‘Doğu Akdeniz’de asıl konu her zaman fiyat olacak’

Musa Enes Uslu/İSTANBUL Güney Kıbrıs Ulusal Karbon Şirketi eski CEO’su Charles Ellinas, Doğu Akdeniz gazı ile alakalı gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.   Güney Kıbrıs Ulusal Karbon Şirketi eski CEO’su Charles Ellinas, Doğu Akdeniz’deki son gelişmeleri Gas&Power için değerlendirdi.  Ellinas, politik problemler ve ticari çıkarlar arasında yolunu bulmaya çalışan Doğu Akdeniz gazı ile alakalı “Türkiye açısından […]

‘Doğu Akdeniz’de asıl konu her zaman fiyat olacak’
Servet Uzun
  • Yayınlanma25 Mayıs 2017 09:11
  • Güncelleme25 Mayıs 2017 15:33

Musa Enes Uslu/İSTANBUL

Güney Kıbrıs Ulusal Karbon Şirketi eski CEO’su Charles Ellinas, Doğu Akdeniz gazı ile alakalı gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.

 

Güney Kıbrıs Ulusal Karbon Şirketi eski CEO’su Charles Ellinas, Doğu Akdeniz’deki son gelişmeleri Gas&Power için değerlendirdi.  Ellinas, politik problemler ve ticari çıkarlar arasında yolunu bulmaya çalışan Doğu Akdeniz gazı ile alakalı “Türkiye açısından politik olarak gerçekten güzel bir proje, herkes bu yüzden istiyor. Ancak daha önceki tecrübelerimden biliyorum ki asıl konu her zaman fiyat olacak. İsrail’in fiyat temelinde Rusya gazı ile mücadele edebilmesi gerekiyor” dedi.

 

İsrail gazının Türkiye’ye gelmesi ve Avrupa’ya Türkiye üzerinden ulaşması konusunda önemli mesafe alındı. Bu durumda Yunanistan’a denizin altından ulaşması seçeneği oyun dışı kalacak gibi. Konuyla ilgili mevcut durum ve geleceğe ilişkin değerlendirmeleriniz neler?      

 

Aslında bu konuda önce İsrail’in gaz ihracatı konusundaki durumuna bakmak gerekiyor, yani gazın direk Avrupa’ya ve ya Türkiye’ye taşınması projelerine. Bu iki projeyi birbirinden ayırmadan bir değerlendirme yapmak istiyorum. Bu iki proje de çok zor ve pahalı projeler. Bunu boru hatları planlarında da görebiliriz. Bir toplantıda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alparslan Bayraktar’dan şunu duymuştum; “Gazın nereden geldiği önemli değil, önemli olan bu gazın fiyatı” Türkiye şu anki durumunda Rusya’dan, Azerbaycan’dan ve İran’dan gelen gaza sahip. Bütün bu ülkelerden gelen doğalgazın fiyatı 6 doların altında. Genel olarak skalaya baktığımızda ise doğalgaz fiyatları milyon BTU başına 5 ile 6 doların arasında dolaşıyor. Diğer yandan artık LNG ithal edilmesi gibi bir seçenek de var. Spot pazarda ihraç edebilmesi için çokça imkan bulunuyor ve bu da oldukça ucuz.

 

“İSRAİL’İN FİYAT TEMELİNDE RUSYA GAZI İLE MÜCADELE EDEBİLMESİ GEREKİYOR”

 

İsrail gazına geri dönecek olursak, buradaki gaz daha boru hattına konulmadan, yani üretilip ihracat edilebilir düzeye geldiğinde ortaya çıkacak fiyat 4 doların altında olmayacak. Bunun nedeni; Tamar’da bu gaz Israel Electricity Cooperation’a 5,5 dolara satılıyor. Eğer İsrail bir başkasına daha ucuza satmak isterse Tamar’daki gazın fiyatını da düşürmek zorunda. İsrail’in buradan elde ettiği iyi bir kar var ve fiyatı düşürebilecek durumda değiller.  Yani eğer böyle bir proje yapılacaksa minimum 4 dolara yapmanız gerekiyor ve sonrasında gazın Türkiye’ye getirilmesi için İsrail’den Türkiye’ye bir doğalgaz boru hattı kurulması gerekiyor. Daha sonra da gazın Türkiye’den nereye taşınması uygun görülecekse oraya bağlanacak. Bu da gaza minimum 2,5-3  dolar daha maliyet ekliyor. Yani gazın Türkiye’ye akış ücreti 6,5-7 dolar civarına geliyor. Ancak bu fiyat ile gaz Türkiye’ye arz edilebilir. Durum böyle iken Doğu Akdeniz gazı, Rusya’dan gelen 5,2 dolarlık gaz ile nasıl baş edebilir. Politik olarak gerçekten güzel bir proje, herkes bu yüzden istiyor. Ancak daha önceki tecrübelerimden biliyorum ki asıl konu her zaman fiyat olacak. İsrail’in fiyat temelinde Rusya gazı ile mücadele edebilmesi gerekiyor.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atlantik Konseyi’ndeki konuşmasından duyduğum üzere, Türkiye elektrik üretimini yerli kaynaklar üzerinden arttırmak istiyor. İthal edeceği enerjiyi olabildiğince düşürmek istiyor. Yenilenebilir kaynaklara da bu nedenle yatırımlarını arttırıyor, çünkü bu Türkiye için hesaplı bir proje. İsrail gazı bütün bu gelişmelerle yarışamaz. Türkiye arz güvenliği sağlama alanında adımlarını atıyor ve arz konusunda geniş bir skalaya sahip. Ancak İsrail gazı, arz güvenliği konusunda o kadar da hayati bir öneme sahip değil çünkü Türkiye gazı her yerden alabilir. İran’dan Azerbaycan’dan gelen gazın yanında Türk Akımı ile Mavi Akım da var.  Diğer yandan LNG’ye ulaşabilecek alt yapısı var. 2023’de çok daha fazla FSRU imkanına sahip olacak. 11-12 milyar metreküp gazı bu şekilde ithal edebilir. Bütün bunlara baktığımızda gerçekten Türkiye’nin gaz tedarik imkanları çok fazla.

 

“8 DOLARIN ÜSTÜ BİR FİYATLA GELECEK BİR GAZ BAŞARILI OLAMAZ”

 

Diyeceğim o ki bütün bu gazlar her yerden gelebilir, her sene kömür, nükleer ve yenilenebilir ile üretilen elektrik sayesinde gaza olan ihtiyaç azalıyor. Bu İsrail gazı için pazar bulma konusunu çok zorlaştırıyor. Devletlerarasında yapılan politik anlaşmalar ticari anlaşmaları kolaylaştırabilir. Bu bir gerçektir. Ancak ticari anlaşmalar devletler tarafından değil şirketler tarafından yapılır ve şirketler politika yapmazlar, sadece para kazanırlar. Doğu Akdeniz boru hattı ile Avrupa’ya gitmesi planlanan İsrail gazı da tamamı ile aynı problemlerle yüzleşiyor. Eğer İsrail’de platformdan gaz fiyatı 4 dolar ile başlarsa bile 1800 km yol gidecek ve 3 bin km derinden bu yolu gidecek. Bu koşulları düşünürsek gazı İsrail’den Avrupa’ya götürmek 8 doların altında olmayacak. Bu uygulanabilir bir proje değil. Diğer yandan Türkiye’den Avrupa’ya götürme projesi de yeteri derecede masraflı. Yani şuna gelmeye çalışıyorum, 8 doların üstüne gelecek bir gaz başarılı olmaz

 

“RUSYA OYUNUN İÇİNDEYKEN ZOR”

 

Boru hattından götürmek, benim düşünceme göre artık geçmişte kaldı. Rusya bunu rahatça yapabiliyor çünkü zaten bir altyapıya sahip, dolayısı ile buna bir masrafı yok diğer yandan üretimi de oldukça ucuz neredeyse 1 dolardan daha az. Bunlar inanılmaz büyük avantajlar, Rusya oyunun içindeyken Doğu Akdeniz gazı kolay kolay boy ölçüşemez.

 

“LNG HAMLESİ GAZI DEĞERLENDİRMEK İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT”

 

Bütün bu anlattıklarınızı bir araya getirecek olursak, işin sonunda Doğu Akdeniz’deki gaz olduğu yerde kalacak, bir yere gidemeyecek gibi duruyor. Peki, bu süreç nasıl devam edecek? İsrail’in elbette bu gaz için planları vardır.

 

Tam olarak söylemek istediğim şey bu değil. Yani Doğu Akdeniz gazının kaynağında kalmasına gerek yok. İsrail gazının bir kısmının LNG olarak ihraç edilmesi gibi seçenekler de mevcut. Avrupa’ya olmasa bile Asya’ya gönderilmesi mümkün. Bunu söylememin nedeni; Doğu Afrika’da Mozambik LNG projeleri geliştiriyor. Bunlardan bir tanesi iyice ilerlemiş olan Coral FLNG projesi. Coral’da üretilen LNG bütün Asya’ya ihraç edilebilir. Bu Doğu Akdeniz için düşünülebilecek başka bir proje. LNG hamlesi, buradaki gazı değerlendirmek için önemli bir fırsat ancak dediğimiz gibi asıl konu her zaman fiyat konusudur. Eğer gazı ticarileştirme konusunda bir şey yapılamazsa işte o zaman sonsuza kadar orada kalabilir.

 

“FİYATLAR MİNİMUMDA TUTULMALI”

 

Bir şey daha eklemek istiyorum, kaya petrolü ve kaya gazın ile alakalı olarak, ne zaman fiyatlar artsa daha fazla kaya gazı piyasaya girerek fiyatları düşürüyor. Kaya petrolünün yaptığı etki gaz piyasalarında da görülebilir. Piyasada çok fazla petrol ve doğal gaz bulunuyor. Bütün kısıtlamalara rağmen ülkelerin gaz üretimi devam edecek. Bunu azaltsanız bile gelişen teknolojiler petrol ve doğal gaz kullanım alanlarını giderek daraltıyor. Bu nedenle fiyatlar sonsuza kadar düşük de kalabilir. Eğer Doğu Akdeniz’deki gazınızı ihraç etmek istiyorsanız öncelikle fiyatları minimumda tutmanız, daha sonra da LNG’ye yönelmeniz gerekiyor.

 

‘BM DENİZ HUKUKUNA GÖRE KIBRIS KABUL ETMESE DE MÜMKÜN’

 

Boru hattının direkt olarak deniz altından Türkiye’ye ya da Avrupa’ya gitmesi üzerinden değerlendirme yapıyoruz. Peki, gazı İsrail’den Kıbrıs’a oradan da Türkiye’ye getirilmesi söz konusu olursa fiyatlar gazın ticarileştirilebilmesi için yeterli seviyeye gelecek mi? Yani 6 doların altına düşebilir mi?

 

Tabi, Kıbrıs üstünden gelirse daha ucuz olur. Tabi bu problemli bir konu. Bu ihtimal tamamı ile Kıbrıs sorunun çözülmesi ile alakalı olacak. Diğer yandan tabi siyasi problem oluşturmayacak bir yol var. Eğer Kıbrıs açıklarından, deniz altından geçirilirse politik bir problem teknik açıdan oluşmayacak. Yani yapılabilir. Birleşmiş Milletler Deniz hukukunu göz önüne alırsak, Güney  Kıbrıs buna kabul etmese bile deniz altından boru hattı yapılmasına izin veriyor. Ancak kara üzerinden geçmesi tabi ki bir problem teşkil edecek.

 

İsrail ile Türkiye Doğu Akdeniz konusunda çok ilerleme kat etti. Kıbrıs olmadan bir anlaşmaya varılır ve bu minvalde çalışmalar başlarsa artık Kıbrıs da bu süreçte dışarıda kalmış olacak. Böyle bir durumda Kıbrıs politik problemleri bir kenara bırakıp, yanlarından geçip gidecek olan doğal gaz boru hattından yararlanmak amacıyla farklı bir tutumla tekrar masaya oturabilir mi?

 

Siyasi konular gerçekten çok sert bir atmosferde ilerliyor. Bunu yapacaklarını zannetmiyorum. Bu konuda özellikle Güney Kıbrıs Rum Kesimi çok huysuz davranıyor.  Şunu söyleyebiliriz ki Güney Kıbrıs Rum Kesimi bu projelerin hiçbirini desteklememek konusunda fazlasıyla net ve Kıbrıs problemleri çözülene kadar bu tutumlarından vaz geçmeyeceklerdir. Ekonomik olarak ne tür fayda elde edecek olurlarsa olsun, Rum kesimi bu doğalgaz boru hattına her zaman karşı olacaklardır.