Delek Drilling ve Avner Oil Şirketler Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Yossi Abu, Doğu Akdeniz bölgesinde daha fazla petrol ve doğalgaz kaynağı bulunduğuna inandıklarını belirterek, “Türkiye’nin Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetlerine başlaması, Türk hükümeti perspektifinden atılan önemli bir adım. Biz, bölgedeki arama faaliyetlerinde çok deneyimli bir şirket olarak, Türkiye’nin doğalgaz arama ve üretim çabalarına yatırım yapmaktan çok […]
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Abu, Delek Drilling’in, İsrail’deki en büyük şirket gruplarından biri olan ve finansman, sigortacılık gibi pek çok alanda faaliyet gösteren Delek Group’un araştırma ve üretim kolu olduğunu söyledi.
Şirketin son 20 yılda ağırlıklı olarak İsrail açıklarındaki araştırma ve üretim faaliyetlerini yürüttüğünü vurgulayan Abu, İsrail’in çok uzun süredir devlet yapıları ve şirketleri üzerinden petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerini sürdürdüğünü, ülkenin 1990’ların ortalarında enerji sektörünü özelleştirmesiyle Delek Drilling’in de aktifleşmeye başladığını anlattı.
Abu, Mari B projesiyle İsrail açıklarında keşifte bulunan ilk şirket olduklarını belirterek, “Bunun peşinden, uzun süredir partnerimiz olan Noble Energy ile birlikte, 2009 yılının dünyada keşfedilen en büyük doğalgaz rezervi olan Tamar’ı, daha sonra da bundan daha büyük bir rezerve sahip Leviathan sahasını ortaya çıkardık. Dünya genelinde ise üç yeni keşif bizim tarafımızdan yapıldı. Dolayısıyla, İsrail açıklarında hatırı sayılır miktarda kanıtlanmış rezerve sahibiz.” diye konuştu.
Türkiye’nin Karadeniz’den sonra Akdeniz’de de başlattığı doğalgaz arama faaliyetlerinin Türk hükümeti tarafından atılmış çok önemli bir adım olduğunu aktaran Abu, şöyle devam etti:
“Bölgede (Doğu Akdeniz’de) daha fazla petrol ve doğalgaz kaynağı potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetlerine başlaması Türk hükümeti perspektifinden atılan önemli bir adım. Türkiye açıklarında daha fazla petrol ve gaz keşfedilmesi için potansiyel olduğunu düşünüyorum. Biz, bölgedeki arama faaliyetlerinde çok deneyimli bir şirket olarak Türkiye’deki doğalgaz arama ve üretim çabalarına yatırım yapmaktan çok mutlu oluruz. Örneğin, eğer Türk hükümeti izin verirse sismik analizler ve araştırma faaliyetlerinde yardımcı olabiliriz.”
Abu, Türkiye doğalgaz piyasasındaki gelişmeleri de yakından izlediklerini belirterek, Türk hükümetinin geçen günlerde enerji sektörü için kapsamlı bir strateji programı devreye soktuğunu hatırlattı.
Yeni stratejik programda en anahtar noktalardan birinin tedarikçilerin çeşitlendirilmesi olduğunu vurgulayan Abu, “Bu noktada Türk piyasasına yeni bir kaynak sağlayarak, biz Leviathan ve Doğu Akdeniz gazımızla kesinlikle önemli bir rol oynayabiliriz. Bu sadece yeni değil, güvenilir de bir kaynak. Türk hükümeti doğalgaz depolama yatırımı yapmak isteyen kişilere yönelik teşvikler veriyor, 2 veya 4 milyar metreküplük yatırım projeleri mevcut. Leviathan’da ise 620 milyar metreküplük gaz rezervi var. Eğer Leviathan Türk pazarına bağlanabilirse bu projeler kapsamında önemli bir gaz depolama olanağınız ortaya çıkacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Abu, Türkiye’de 4 milyar metreküplük gaz depolama projeleri için 2 ile 3 milyar dolar arası yatırım yapıldığına dikkati çekti.
Leviathan Projesi’nin birinci aşamasından, İsrail piyasası ile birlikte Filistin, Ürdün ve Mısır gibi bölge piyasalarına doğalgaz göndermek için yatırım kararı aldıklarını hatırlatan Abu, şunları kaydetti:
“Şu anda, potansiyel olarak ya Mısır’daki sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminallerine gönderilebilecek ya da Türk piyasasına sunulabilecek projenin ikinci aşamasına doğru ilerliyoruz. Bu yüzden İstanbul ve Ankara’ya sık sık ziyaretlerde bulunuyoruz. Bu iki alternatife ilişkin de sürdürülen görüşmeler var ve ben gerçekten İsrail’den Türkiye’ye boru hattı inşa edilmesi konusunda bir fırsat penceresi görüyorum. Enerji Bakanlığınız aracılığıyla hükümetle çok yapıcı ve profesyonel görüşmeler yürütüyoruz. Bu projeye derinden bağlıyız. Türkiye’nin ihtiyaçlarıyla bizim sağlayabileceklerimiz arasında gerçek bir uyum var.”
Türk pazarının doğalgaza talebinin en yüksek olduğu mevsimin kış ayları olduğunu ifade eden Abu, “Bizim Levant havzasına olan en yüksek talep dönemimiz ise yaz mevsimi. Dolayısıyla bu proje iki taraf için de iyi bir kombinasyon yaratıyor.” ifadelerini kullandı.
Geçen yılın ikinci yarısında hızlanan Türkiye ve İsrail arasındaki normalleşme süreci çerçevesinde iki ülke arasında yapılacak olası bir gaz anlaşmasıyla bölgedeki kaynakların uluslararası piyasalara Türkiye üzerinden aktarılması opsiyonu güçlendi.
Geçen yıl ekim ayında İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanı Yuval Steinitz’in Türkiye ziyaretinin ardından iki ülke öngörülen doğalgaz boru hattı projesine ilişkin diyalog sürecini başlatmıştı.
İsrail’in en büyük doğalgaz sahası olan Leviathan ve Tamar’da toplamda yaklaşık 800 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğu tahmin ediliyor. Bakan Steinitz da bu kaynaklara ek olarak bölgede yaklaşık 2,2 trilyon metreküp doğalgaz rezervinin daha keşfedilmeyi beklediğini açıklamıştı.
AA
Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nda değişiklik öngören Kanun Teklifi TBMM’de11 Ekim 202418:03 Bakan Bayraktar, Sırbistan’da enerji iş birliğine yönelik mutabakat zaptı imzalandığını duyurdu11 Ekim 202418:00 Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi maliyeti açıklandı11 Ekim 202417:58 Türkiye’nin ilk yerli elektrikli ana hat lokomotifi 2025 yılı Eylül ayında raylara inecek11 Ekim 202417:11 İklim değişikliği hedefleri için yıllık 1,5 trilyon dolarlık yenilenebilir enerji yatırımı gerekiyor11 Ekim 202415:57