‘Doğal gaz şebekesi olarak dünyada çok ileri bir yerdeyiz’

‘Doğal gaz şebekesi olarak dünyada çok ileri bir yerdeyiz’

12. Türkiye Enerji Zirvesi’nin ikinci gününde ‘Doğal Gaz Piyasası’ oturumu gerçekleştirildi. Moderatörlüğü Naturelgaz CEO’su Hasan Tahsin Turan tarafından gerçekleştirilen oturumda GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan, ETD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Bulut ve PETFORM Gaz Grubu Başkanı Seçkin Kara konuşmacı olarak yer aldı.

GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan

‘DOĞAL GAZ ŞEBEKEMİZ 5 YILDA YÜZDE 50 BÜYÜYECEK’

Dünyada pandemi sonrası yaşanan gelişmelerle gaz konusu çok önem arz eden bir vaziyete geldi. Şu anda birçok ülkeyi zor durumda bırakan ve birçok ülkeye de çok ciddi paralar kazandıran bir konuma geldi. Dünyada doğal gaz kaynaklarına baktığımız zaman keşiflerle birlikte sürekli artıyor. 2000’li yılların sonunda 138 trilyon metreküp olan doğal gaz rezervleri, bugün yapılan yeni keşiflerle birlikte 188 trilyon metreküp gibi bir kaynağa dönüşmüş durumda. Bu da dünyaya şu andaki hesaplara göre 50 yıl yetecek bir doğal gaz kaynağının olduğunu gösteriyor. Bu doğal gazın ne kadarını üretiyoruz diye baktığınız zaman; dünyada 4,2 trilyon metreküpünü üretiyoruz. Bu 4,2 trilyon metreküpün aslında yarıya yakınını üç tane ülke üretiyor. Burada ciddi de bir durum var. Üretilen 4,2 trilyon metreküpün ne kadarı kendileri tarafından kullanılıyor, ne kadarı da ithalat yapılıyor diye bakarsanız; 1,2 trilyon metreküpünü ithalatta kullanılıyor, yaklaşık olarak 3 trilyon metreküpünü de üreten ülkelerin kendisi kullanıyor. Bu şu açıdan önemli; bu kaynağın çoğunu aslında üretenler kendisi kullanıyor. Kalan bu 1,2 trilyonun ne kadarı boru gazı, ne kadarı LNG olarak dünyaya sunuluyor olarak baktığınızda da bunun 704 milyar metreküpü boru gazı olarak, 516 milyar metreküpü de LNG olarak sunuluyor. Avrupa’daki yaşanan krizler açısından bu rakamların önemi var. Buradan şu çıkıyor dünyada ithalatın yapıldığı en büyük yer; Avrupa. Tabii Türkiye’yi de aslında hiç ufak düşünmemek gerekiyor. Dünyadaki 700 milyar metreküpün içinde Türkiye de ciddi bir oranın ithalatçısı konumunda ve boru gazı ithalatı yapan bir ülke konumunda. Avrupa’yla Türkiye’nin ithalat konusunda ciddi bir yerde olduğunu görüyoruz.

Birinci enerji tüketiminde de doğal gaz dünyada yüzde 25 değerini sürekli koruyor. Dünya Enerji Ajansı 21. yüzyıl doğal gazın yılı olacağını, bundan 3 yıl önceki raporlarında sürekli söylemişti. Ama Dünya Enerji Ajansı yaşanan krizle birlikte yeni senaryolar yaptı. Yeni senaryolarında baktığımız zaman, birinci senaryosu normal giden bir senaryo. Şu andaki tüketim devam edecekmiş gibi, 2030 ve 2050 yıllarında yaklaşık 4,3 trilyon metreküp kullanılacak olarak bir senaryo yapmış durumda. İkincide ise 2030’da 3,8 trilyon metreküpe, 2050’de de 2,6 trilyon metreküpe düşecek olarak yaptığı bir senaryo var. Üçüncü senaryosunda ise dünyada ‘Sıfır Karbona Geçiş’ başarıya ulaşacak ve 2050 yılında doğalgaz 1,1 trilyon metreküpe düşecek. Ciddi bir kullanım düşecek. Tabii bu görüşlerin 3 yılda bu kadar değişmesi bizleri çok ilginç bir yere getirdi. Ne olacak konusunu herkes birbirine sorar bir durumda. Baktığımız zaman da bu olacak mı olmayacak mı, nerede olacak diye düşünmek gerekiyor. Doğal gaz üreticileri kendi ürettikleri doğal gazdan vazgeçecekler mi bunu düşündüğünüz zaman, bu senaryonun ne kadar gerçek olacağını aslında gerçek olmayacak olduğunu görerek devam etmiş oluyoruz. Gerçek olması mümkün değil çünkü kendileri üretenler 3 trilyon metreküpü kendileri kullanıyor. Onların böyle ucuz kaynaktan vazgeçeceğini tahmin etmiyorum.

Türkiye boru gazı oranını sürekli düşüren bir perspektife döndü. Önümüzdeki gelecekte de baktığımız zaman, bu yüzde 50-60’lara düşecek gibi gözüküyor. Şu an boru gazı ithalatını yüzde 76’larda bu yılda da yüzde 70’lere düşecek gibi bir durumdayız. Niçin bu gelişmeler söz konusu oldu? Pandemi sürecinde LNG kaynaklarının fiyatının iyice düşmesi nedeniyle Türkiye de ucuz kaynağa yöneldi ve ucuz kaynağın devamında biz de LNG kullanımını artırmış olduk. Fakat bu yılki gelişmeler her şeyi yeniden değiştirdi.

Dağıtım sektörüne geldiğimizde, dağıtım sektörü Türkiye’de çok ciddi bir gelişme gösteren sektör. Doğal gaz piyasasının da gelişiminin temelini oluşturuyor. Bunun üstünde aslında tabii ticareti de beklediğimiz seviyeye bir getirebilsek, doğal gaz piyasasını tam çalışır vaziyete getireceğiz. Baktığımızda Türkiye’de 670 yerleşim yeri, ilçe bazlı yere ulaşılmış durumda. Türkiye’nin bütün illerinde artık doğal gaz kullanılıyor. 2021 yılında 55 yeni yerleşime doğal gaz sağlandı. 2022 yılında da şu anda 26 yerleşim yerine doğal gaz sağlanmış durumda. Yılsonunda da 78 yerleşim yerine daha doğal gaz sağlanacak. Burada önümüzdeki 5 yıllık dönemde yapılacak işlere baktığımız zaman da Türkiye’de 40 milyarlık bugünkü kur üzerinden yapılmış bir yatırım tahmini, 40 milyarlık bir yatırımla 5 yıllık dönemde 320 yerleşim yerine daha doğal gaz götürülecek. Tabii bu yerleşim yerlerine doğal gaz aslında eskiden hep boru hattıyla gidiyor olarak düşünülen bir konuydu. Bunu aslında son 3 yıldır değiştirdik. CNG ile doğal gaz arzı sağlanan ilçe yerleşim sayısı 118’e çıktı. Buralara CNG nakli yapılıyor ve CNG ile dağıtım işi doğal gaz dağıtım şebekesi ilçenin her tarafına gidiyor ama bir merkezden CNG verilerek yapılıyor. 118 yerleşim yerinde şu anda CNG söz konusu. LNG de bu yıl dahil ettik sisteme. LNG’yle ilgili mevzuatsal ve altyapı sorunlarını da çözdük. Şu an 10 yerleşim yerinde de LNG kullanılıyor. Önümüzdeki süreçte bu oranlar artacak. 5 yıllık dönemde de 71 yerleşim yerine CNG veya LNG yapılacak. Yani buradan baktığımız zaman, 200 yerleşim yerinde CNG veya LNG kullanan bir doğal gaz dağıtım şebekesi oluşacak. Bu da önümüzdeki süreçte Türkiye’de konutların büyük bir bölümünün doğal gaza kavuşacağını gösteriyor.

Doğal gaz şebekesi olarak dünyada aslında çok ileri bir yerdeyiz. Şebekemiz nüfusun büyük bir bölümüne hizmet edecek seviyede. Bugün 173 bin kilometre doğal gaz şebekemiz var. Önümüzdeki 5 yılda bu şebekeyi yüzde 50 daha büyüterek 260 bin kilometreye çıkartacağız. Ciddi bir çalışma hedefinde devam ediyor. Burada sadece konutlar olarak düşünmeyin. Yeni bir çok yerleşim yerine endüstri alanlara doğal gaz gidecek olarak da düşünebilirsiniz. Ulaşılan nüfus olarak baktığınızda da yaklaşık olarak 68 milyon insanın üstünde nüfusa, 69 milyon nüfusa doğalgaz ulaşmış durumda. 85 milyonun 15 milyonu, bu da tabii köyler, yani kentlerde yaşamayanlar olarak düşündüğünüzde, normal bir yere gelmiş ve kentleşen her yerde hemen hemen doğalgazı ulaştıracak seviyeye gelmiş durumdayız. Doğal gazın kullanılan abone sayısı olarak şu anda 19 milyonlarda. Önümüzdeki 5 yılda da bunu 25 milyon seviyesine çıkartacak şekilde şebeke çalışmaları ve pazarlama çalışmaları devam ediyor.

ETD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Bulut

‘ÜLKEMİZ AVRUPA’DA YAŞANAN HERHANGİ BİR OLAYI YAKINDAN TAKİP ETMELİ’

2021 yılının sonu itibarıyla artık pandemi etkisinin azaldığı, normalleşme sürecine girdiğimiz bir dönemden geçtik. Bu durum global anlamda birikmiş talebin bir anda canlanmasına yol açtı ve bir şekilde de küresel ölçekte emtia fiyatlarında yukarı yönlü bir hareket gördük. Avrupa’da özellikle gördüğümüz borsa fiyatlarında pandemi öncesindeki fiyatlarla kıyasladığımızda, kendisini yukarı atan, 8 katlar gibi yukarı atan bir fiyatlandırma gördük. Tabii tam bu süreçten geçerken 2022 yılı başı itibarıyla Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle, Avrupa’da tam bir enerji krizi oluşmasına sebebiyet verdi. Bu sebeple gaz ticaret merkeziyle ilgili bu altyapı yatırımları önemli. Biz bu kriz esnasında Avrupa’daki altyapı yatırımlarına baktığımızda, aslında enerji arz güvenliğinin, kaynak çeşitliliğinin giriş noktalarının sayısının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Avrupa şu an kış dönemi için depolama tesislerini yüzde 100’e yakın doldurmuş durumda ve kışa bu altyapı tesislerinin getirdiği bu esneklikle girdi. Avrupa’da şu an havalar ılıman geçiyor ve bunların fiyatlara da yansımasını görüyoruz. Eğer bu ılıman kış dönemi ve periyodu biraz da kısa geçerse, önümüzdeki dönemde bu krizin Avrupa’da hafif geçme potansiyeli bulunuyor. Ancak tam aksi yönde kış uzun sürerse ve sert bir kış geçerse, bu sefer Avrupa’da bu krizin farklı bir boyutunu görmüş olabiliriz.

Bu noktada biz ülkemize baktığımızda, doğal gaz altyapı yatırımlarının belli bir seviyeyle geldiğini, yıllar içerisinde yapılan yatırımların önemli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Türk Akımı ve TANAP gibi boru hatlarımızın yapılması, giriş noktaları olarak eklenmesi, altyapı yatırımlarımızın başında geliyor. Depolama tesislerimiz 4,2 milyar metreküp gibi bir seviyeye ulaşmıştı. Dün Zirve’nin açılışında Bakanımız Sayın Fatih Dönmez de açıkladı, 5,8 milyara çıkan bir kapasite artık bugün söz konusu. Silivri depolama tesisinde bir süredir devam eden genişleme çalışmaları nihayete ermiş görünüyor ve önümüzdeki yıl itibarıyla biz 5,8 milyar gibi bir rakam göreceğiz. Ülkemizin tüketimi yüzde 12 gibi bir rakama tekabül ediyor. Bu da esneklik açısından ülkemiz için önemli bir altyapı. Bunun yanında LNG konusunda 4 adet terminalimiz var ve bunun iki tanesi yüzer, iki tanesi sabit. 2022 yılında yine şebeke üretimi açısından, şebekedeki giriş noktaları açısından LNG’nin önemine bir kez daha şahit olmuş olduk ve aktif bir şekilde bunları kullanıyoruz. Tüm bunlarla beraber gazın menşei ve çeşitlendirmesi de önem arz ediyor. Burada mevcutta bulunan tedarik noktalarımız, Rusya, Azerbaycan, İran gibi, bunların üstüne 2023 yılında Karadeniz gazının da dahil olması, yerli gazımızın buraya dahil olması çok önemli ve açıkçası heyecanla bekliyoruz. Umuyoruz ki oradaki potansiyel, yapılan çalışmalarla bir üst seviyeye daha çıkacaktır. Tabii bunun bir ekonomik boyutu da var, cari açıkta enerji ithalatı önemli bir yer tutuyor. Gazın şebekeye dahil olmasıyla 2023 yılında, cari açığımıza olumlu katkısı olacak ve ülkemizin ortalama gaz maliyeti açısından da olumlu yansıması olacağını umut ediyoruz.

ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK KONUSU YILLARDIR HERKESİN ÜZERİNDE DURDUĞU BİR KONU

Son dönemde özellikle, ülkemiz gaz maliyetinde, tedarik maliyetlerinde referans fiyatlar açısından bir değişiklik olduğunu görüyoruz. 2022 yılında Avrupa’daki yaşanan krizle beraber, orada borsalarda oluşan fiyatların ülkemize yansımasıyla bunu çok daha iyi görmüş olduk. Bu bize şunu gösteriyor; fiyat konusunda Avrupa’yla bir yakınsamamız var. Ancak bu referans değişiklikleriyle beraber ülkemiz Avrupa’da yaşanan herhangi bir olayı çok daha yakından takip etmek durumunda. Orada boru hattında olacak bir problem. Bir bakım çalışması, bir kesinti artık ülkemizi çok daha yakından ilgilendiren bir konu. Tabii şu an bu konu biraz daha fiyatlar seviyesinde yakınsanmış durumda ve biz daha çok maruz kalan pozisyondayız. Bunun etkileşim haline gelmesi önem arz ediyor.

Öngörülebilirlik konusu yıllardır herkesin üzerinde durduğu bir konu. Altyapı yapılıyor, mevzuat değişiklikleri gerçekleşiyor ama kimi zaman şunu görüyoruz; mevzuatta bir değişiklikle ortaya konan yapı, kimi zaman tekrar eden bir değişiklik yapılarak farklı bir noktaya evrilebiliyor. Bu noktada açıkçası öngörülebilir olmamız için son dönemde yapılan önemli değişiklikler var. 2023’te de bu gaz ticaret merkezinin kurulmasıyla ilgili devam edecek bazı değişiklikler olacak. Bunların süreç içerisinde kalıcı olduğunu, çok etraflıca değişiklikler olmadan sektörümüzde var olacağını bilmek aslında en önemli şeylerden biri.

2023’te de yine Avrupa’da bölgemizdeki bu durumlar hakikaten bizim açımızdan yine yakından takip edilmesi gereken konular var. Buradaki gelişmeler bizi etkileyecek ama görüyoruz ki şu an bu çok kolay bir şekilde atlatılacak ve devamında stabilitenin eski dönemlerdeki gibi olacağı bir döneme kolaylıkla sanki kısa vadede gelemeyeceğiz gibi görünüyor. Diğer yandan da 2023’te aslında tüketim tarafı da takip edilmesi gereken konulardan biri. İkinci yarı itibarıyla tüketimde aşağı yönlü bir durum görüyoruz. Mevsimsel etkiler de önemli ama 2023’te o da önemli bir konu olacağını düşünüyorum.

PETFORM Gaz Grubu Başkanı Seçkin Kara

‘AVRUPA’YLA RUSYA ARASINDAKİ STRATEJİK ORTAKLIK ARTIK BOZULDU’

Konuşmamda ticaret merkezi olmamız için alabileceğimiz aksiyonlar neler olabilir konusuna değinmek istiyorum. Avrupa’daki savaş ve oluşan doğal gaz krizi sebebiyle fiyatlardaki volatilite ve yükselme görülüyor. Bununla paralel bir etki daha var, genelde doğal gazdaki uzun dönemli anlaşmalar çok büyük bir güven esasına dayanıyor. Çok basit anlamda Upstream ülkelerin ya da şirketlerinin çok ciddi yatırımlar yapması gerekiyor. Karşılığında da güvenebilecekleri ve uzun yıllar tedarik edebilecekleri alıcılar arıyorlar. Genelde doğal gazda anlaşmalarında 20 yıllık, 30 yıllık anlaşmalar görmek çok doğal. Sonuçların nereye gideceğini kesin bilemesek de beklenen şu; savaş bitse bile Avrupa’yla Rusya arasındaki stratejik ortaklık artık bozulmuş ve aradaki güven kırılmış durumda. Rusya belki 30 yıldır ilk defa Avrupa’ya tedarik konusunda farklı aksiyonlar alıyor. Avrupa da alınan gazı ödemek konusunda sözünden dönüyor. Burada bir güven kırılımı var. Bu bağlamda da aslında Türkiye için bir fırsat oluşuyor çünkü Avrupa ülkeleri hem doğal gaz tüketimini azaltmaya çalışıyorlar, hem de alternatif tedarikçi arıyorlar. Türkiye bu konuda öne çıkmış durumda. Halihazırda önemli bir transit ülkesi ve bunu artırabilir.

BİR ENERJİ HUB’I OLMA YÖNÜNDE BİR VİZYONUMUZ VAR

Rusya dışında Avrupa’nın genel tedarik olanaklarına baktığımızda, Norveç, var, LNG ve bir de Azerbaycan var. Azerbaycan hattı ülkemizden geçiyor. Bu anlamda bizim stratejik önemimiz artacak ve burada bir fırsat olacak. Biz de ülke olarak gaz ticaret merkezi olma vizyonumuzu nasıl ilerletebiliriz diye konuşmaya başladık. Bu bağlamda bir enerji Hub’ı olma yönünde bir vizyonumuz var. EFED’in Hub olma konusunda koyduğu bazı kriterler var. Birincisi teknik altyapı, bir gaz merkezine giren gazın tüketilen gazdan daha fazla olması ve belli giriş çıkış noktalarında bütün anlaşmaların yapılmış olması gerekiyor. Ticari hususlar, gazın birden fazla kez el değiştiriyor olması, son tüketiciyle ya da ticaret şirket arasında birden fazla ticarete konu olması. Mevzuatın bu sürdürülebilir ve likit piyasayı desteklemesi ve bir de şeffaflığın sağlanması. Ülke içindeki tüketim, üretim ve ticaret verilerinin yayınlanarak piyasa paydaşlarına doğru sinyallerin gitmesi. Bu hususların çoğunda biz son yıllarda ilerleme sağladık ama hâlâ atmamız gereken adımlar var.

İKİ YÖNLÜ SWAP ANLAŞMALARINA İZİN VEREN BİR YAPI KURMAMIZ LAZIM

Ben de derneğimiz olarak çalıştığımız bu konulardaki önerilerimizi paylaşmak isterim. Birinci husus, buradaki teknik altyapıdan bahsettik. Biz teknik altyapı konusunda çok ilerleme kaydettik; LNG alım kapasitemizi, terminallerimizi, depolama kapasitemizi artırdık. Çok yakında Karadeniz gazının da ülkemize giren gaz miktarına katılmasıyla birlikte, tüketimimizden daha fazla gazı alabilecek konuma geleceğiz. Azerbaycan ya da İran’la alım anlaşmalarımızı ve boru hatlarımızı artırma ihtimalimiz bulunuyor. Girişleri artırdık, ticaret merkezi olmamız için çıkışları da artırmamız lazım. Burada en kritik hususlardan biri, bizim ihracat yönümüz daha çok Balkanlar olabilir. Burada Yunanistan ve Bulgaristan’la üzerinde çalıştığımız ama ülke olarak daha imzalayamadığımız enterkonneksiyon anlaşmalarını imzalamamız lazım. İki yönlü yani hem Bulgaristan’a hem Yunanistan’a hem ihracat hem ithalat yönüne dönen swap anlaşmalarına izin veren bir yapı kurmamız lazım. Bu sayede fiyatlar bizde ucuz olduğunda ihracat yapabiliriz, Balkanlarda ucuz olduğunda ithalat yapabiliriz.

PAYLAŞILAN DATALARIN DA ÇEŞİTLENDİRİLMESİ GEREKİYOR

Mevzuatsal olarak hâlâ tüketici satışlarında takvim yılını alıyoruz. Diğer ülkelerde olduğu gibi belki daha kısa dönemli sözleşmelere olanak veren, son tüketicilere imkân veren bir yapıya geçirebiliriz. Buna yakın yapıları doğal gaza da getirebiliriz. Belki gerekirse aylık kontratlar olabilir. Son tüketicide de burada desteklemek adına da son kaynak tedarik yapısını oturtmak lazım. Son tüketiciler tedarikçi değiştirirken çekince yaşamaması için bir son kaynak tedarikçisini tanımlamamız lazım. Bu anlamda BOTAŞ tarifelerinin bir anlamda GRF’ye endekslenmesi de buna örtüşen bir yapı.

TİCARET YAPISINI BİRAZ ARTIRMAMIZ LAZIM, BURADA BÜTÜN PAYDAŞLARA İŞ DÜŞÜYOR

Önemli olan diğer bir konu da şeffaflık. Ülkemiz olarak bayağı bir ilerleme sağlamış durumdayız. Veri yayınlanıyor ama belki bunun üzerine yapabileceğimiz ekleme gerekiyor, şu an için Tuz Gölü yeraltı depolama kapasitesindeki datayı göremiyoruz. Belki bu paydaşlarla paylaşılabilir. Aynı şekilde doğudan ülkemize giren günlük doğal gaz miktarları hakkında yeterli verimiz bulunmamakta, bunlar paylaşılabilir. Paydaşlarla paylaşılan bakım, arıza gibi dataların da çeşitlendirilmesi ve daha hızlı şekilde herkesle paylaşılması lazım. Son olarak ticaret yapısını biraz artırmamız lazım. Burada bütün paydaşlara iş düşüyor.