Enerji dönüşümünde finansman ihtiyacı

Enerji dönüşümünde finansman ihtiyacı

Türkiye’de İstanbul Finans Merkezi ve Enerji Borsası kurulacak olması önem teşkil ediyor. Bu yolla, enerji dönüşümü hedeflerine ulaşmak ve sürdürülebilir bir enerji geleceği inşa etmek daha mümkün hale gelecektir.

Finans ve enerji sektörlerinin entegre bir şekilde hareket etmesi, çevreye olan olumsuz etkilerin azaltılmasında ve iklim değişikliğine karşı verilen mücadelede önemli bir rol oynuyor. Dünyanın bugünkü koşullarında bu rol ve önem daha da artarak enerjiyi küresel politikaların, bilimsel araştırmaların ve ekonomik çalışmaların merkezine yerleştiriyor. Bu noktada sektörün finansmanı şüphesiz büyük önem arz ederken yöntem ve model arayışları da sürüyor. Sürdürülebilir enerjiye geçişin sağlanması ve emtia fiyatlarıyla birlikte enerji fiyatlarında görülen artışlardan ülkemizin en az seviyede etkilenmesi için yerelde enerji sektörünün teşviklerle fonlanması gerekliliğini doğuruyor.

Toplam enerji üretiminde ¾ oranında dışa bağımlı olan Türkiye’de cari açığın önemli bir kısmını enerji ithalatı oluşturuyor. Yenilenebilir enerji alanında yapılan her yeni yatırım, enerji çeşitliliğini artırarak cari açığın kapanmasına pozitif katkı sunarken temiz enerji üretiminin artmasını ve yaygınlaşmasını da sağlıyor. Türkiye için stratejik öneme sahip olan enerji sektörü, dünyanın en fazla yatırım yaptığı sektörlerin başında geliyor. Finans şirketlerinin son 20 yılda en çok odaklandığı enerji sektöründe, katılım finans kuruluşları önemli birer oyuncudur. Ancak, yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanıyla ilgili bazı zorluklar mevcuttur. Özellikle finansman kaynakları sınırlı olabilirken, yatırım riskleri ve politika belirsizliği de projelerin gelişimini etkileyebiliyor. Türkiye OECD Ülkeleri arasında enerji talebinde son 10 yılda en büyük artışı kaydetmiş fakat yüksek yatırım maliyetleri üreticinin karını düşürmüştür. Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye ait 2025 hedefine ulaşabilmesi için her yıl ortalama 4-5 milyar USD tutarında kaynak ayırması gerekiyor. Bu tutarda bir yatırımın sadece yurtiçi kaynaklar ile sağlanması mümkün değil. Yaşanan finansal sıkıntılar için finansman ihtiyacı doğmakta ve bu kapsamda çeşitli projelerin geliştirilmesine ihtiyaç duyuluyor. Küçük ölçekli finansman şirketlerinin sağlayacakları fonlarla da bu boyuttaki bir yatırımı sürdürmek pek mümkün görünmüyor. Sermaye, borç ve bunların bileşimi ile Türkiye’de yurtiçi ve yurtdışı finansman bekleniyor. Bu süreçte liderlik yapacak bir kuruma ihtiyaç bulunmakta. Bu nedenle istikrarlı teşvikler ve düzenlemeler oluşturulması, uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi ve özel sektörün aktif katılımı, yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanının desteklemesi gerekiyor. Sürekli yurtdışından kullanılacak olan krediler olursa dışa bağımlılık artarken oluşacak katma değer de yurtdışına da transfer olacaktır. Bu anlamda Türkiye’de İstanbul Finans Merkezi ve Enerji Borsası kurulacak olması önem teşkil ediyor. Bu yolla, enerji dönüşümü hedeflerine ulaşmak ve sürdürülebilir bir enerji geleceği inşa etmek daha mümkün hale gelecektir.

Enerji kaynaklarının geliştirilmesini kolaylaştırmaya yönelik destekleyici bir yasal çerçeve oluşturulmuştur. Bu bağlamda devlet mekanizmalarının enerji yatırımlarını daha da arttırılması amacıyla özel sektörü desteklemek için kararlılık sergilediği görülüyor. İstanbul Finans Merkezi’nde bir enerji ve ticaret borsası oluşturulması bekleniyor. Burada enerji ve maden ticareti yapılması öngörülüyor. Ayrıca İstanbul Finans Merkezi’nde bir uluslararası ticaret platformu kurulması da planlanıyor. Bu da tüm taraflara, ticaret yapanlara, aracılara ve diğer paydaşlara büyük fırsatlar ve teşvikler sunabilir. Londra Borsası, Hamburg Borsasında olduğu gibi İstanbul Finans Merkezi ve Enerji Borsası da enerjinin bütün ürünlerinin pazarlamasının yapılacağı bir yer olması bekleniyor.

Yoğun bir şekilde çalışılması halinde bunun 2024 yılı içerisinde oluşturabileceği planlanıyor. ETKB’den alınan bilgilere göre enerji piyasalarında kaçınılmaz bir dönüşüm yaşanıyor. Bunun iklim değişikliği ve küresel ısınmayla mücadelede önümüzdeki birkaç on yılda karşılaşacağımız en büyük zorluklardan biri olacağı öngörülüyor. Ulaşımdan tarıma, enerjiden binalara kadar ekonomi genelinde her şeyin değişiminden, dönüşümünden bahsediliyor. Çok büyük bir yapısal değişikliğe ihtiyaç görülüyor. İklim Şurası Sonuç 16 Bildirgesi’nde de belirtildiği gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından azami düzeyde istifade etmek ve ülkemizin enerji arz güvenliğini sağlamak konusunda enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı konusunda stratejik bir öneme sahiptir.

Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi hususunda önemli atılımların yapıldığını görüyoruz. Örneğin, kamu-özel sektör iş birliğiyle başlatılan Türkiye’nin ilk Yeşil Hidrojen Tesisi projesi alternatif enerji kaynaklarının değerlendirilmesi ve temiz enerji trendlerini yakalamak açısından değerli bir girişim olarak öne çıkıyor. Öte yandan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) yurt genelinde güneş, rüzgâr ve hidroelektrik santrallerinin yaygınlaşmasına katkıda bulunurken yeşil finansman araçları da yenilenebilir enerji yatırımları başta olmak üzere Net Sıfır ekonomiye geçişte önemli bir fırsat oluşturuyor. Türkiye’nin enerji talebi, elektrik talebi, gaz talebi ve petrol talebi artıyor. Son yirmi yılda enerji talebimiz ve gaz talebimizin neredeyse üç katına çıktığı görülüyor. Bu eğilimin büyümeye devam edeceği kaçınılmaz bir gerçek olması nedeniyle yenilenebilir potansiyelinin güneş, rüzgar ve diğer yenilenebilir kaynaklar üzerinde değerlendirilmesi bekleniyor.

Enerji borsalarının piyasaya karşı bazı sorumlulukları bulunuyor. Bunların başında spot ve türev piyasaların işleyişini organize etmek ve bu piyasalarda yapılacak sözleşmelerde piyasa oyuncuları için güvenilir ve tarafsız bir karşı taraf olmak gelir. Elektriğe dayalı türev ürünlere bakıldığında enerji kaynaklarına göre daha geç bir zamanda, 90’lı yılların ortasında, finansal piyasalarda işlem görmeye başlamış. Günümüzde bu ürünlere verilen önem oldukça fazla. Özellikle İskandinavya (Nasdaq OMX), İngiltere, Almanya (EEX), Hollanda (APX) ve ABD (ICE, Nodal Exchange)’de bulunan enerji borsaları elektrik future, forward ve opsiyon kontratları konusunda birbirleriyle yarış halinde olup piyasaya sürekli yeni kontratlar sunuyor. Yine bakıldığında elektrik borsalarının etkin bir şekilde kullanımı şebekede gerçekleşmesi muhtemel sıkışıklık ve darboğazların önlenmesine yardımcı olduğu gözlemleniyor. Çünkü yüksek hacimli katılımın sağlandığı spot piyasalarda, fiyat mekanizması sayesinde ülkedeki elektrik kapasitesinin en uygun şekilde kullanılması sağlanıyor.  İletim Sistem Operatörlerine (Türkiye’de Türkiye Elektrik İletim A.Ş.), düzenli şekilde rapor vererek elektrik iletiminin güvenliğini sağlamak da elektrik borsalarının sorumlulukları arasında. İstanbul Finans Merkezi ve Enerji Borsası’nın faaliyete geçmesiyle Türkiye’de enerji piyasasının etkin işlemesi ve Türkiye’deki elektrik borsalarının yukarıda belirtilen sorumlulukları yerine getirebilmeleri için önem verilmesi gereken bazı konular bulunuyor. Şu anda bu konuların en önemlisi finansal ve fiziksel elektrik piyasalarındaki likidite ve katılımcı sayısını arttırılması olarak görülüyor. Bunların dışında etkin ve verimli bir piyasanın oluşması için iletim hatlarının düzgün çalışması ve güvenliği elzemdir. Bu yüzden fiziksel altyapı yatırımlarının ve planlamalarının uzun vadeli tahminlere göre yapılması bekleniyor.