Çağlar öncesinde dağıtık halde yaşayan dünya halkı, 1900’lerin başından itibaren merkezi hizmetlere erişim için birlikte yaşamaya başladılar. Parasını saklayabileceği bankaya erişim, çocuğuna içirebileceği temiz suya erişim, evinin ampulünü yakabileceği elektriğe erişim, başlıca merkezi ihtiyaçlar olarak örneklenebilir. Başlıca merkezi hizmet olan elektriğin üretimi tarafında büyük güçlü enerji santralleri ön plana çıktı. Bu büyük güçlü enerji santralleri; […]
Çağlar öncesinde dağıtık halde yaşayan dünya halkı, 1900’lerin başından itibaren merkezi hizmetlere erişim için birlikte yaşamaya başladılar. Parasını saklayabileceği bankaya erişim, çocuğuna içirebileceği temiz suya erişim, evinin ampulünü yakabileceği elektriğe erişim, başlıca merkezi ihtiyaçlar olarak örneklenebilir.
Başlıca merkezi hizmet olan elektriğin üretimi tarafında büyük güçlü enerji santralleri ön plana çıktı. Bu büyük güçlü enerji santralleri; başlangıçta termik ve hidroelektrik santralleri oldu.
Bir taraftan elektrik santralleri sayıca artarken ve farklı enerji üretim teknolojileri yaygınlaşırken, bir taraftan da elektrik abone sayısı ülkemizde de hızla artış gösterdi. Yaklaşık 10000 farklı elektrik üreticisi, ülkemizde sayıları 45 milyona yaklaşan elektrik abonesine hizmet sağlar duruma geldi.
Merkezi olarak elektrik üretilen santrallerin, mesken, sanayi veya ticarethane tarafındaki son kullanıcıya ulaşımında tabiki iletim ve dağıtım altyapısı gerekliliği ortaya çıktı. Ve bununla ilgili, çoğunlukla devlet eliyle, hem dünyada hem Türkiye’de önemli altyapı yatırımları yapıldı. İlginçtir ki; elektrik dağıtım ve iletim şebekesi olmayan birçok Afrika ülkesinde veya bölgesinde bu yatırımlar belki de hiç yapılmayacak. Bunun da başlıca sebebi güneş enerjisi ve batarya teknolojilerinin düşen maliyetleri.
Bu düşen maliyetler artık elektrik tüketicisini kendi elektriğini üretmesi konusunda motive ediyor. Ve elektrik tüketicisi aynı zamanda üretici haline geliyor. Yani hem üretim hem tüketim yapan bir TÜRETİCİ oluyor.
Mertebe olarak da belirtmekte gerekirse (güneş panellerinin üretim ömrünü 25 yıl olarak kabul ettiğimizde) güneş elektriği, şebeke elektriğinden neredeyse 4-5 kat daha ucuz durumda.
Türetici kendi çatısında güneşten üretilen elektrik için, üretildiği yerde tüketildiği için, bir de iletim, kayıp-kaçak, dağıtım, fon vb. ek hizmet bedellerinden de tasarruf etmiş oluyor.
Güneş panellerindeki verim artışı, batarya teknolojilerinde birim depolama fiyat düşüşü, elektrikli araçların yaygınlaşması ile birlikte her geçen gün daha fazla elektrik tüketicisinin, elektrik Türetici’si haline gelişine tanık olacağımız yeni bir çağın başlangıcındayız. Dönüşümü heyecanla izleyip, yakında tanık olacağız.
Dönüşümün adresi istasyonlar5 Mart 202415:04 Finansmana yoğun talep1 Mart 202415:43 Uluslararası gaz piyasalarında Türkiye için LNG fırsatı1 Mart 202414:46 BOTAŞ ile ExxonMobil Arasında LNG Anlaşması8 Mayıs 202422:24 Akfen Yenilenebilir Enerji’nin Romanya’daki şirketinin kuruluş işlemleri tamamlandı8 Mayıs 202416:47 Petronet Yapı’ya ‘Düşük Karbon Kahramanı’ ödülü8 Mayıs 202416:11 Tokat OSB, elektrik tüketimini yeşil enerjiden karşılayacak8 Mayıs 202415:58 Spot piyasada doğal gaz fiyatları8 Mayıs 202414:53