Enerji sektörü Kanun değişikliğinden memnun

Enerji sektörü açısından önemli düzenlemeler içeren Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek, yasalaştı. Kanun 2 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. ELDER, ETD, GAZBİR ve TOBB Maden Meclisi elektrik piyasası ve madencilik alanında birçok önemli düzenleme içeren kanunda yer alan değişikliklere ilişkin olarak Gas&Power’a özel değerlendirmelerde bulundu.

KANUN, ENERJİDE ÜRETİM ÇARKLARINI DAHA GÜÇLÜ ÇEVİRECEK

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Enerji ve madencilikte birçok yeniliği içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanunla birlikte enerjide üretim çarklarını daha güçlü çevirecek, yer altı kaynaklarımızı milletimizin hizmetine daha etkin sunacağız. Ülkemize ve sektörümüze hayırlı olsun” dedi.

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Genel Direktörü Mustafa Özge Özden

‘Elektrik dağıtım sektörüne has bazı gri alanlar netleştirildi’

6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun bazı hükümleri, 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değişikliğe uğradı ve değişiklik getiren Kanun 02/12/2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlük kazandı.
Genel olarak, elektrik dağıtım ve piyasa faaliyetlerinin 3’üncü Tarife Uygulama Dönemi’nden (2016-2020 Yılları), 4’üncü Tarife Uygulama Dönemi’ne (2021-2025 Yılları) geçişi gereği gerekli olan ikincil mevzuat değişiklikleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile uyumunun sağlanmasına yönelik güncellemeler içeren 7257 sayılı Yasa ile elektrik dağıtım sektörü yönünden ortaya çıkan majör bir değişiklik söz konusu değil.
Daha çok elektrik dağıtım sektörüne has bazı gri alanların netleştirilmesi, âtıl durumda bulunan veya güncelliğini yitirmiş düzenlemelerin kaldırılması ile süre sınırı bulunan uygulamaların ve tarife müesseselerinin tabi olduğu son tarihlerin güncellenmesi 7257 sayılı Yasa ile gerçekleştirildi.
Bu çerçevede 6226 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na getirilen değişiklikler şu şekilde yürürlük kazandı:
Dağıtım şebekesi,
Elektrik Piyasası Kanunu’ndaki “dağıtım şebekesi”, “tüketicilerin iç tesisatını ve üreticilerin şalt sahasını dağıtım sistemine bağlamak üzere tesis edilen bağlantı hatları hariç dağıtım tesisi” olarak tanımlanıyor.
154 kV gerilim seviyesi tesis kurabilme,
Dağıtım şirketlerinin, 154 kV gerilim seviyesinde tesis kurabilmesine yönelik faaliyetlerine ilişkin düzenleme Kanun metninden çıkarıldı. Bu sebeple elektrik dağıtım şirketleri 154 kV gerilim seviyesinde tesis kuramayacak.
EPDK’nın denetim yetkisi,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, elektrik dağıtım şirketlerinin denetimini, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) eliyle de yerine getirebilecek.
Taşınmaz temini işlemleri,
Elektrik piyasasında üretim faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini işlemlerinin tümü EPDK, dağıtım faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini işlemlerinin tümü ise TEDAŞ tarafından yapılacak.
Taşınmaz temini talepleri, EPDK tarafından değerlendirilecek ve uygun görülmesi halinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca karar alınacak. Bu kapsamda alınan kararlar, kamu yararı kararı yerine de geçecek ve herhangi bir makamın onayına tabi olmayacak.
Elektrik dağıtım faaliyetinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin lisansa konu faaliyetlerine ilişkin taşınmaz temini taleplerine yönelik işlemler, TEDAŞ tarafından yürütülecek. TEDAŞ tarafından alınan kararlar, kamu yararı kararı yerine de geçecek ve herhangi bir makamın onayına tabi olmayacak.
Temin edilen taşınmazların mülkiyeti veya üzerindeki sınırlı ayni haklar TEDAŞ adına tescil edilecek. Bu taşınmaz ve hakların kullanımı, lisans süresi ve dağıtım faaliyeti ile sınırlı olmak üzere, ilgili lisans sahibi özel hukuk tüzel kişisine ait olacak.
Özel hukuk tüzel kişilerince faaliyette bulunma hakkı edinilen dağıtım bölgelerinde, özelleştirme tarihi itibarıyla mevcut olan dağıtım tesislerinin bulunduğu ve bu tarih itibarıyla kamulaştırma kararları alınmamış veya alınmakla birlikte kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış taşınmazların kamulaştırması, TEDAŞ tarafından yapılacak, tapuda TEDAŞ adına tescil edilecek, kamulaştırma bedelleri ile bu işlemlere ilişkin diğer giderleri TEDAŞ ödeyecek.
Özel hukuk tüzel kişileri tarafından faaliyette bulunma hakkı edinilen dağıtım bölgelerinde özelleştirme tarihi sonrasında yapılan yeni dağıtım tesisleriyle ilgili taşınmaz temini işlemlerinin gerektirdiği bedeller ile bu işlemlere ilişkin diğer giderler, ilgili lisans sahibi tüzel kişi tarafından ödenecek ve tarifeler yoluyla geri alınacak.
Süresinin bitmesi nedeniyle dağıtım lisansının sona ermesi halinde, tarifeler yoluyla geri alınamayan taşınmaz teminine ilişkin bedeller, TEDAŞ tarafından ilgili özel hukuk tüzel kişisine iade edilecek.
Elektrik Dağıtım Şirketleri ile TEİAŞ Süreçleri,
TEİAŞ’ın görev ve yetkileri arasında yer alan “iletim sisteminde ikame ve kapasite artırımı yapmak” uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar, idari yargıda görülecek.
TEİAŞ ile imzalanmış ve yürürlükte olan 136 bağlantı anlaşmasına ilişkin olarak da düzenlemeye gidildi. Buna göre, bağlantı görüşü oluşturularak tesis edilmiş veya edilecek enerji nakil hatları ile ilgili olarak, ön lisans veya lisans sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım tesisine bağlanılmak üzere EPDK’ya başvuruda bulunulması halinde, bağlantı talebi meri mevzuat kapsamında değerlendirilecek. Bu kapsamda TEİAŞ ile yapılan bağlantı anlaşması sonlandırılmak suretiyle dağıtım şirketiyle bağlantı anlaşması düzenlenecek. TEİAŞ ile yapılan bağlantı anlaşması uyarınca tesis edilmiş olan enerji nakil hatları ile diğer şebeke unsurları, işletme ve bakım hizmetleri karşılığında, ilgisine göre ilgili dağıtım şirketi veya TEİAŞ tarafından iz bedelle devralınacak.
Ulusal tarife ve fiyat eşitleme mekanizması,
Fiyat eşitleme mekanizması, 31 Aralık 2025’e kadar uygulanacak. Fiyat eşitleme mekanizmasının uygulandığı süre boyunca, ulusal tarife uygulamasının gerekleri esas alınacak ve ulusal tarifede çapraz sübvansiyona yer verilecek.
Genel aydınlatma,
Kanunla genel aydınlatma giderlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bütçesine konan ödenekten karşılanması 31 Aralık 2025’e kadar uzatılacak.

Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Başkanı Yaşar Arslan

‘Yeni düzenlemelerin önümüzdeki süreçte ülkemiz enerji piyasasını daha da ileri götüreceğini düşünüyorum’

Yeni düzenlemelerin önümüzdeki süreçte ülkemiz enerji piyasasını daha da ileri götüreceğini düşünüyorum
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen ve geçtiğimiz günlerde yasalaşan Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun enerji ve maden piyasalarına ilişkin önemli düzenlemeler yer alıyor. Kanun 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nda da bazı değişiklikleri kapsıyor.
Yeni düzenleme ile ülkemiz enerji piyasası için büyük öneme sahip olan üretim gazının dağıtım şirketlerinin şebekesi üzerinden kullanıma sunulmasına ilişkin bir düzenleme mevcut. Ülkemizdeki mevcut üretim imkanları toplam talebin çok gerisinde. Dolayısıyla, tüketicinin kullanımına sunulacak milli ve yerli doğal gazın her metreküpü büyük önem arz ediyor. Bu bakımdan Kanun değişikliğindeki düzenleme yerli üreticiyi destekleyecektir.
Doğal gaza erişim imkânı artık tüm şehirlerimizde mevcuttur. Özellikle 2017 yılından itibaren doğal gaz dağıtım sektörü olarak ilçe genişleme yatırımlarına ağırlık verdik ve bu sayede 81 il merkezine ilave 564 yerleşim yerine de doğal gaz arzı sağlanmış oldu. Ancak önümüzdeki yıllarda genişleme yatırımlarımız lokasyon olarak iletim şebekelerine uzak ve az nüfuslu küçük yerleşim yerlerinde devam edecek. Kanun değişikliğinde doğal gazın ülkemizin geneline yaygınlaştırılması politikasını destekleyici bir dizi düzenleme olduğunu görüyoruz. Bu düzenlemeler ile daha fazla vatandaşımız doğal gaz konforuna erişim imkânı bulurken sektörümüzde büyüme ivmesini sürdürecektir. Boru hattının ulaşamayacağı yerlerde LNG ve CNG gibi taşımalı sistemlerin kullanılabilmesi özellikle küçük ve iletim şebekesine uzak olan yerleşim yerleri için planlanan yatırımları yapılabilir hale getirecektir.
Diğer taraftan Kanun değişikliğinde serbest piyasanın geliştirilmesi ve bölgesel HUB olma hedefine yönelik adımlar atıldığını görüyoruz. Eylül 2019 itibariyle işleme başlayan Organize Toptan Satış Piyasası (OTSP) başarılı bir gelişim süreci geçirmiştir. Yasalaşan düzenleme ile, ihtiyaç halinde OTSP’deki işlem hacmini artırmak ve rekabeti geliştirmek adına EPDK’ya ek yetkiler verilmiş oldu. Bununla birlikte tüketicinin gaz arzının da garanti altına alınması adına “son kaynak tedariki” ile ilgili süreç başlatılmış oldu. Detayları ikincil düzenlemelere bırakılan son kaynak tedarik düzenlemesi ile tüketiciler güvenle piyasada tedarikçi değişimini yapabileceklerdir.
Doğal gaz piyasası 20 yıla yakın sürede çok önemli aşamalar kaydetti. Yapılan düzenlemeler sayesinde özel sektör tarafından birçok alanda yatırım yapılması imkânı sağlandı. Doğal gaz kullanımı bu süre içerisinde giderek yaygınlaştı. 83 milyonu aşan Türkiye nüfusunun yaklaşık olarak 67,1 milyonuna doğal gaz ulaşmış durumda. Bugün aktif doğal gaz kullanan nüfus 53,9 milyon civarındadır. Doğal gaz kullanan nüfus geçtiğimiz 3 yılda 10,2 milyon artış gösterdi. Bu hızlı büyüme trendi geldiğimiz aşamada günün şartlarına uygun olarak yeni ihtiyaçlar ve düzenleme gereksinimleri ortaya çıkıyor. Yeni düzenlemelerin önümüzdeki süreçte ülkemiz enerji piyasasını daha da ileri götüreceğini düşünüyorum.

Enerji Ticareti Derneği (ETD) Başkanı Burak Kuyan

‘Düzenlemenin etkin bir piyasa ve sistem işletimine katkı sunabileceğini düşünüyorum’

Düzenlemenin etkin bir piyasa ve sistem işletimine katkı sunabileceğini düşünüyorum
2 Aralık tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Kanun, çok geniş kapsamlı kanunlarda değişiklik içermekte. ETD olarak çalışmalarımızı yürüttüğümüz alanda özellikle etkisi olan değişikliklere baktığımızda doğal gaz piyasası ve yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesi konusundaki maddeler ön plana çıkmakta.
Bu bağlamda bir değerlendirme yapacak olursak doğal gaz piyasasında serbestleşmenin ilerlemesi için önemli birkaç adımın atıldığını görmekteyiz. Öncelikle EPİAŞ tarafından işletilen Organize Doğal Gaz Toptan Satış Piyasası (OTSP) tanımı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na eklenmiştir. Bu düzenleme Kanun’un aslında mevcut yapıyı dikkate alarak güncellenmesi olarak değerlendirilebilir. Bunun ötesinde yeni düzenlemeler olarak son kaynak tedariki ve piyasa yapıcılığı uygulamasını getirecek olan değişiklikler büyük önem arz etmekte. Son kaynak tedariki kavramını perakende satış piyasasının gelişimi için çok önemli bir uygulama olarak görmekteyiz. Gerek elektrik gerekse doğal gaz piyasasında tüm tüketicilerin serbest tüketici olmasına ve bu piyasada rekabetin artmasına yol açacak düzenlemeleri yoğun bir şekilde talep etmekte ve desteklemekteyiz. Öte yandan piyasa yapıcılık fonksiyonunu sağlayabilecek bir düzenlemenin özellikle ‘rekabet ortamının oluşturulması amacı’ vurgulanarak Kanun’a eklenmiş olması da toptan ticaret piyasasını önemli ölçüde olumlu etkileyebilecek bir adımdır. Tabii tüm düzenlemelerde olduğu gibi bu düzenlemede de istenen işlevin ve faydanın elde edilebilmesi için en kritik unsur uygulamanın nasıl olacağıdır. Bu konuda özellikle piyasadaki katılımcıların arasında herhangi bir ayrım gözetilmemesi ve piyasa katılımcılarının zorunlu tutulması konusunda hassas bir değerlendirme büyük önem arz edecektir. Doğal gaz piyasası ile ilgili önemli olarak değerlendirilebilecek bir diğer düzenleme ise Kamu İhale Kanunu kapsamındaki istisna çerçevesi LNG ithalatı yerine tüm doğal gaz alımları olarak değiştirilmiştir. Bu uygulama da doğal gaz ticaret piyasasının gelişimi ve bu piyasada BOTAŞ’ın daha aktif ve etkin bir katılımcı haline gelebilmesi için faydalı olabilir. Bu çerçevede BOTAŞ’ın doğal gaz alımlarında daha etkin bir portföy, risk ve maliyet yönetimi yapabileceği bir faaliyet stratejisi oluşturabileceğini umuyorum. Tabii bu konuda da uygulamayı görmemiz gerekmekte.
Kısaca YEKDEM ile ilgili düzenlemeler olarak ifade edebileceğimiz Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapılan değişiklik ve düzenlemelere baktığımızda da yine özellikle üç husus dikkatimizi çekmekte. Bunlardan ilki lisanssız santrallerin on yıllık süreleri bittiğinde yapılacak uygulama ile ilgili düzenleme diyebiliriz. Bildiğiniz gibi bu konu uzun süredir tartışılıyor. Bu kanun değişikline baktığımızda bu santraller için iki alternatifin belirlendiğini görmekteyiz. Bunlardan birisi bu santrallerin sürenin dolmasından sonra, lisans süresinin sonuna kadar PTF’nin yüzde 15’ini YEK Bedeli olarak ödemek şartıyla lisanslandırılması. Diğer alternatif ise bu santraller için YEKDEM tutarının haricinde bir bedel belirlenerek yine lisanssız üretime devam edebilmeleri. Bu uygulama ile ilgili tüm detayların belirleneceği usul ve esasların hazırlanması yetkisi Cumhurbaşkanı’na verilmiş durumda. Uygulamada bu iki alternatifin birinin seçilip düzenlemenin o çerçevede mi yapılacağı yoksa iki alternatifli bir düzenleme yapılıp santrallere seçim hakkı mı verileceğini göreceğiz. Yenilenebilir enerji santralleri ile ilgili bir diğer önemli düzenlemenin ise bu santrallerin şebeke güvenliği ve dengeleme konusunda yükümlülüklerine ilişkin EPDK tarafından düzenleme yapılması imkanının getirilmiş olması. Bu yönde düzenlemelerle hem yenilenebilir enerjinin sisteme katılımının artmasından dolayı şebeke yönetiminde yaşanabilecek sorunlar bertaraf edilmeye çalışılabilecek hem de piyasaya dahil olan ülke portföyünün yönetiminin daha etkin hale getirilmesi sağlanabilecektir. Bu konuda yapılan düzenlemelere baktığımızda gözümüze çarpan üçüncü husus ise YEKDEM kapsamındaki bedellerin TL olarak belirlenmesi ve güncellemeleri ile ilgili yetkilerin Cumhurbaşkanı’na verilmesidir. Türk lirası üzerine kurgulanacak bir modelin en azından öngörülebilirliği artıracağını ve fiyatlar üzerinde döviz baskısını kısmen azaltabileceğini söyleyebiliriz. Tabii burada ülkemiz şartlarında üretim yatırımlarının ihtiyaç duyacağı finansmanı sağlayacak taraflar açısından da bir öngörülebilirlik ihtiyacı olduğu açık.
Yapılan değişiklik ile değerlendirmelerimiz çerçevesinde son olarak iki konuyu daha paylaşmak isterim. Bunlardan ilki ulusal tarife uygulamasının 31 Aralık 2025’e kadar uzatılmış olmasıdır. Her ne kadar bu düzenleme piyasamızdaki serbestleşme sürecinin mevcut seviyesi doğrultusunda öngörülen bir düzenleme olsa da bu aşamayı artık geçmemiz gerektiğini vurgulamak istiyorum. Her ne kadar yapılan değişiklikle sübvansiyonlar ile ilgili ifade olumlu yönde esnetilmiş ya da gevşetilmiş gibi değerlendirilebilse de, Türkiye elektrik piyasasının artık elektrik bedeli olarak son kaynak tedarik tarifesi haricinde herhangi bir tarifenin düzenlenmediği, maliyet ve piyasa bazlı bir fiyatlandırmadan başka herhangi bir mekanizmanın söz konusu olmadığı bir piyasa haline gelmiş olması gerektiğini düşünüyorum.
Son olarak değinmek istediği husus ise iletim şebekesinin normal işleyişini ve düzenini bozacak durum ve taraflara karşı TEİAŞ tarafından sistem kullanım anlaşmasında düzenlemeler yapılması ve yaptırımlar uygulanması imkanı getirilmiş olması. Biz her zaman piyasadaki tüm katılımcıların adil rekabet şartlarında, en iyi portföy yönetim yeteneklerini geliştirme odaklı olarak ve piyasaya ve diğer katılımcılara etkilerinin sorumluluğunu üstlenerek faaliyet gösterdikleri bir piyasa yapısını önemsemekteyiz. Böyle bir yapının oluşması ve sürdürülebilmesi için kural ve yaptırımların açık ve taraflarca öngörülebilir şekilde tanımlanması ve uygulanması büyük önem taşımakta. Bu anlamda, yine uygulama aşamasını görmemiz gerektiği notuyla birlikte, Kanun değişikliği ile getirilen düzenlemenin etkin bir piyasa ve sistem işletimine katkı sunabileceğini düşünüyorum.

TOBB Türkiye Maden Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan

‘Yapılan değişikliklerle sektöre belli alanlarda rahatlama sağlandı’

Yapılan değişikliklerle sektöre belli alanlarda rahatlama sağlandı
Resmi Gazetenin 02.11.2020 tarih ve 31322 sayısında yer alan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7257 Sayılı Kanuna göre Maden Kanunu’nun ilgili maddelerinde yapılan değişiklik ile maden arama ve işletme ruhsatlarının verilmesi, birleştirilmesi, sürelerinin uzatılması, devir ve intikalleri ile çevreyle uyum bedeli iadelerine ilişkin müracaatlar dışında, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu kaldırılmış olacak.
Maden Kanunu’na göre ruhsat bedelinin tamamının Ocak ayının sonuna kadar yatırılmaması halinde, Gelir İdaresi Başkanlığınca o yıl için belirlenen gecikme zammı uygulanacak ve bu rakamın Haziran sonuna kadar ruhsat bedeli olarak yatırılması zorunlu olacak. Aksi halde ruhsat iptal edilecek. Yapılan değişiklik ile uygulanan cezai miktarda yüzde 90 yakın azalma olacak ağır maddi yaptırımlara maruziyet azalmış olacak ve mağduriyetlerin önüne geçilmiş olacaktır.
Ruhsatların süre uzatım taleplerinde ruhsat süresinin bitiş tarihinden en geç 12 ay öncesinde talepte bulunma şartı getirilmektedir. Bu yükümlülüğe uymayan ruhsat sahiplerine 100 bin lira idari para cezası uygulanacak ve ruhsat süresinin bitiş tarihinden en geç 6 ay öncesine kadar da belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen ruhsat sahiplerinin talepleri reddedilerek ruhsatları süre sonunda iptal edilecek ve ilgili saha ihale yolu ile ruhsatlandırılacaktır. Yapılan değişiklik ile ruhsat süre uzatım işlemleri ruhsatların süresi bitmeden sonuçlanarak faaliyetlerin durmasının önüne geçilecek, üretimin ve istihdamın kesintiye uğraması engellenecektir.
Kamu Kurum ve Kuruluşları ruhsat sahalarında rödövansçı olarak çalışmakta iken rödövans alanın ruhsat bölünmesi yapılarak rödövanscıya devir edilmesinde, devralanın kurulu işletme kapasitesi veya şerh edilen sözleşmedeki kapasiteyi aşmayacağı yönünde vereceği taahhüde istinaden, ilgili alan için tanınan tüm muafiyetler ve madencilik faaliyetleri kapsamında alınan bütün izinler devredilen ruhsatlarda da aynen korunmuş olacaktır. Yapılan değişiklik ile daha önce alınmış olan izinlerin ve muafiyetlerin tamamı yeni ruhsata devir edilerek zaman kazanılacağı gibi, üretim ve istihdam kesintiye uğramadan devam edilmesi sağlanmış olacaktır.
Maden Kanunu kapsamında işletme izni veya Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce izin verilmiş rödövans sözleşmesi olmaksızın işletme izni alanı dışına yirmi metreye kadar taşmalar hariç olmak üzere, maden ocağı açılması, maden üretilmesi veya faaliyetleri durdurulmuş maden sahalarında üretim faaliyetlerinin durdurulmasına sebep olan durumların düzeltilmesi veya işletme güvenliğine yönelik faaliyetlerin dışında üretim faaliyetinde bulunulması fiillerini işleyenlere üç yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası verileceği hüküm altına alınmaktadır. Yapılan değişiklik ile Kanun maddesinin uygulanma kriterleri daha net olarak belirlenmiş olacak ve daha önce uygulanan ağır yaptırımların önüne geçilmiş olacaktır.
Öte yandan siyasi parti gruplarının, “ruhsat sahası dışında geçici tesis kurulmasını” öngören maddenin yasa metninden çıkarılmasına ilişkin ayrı ayrı verdikleri önergeler birleştirilerek oylamaya sunulmuş ve önergenin kabul edilmesinin ardından madde yasa metninden çıkarılmıştı.
Özetle Torba Yasa ile Madencilik Kanunu’nda ilgili maddelerde yapılan değişiklikler ile sektöre belli alanlarda rahatlama sağlanmış ve yapılan değişiklikler sektör tarafından olumlu karşılanmıştır.