YATIRIMA DEVAM

Kendimize şu soruyu sormalıyız: Evet, ekonomik ortamın olumsuzluğu konusunda herkes hem fikir ama bundan sonra ne olacak? Sektörü neler bekliyor? Sektör nasıl davranmalı?

HIZLI BİR DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM SÜRECİ YAŞANIYOR

Petrol piyasasında son dönemde hızlı bir dönüşüm ve gelişim süreci yaşanıyor. İstasyon ağını büyütmek isteyen şirketler için güzel bir pazar var. 

Döviz kurunun belirli bir istikrara kavuşması ve toplumun yeni dengeye alışmasıyla bu ivme artarak devam edecek.

KRİZ ORTAMLARI BÜYÜK İMKANLAR SUNAR

Yatırım yapan krizi fırsata çevirir ve kazanır. Günü kurtarmayı değil orta ve uzun vadede büyümeyi istiyorsanız, kriz ortamları büyük imkanlar sunar. Bu sektöre yatırım yapan, bu sektörün geleceğinde var olmak isteyen şirketler orta ve uzun vadede hep kazandılar. 

HABERİN DEVAMI…

Türkiye ekonomisi, krizlere alışkın ve dayanaklı. Bunun örneklerini kısa tarihimiz boyunca yaşadık. 1994, 2001, 2008 ekonomik krizleri ilk anda aklıma gelenler. Sonuç anlamında hepsinin ortak noktası neydi biliyor musunuz? Cevap basit: Yatırım yapan krizi fırsata çevirir ve kazanır.

Ülke olarak gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik anlamda dengelerin sarsıldığı, gelir-gider hesaplarının şaştığı, önümüzdeki bırakın bir yılı, 6 ayı, bir haftayı bile öngörmekte zorlandığımız bir dönemdeyiz. Elbette bunları söylemek ya da yazmak için ekonomi uzmanı ya da kahin olmaya gerek yok, çünkü asgari ücretle çalışan bir personelden holding sahibine kadar bu süreci hep birlikte yaşıyoruz.

Petrol piyasası açısından baktığımızda da durum farklı değil. Sektörde karlılıklar çok düştü. Geçtiğimiz sayıda TOBB Petrol Meclisi Başkanı ve Shell Türkiye Başkanı Ahmet Erdem’in röportajına yer vermiştik hatırlarsınız. Erdem, orada Devlet’in eşel mobil sistemiyle yaptığı fedakarlığa değinirken, sektörün de bu fedakârlığa katkıda bulunduğunu vurgulayarak, ‘Devlet ve sektör el ele vererek, sıkıntıların vatandaşa en düşük seviyede yansıması için çalışıyor’ demişti. 

Döviz korumalı mevduat sisteminin açıklandığı akşam, kurlarda meydana gelen büyük düşüş sonrası EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın yaptığı açıklamayı da bu minvalde değerlendirmek lazım. Uygulanan fiyat metodolojisi gereğince o gece akaryakıta yüksek oranda zam gelmesi beklenirken iptal edilen zamlar sonrası Sayın Yılmaz şu açıklamayı yapmıştı: 

“Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün açıkladığı ekonomik tedbirlerin ardından dövizde yaşanan düşüş sebebiyle akaryakıt fiyatlarına bu geceden itibaren yapılacak artışlar, sektörümüzün desteği ile durdurulmuştur. 

Bilindiği üzere akaryakıt fiyatlarında en belirleyici unsur petrol fiyatları ve döviz hareketleridir. Dövizde yaşanan düşüş en kısa süre içerisinde pompa fiyatlarına da yansıyacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı ekonomik tedbirlere destek veren tüm sektör temsilcilerimize kurum olarak teşekkür ederiz.”

Bu açıklamadaki iki noktaya özellikle dikkat çekmek isterim. Bir tanesi “sektörümüzün desteği ile durdurulmuştur” ifadesi. Diğeri, “tüm sektör temsilcilerimize kurum olarak teşekkür ederiz” ifadesi. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, sektörün yaptığı fedakârlığa vurgu yaparken, teşekkür ve taktir ifadelerini de ihmal etmiyordu.

Sonraki süreçte, Devlet tabii ki mecburiyetten akaryakıttan vergi almaya başladı. Dolayısıyla döviz kurunda yaşanan düşüşler fiyatlara yansımadı. Bu dönemde, çok izlenen bir haber kanalının internet sitesinin genel yayın yönetmeninin “Döviz kurları yükselirken akaryakıt fiyatları hızla arttırılıyor, döviz kuru düştüğünde indirim göremedik” şeklinde sektörü suçlayıcı cahilce sözlerini duyma şanssızlığına da nail oldum. Bu değerli Genel Yayın Yönetmenimizin, indirimlerin ÖTV’ye gittiğinden haberi yoktu.

Neyse, konumuz bu değil. Ama akaryakıt fiyatları konusunda toplumun algısına güzel bir örnek aslında bu. Konumuz ne peki? Şu soruyu sormalıyız. Evet, ortamın olumsuzluğu konusunda herkes hem fikir ama bundan sonra ne olacak? Sektörü neler bekliyor? Sektör nasıl davranmalı?

Türkiye ekonomisi, krizlere alışkın ve dayanaklı. Bunun örneklerini kısa tarihimiz boyunca yaşadık. 1994, 2001, 2008 ekonomik krizleri ilk anda aklıma gelenler. Sonuç anlamında hepsinin ortak noktası neydi biliyor musunuz? Cevap basit: Yatırım yapan krizi fırsata çevirir ve kazanır. Bu aslında kriz yönetiminin basit bir kuralıdır. Cesaretli olmak, günü kurtarmaya değil orta ve uzun vadede büyümeye odaklanmak istiyorsanız, kriz ortamları size büyük imkanlar sunar. 

Petrol piyasasında son dönemde hızlı bir dönüşüm ve gelişim süreci yaşanıyor. 2021 yılını yalnızca 37 dağıtım şirketiyle kapattık. İstasyon ağını büyütmek isteyen şirketler için güzel bir pazar var. Hızla artan fiyatlara rağmen akaryakıt satışlarındaki artış devam ediyor. Döviz kurunun belirli bir istikrara kavuşması ve gerek toplumun gerekse iş dünyasının yeni dengeye alışmasıyla bu artış ivmesi artarak devam edecek. Yayınlarımızın kurucusu rahmetli ‘Koca Zekai’ Zekai Komsuoğlu’nun yazılarında sık sık kullandığı deyim gibi ‘Enseyi karartmamak’ gerekiyor. 

Bu sektöre gerçek anlamda yatırım yapan, bu sektörün geleceğinde var olmak isteyen ve bu uğurda mücadele eden şirketler orta ve uzun vadede hep kazandılar. Bundan sonra da kazanmaya devam edecekler.