“Yerli üretim teknolojilerinde büyük yol aldık”

Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) Genel Müdürü Dr. İzzet Alagöz üretimde verimli olabilmenin yolunun o teknolojileri kendimizin üretmesinden geçtiğini belirterek şirket olarak yerli üretim teknolojilerinde büyük yol katettiğimizi belirtti.

Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) Genel Müdürü MÜSİAD 106. Genel İdare Kurulu Toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Alagöz, tüm dünyada enerji sektörünün tek gündeminin ‘arz güvenliği’ olduğunu kaydetti.

“Pandemiden çıkmış dünyanın, savaşa girmiş dünyanın tedarik zincirinde kopmalar başladı” diyen Alagöz, “Öyle bir noktaya geldi ki her ülke terzi usulü kendi başının çaresine bakmaya başladı. Modern dünya kayboldu. Herkes ayakta kalma mücadelesi veriyor. Bunlar geçici, biz inanıyoruz ki dünya tarihinde bu tür dönemler gelmiştir, geçmiştir. Ülkeler bu dönemlerde kendi yerlerini nasıl çabuk alabildilerse ondan sonraki dönemde de dünyanın yönetiminde söz sahibi olabiliyorlar. Dolayısıyla şu anda biz Avrupa’da ve dünyada enerji alanında söz sahibi olmanın mücadelesini veriyoruz. Teknoloji üretme noktasında, dünyanın konuştuğu tedarik zinciri noktasında dünyanın en avantajlı ülkelerinden bir tanesiyiz. Allah nasip ederse bundan sonraki yıllarda artık Türkiye’nin dönemi başlayacak yeniden.” diye konuştu.

YERLİ ÜRETİM TEKNOLOJİLERİNDE BÜYÜK YOL ALDIK

Elektrik üretiminde verimli olmanın önemini vurgulayan Alagöz, “Aynı enerji kaynağıyla daha fazla elektrik üretebilmemiz gerekiyor. Bunun için de teknoloji üretmek zorundayız. Teknolojilerimiz hep dışarıdan gelen ithal teknolojiler. Bu da, dünyanın en güçlü devletlerinden biri olma yolunda bizi zayıf kılar. Bunun önüne geçmek zorundayız. EÜAŞ olarak dedik ki biz enerji sektörünün dünyadaki madem ki lideriyiz, o zaman ağabeyliğimizi de yapmak zorundayız. Yerli üretim teknolojilerini ortaya koymalıyız. Yerli teknoloji üretmek için kollarımızı sıvadık. Çok büyük yol aldık” dedi.

“DEVREYE ALMAYI BİLMİYORUZ. YA YAKARSAK!”

Yerli jeneratör üretimi ile konusunda bilgi veren Alagöz, şunları söyledi: “Bundan 3 sene önce yerli jeneratörü ürettik. Televizyonda izlediğimiz devrim arabalarının bir ikincisini yaşadık. O kadar duygusal şeyler yaşadık ki. İlk devreye alacağımız zaman arkadaşlarla oturduk, devreye almayı bilmiyoruz. Yapmamız gereken testleri bilmiyoruz. Çünkü bunu hiç yapmamışız. Hep sipariş etmişiz, ihale etmişiz. Yurtdışından firma gelmiş, çalışır halde teslim etmiş ve gitmişler. O testleri yapacağız. Oturduk arkadaşlarla günlerce çalışıyoruz ama kendimizden emin değiliz. İlk defa yapıyoruz. Daha sonra devreye alacağız ama ya yakarsak bir daha. O korkular ve endişeler vardı.

62 METRE YÜKSEKLİĞİNDE 750 TON AĞIRLIĞINDA YERLİ JENERATÖR

İlk jeneratörümüzü devreye aldığımız zaman gece saat 2’yi çeyrek geçiyordu. Ben halının etrafında küçük bir daire içerisinde zannediyorum bin tane tur attım. Sürekli sahayla irtibattaydık ama jeneratörü devreye aldık. Türkiye’de ilk defa yerli bir jeneratör üretildi. Bu büyüklükte, 150 megawatt’lık 62 metre yüksekliğinde 750 ton ağırlığında dönen bir makineden bahsediyoruz. Küçük dizel jeneratörlerle kıyaslamayın. Artık heyecandan gece tüm daire başkanlarını, genel müdür yardımcılarını aradım. “Yahu ne uyuyorsunuz. Ülkede jeneratör ürettik. Çatır çatır çalışıyor. Yatamazsınız, kalkın şükür namazı kılın” diye. Hakikaten büyük bir heyecandı.

JENERATÖR FABRİKASIYLA SERİ ÜRETİME GEÇİYORUZ

Arkasından dedik ki “Biz bir jeneratör ürettik ama belki biraz da tesadüfler var bunun içerisinde. Acaba öğrendik mi?” ikinci Jeneratörü daha üretmekle ilgili yola çıktık. Birinci jeneratörün üretilmesi tam 17 ay sürerken 2. Jeneratörü 4 ay gibi bir süre içerisinde ürettik. Bu bilgi birikimi çok şükür oturdu. 3. jeneratörü yaptık. Yüzde 20 verim artışı elde ettik. Biz kendimiz yaparsak nasıl verimli olacağını biliyoruz. Yapmazsak sadece seyrediyoruz. 150 megawattlık jeneratör türbine hiç dokunmadan 180 megawattlık elektrik üretmeye başladı. 4. Jeneratörü de ürettik. Şimdi Ankara’da seri üretime geçmek için jeneratör fabrikası açıyoruz. İnşallah bu yılın sonunda açılışı yapacağız.”

İLK TÜRBİN HASAN POLATKAN HES’TE

Yerli türbin konusuna da değinen Alagöz, “Yerli türbin konusunda da katetmemiz gereken çok fazla yol var. Sadece 1 tane var. 1974 yılında Kıbrıs harekatında 3 tane türbin ve jeneratör satın almışız. dördüncüyü de almışız ama ambargodan dolayı teslim edilmemiş. Ankara şeker fabrikalarında diğer 3’üne bakılarak kopyalanmış. Yerli bir türbin üretilmiş ama hemen ambargo kalktıktan sonra türbin üretimi durmuş. Bunu da kendimize bir ödev kabul ettik. Yerli türbin tasarladık. Çalıştık. Dünyadaki alternatifleri inceledik. Üretim tesislerini gezdik. Tasarımını bitirdik. 40 megawattlıkbir türbin üretiyoruz. Bu türbini rahmetli Adnan Menderes’in açılışını yaptığı 65 yaşında bir santralimiz var. Hasan Polatkan Hidroelektrik Santrali. Artık ömrünü tamamladı. Artık onu yenilememiz gerekiyor. Bizim için duygusal anlamı olduğu için bu santrali seçtik. 2023’ün ilk ayında yerli türbini, yerli jeneratörü ve yerli otomasyon sistemini santralimizde kurmuş olacağız.” diye konuştu.