‘Enerji ticaretinde ‘Hub’ olma fikri yeni bir gerçeklik haline geliyor’

‘Enerji ticaretinde ‘Hub’ olma fikri yeni bir gerçeklik haline geliyor’

12. Türkiye Enerji Zirvesi’nde ‘Enerji Ticaret Merkezi’ oturumu gerçekleştirildi. Bağımsız Enerji Politikası Danışmanı Dr. Burak Güler’in moderatörlüğünü yaptığı oturumda IBEX CEO’su Konstantin Kostantinov, Saint Petersburg Uluslararası Emtia Borsası CEO’su Aleksey Rybnikov ve EPİAŞ Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu konuşmacı olarak yer aldı.

EPİAŞ Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu

‘BÖLGEDE MERKEZ OLMAK İÇİN İKİ PİYASAYA İHTİYACIMIZ VAR’

Uluslararası ölçekte yakından iş birliği ve fikir alışverişi yapıyoruz. Aynı zamanda ticaret konusunda ve IBEX ile de yakından iş birliğimiz var. Yine aynı zamanda fikir alışverişi ve Rus enerji borsası ile de iş birliğimiz söz konusu. Peki tüm bu iş birliklerini de göz önüne aldığımızda Türkiye nasıl bir enerji merkezi haline gelir. Elimizde ne var merkez olmak için yapmamız gerekenler nelerdir? entegrasyon trendi ve aynı zamanda bir küreselleşme var. Biz küreselleşmenin bir kısmı olarak bunu konuşacağız. Türkiye’de enerji ve gaz piyasalarımız var. Burada kuruluşumuz, komşularımız ve Avrupa piyasasıyla korele şekilde iş birliklerine ve iş geliştirmelerine devam etmekte. Enerji alanında yine Bulgaristan’la kuplaj ve aynı zamanda Yunanistan ile bazı bağlantı projelerimiz var.

HEM SPOT PİYASALARA HEM DE GELECEK PİYASALARA İHTİYACIMIZ VAR

Bugünün konusu ise gaz, o yüzden daha fazla odaklanacağım buna. Spot piyasalarımız var. Gelecek piyasalarımız da mevcut. Likidite ve aynı zamanda gaz piyasasının gelişimi, enerji piyasasının mevcut altyapısı ve sözleşme ortamından dolayı daha az. O yüzden merkez olmak aslında başka şeyleri gerektiriyor ancak en önemli kısmı bu. Eğer bu bölgede bir merkez olacaksak, bizim ihtiyacımız olan her iki piyasa. Hem spot piyasalara ihtiyacımız var hem de gelecek piyasalara ihtiyacımız var. Türkiye’de bunu şöyle eleştirebilirsiniz; aslında euro ile bu nasıl yapılacak, euro biriminde değil diyebilirsiniz. Ancak piyasalarımızı sadece euro olarak ya da hem euro olarak hem de Türk Lirası olarak işletebiliriz. Bu çok zor olmayacak, o yüzden birbirleriyle etkileşimi değerlendirilecek. Ya da bizim operasyonlarımız açısından baktığımız zaman sadece euro piyasası da mümkün. Bizim açımızdan baktığımızda elimizdeki temel doneler bunlar.

Tüm dünyada fiyatlar artıyor ve bu durum herkesi etkiledi. Avrupa’da ve Asya’da etkiler daha büyük bir şekilde hissediliyor. Bizim piyasamız da bu trendi takip ediyor. Şu anda bir düşüş söz konusu ancak yine de fiyatlar yüksek. Bu da her şeyi etkiliyor. Eğer iyi bir merkezimiz, iyi bir tedarik olursa bu problemleri daha az yaşayacağız. 2020 yılında evsel kullanım, temel tüketim kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Elektrik ikinci sırada geliyor ancak geçen yıl kuraklıktan dolayı farklı bir durum yaşadık ve burada gaz kullanarak elektriği üretmeye başladık. Bu da pazar portföyümüzü değiştirdi. Yani pazar fiyatlarımız pandemiden sonra yine Rusya ve Ukrayna savaşından dolayı artmaya başladı ve bununla ilgili olarak enerji fiyatlarımızla ilgili bir kota belirlememiz gerekti. Aynı zamanda paylar da değişti. Elektrik üreten ve gazla çalışan enerji santralleri açısından bir değişim oldu. Bunların payı arttı.

GİRİŞ ÇIKIŞ KAPASİTEMİZİ ARTIRMAMIZ GEREKİYOR

Peki, biz Rusya’dan gazı almayı nasıl garanti ediyoruz? Türkiye’nin gaz tüketimine bakalım. Gaz açısından dördüncü büyük tüketici. İtalya ve Almanya Avrupa’daki en büyük tüketiciler. Önemli bir piyasa olduğumuzu söylemem gerekiyor. Ancak daha iyi bir paya ihtiyacımız var. Bir merkez olmak için ne yapmamız gerekiyor? Kritik bazı hususlar var, giriş ve çıkış kapasitelerimiz gibi. Gaz giriş ve çıkışına baktığımız zaman gördüğümüz, kapasitelerin tüketimimiz temelinde olduğu. Rusya başbakan yardımcısının ifadesi vardı; Türkiye Avrupa için merkez olursa ekstra gaz kendilerine sağlanabilir diye. Ancak bu mevcut altyapıya sağlanamaz, o yüzden muhakkak altyapıya yatırım yapmamız sonrasında da giriş çıkış kapasitemizi artırmamız gerekiyor. Ayrıca Karadeniz altından bir boru hattı geliştirmemiz gerekiyor. Toplamda 63 milyon m3’e ihtiyacımız ondan dolayı bir altyapı yatırımına ihtiyacımız var. Bunu başarmak için de zaman lazım.

ARTIK BİR HUB OLMA KONUSU SİYASİ BİR KONU GİBİ GÖRÜNÜYOR

Hub olmayı zorluk ve fırsatlar açısından değerlendirdiğimizde Sayın Putin’in belirtmiş olduğu Hub’la alakalı benim tek bir cevabım oldu, Avrupalılar. Bu Hub olmanın önündeki büyük zorluk oluyor. Eğer Avrupalılar bizim Hub’ımızdan satın alma yaparsa en büyük zorluk aşılmış oluyor. Tabii ki altyapı vs. gibi bazı zorluklar var. Bu altyapıları oluşturup Türkiye’de aynı zamanda Bulgaristan’da, diğer bağlantı ülkelerinde iletim açısından bunları görmeliyiz. Kimse bu tarafta henüz gazı Rusya’dan Avrupa’ya aktarmaya hazır değil. İlk olarak talep tarafıyla alakalı bir zorluk görüyoruz. Bu Avrupalı ülkelerin istekliliğiyle alakalı veya siyasi destekle alakalı bir zorluk. İkincisi de altyapı zorluğu. Fırsatlar açısından bakarsak, bu fikri duyduğum için mutluyum çünkü biz de üzerinde çalışıyoruz diye açıkladım. Artık bir Hub olma konusu siyasi bir konu gibi görünüyor. Politik konuyu unutun. Bizim piyasa katılımcıları olarak, bir gaz Hub’ı zaten olabilmemiz gerekiyor. Bu konuyla alakalı çokça soru var. Eğer bu meseleyi Türkiye olarak çözebilirsek, bu herkesin faydalanabileceği bir süreç olacak. Burada gaz ve elektriği şeffaf piyasa koşullarında kolaylıkla iletebiliriz. Herkes para kazanır, herkes daha çok iş paylaşır, iş payı edinir. Bu bizim piyasa katılımcılarımız için önemli olsa da bence bu konunun henüz tam farkına varmış değiliz. Konuya sadece Cumhurbaşkanı Putin veya Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konulardan bahsedebilir, eğer onlar çözerse biz de şöyle çözebiliriz gibi siyasi konu olarak bakıyoruz. Ancak birçok sivil toplum kuruluşunun Türkiye’de, Rusya’da, Avrupa’da bunun gerçekleşmesi için baskı uygulaması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin bu durumdan kazançlı çıkmayacak, biz kazançlı çıkacağız. Dolayısıyla alım satım ve özel sektör için bir fırsat oluyor. O yüzden en büyük fırsat bu ama bence biz bunun yeterince farkında değiliz.

Saint Petersburg Uluslararası Emtia Borsası CEO’su Aleksey Rybnikov

‘ENERJİNİN TÜM PAYDAŞLARININ YER ALDIĞI BİR AİLE TOPLANTISI’

Rusya doğal gaz piyasası hakkında genel değerlendirme yapmak istersek bir ay önce Başkan Putin Türkiye’de bir gaz merkezi oluşturma fikrini ifade etmişti. Türkiye Cumhuriyeti Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da bu fikir desteklendi. Bence bu Hub konsepti çeşitli önemli konuyu kapsamalı. Birincisi, Rusya ve Türkiye gaz piyasası ittifakının oluşturulması burada önemli . Ülke içindeki üretim ve talebe bakarsak, Gazprom en büyük ithalatçı. Burada tüm gaz üreten şirketlere Gazprom dışında bakarsak, Gazprom üretim açısından birinci sırada olsa da Gazprom’un payı ülke içine gaz tedariki noktasında yüzde 50’den daha az. Bu da bağımsız şirketler olan diğer şirketlerin Gazprom’a kıyasla yakın dönemde önemli kazanımlar elde ettiğini gösteriyor. Elbette ülke içinde en büyük tüketiciler doğal olarak enerji santralleri ve ısı alanında çalışanlar. Peki Rusya’nın doğal gaz piyasası nasıl yapılandırılmış durumda? Birincisi regüle edilen bir segment görüyoruz. Bu özellikle Gazprom’la alakalı kısma işaret ediyor. Devlet anti tekel uygulamalarıyla beraber bunu uyguladıktan sonra aynı zamanda düzenlenmeyen fiyatlar var. Tüm gaz tedarikçileri düzenlenmeyen fiyatlar üzerinden bu fiyatlarla borsada bu gazı satabiliyor. Aynı zamanda ihracatları görebilirsiniz. Gazprom yasal olarak kendisine izin verilen tek şirket. Bağımsız şirketler yıllarca lobi faaliyetlerinde bulundular ancak başarısız oldular. Şu anda Gazprom ihracat yapabilen tek tüzel kişilik. Sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatına bakarsak, Gazprom’un LNG projeleri bağlamında ihracat faaliyetleri var. Gaz talebinin artması önümüzdeki yıllar için öngörülüyor. Beklenti önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde 4,3 trilyon metreküplük bir tüketimi küresel olarak göreceğimiz şeklinde. Birincil olarak buradaki büyüme, Asya Pasifik’ten ve yine Orta Doğu bölgelerinden kaynaklı.

DOĞAL GAZIN RUSYA’DA TİCARETİNİ YAPAN TEK EMTİAYIZ

Rusya gaz piyasasındaki gelişmelere bakarsak, yakın dönemde devletin uyguladığı Rusya ‘Enerji Stratejisi Belgesi’ burada şekillendirici. 2035’i kapsayan bir süreç, strateji bu. Doğal gaz piyasasında bu strateji bağlamında önemli bir rol de borsanın kendisine ve borsa tipi mekanizmalara atfediliyor. Yine pazardaki fiyat serbestleştirmesi ve benzeri konular ele alınıyor. Biz bir borsa olarak önümüzdeki yıl 15’inci yaşımıza giriyoruz, 2008 yılında kurulduk ve Rusya’daki en büyük emtia borsasıyız. Doğal gazın Rusya’da ticaretini yapan tek emtiayız.

Hub veya merkez dediğimiz şey yeni bir gerçeklik haline geliyor. Ancak buraya ulaşmak için bizim farklı şeyleri geliştirmemiz gerekiyor. Bir Hub’ı fiziksel altyapı gibi düşünebilirsiniz, onun dışında geri kalan her şeyi olduğu gibi sürdürebilirsiniz ama neticede bir mikroskopu çivi çakmak için veya başka şeyler için de kullanabilirsiniz. Hub olmayı bir tekeli kırmak için, riski yönetmek için, her şey için kullanabilirsiniz. Bu noktada Türkiye’nin coğrafi pozisyonunu düşünürsek, Türkiye’ye gelen çeşitli istikametlerden boru hatlarını düşünürsek, sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda Rusya’nın kendi ülke içindeki pazar sorunlarıyla alakalı da sorunları aşabiliriz. Dolayısıyla bu konsepti bir realite haline getirmek için bu realitenin içerisine doğrudan girmemiz lazım diyorum.

IBEX CEO’su Konstantin Kostantinov

‘BULGARİSTAN TÜRKİYE ARASINDA TİCARET YAPMAK İÇİN ÖNEMLİ BİR POTANSİYELİMİZ VAR’

Avrupa ülkelerinin tamamında fiyatlarda bir değişiklik oldu ve bundan dolayı da pek çok diğer değişiklikleri de tabii ki gördük. Bu enerji borsası kurumlarına geldiğimiz zaman, APEX en önemlilerinden biri. EUROPEX de Avrupa enerji borsası kuruluşu ve EPİAŞ’tan arkadaşlarımızla beraber tam üyeliğimiz bulunuyor. Bulgaristan Türkiye sınırında oldukça iyi bir fiziksel bağlantımız mevcut. İki hattımız var sanıyorum ki bunlar da 1000 MW’ın üzerinde bir enerji sağlama kapasitesinde. Maalesef ticaret için henüz 100 MW civarında bir alım söz konusu. Ancak geliştirilecek bir alan olarak görüyoruz, burada önemli bir potansiyelimiz var. Day head fiyatlara, IBEX özelinde baktığımız zaman aylık fiyatları görmektesiniz. Bu grafikte muhtemelen MW başına 100 euroluk bir çıkış gerçekleşecek. Günlük fiyatlar açısından, ortalama günlük fiyat değişimleri bu şekilde. Sadece Türkiye’deki fiyat Avrupa’dakinden farklı ve bu da aslında pazar katılımcılarına oldukça iyi iş fırsatları sunuyor diyebiliriz. Özellikle sınır ötesi iletim kapasitesi açısından değerlendirildiğinde, aslında büyük bir ihracatımız var Bulgaristan Romanya sınırından Macaristan’a ve orta Avrupa ülkelerine doğru devam ediyor. Elektrik açısından özellikle Bulgaristan net bir ihracatçı diyebiliriz ancak burada dikkatinizi çekmek istediğim husus şu; en iyisini yapabilmek adına ve Türkiye-Bulgaristan takas aktivitelerini artırmak adına büyük bir potansiyelimiz var. Bu ticareti artırabiliriz. Aynı zamanda sınır ötesi hacimleri bu iki ülke arasında artırmak için harika bir potansiyelimiz var.

ÖNGÖRÜLEBİLİRLİĞİ SAĞLAMAK İÇİN BORSA HACİMLERİNİ ARTTIRMALIYIZ

Hub oluşturma noktasına değindiğimizde hatırlarsınız birkaç yıl önce Bulgaristan hükümeti bölgesel bir enerji merkezi hayali kurmadan önce devletin işlettiği borsalardan biri Balkan Gas olarak biliniyordu. Herkes o zamanlar bir Hub olma temennisi taşıyordu ama burada önemli konu; eşit kuralı pazar katılımcılarına sağlamak önemli hale geliyor. Bu gerçekleşmeli ki alım satım işlemini her bir pazar noktasında aynı uygulamalar etrafında gerçekleştirsinler. Tabii yine yüksek düzeyde şeffaflık ve piyasaya eşit erişim oldukça önemli konular. Piyasada öngörülebilirlik oluşturmak en önemli konu. Bu çok önemli hedefi nasıl sağlayabiliriz diye baktığımda, bence burada borsa hacimlerini artırmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Bu hem enerji hem de gaz için geçerli.

Bağımsız Enerji Politikası Danışmanı Dr. Burak Güler

‘PİYASALARIN KENDİLERİ BİRER VARLIK’

Antik Sümerler 4 bin yıl önce bölgesel ticaret parasını Uruk şehrinde icat ederek bununla koyun, kumaş, pamuk, at ve birçok şeyin ticaretini yapmaya başlamışlardı. Pazarlardan konuşan veya ticaretten bahseden ilk kişi biz değiliz, onlar bunu keşfetmişlerdi. Biz her zaman tedarik veya arz tarafını düşünüyoruz. Ancak tarih bize şunu gösteriyor; piyasaların kendileri de özünde, temelinde, birer varlık. Bugün Hub nedir konusunu ele alıyoruz. Aslında ticaretin kısa vadeli olarak kolaylaştırıldığı bir pazar diyebiliriz. Elektronik ekran üzerinden komşunuzla yapılan bir ticaret veya enterkonnektör varlıklara komşu ülkeler arasında yatırım şeklinde de bakabilirsiniz. Elektrik ve gaz piyasaları için bunu ülkeler yapabilir ve Paris Anlaşması bağlamında önemli. Biz aslında ülkeleri, komşu ülkeleri bu merkeze dahil etmeye çalışıyoruz. Bu da görüşümüze göre ticareti, komşu ülkeleri entegre etmek suretiyle uzun vadede enterkonnektör varlıklarıyla birbirine yaklaştırmak ve böylece esneklik sağlamak için önemli. Küreselleşen bir dünyada bu yapısal form, piyasaların krizleri ve riskleri atlatabilmesi açısından önemli. Aynı zamanda borsalar yine Paris Anlaşması ülkeleri bağlamında oluşturulabilir, ortak ürün geliştirme veya bölgesel mevkidaş ülkeler bağlamında düşünülebilir ama en nihayetinde güven ve şeffaflık inşası asıl konu. Panelimiz için böyle bir giriş yapmak istedim. Ancak amacımız, kamuoyunu bilgilendirme, yine politika yapıcıları ve yatırımcıları ve daha da önemlisi piyasa oyuncularını bu Hub’ın oluşturulması noktasında karşılaşılan zorluklar konusunda bilgilendirerek bunu geniş ölçekle yapabilmek.