
14. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında ‘Doğal Gaz Piyasası Oturumu’ gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü TBNG CEO’su Sinan Furat’ın yaptığı oturumda Naturelgaz Genel Müdürü Hasan Tahsin Turan, Petrol ve Doğal Gaz Platformu Derneği (PETFORM) Doğal Gaz Grubu Başkanı Gökhan Soruş, Sıvılaştırılmış ve Sıkılaştırılmış Doğalgazcılar Derneği (SSDGD) Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Hotoğlu ve Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Tarifeler ve Planlama Yöneticisi Tufan Can Şener konuşmacı olarak yer aldı.
14. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında ‘Doğal Gaz Piyasası Oturumu’ gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü TBNG CEO’su Sinan Furat’ın yaptığı oturumda Naturelgaz Genel Müdürü Hasan Tahsin Turan, Petrol ve Doğal Gaz Platformu Derneği (PETFORM) Doğal Gaz Grubu Başkanı Gökhan Soruş, Sıvılaştırılmış ve Sıkılaştırılmış Doğalgazcılar Derneği (SSDGD) Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Hotoğlu ve Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Tarifeler ve Planlama Yöneticisi Tufan Can Şener konuşmacı olarak yer aldı.
Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Tarifeler ve Planlama Yöneticisi Tufan Can Şener
‘Gaz piyasalarında geleneksel üreticiler değişti’
Küresel enerji talebi her geçen gün artan nüfus, sanayideki artan talep ile yükselmeye devam ediyor. Birleşik büyüme oranlarına baktığımızda, birincil enerji talebinin yüzde 2,5 ila 3 civarında büyüdüğünü görüyoruz. Doğal gaz talebine baktığımızdaysa arz ve talep tarafında üretimde hem de tüketimde artık 4 trilyon metreküpün üzerine çıktık. Önümüzdeki yıllarda kısa sürede 4,2 metreküpün üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz. Bizim için önemli olan 1 trilyon metreküp üzerinde iki kıta var dünyada. Biri Kuzey Amerika kıtası yıl sonu itibariyle Çin’deki artışla beraber Asya kıtası da eklenecek. Gaz piyasalarında Avrupa’nın azalan talebi var. Bugün 450-460 bcm’lere kadar geriledi. Buna bağlı olarak da Rusya’da üretimde bir azalma söz konusu. Bunun ikisiyle bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Diğer bir noktada ise geleneksel üreticilerin artık değiştiğini Amerika Birleşik Devletleri(ABD) LNG’sinin üretici lokomotif olduğunu önümüzdeki dönemde söyleyebileceğimizi tahmin ediyorum. Özellikle Rusya ve Ortadoğu ülkelerinin ihracatlarının azalmasıyla LNG artık dünya gündeminde daha fazla yer etmeye başladı. Büyüme oranlarına baktığımızda, dünyada birleşik büyüme oranı yüzde 7,7 olarak gerçekleşiyor. En önemli husus burada Avrupa’nın büyüme oranının iki katına sahip olması. Doğal gazın el değiştirme oranına baktığımızda yaklaşık 1 trilyon metreküplük bir ticaret hacmi var dünyada. Bunun artık 475 milyar metreküpü boru gazının ticaretteki oranı yüzde 47’lere kadar geriledi. LNG’nin oranı ise yüzde 53 civarında gerçekleşiyor. Bu önemli bir husus.
Türkiye’ye geldiğimizde ise hâlâ boru gazının etkinliği her 1000 metreküpün 750 metreküpü boru gazı yöntemiyle, yaklaşık 250 metreküpü ise LNG yöntemiyle ülkemize ithal ediliyor. İthalatımız da hâlâ yüzde 99 oranında. Önümüzdeki döneme baktığımızda son dönemlerde ABD menşeli bazı firmalarla hem sözleşmeler imzalandı hem ön görüşmelerimiz devam ediyor. Önümüzdeki dönemde özellikle ABD LNG’sinin payının artacağını öngörüyoruz.
Özellikle Avrupa kıtasında 2030 ve ileriki yıllar için hedefler bulunuyor ve biyometan, biyogaz, hidrojen gibi çeşitli yenilenebilir gazların gerek doğal gaz dağıtım şebekesiyle gerek benzeri şebekelerle nihai tüketicilere, sanayiyle ulaştırılması hedefleniyor. Yenilenebilir gazlar istenilen noktada mı? Benim şahsi fikrim, henüz istenilen noktada değil. Kısa vadede de istenen noktaya gitmeyecek gibi gözüküyor. Avrupa’da toplam doğal gaz talebi içinde Fransa’da 3,1, Almanya bunun en büyük destekçilerinden biri, yüzde 1,6 oranında bir biyometan kullanım oranı karşımıza çıkıyor. 2019-2022, Avrupa Birliğinin biyometan üretimi yüzde 24 büyüdü. 2030 hedeflerine ulaşması için bugünden 2030’a kadar yaklaşık yüzde 35-36 civarında yıllık büyüme oranına ihtiyaç var. Ama bence çok ulaşabilecek gibi gözükmüyorlar.
Piyasalarda öne çıkan bir hidrojen konusu da var tabii. İlk yıllarda, özellikle Rusya krizi yaşandığında yüzde 30 civarında bir hidrojen blending düşünülüyordu ama bugün bizim çeşitli teknik gezilerden topladığımız verilere baktığımızda Almanya’da en yüksek yüzde 10 oranında blending oranına izin veriliyor. Diğer ülkelerde yüzde 5 oranlarında da mevcut. Bu projeler hâlâ esasında daha ön aşamada diyebiliriz. Üretim kapasitesine baktığımızda ise yıllık 11,2 tonluk bir Avrupa Birliği ülkelerinin hidrojen üretim kapasitesi var. Bunun 9 milyon tonu üretime geçiriliyor. Kapasite yüzde 80 oranında kullanılıyor. Ticaretin en çok yapıldığı iki ülke de Hollanda ve Belçika olarak dikkat çekiyor.
Sıvılaştırılmış ve Sıkılaştırılmış Doğalgazcılar Derneği (SSDGD) Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Hotoğlu
‘Piyasa serbestleştiğinde standartlar yükseliyor’
Öncelikle bahsedeceğim bazı rakamlar yaklaşık tahmin, çok şeffaf bir şekilde paylaşılmıyor ama bu konuda öngörülerimizi yapacak kadar deneyimimiz var. Boru hattının bulunmadığı 3500’ü aşkın noktada doğal gazı ağır vasıtalarla sıvılaştırılmış doğal gaz veya sıkılaştırılmış doğal gaz formunda taşıyoruz. Toplamda Türkiye genelinde 1 milyar metreküplük gaz bu araçlar vasıtasıyla boru hattının olmadığı noktalara ulaştırılıyor. Bu müşteriler aklınıza gelebilecek her türlü müşteri diyebiliriz. Yüzde 35-40 evsel tüketim kalanı da sanayici, inşaat ve turizm firmaları olarak sınıflandırılabilir.
Derneğimizin amacı, LNG ve CNG’nin satış faaliyetleri bulunan şirketleri arasında yardımlaşmayı ve standartları ileriye götürmek için karşılıklı bilgilendirmeyi artırmak, daha temiz ve daha sağlıklı bir yakıt olan doğal gazın boru hattının olmadığı yerlerde özendirilmesini teşvik etmek ve en önemlisi bence bunların hem yüksek basınçlı hem de kriyojenik olması sebebiyle CNG yüksek basınçlı ama kriyo buz demek, -50 derece altındaki sıvılaşan bütün sıvılara kriyojenik sıvılar deniyor. Dolayısıyla burada tehlikeli madde taşıdığımız için yapılan işi en yüksek standartlara koymak derneğimizin ilkeleri arasında.
Yaklaşık 300 bin tane hane halkı veya bunların arasına okul ve hastaneleri de kattığımızda oraya boru hattı gitmesi mümkün değilken bile bizim sayemizde doğal gazla yaşayabiliyor. Bunu yapabilmek için biz neler yaptık, bence bunlara odaklanmak lazım.
Tahmini olarak şu anda Türkiye genelinde 250 adet kriyojenik LNG treyleri var, 1000 adet de CNG taşıyan araçlar var. Nereden bakılırsa 2004 yılından bu yana LNG var, CNG’nin mazisi biraz daha eski olabilir ama gelişimi yine aynı döneme denk geliyor. 2013-14’ten sonra hızlanması söz konusu. Buradaki tabloya bakıldığında özel sektör marifetiyle 500-600 milyon dolar yatırım yapılmış. Demek ki piyasa serbestleştiğinde, doğru rekabet oluşturulduğunda hakikaten standartlar da yükseliyor ve özel sektör de bu sektörün gelişmesi için yatırım yapmaktan imtina etmiyor.
LNG ve CNG, Türkiye’nin iletim sisteminin bir uzantısı. Çünkü nihayetinde dağıtım şirketlerinin de, BOTAŞ’ın da iletim şirketinin de amacı son kullanıcılara doğal gazı ulaştırmak. Bugün yaklaşık 12,5 milyon civarı hareketli stok taşıyoruz. Türkiye’nin LNG ve CNG anlamında bu noktada olması çok önemli bir gurur kaynağı. Türkiye belki bunu önceden duymamış olanlarınız vardır aranızda Türkiye küçük LNG anlamında Avrupa genelinde İspanya’dan sonra ikinci. Türkiye’de de 5 farklı noktada LNG’ye erişim var. Bu çok önemli.
Naturelgaz Genel Müdürü Hasan Tahsin Turan
‘210 adet noktaya Türkiye’de taşıma yolla doğal gaz gidiyor’
Biz de LNG CNG tarafında hizmet veriyoruz. Türkiye’de ana iş kolumuz boru hatlarının ulaşmadığı noktalara doğal gazı taşımak. Uzun süre bu inşaat, tarım, sanayi havalimanları, üniversiteler gibi kamu binalarına gaz taşıma şeklinde ilerlerken 2017 yılından itibaren de ilçelere de taşıma yollu doğal gazı ulaştırmaya çalışıyoruz. Toplam 210 adet noktaya Türkiye’de taşıma yollu doğal gaz gidiyor. Naturelgaz olarak da 130 tanesine hizmet vermeye çalışıyoruz.
Türkiye’nin doğusu ve kuzeyinde kar kış demeden Türkiye’de boru hatlarının gitmediği noktalara doğal gaz taşıyoruz. Burada önemli olan, biz burada şirketler olarak hem LNG hem CNG tarafında oldukça önemli yatırımlar yaptık ve bu yatırımları da yapmaya devam ediyoruz. Öngörülebilir bir plan olduğu zaman ki burada hem EPDK hem GAZBİR bu planı bizimle paylaşarak bizim önümüzdeki dönemleri de görmemizi sağlıyor. Hangi ilçelere doğalgaz gidecek, bunların hangilerine boruyla gidecek, hangilerine taşımayla gidecek, bu şekilde olduğu zaman özel sektör çok rahat yatırımlarını planlayabiliyor ve bu da sonuçta hizmet olarak nihai tüketiciye gitmiş oluyor.
CNG tarafında pazar payımız yüzde 80’in üzerinde. Orada da çok ciddi sorunlarla uğraşıyoruz zor bir iş, standartları çok yüksek bir iş ama CNG’de de LNG’de de her geçen gün zaten korumaya çalıştığımız standartlara yenileri eklenerek sektör daha yüksek bir hizmet kalitesine kavuşmuş oluyor.
Bir diğer iş kolumuz da oto tarafında, Türkiye’de CNG ile çalışan araçlara hizmet etmeye çalışıyoruz. Bu taraf son 10 yılda oldukça zorlu yollardan geçti. Maalesef orada yatırımlarımızın çok karşılığını alamadık. Orada biraz hem CNG ile çalışan araçlar hem LNG ile çalışan araçlar, teknoloji, bunların fiyatları, fabrikaların üretimleri, yapılan yatırımların karşılığının alınma süreleri, bu konuda devletin uygulayacağı teşvikler gibi çok fazla konu var. Şu aşamada ne CNG ne LNG tarafında Türkiye’de yeterince oto kullanımı olmadığını söyleyebilirim. CNG tarafında özellikle en yüksek kullanımlar maalesef belediyelerin otobüsleriyle sınırlı kaldı.
Bir diğer iş kolu da kuyulardaki gazı, boru hatlarına ulaşmayan gazı boru hatlarına taşıyarak sıkıştırıp, orada da ekonomiye kazandırmaya çalışıyoruz. Başta TPAO olmak üzere bu alanda hizmet ettiğimiz özel sektöre firmaları da var.
Yurtdışına kullanım tarafında CNG’de de İtalya’da Avrupa’da bir oto pazarı var büyük, onun dışında Doğu Avrupa’da CNG taşıma benzer işleri var. Dünyada İran’da, Hindistan’da yine CNG’de kullanım oldukça yaygın. Ama bizim için de Afrika çok hedef pazarlardan bir tanesi. Boru hatlarının çok gelişmediği ama kuyularda gazın olduğu pazarlar.
Petrol ve Doğal Gaz Platformu Derneği (PETFORM) Doğal Gaz Grubu Başkanı Gökhan Soruş
‘Özel sektör şirketlerimiz bölgede aktif rol oynayabilirler’
Türkiye’de maalesef toptan satış aktivitesinin kademe kademe küçüldüğünü hatta yok olma noktasına geldiğini görebiliyoruz. Burada bazı dikkate alınması gereken hususlar ve aksiyonlar var. Hem üretici hem tüketici ülkeler çerçevesinde özellikle son dönemde Güneydoğu Avrupa ülkelerinde ciddi gelişmeler olduğunu görüyoruz. Burada Türkiye’nin oynayacağı rol, reformlara ilişkin nasıl adımlar atılacağı ve bu mekanizmayla aslında hem iç dinamiklere hem de bölgeye Türkiye’nin nasıl bir hizmet ve nasıl katkı verebileceği konusu çok önemli hale geldi. Bu sebepten de PETFORM olarak bu gelişmeleri takip ediyoruz. Hem özel sektör hem kamu nezdinde özel sektör iş birlikleriyle potansiyel neler yapılabileceğine yönelik çalışmalar yürütüyoruz.
2022’den itibaren Rusya Ukrayna krizi söz konusu ve bununla beraber Avrupa ve özellikle Güneydoğu Avrupa’da aslında arz seçeneklerinin nasıl yönetilebileceği konusu en önemli konu haline geldi. İlgili dönemde bölge yaklaşık yüzde 100’ünü Rusya’dan tedarik ediyordu. Yaşanan gelişmeler akabinde 2,5 yıllık süreçte ülkeler arz kaynaklarını çeşitlendirme ve altyapı anlamında ne tür yatırımlar yapılabilir konusunu gündeme getirmişlerdi. Burada ön planda olan konular ithalat güzergahları, LNG kapasiteleri, boru hattı ve enterkonnekte ve kapasitenin geliştirilmesi yönündeydi. Yunanistan ve Türkiye aslında LNG anlamında bölgede öne çıkan ülkeler oldu ama Türkiye’nin burada tabii hem LNG hem de boru hattı anlamında farklı kaynaklardan gaz tedariki yapabilmesi bölgeye ekstra bir esneklik sağlamış oluyor. Çeşitlendirme faaliyetlerinin ardından bundan sonraki asıl gündem maddesi aslında arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi olmuştur. Burada Türkiye hem LNG hem de boru hatlarıyla ne derece bölgeye esneklik sağlayabileceği konusu, en önemli gündem maddesi haline gelmiştir. Uluslararası birçok etkinliğe katılıyoruz orada Türkiye’den geldiğimizi söylediğimizde aslında herkesin aklındaki tek soru, orta ve uzun vadede Türkiye bölgeye ne derece katkı sağlayabilir, bu oyunun neresinde olabilir gibi sorular geliyor. Umarım atılacak olumlu adımlarla hem iç piyasanın gelişimi hem de bölgenin arz güvenliği noktasında Türkiye’nin iyi noktalarda, iyi roller alabileceğini düşünüyorum.
“Türkiye’nin yıllık 50-51 metreküplük bir tüketimi var ama gaz işleme kapasitesi 80-85 milyar metreküp. BOTAŞ bölgede bir oyuncu olabilir mi?” şeklindeki soruya yanıt vermem gerekirse Türkiye farklı kaynaklardan hem LNG hem de boru hattıyla gaz sevkiyatı yapma kapasitesine sahip olduğu için hem ülkemiz hem de başrol oynayan BOTAŞ ciddi bir aktör olabilir. Türkiye’nin bölge için bir arz terminali olacağı da aslında aşikardır. BOTAŞ ve Enerji Bakanlığı’mızın imzaladığı iyi niyet anlaşmalarına baktığımızda, böyle bir vizyonun konulduğunu görüyoruz. Bu noktada tabii bölgenin doğal gaz tüketim potansiyeline ve Rusya haricindeki kaynak çeşitliliğini ülkelerin araştırmasına baktığımızda, ülkemiz coğra�i açıdan ciddi bir avantaja sahip. Sadece kamu olarak ele alınan bir şey ama burada devletin rehberliği eşliğinde özel sektörün yer alabileceğini de düşünüyorum. Kamuyla beraber iş birliklerine gidebileceğini düşünüyorum. Özel sektör şirketlerimiz bölgede aktif rol oynayabilirler. Bunlar ülkemize hem ticari hem de diplomatik anlamda kazanımlar da sağlayabilecektir. Özel sektör bölge piyasalarında aktif olabilir, bölgedeki şirketlerle orta ve uzun vadeli projelerle iş birliklerinde yer alabilir ve buradan sağlanacak çıktılarla beraber aslında Türkiye’nin doğal gaz ticaret merkezi olmasına ilişkin ciddi kazanımlar elde edilebilir. Bu noktada optimist davranıyorum. İlerleyen dönemlerde küresel ve bölgesel konjonktürle beraber aslında bunun bir zorunluluk haline geleceğini düşünüyorum. Türkiye’nin iyi bir noktaya gelmesi için de kamu ve özel sektörün aynı pastaya dahil olduğu bir iş birliği modelinin ele alınmasının mantıklı olacağını düşünmekteyim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Belçika, en eski nükleer reaktörünü kapatıyor14 Şubat 202518:10 Karagöz ve Hacivat bu kez tasarruf için sahneye çıktı14 Şubat 202516:45 Bakan Bayraktar, Venezuela ile enerjide ve madencilikte iş birliğini geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti14 Şubat 202516:29 TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu taslak raporunu tamamladı14 Şubat 202516:06 TORA 19. Geleneksel SEÇ Haftasını başarıyla tamamladı14 Şubat 202515:38