Brent petrolün varili 80,36 dolar

2023’te Rus petrolü ve gazına yönelik yaptırımlar etkili olacak mı?

Ukrayna’yı işgal etmeden önce Rusya günde 11 milyon varil ham petrol üretiyor, 4-4,5 milyon varil/gün (v/g) civarında ham petrol ihraç ediyordu. Bu miktarın yarısı, Druzhba boru hattı üzerinden 700 bin v/g, Baltık Denizi ve Karadeniz limanlarından da 1,5 milyon v/g olmak üzere, Avrupa’ya gidiyordu. Çin’e 1,5 milyon v/g, geri kalan Asyalı ülkelere de 500 bin v/g ithalat vardı.

Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden hemen sonra önce Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Rusya’ya yönelik yaptırımlar yürürlüğe soktu. Pek çok Batılı petrol firması spot piyasada Rus petrol almayı durduracaklarını açıkladılar. Mart ayı sonunda yaklaşık 1 milyon v/g Rus ihracatı kendine yeni bir piyasa bulmak zorunda kaldı.

Avrupa Birliği (AB), 15 Mayıs’ta Rus petrolüne mali yaptırımlar getirdi. Son olarak, 5 Aralık’tan itibaren deniz yolu ile Rus ham petrol ithalatına ve 5 Şubat itibariyle de petrol ürünü ithalatına yasak getirme kararı alındı. Bu karara göre AB ve Britanya menşeli sigorta şirketleri ile çalışan tankerlerin, 5 Aralık’tan itibaren Rus ham petrolü, 5 Şubat’tan itibaren de petrol ürünü taşımaları, eğer taşınan petrol belirlenen tavan fiyatın altında değilse, yasaklandı.

AB haricinde, 3 Aralık’ta G7 ülkeleri (Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada ile AB) Rus ham petrolünün alımına izin vermek için 60$/varil seviyesinde tavan fiyat belirlediler. Tavan fiyat, navlun, gümrük ve sigorta ücretleri hariç olarak belirlendi. Tavan seviyesi, Ocak 2023 ortasından itibaren iki ayda bir tekrar değerlendirilecek ve Rus ham petrolünün Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından belirlenecek fiyatının yüzde 5 altında olması hedeflenecek. Her yeni tavan belirlenmesinden sonra yolda olan tankerler için 90 günlük bir geçiş süresi mevcut olacak. Muhtelif Rus petrol tipleri arasında farklı tavanlar olmayacak, tek bir tavan fiyat olacak. Tek istisna, Kazak CPC petrolüne karıştırılan Rus petrolü ve Rusya’nın Sakhalin-2 projesinde ürettiği ham petrol olacak. Tavan fiyat, Rusya dışında üretilen ama Rus limanlarından ihraç edilen ham petroller için geçerli değil.

Önemli bir nokta, tavan fiyat uygulamasının, AB’nin 5 Aralık yasağının yerine geçmesi. Rus petrolü Urals, halihazırda $40/varil seviyesinde, Brent tipi petrolün neredeyse yarı fiyatı civarında ve G7 tarafından belirlenen tavan fiyatın hayli altında seyrediyor. Yani bu fiyat seviyesinde Rus petrolünün AB ve Britanya menşeli sigorta şirketleri ile çalışan tankerlerle taşınmalarında bir sakınca yok.

HAM PETROL İHRACATI NE OLACAK?

Kasım ayında Rusya, Çin ve Hindistan’a 2,5 milyon v/g ham petrol ihraç etti. Bu seviye, Aralık ve ocak aylarında daha da artacak. Hindistan, aralık ayında neredeyse ihraç edilen bütün Urals petrolünü aldı. Ocak ayında Çin ve Hindistan’ın ithalatının 3 milyon v/g’e yaklaşması (ESPO boru hattı dahil) sürpriz olmaz.

Buna mukabil aralık ayı boyunca Rusya’nın AB’ye ham petrol ihracatında düşüş gerçekleşti.

Yani savaş başından beri gördüğümüz AB’ye azalan ham petrol ihracatının Asya’ya, bilhassa Çin ve Hindistan’a kayması devam edecek gibi duruyor.

Halihazırdaki Rus petrol fiyatında, G7’nin Rus petrolüne uyguladığı tavan fiyat, AB’nin 5 Aralık tarihli ambargosunu geçersiz kılıyor. Dolayısıyla, en azından teoride, Rus petrolünün taşınmasında bir tanker kapasitesi darlığı gözükmüyor. Lakin G7 tavan fiyatı azalsa dahi “dark fleet” tabir edilen yaptırıma tabi ürünleri taşıyan kaçak filo, Çin ve Hindistan tanker filosu ile Rusya’nın ve Rusya iltisaklı şirketlerin kontrol ettiği tanker filosunun toplam kapasitesi Rus ham petrolünün ihracında bir darboğaz yaşanmasını engelleyecek kadar büyük.

RUS HAM PETROL ÜRETİMİ ÇÖKECEK Mİ?

Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgalinden sonra piyasaların ilk beklentisi Rus ham petrol üretiminin düşeceği yönünde oldu. O kadar ki IEA mart ayında çıkan raporunda Rusya üretiminin Nisan ayından itibaren yaptırımlar neticesinde 3 milyon v/g düşeceğini öngörüyordu. Bu gerçekleşmedi. Rusya’da Nisan ayında üretim 1,1 milyon v/g ile 10.2 milyon v/g’e düştü, fakat o zamandan beri toparlanarak tekrar savaş öncesi seviyesi 11 milyon v/g’e ulaştı.

Rusya’nın Nisan’dan itibaren üretimini tekrar toparlayabilmesindeki iki önemli etken, ham petrol ve ürün ihracatını Batı’dan Doğu’ya (ekseriyetle Asya’ya) kaydırabilmesi ve Sakhalin-1 projesindeki üretim artışı oldu.

Rusya’nın ham petrol üretimindeki çöküş beklentileri yeni değil. Rusya 2014’te Kırım’ı ilhak ettikten sonra AB ve ABD Rusya’ya yönelik yaptırımları ile Rus enerji sektörünü de hedef alarak Rus petrol üretimini kısıtlamayı hedef almışlardı. Lakin bu yaptırımlara rağmen Rusya’nın üretimi 2014-2019 yılları arasında 700 bin v/g arttı.

Kırım’ın ilhakından sonra Rusya’nın üretimine yönelik Batı yaptırımları kısmen ABD menşeli firmaların derin deniz, Kuzey Kutup bölgesi ve kaya petrolü üretimi projelerinden çekilmelerini hedefliyordu. Ancak Rusya teknolojiye erişim sağlayıp, ABD firmalarını AB firmaları ile değiştirip üretimini artırmayı başardı.

Şimdiki yaptırımlar ise daha geniş kapsamlı. Batılı petrol şirketleri neredeyse tamamen Rusya’yı terk ettiler. 9 Aralık tarihinde TotalEnergies Rusya’dan çıkan son Avrupalı petrol firması oldu. Servis alanında Schlumberger halihazırda son kalan firma. ABD’li Baker Hughes ve Halliburton, işlerini Rus ortaklarına devrettiler. Bu çıkışlar, piyasalarda gene 2014’teki gibi bir “Rusya’nın üretimi düşmek zorunda” beklentisi yaratıyor.

Ancak bu sefer de 2014 sonrasında olduğu gibi Rusya’nın üretiminde ürün ihracatındaki sorunlar neticesinde muhtemel bir miktar azalma haricinde büyük bir düşüş beklemek kolay değil.

ABDli ExxonMobil’in dahil olduğu Sakhalin-1 projesi haricinde bütün üretim sahalarında Rus şirketleri Batılı şirketler ile ortaktılar. Dahası, Batılı servis şirketlerinin ekserisinin üretim idamesi ve artırımı ile ilgili sahalardaki ortaklıkları nispeten küçüktü. Geçen yıl itibariyle Rus şirketlerinin ülkedeki petrol servis sahasındaki kontrolü yüzde 80’in üzerindeydi. Batılı şirketler içinde de en büyük paya sahip olan, hala Rusya’da hizmete devam eden Schlumberger. Dolayısıyla mevcut üretimin devamı konusunda Rus şirketleri başarılı olabilirler.

Rusya’nın Batılı şirketlere ihtiyacı mevcut üretimin idamesinden ziyade yeni saha açılımları ve daha zor erişim olan üretim sahalarındaydı. Burada da Rus şirketleri kendi başlarının çaresine bakmayı öğreniyorlar. Örneğin Gazprom Neft, Bazhenov kaya petrol projesinde sadece Rusya üretimi ekipman kullanıyor. Bu girişim başarılı olursa Rusya’nın benzer zor üretim sahalarında kendi göbeğini kendi kesebileceği aşikâr.

Dolayısıyla mevcut üretim seviyesinin aşağı yukarı korunması mümkün. Denebilir ki mevcut, yaşlı sahalarda üretim düşüşü olacak. Buna mukabil Rosneft’in dev Vostok sahasında 2030’a kadar 1,5 milyon v/g üretim artışı potansiyeli, yaşlı sahalardaki muhtemel üretim düşüşünün etkisini bertaraf edecek bir unsur.

Uzun lafın kısası, Rusya’nın ham petrol üretiminin çöküşü şimdilik yakın bir ihtimal değil.

ÜRÜN İHRACATI NE OLACAK?

Mayıs ayında 2 milyon v/g seviyesine düştükten sonra Rusya’nın petrol ürünü ihracı 2.3-2.5 milyon v/g seviyesinde seyretti. Bilhassa fuel oil ihracındaki artış, naftadaki düşüşü ikame etti. Rusya’nın fuel oil ile birlikte en büyük ihraç ürünü dizelde ise bir değişim olmadı.

Avrupa Birliği’nin 5 Şubat 2023’den itibaren Rus ürün ihracına uygulamaya başlayacağı ambargo öncesinde bilhassa dizel çıkışlarında artış olacak. Bunun nedeni Rusya’nın en büyük dizel müşterisi AB’nin 5 Şubat ambargosu öncesinde azami ölçüde dizel ithal etmek ve depolamak istemesi.

Şubat’tan itibaren Rus rafinerileri rafinajı azaltmak zorunda kalabilirler. Buna mukabil, Rusya birkaç aylık bir süreç içinde ürün ihracatını da yeniden düzenleyerek rafinajın toparlanmasını yılın ikinci çeyreği itibariyle gerçekleştirebilir.

5 Şubat 2023’ten sonra AB’ye giden 1 milyon v/g ürünün başka ülkelere dağılması lazım. Dahası, 5 Şubat’tan itibaren Rusya çıkışlı ürünler de G7’nin tavan fiyat uygulamasına tabi olacaklar. Dolayısıyla bu tarihten sonra Rusya, ürünlerini G7 ülkelerinin kontrolünde olmayan tankerlerle taşımaya başlayacak.

Soru, Rusya’nın 5 Şubat’tan sonra ürün ihracını sürdürüp sürdüremeyeceği kadar, G7 kontrolü haricinde kalan tankere erişiminin olup olmayacağı. Bunun için öncelikle Rusya’nın bilhassa dizel ihracatının nereye gideceğine bakmak gerek.

Burada birkaç senaryo mevcut: Rusya’nın AB’ye giden dizel ihracatı Güney Amerika’ya sevk edilebilir. Bu bölge, halihazırda ABD’den dizel ithal ediyor. ABD, Güney Amerika’ya dizel ihracını AB’ye kaydırabilir, Rusya da AB’ye ihracını Güney Amerika’ya.

Buna alternatif bir senaryoda Türkiye, Afrika, Orta Doğu ve Hindistan Rus dizelini satın alabilirler. Bu ülkeler nispeten ucuz Rus dizelini kendi piyasalarında tüketip, Avrupa’ya yüksek fiyattan dizel ihraç edebilirler.

Son bir senaryo, Rusya’nın ürün ihracatını da ham petrolde olduğu gibi tamamen Asya’ya kaydırması.

Fakat bu senaryoların hepsinde tanker kapasitesi bir darboğaz teşkil ediyor, çünkü Rusya’nın ihtiyacı olan ürün tanker kapasitesi, halihazırda erişimi olan tanker kapasitesinin üstünde. Bu darboğaz, tankerlerin hızlarını artırarak çözülebilir.

Türkiye’nin de dahil olduğu ikinci ihtimal, tanker seyahat sürelerini ve tanker kapasitesindeki artış ihtiyacını da asgari seviyede tutuyor. Dahası, Hindistan’ın tanker filosunun da bu operasyona müdahil olacak olması bir avantaj. Dolayısıyla bu senaryo, şimdilik ağır basan ihtimal.

GAZDAKİ TAVAN FİYAT UYGULAMASI NE OLACAK?

Rusya’ya yönelik yaptırımlar sadece petrolde değil. Yıllarca “serbest piyasa” telkini verdikten sonra, AB “piyasa kontrolü” salkımını yutuyor. “Piyasa düzenlemesi mekanizması” adı verilen tavan fiyat uygulamasını devreye sokacak iki etken var: Birinci etken, Hollanda TTF doğalgaz fiyatı 180 avro/MWh üstünde en az üç gün seyredecek. İkinci etken, Hollanda TTF doğalgaz fiyatı bir küresel referans LNG fiyatının 35 avro/MWh üstünde en az üç gün seyredecek.

Bu tavan fiyat uygulaması, TTF doğalgaz fiyatının rekor seviyelere çıktığı 2022 yılında uygulamada olsaydı 38 gün devrede olacaktı.

Lakin 2023’te tavan fiyat uygulamasının başarılı olacağını beklemek zor. Birinci etken, AB’de TTF doğalgaz fiyatı, bugünlerde neredeyse Rusya’nın Ukrayna’yı işgali öncesine döndü.

Keza ikinci etken, TTF fiyatları ile LNG fiyatları arasındaki fark da 2022’de LNG ithalat kapasitesindeki darboğaz nedeniyleydi. AB’de sayıları hızla artan terminaller ile bu etken de ortadan kalkıyor. Yani TTF fiyatı tekrar hızlı bir şekilde artıp 180 avro/MWh seviyesini assa dahi, LNG fiyatı ile arasındaki farkın da açılmaması durumunda tavan fiyat uygulamaya girmeyecek.

Önümüzdeki yıl fiyatta artış olabilir elbette, ancak 2022’deki tarz bir oynaklık ihtimali, AB’nin arz/talep dengesindeki adaptasyon (LNG ithalindeki artış ve tüketimdeki düşüş) sayesinde azaldı.

Uzun lafın kısası, doğalgaz tavan fiyatı uygulamasının hayata geçeceği bir fiyat ortamının 2023 yılında oluşma ihtimali nispeten düşük.