kısmının lisanssız üretimlerden geldiğini anımsatan Dönmez; “Biz Türkiye’nin güneşi çatılarda, cephelerde parlasın istiyoruz. Bu yüzden birtakım teşvik mekanizmalarını ve yasal düzenlemeleri hayata geçirdik. Lisanssız üretimde kurulu güç üst sınırını 1 MW’den 5 MW’ye çıkardık. Geçtiğimiz yıl sonunda çıkan yasayla bu üst sınır, tesislerin elektriksel bağlantı gücüne kadar artırıldı. Sadece haneler ya da sanayi tesisleri değil bugün kamu kurumları, içme suyu tesisleri, atık su arıtma tesisleri ve tarımsal sulama aboneleri de kendi elektriğini üretip, elektrik bağlantı gücüne göre öz tüketim fazlasını satabiliyor.  Yönetmelik 9 Mayıs 2019’da değişti. 10 Mayıs 2019’dan önce sanayi aboneleri tarafında 670 MW kurulu güce sahip 2.429 çatı GES başvurusu vardı. Karar sonrasında ek olarak 2.795 MW kurulu güce sahip 4.250 çatı GES başvurusu aldık. Meskenlerde ise 10 Mayıs 2019 öncesinde toplam 10 MW kurulu güce sahip 1090 çatı GES başvurusu yapılmıştı. Karar sonrasında ek olarak 14 MW kurulu güce sahip 1.409 adet çatı GES başvurusu aldık. 2020 yılı sonu itibarıyla 458 MW çatı GES kurulu gücüne ulaştık. Toplamda ise 3.490 MW kurulu güce sahip 9.178 çatı GES başvurumuz bulunuyor” ifadelerini kullandı.

YERLİLİK VURGUSU

Güneş enerjisinin Türkiye’de gelişme dönemine girdiğine dikkati çeken Dönmez, burada üzerinde durulan en önemli noktanın güneş enerjisi teknolojisinin yerlileştirilmesi ve yerli üretimin artırılması olduğunu anımsattı.

Güneş enerjisinde sadece mevcut teknolojinin geliştirilmesinin yeterli olmayacağını ifade eden Dönmez; “Yeni üretim teknolojilerinin ortaya çıkması için daha fazla Ar-Ge ve inovasyon çalışmasına ihtiyacımız var. Örneğin perovskit gibi yeni teknolojilerin Türkiye’de geliştiğini görmek istiyoruz. Ancak bu sessiz enerji devriminin önemli bir ayağı daha var. O da depolama teknolojileri. Türkiye’deki güneş enerjisi yatırımlarını tamamlayacak en önemli unsur pil teknolojisidir. Dünyada bu yönde ciddi çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Türkiye’de bu tür çalışmaların yapılması ve bir kümelenme oluşması için TENMAK’ı kurduk. TENMAK bünyesindeki temiz enerji enstitüsü ile bu çalışmaları hayata geçirmek istiyoruz” dedi.

BAKAN DÖNMEZ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNE DİKKATİ ÇEKTİ

Enerji dönüşümünü yeni dönemde ekonomik kalkınma stratejilerinin bir parçası olarak gördüklerini söyleyen Dönmez, sözlerine şöyle devam etti:

“Bugün elektrikli otomobiller yüzyıllardır kullanılan benzinli ve dizel otomobillerin yerini almaya hazırlanıyor. Elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla benzin ve dizel motorlarda verimlilik, kapasite, hibrit gibi yeni teknolojiler geliştirilmeye başlandı. Benzer bir durum aslında enerji sektörümüzde de yaşanıyor. Bugün pek çok petrol ve doğal gaz şirketi artık yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya başladı. 2025’e kadar büyük petrol ve gaz şirketlerinin yenilenebilir enerji yatırımlarını 10 kat artırması bekleniyor. Bu alanda ciddi bir yatırım, ciddi bir teknoloji geliştirme gayreti mevcut. Dünyayla birlikte biz de yenilenebilir enerjide attığımız adımları artıracağız. 2020 bu anlamda oldukça parlak geçti. Bu başarı trendini inşallah 2021’e ve sonrasına da taşımak istiyoruz. Geçtiğimiz yıl devreye aldığımız yaklaşık 4 bin 900 MW kurulu gücümüzün yüzde 98’ini yani neredeyse tamamına yakınını yenilenebilir kaynaklar oluşturdu. Yenilenebilir kurulu gücümüz 49 bin 550 MW’a ulaştı. Toplam kurulu gücümüz içerisinde yenilenebilirin payı yüzde 51,7 seviyesine yükseldi. Enerji dönüşümünü yeni dönemde ekonomik kalkınma stratejilerinin bir parçası olarak görüyoruz. Ekonomik durgunluğu hareketlendirecek, piyasaları yeniden canlandıracak önemli bir argüman olarak değerlendiriyoruz. Bu dönüşümün temelinde enerjinin sürdürülebilir, çevreci, uygun maliyetli ve ulaşılabilir olması en temel amacımız.”

“2021 YILI ATAK YILI OLACAK”

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş da Türkiye’nin güneş enerjisinde her yıl 1000 megavatın üzerinde kapasite oluşturabilecek potansiyeli bulunduğunu ve bunun gerçekleşmesi için çaba gösterilmesi gerektiğini söyledi.

2009 yılından beri yapılan kamusal düzenlemelerle güneş enerjisinin iyi bir konuma geldiğine dikkati çeken Elitaş; “Bundan birkaç ay önce yaptığımız düzenlemeyle de güneş enerjisinin üzerindeki engelleri kaldırabilecek ve yeni yatırımların daha kolay yapılabilmesini sağlayacak kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesiyle birlikte önümüzde yılın yeni bir atak yılı olacağını düşünüyoruz” dedi.

Evinin çatısına yerleştirdiği güneş panelleri ile kendisi de bir güneş yatırımcısı olan Elitaş, konutlarda çatı tipi güneş enerjisi yatırımlarının geri dönüş süresinin sanayiye göre çok daha uzun olduğuna dikkat çekerek çatı tipi güneş enerjisinin konutlarda, villalarda ya da apartmanlarda kullanılabilmesini teşvik edebilecek bir durumun ortaya çıkması gerektiğini belirtti.

Bu konunun stratejik önem de arz ettiğini ifade eden Elitaş, yatırımların önündeki yasal engellerin kaldırılması için gerekli çalışmaları yapmaya hazır olduklarını ifade etti.

“YATIRIM KÜLTÜRÜMÜZ DE MUTASYONA UĞRAMALI”

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz Covid-19 virüsünün mutasyona uğramasına atıfta bulunarak; “Belki de doğa dostu davranamadığımız için bugün virüslere karşı karşıyayız. Bu aynı zamanda belki yatırım kültürümüzün de mutasyona uğraması gerektiğini gösteriyor. Bu sebeple kurum olarak önce kendimizden başlayarak çatımızı güneş panelleriyle donattık. Bu bizim bakış açımızı net bir şekilde ortaya koyar” diye konuştu.

Güneş yatırımlarının Türkiye’nin yatırım şeklini değiştireceğini ve tabana yayılmasını sağlayacağını belirten Yılmaz, gelecek yıl güneş yatırımlarının hem endüstriyel bazda hem de enerji üretimi bazında aynı olması durumunda Türkiye olarak zararda olacağımızı söyledi. Yılmaz, geçen her günün diğerinden ileride olmasına dikkati çekti.

Yılmaz, Türkiye’nin yaklaşık 5 yıl önce güneş enerjisi yatırımlarını hayata geçirmeye başladığını ve bugün itibarıyla güneş enerjisi kapasitesinin 6 bin 500 megavatı geçtiğini bildirerek; “Enerjinin bağımsızlığı çok önemli. Bugün tükettiğiniz yerde üretiyorsunuz. Petrolden uzaklaştıkça enerji bağımsızlığını kazanıyorsunuz. Ortak paydamız ülkemizin enerjisine enerji katmak” dedi.

“TÜRKİYE GÜNEŞ’İN MÜHENDİSLİĞİNİ ÖĞRENDİ”

GENSED Başkanı Halil Demirdağ ise Türkiye’nin güneşin mühendisliğini öğrenerek artık bunu ihraç etmeye başladığını ifade etti.

Avrupa’nın 2030’da karbon emisyonunu yüzde 50 azaltma hedefi olduğunu, Avrupa’ya giden ürünlere karbon karnesine göre vergi uygulanacağını anımsatan Demirdağ; “Bu nedenle, sadece güneş sektörünün ihracatı açısından değil, tüm ürün satan firmalara da karbon vergisi ödemeden kolay mal satabilmesi için sektör olarak ciddi imkanlar sağlayabileceğimize inanıyorum. Güneş enerjisi, firmaların karbon vergisi ödememesi ve kolay ihracat yapabilmesi için önemli bir kaynak. Sanayicinin çatıya olan ilgisinin önünü nasıl açabiliriz bunu da belirlememiz gerekiyor” dedi.

Demirdağ, rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik fiyatlarını düşürücü etkisi olduğunu belirterek; “Güneş enerjisinde kapasitemizi daha fazla artırmak için çalışıyoruz. Güneş enerjisi, arz garantisi sağlayan bir sektör. Türkiye şu anda dünyadaki güneş enerjisi kapasitesinin yüzde 1’ini oluşturuyor. Biz bu oranı yüzde 5 seviyesine kadar çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemiz güneş zengini bir ülke. Elektrik fiyatlarını artıran değil azaltan bir sektör olarak emre amadeyiz” dedi.

GENSED’DE “GÜNEŞİN GELECEĞİ VE HİBRİT SANTRALLER” OTURUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

GENSED Güneş Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen “Dernekler Oturumu”nda “Güneşin Geleceği ve Hibrit Santraller” konusu masaya yatırıldı.

Oturumun moderatörlüğünü ETKB Enerji İşleri Genel Müdürü Murat Zekeriya Aydın gerçekleştirirken GENSED Başkanı Halil Demirdağ, GÜYAD Başkanı Cem Özkök ve GÜNDER Başkanı Kutay Kaleli oturumda konuşmacı olarak yer aldı.

“DÜNYADA ENERJİDE YENİ BİR DÜZEN GELİYOR”

Güneş enerjisinde yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan GENSED Başkanı Halil Demirdağ, hibrit teknolojilerinin doğal bir denge unsuru oluşturduğunu ifade etti.

Konuyla ilgili konuşan Demirdağ; “Hibrit esasında güneş, rüzgar ve hidro doğal bir denge. Jeotermal ve biyogaz gibi kaynaklara baktığımızda bunlar da istediğimiz zaman emre amade olmayan rüzgar ve güneşi belli bir oranda kapatabilen kaynaklar. Özellikle hidro bu alanda çok kabiliyetli. Hepimizin bildiği gibi hidroelektrik santralleri ülkemizde enerji piyasasında fiyat düzenlemesi amaçlı kullanılıyor. Haziran-Temmuz-Ağustos ayında yağmur olmamasına rağmen o sırada en fazla elektriğimizi güneş enerjisinden üretiyoruz. Turizmin olduğunu dönemde bu tüketimin daha da yüksek rakamlara çıkmasını bekliyoruz. Bu süreçlerde hidro bize ne kadar yetecek, kurak bir yılda bize sıkıntılar yaratır mı? Biz bunu doğal olarak güneşten karşılayabileceğiz. Güneş artık sisteme ek bir maliyet getirmediği için bunlarla hibritleyerek çok ciddi bir şekilde artırarak devam ettirmeliyiz. Almanya’nın güneş enerjisinde yakaladığı başarıyı bizler de hibrit sistemlerle yakalayabiliriz. Yaptığımız çalışmalarda aldığımız sonuçlar; sistemi kötü etkileyeceğini düşündüğümüz unsurların esasında tam tersi olarak sistemi çok güzel destekleyeceği yönünde. Güneş’ten elektrik üretimini artırarak hibritlerle bunu desteklediğimiz süre inanıyorum ki sektör belli bir süre daha depolama ihtiyacı duymadan kendi içerisinde doğal dengesinde bunu gerçekleştirebilir” diye konuştu.

Elektrikli araçlarla birlikte “Dünyada enerjide yeni bir düzen geliyor” ifadelerini kullanan Demirdağ; “Elektrikli araçlarla birlikte bambaşka bir dünya geliyor. Elektrikli araçların mini üretici ve mini tüketici olacağını düşündüğümüzde bu sürelerde bu hibritleme ve dengeleme teknolojileri gibi teknolojilerle enerjide dengeyi sağlayabiliriz diye düşünüyorum. Covid sonrası süreçte de talebin artmasını bekliyoruz. Bu sebeple hibritlerin kapasite artımı sayılmadan gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz” dedi.

“ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİNE ÖNCELİK TESİS EDİLMELİDİR”

GÜYAD Başkanı Cem Özkök ise güneş enerjisinin geleceği için yapılması gerekenlerle ilgili olarak öncelikle yerli ekipman kullanımı, Ar-ge, teknoloji transferleri hususlarını hayata geçirecek mekanizmalar ile yeni yatırım olanaklarının hayata geçirilmesi konularında tavsiyelerde bulundu.

Özkök; “Yenilebilir enerji kaynaklarındaki elektrik üretimi artırılarak şebekeye güvenli bir şekilde entegrasyonun sağlanması, YEKA benzeri modeller sayesinde yenilebilir enerjinin elektrik üretiminde daha yoğun kullanılması sağlanmaktadır. Enerji depolama sistemlerine öncelik tesis edilmelidir. Kapasiteler açılarak elektrik şebekleri daha güçlü ve esnek hale getirilmelidir.  Yılda 3000 MW güneş ve 1000 MW kapasite açılmasını istiyoruz. Ayrıca bölgesel enerji talebinde arz ve talep dengesinin oluşturulması büyük önem arz ediyor” diye konuştu.

Hibrit yönetmeliği ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Özkök, konuyla ilgili birtakım aksaklıklar yaşandığına dikkati çekerek; “Türkiye’nin yatırımlarını artırması için TEİAŞ Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla özel  ve acil olarak ihaleye çıkmalı. Türkiye’nin yenilebilir enerjiden elde ettiği enerjiyi tüketiciye ulaştırmamız lazım” ifadelerini kullandı.

KALELİ’DEN SANAYİCİLERE ÇAĞRI: “BAŞVURUNUZU HİÇ VAKİT KAYBETMEDEN YAPIN”

GÜNDER Başkanı Kutay Kaleli ise 2020 yılı gibi olağanüstü pandemi süreciyle uğraşan dünyada, ülkemizde enerjide 3 önemli ana gelişmenin yaşandığını ve bu gelişmelerin sektörü sevindirdiğini aktardı.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kaleli; “2020’de enerji sektöründe 3 önemli gelişme oldu. 2019’da çıkan mevzuatla birlikte çatı alanında artan talep söz konusu. Sektörümüze yetmese de çatı GES pazarında 2020 yılı için önemli bir açılım oldu. YEKA 1 süreci 2020 yılında gerçekleştirildi. Bu sayede artık panelden öncesinin yani hücrenin üretildiğini biliyoruz ve bu duruma çok seviniyoruz. Hibrit mevzuatının da çıkmasını önemli görüyoruz. Mevzuatla ilgili sorunlar var olsa da önemli olan iş birliğiyle sorunları aşmaktır” dedi.

Özellikle hibrit kaynakların şebekeye güvenli bir şekilde entegre edilebilmesi için saha uygulamalarının mevzuatı yakalaması konusunun büyük önem arz ettiğini belirten Kaleli, son olarak sanayicilere ve işletmecilere bir çağrıda bulundu.

Kaleli çatı GES yatırımı yapmak isteyen sanayicilere seslenerek; “Trafo kapasiteleri dolmadan çağrı mektubu başvurularını yapmanızı tavsiye ediyorum. Hiç vakit kaybetmeyin. Bundan daha güzel bir tavsiye bence olamaz” diye konuştu.