Marjlar en az maliyetler kadar artmalı

Petrol Ofisi Üst Yöneticisi (CEO) Selim Şiper; sektördeki gelişmeleri, Petrol Ofisi’nin 2021 yılını nasıl geçirdiğini ve 2022 yılından beklentilerini Enerji Petrol Gaz’a anlattı.

ENTEGRE KÂR ORANLARI ENFLASYONA KARŞI ERİMİŞ VAZİYETTE

Entegre kâr oranları enflasyona karşı erimiş vaziyette. Dolayısıyla istasyon işletmeciliği açısından iyi bir yıl geçmedi, cepten yenen bir sene oldu. Bugün bir istasyonun maliyetinin yarısına yakını, personeline ödediği ücrettir. Ortalama bir istasyon minimum 20 kişi ile dönüyor ve bu arkadaşlarımızın pek çoğunluğu, asgari ücret seviyesinde veya ona endeksli bir gelire sahipler. Personel gideri yüzde 40- 50, gelir payı yüzde 36- 37 arttığı zaman, entegre marjın da en azından maliyet kalemleri kadar artması lazım ki sürdürülebilir bir faaliyet gösterilebilsin.

İYİLEŞTİRMELERİN GERÇEKLEŞMESİ SÖZ KONUSU OLACAKTIR

Bu durum sadece bugünün konusu değildir. Açıkçası bundan önce de, o zamanki daha düşük enflasyon çerçevesinde bile paralel artmayan marjlardan dolayı bütün sektör paydaşları durumdan zaten memnun değildi. Bu konuda değişik sektör paydaşları EPDK ile çeşitli görüşmelerde bulundu. EPDK, bu maliyet unsurlarını en ince detayı ile analiz etmekte. Herhalde burada da karşılıklı anlayış çerçevesinde ve yine tüketicimizi çok fazla yormayacak bir tempoda bazı iyileştirmelerin gerçekleşmesi söz konusu olacaktır. 

HABERİN DEVAMI…

‘Yeni yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz’

Petrol Ofisi Üst Yöneticisi (CEO) Selim Şiper, sektörün son yıllardaki durumunu, Petrol Ofisi’nin 2021 yılını nasıl geçirdiğini ve 2022 yılından beklentilerini Enerji Petrol Gaz’a anlattı.

Bu yıl sektörde 81’inci yaşını kutlayan Petrol Ofisi’nin Üst Yöneticisi (CEO) Selim Şiper gazetemizin sorularını yanıtladı. Geçtiğimiz yılı Petrol Ofisi özelinde değerlendiren Şiper, sektör olarak da beklentilerinin olduğunun altını çizdi.

  • 2021 yılını yine maalesef pandeminin gölgesinde geçirdik. 2021 yılı Petrol Ofisi açısından nasıl geçti? Gerek satış rakamları ve piyasadaki yeriniz, gerekse devam eden veya yeni başlatılan uygulamalar anlamında değerlendirmenizi rica edeceğim.

2021, hem sektör açısından hem Petrol Ofisi açısından 2020’ye göre daha iyi bir yıl oldu. Tüketimin arttığı, havacılık yakıtları gibi 2020’de çok satış kaybı yaşanan bazı segmentlerin tekrardan geri geldiği bir yıl yaşadık. Havacılık yakıtlarında 2020’ye göre yüzde 50 – 60 seviyelerinde bir artış kaydedildi. Tabii bütün bunlara pandemi çerçevesinde baktığımızda 2021’e şükretmemiz gerekiyor. 2021’in 2020’ye göre ilginçliği, çok büyük bir bölümünde eşel mobil sisteminin uygulanmasıydı. 2021’in büyük bir kısmını neredeyse yok denecek kadar az ÖTV’lerle yaşadık. 2020’de bu kısmen oluyordu. Fakat yine de dövizin nispeten düşük olması ve petrol fiyatlarının çok alt seviyelerde bulunması nedeniyle, ÖTV’den o kadar fedakârlık etme gereksinimi ortaya çıkmıyordu. 2021 yılında ise petrol zaten uzun vadede beklenen 60-80 dolar bandına geri yükseldi. Dolayısıyla iç piyasada ürün fiyatlarının artışı belirli bir noktaya kadar eşel mobil sistemiyle sübvanse edildiğinden, sıfır ÖTV noktalarına kadar geldik.

“ENTEGRE MARJLAR EN AZ MALİYETLER KADAR ARTMALI”

Aslında 2021 yılını iki bölümde incelemek lazım. Kasım ayına kadar bir bölüm, Kasım’dan sonra diğer bölüm. Dikkatlice incelediğimizde göreceğiz ki, Kasım ayına kadar aslında Türkiye’de enflasyondan arındırılmış akaryakıt fiyatları neredeyse 2019’dan beri sabit kalmıştır. Tabii bunda, uygulanan eşel mobil sisteminin büyük etkisi vardır. Bu sistemle, fiyat artışlarının büyük oranda tüketiciye yansımasının önüne geçildi. Böylece fiyatlar adeta sabit kaldı.

Fakat Kasım ayının başından itibaren dövizin çok yüksek bir artış göstermesi ve aynı zamanda petrol fiyatlarının da yükselişe geçmesi, ‘Kusursuz Fırtına’ olarak adlandırılan durumu yeniden ortaya çıkardı. Bu dönemde 16-17 liraları gören dolar kuruyla ve 55-60 dolarlardan 80 dolara çıkan petrol fiyatlarıyla karşılaştık. Uluslararası piyasalarda benzinin 800, motorinin 700 dolar mertebesine yükseldiğine şahit olduk. Bu rakam, bir yıl öncesinin neredeyse iki katı… Bu arada 2021 yılının ilk çeyreğinde uygulanan tavan fiyat uygulaması ile geriye giden sektörün entegre kâr marjı ise ancak belli bir zaman içinde yerine konulabildi. Ama baktığınız zaman enflasyona karşı o da erimiş vaziyette. Dolayısıyla istasyon işletmeciliği açısından iyi bir yıl geçmedi, cepten yenen bir sene oldu. Ama yavaş yavaş da olsa bunun da üstesinden geleceğiz. Bugün bir istasyonun maliyetinin yarısına yakını, personeline ödediği ücrettir. Ortalama bir istasyon minimum 20 kişi ile dönüyor ve bu arkadaşlarımızın pek çoğunluğu, asgari ücret seviyesinde veya ona endeksli bir gelire sahipler. Personel gideri yüzde 40- 50, gelir payı yüzde 36- 37 arttığı zaman, entegre marjın da en azından maliyet kalemleri kadar artması lazım ki sürdürülebilir bir faaliyet gösterilebilsin.

Bu durum sadece bugünün konusu değildir. Açıkçası bundan önce de, o zamanki daha düşük enflasyon çerçevesinde bile paralel artmayan marjlardan dolayı bütün sektör paydaşları durumdan zaten memnun değildi. İşletmelerin varlığını sürdürebilmesi için makul seviyelerde kâr etmesi lazım. Bunlar kamu yararına çalışan dernek değil, ticari bir gerçek var ortada. Bunları göz ardı etmemek lazım. Bu konuda değişik sektör paydaşları EPDK ile çeşitli görüşmelerde bulundu. EPDK, bu maliyet unsurlarını en ince detayı ile analiz etmekte. Herhalde burada da karşılıklı anlayış çerçevesinde ve yine tüketicimizi çok fazla yormayacak bir tempoda bazı iyileştirmelerin gerçekleşmesi söz konusu olacaktır.  

2021’DE ÖZEL ARAÇLAR DAHA FAZLA KULLANILDI

2021 yılındaki gelişmelerden biri de, özel araçların daha fazla trafikte olması ve benzin tüketiminin motorine göre yüksek oranda artmasıydı. Yılsonu rakamları henüz açıklanmadı ama benzinin 2021 yılındaki artış oranının yüzde 20’nin üzerinde olmasını bekliyoruz. Motorindeki büyüme ise yüzde 4 – 5 seviyelerinde olacaktır. Çünkü 2020 yılında pompadan yapılan motorin satışları her ne kadar düşmüş olsa da, devam eden büyük projelerdeki toptan motorin talebi devam etmişti. Bu nedenle de, 2020 yılında toplam motorin satışlarında çok büyük bir gerileme olmamış, hemen hemen aynı düzeyde kalmıştı. Bu yüzden 2021 yılında motorindeki artış oranı, 2020’ye göre sınırlı kaldı. 2021’de toptan motorin satışlarının daha az gerçekleştiğini, buna mukabil pompadan motorin satışlarının arttığını görüyoruz.

Benzinde ise durum farklı seyretti. Özellikle evden çalışmalar azaldıktan sonra insanlar toplu taşıma vasıtaları yerine kendi özel araçlarını tercih etti. 2020’deki benzin tüketimindeki azalmanın da baz etkisiyle, 2021’de büyük bir artış gerçekleşmiş oldu. Benzin tüketiminin seyrine ilişkin göstergeleri, içinde bulunduğumuz dönemde de çok net görüyoruz. Örneğin 2022 Ocak ayı itibariyle benzin tüketiminde düşüş olduğunu gözlemliyoruz. Kasım ayından itibaren hızlı artan döviz kurları neticesinde zaten pompa fiyatları 2 hanenin üzerine taşınmıştı. Hatta bu nedenle sektördeki bazı istasyonların fiyat panolarında sorunlar yaşandı. 20 Aralık’ta alınan kararlar çerçevesinde kurların düşmesine rağmen pompa fiyatlarında düşüş yaşanmadı çünkü aradaki fark tekrar ÖTV’ye alındı. Bu noktadan itibaren de pompa fiyatları geçerli fiyatlandırma formülü çerçevesinde tamamen döviz kurundaki ve ürün fiyatlarındaki değişikliklere tabi oldu.

ÖTV’nin yeniden uygulanmaya başlamasıyla indirimlerin fiyatlara yansıyamamış olması, yine döviz kurundaki artışlara bağlı olarak fiyatlarda yaşanan artışlar, bu dönemde benzin tüketimini olumsuz etkiledi. Diğer taraftan belediyenin yaptığı açıklamalara istinaden de biliyoruz ki, yine bu dönemde toplu taşıma araçlarının kullanımı arttı. Bu, şu anlama geliyor; geçtiğimiz dönem, insanlar benzinde eşel mobil sistemi uygulanması ve pandemiden dolayı toplu taşıma araçlarını kullanmama tercihlerinden dolayı özel araçlarına yönelirken, şimdi ise tekrar toplu taşımaya yönelmeye başladılar. Piyasaya ilişkin bir başka gösterge de otomobil satışları oldu. 2020 ve 2021 yıllarında benzinli araç satışları, dizel araç satışlarının önüne geçti.  

Sonuç itibariyle genel olarak pazara baktığımızda; 2021 yılında benzin satışları yüzde 20, motorin satışları yüzde 4-5 seviyelerinde artacak gibi gözüküyor. Ama en büyük geri dönüş havacılık yakıtlarında yaşandı. Şunu da söylemek lazım, bu geri dönüşe rağmen havacılık yakıtları pazarının büyüklüğü, henüz 2019 yılını yakalayamadı. Ancak 2022 sonu itibariyle, 2019’un da üstüne çıkılacağını tahmin ediyoruz.

“AVRUPA’NIN EN UCUZ YAKITINI TÜRK TÜKETİCİSİ KULLANIYOR”

Özetlemek gerekirse; 2021, tüketim açısından 2020’ye göre daha iyi geçti. Fakat Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşullardan dolayı, özellikle son iki ayda maddi ve manevi çok yıprandık. Ama o son iki ayda, olumsuz dolar ve petrol hareketinin yanında olumlu şeyler de oldu. Yapılan müdahale ile düşen dövizin yarattığı fiyat indirimi ÖTV’ye alındı. Bugünkü ÖTV seviyesi, olması gerekene çok yakın. Dolayısıyla iki senedir devam eden pandemi döneminde devlet, ÖTV almayarak ya da daha az alarak gelir açısından fedakârlık yapmıştır ki bunları söylediğimizde herkes bize kızıyor. Ama gerçeği söylemek lazım. Hâlâ daha Avrupa’nın en ucuz yakıtını Türk tüketicisi kullanıyor. Bugün sınırı geçtiğiniz zaman, Yunanistan mesela, bizden yüzde 40 daha pahalı. Bırakın onu, geliri bizden daha düşük olan ve Avrupa Birliği’nin en düşük gelirli ülkesi Bulgaristan’dan alacağınız yakıtın litresi 1,20-1,30 Euro. Bizim ülkemizde hala 1 Euro’nun altında. Zaten o yüzden sınırlardan gelip ülkemizden alışveriş yapıyorlar. Biz kendi vatandaşımızı sübvanse etmek arzusundayken, esasen komşularımızı da bir hayli zengin etmiş olduk. 

“DEVLET ÖTV’Yİ ALMAYARAK BÜYÜK BİR FEDAKÂRLIK YAPMIŞTIR”

Kabul edelim, devlet ÖTV’yi almayarak ya da az alarak  büyük bir fedakârlık yapmıştır. Yapılan fedakârlık da 2021 yılı içerisinde yaklaşık 50-60 milyar Türk Lirasıdır. Başka ülkeler akaryakıt fiyatlarında böyle bir şey yapmadı. Onun yerine değişik mekanizmalarla tüketicilere ve ticari işletmelere destek olmaya çalıştılar. Bir de malum ülkemizde pompa fiyatları kanun ve yönetmeliklerde öngörülen formüller çerçevesinde ve EPDK’nın gözetiminde oluşmaktadır. Diğer pek çok ülkede ise böyle bir fiyatlandırma modeli yoktur. Çoğu ülkede herkes kendi ürününün fiyatını kendisi belirler. Günlük, hatta saatlik fiyat konuluyor. Oralarda siz eğer saat 22.00’de benzin alıyorsanız, sabah 10’da aldığınızdan farklı bir fiyat ödeyebilirsiniz. Arz ve talebe göre şekillendirilen bir fiyatlandırma yapılıyor. Buna birçok alanda örnek gösterilen ülkelerden Almanya da dâhil.  

“BAZI KESİMLER BENCİLLİK YAPIYOR”

Sonuç olarak iddia ediyorum; pompa fiyatları, 2019’un başından, hatta 2018’den beri reel olarak sabit veya geri gitti. Döviz cinsinden bakarsanız, zaten çok geri gitti. Bir zamanlar ‘biz Avrupa’nın en pahalı yakıtını kullanıyoruz’ derdik. Ama 2018’in Mayıs ayından bu yana Avrupa’nın en ucuz yakıtını kullanıyoruz. Bunların hiçbiri hurafe değil, rakamla konuşuyorum. Açıkçası ben şuna çok içerliyorum; sığ bilgi ile düşünmeden herkes fikrini beyan ediyor. Mikrofon uzatıldığında, aşırı pahalılık olduğu konuşuluyor. Ama burada ben bir bencillik de görüyorum. Zira, herkes, kendi geliri artsın, ama bu gelirinden masraf olarak pay alan hiçbir şey artmasın istiyor. Örneğin; kiracı düşük kira vermek istiyor veya mal sahibi ‘kirayı enflasyonla arttırdım’ dediğinde çok arttığı düşünülüyor. Ama aynı kiracı, maaşı enflasyonun üstünde artsın istiyor. Mesela bir üretici; mazot fiyatlarının arttığını ve devletin ona destek olması gerektiğini söylüyor. Devlet zaten ÖTV’yi almayarak o desteği verdi. Yani mazot fiyatı reel olarak geri gitti. Ama o üreticinin ürünü enflasyonun üzerinde değerlenmiş bile olsa yine aynı konuda şikâyetçi oluyor. Bir de şöyle bir söylem var; ‘döviz arttığı zaman fiyatlar hemen artıyor ama döviz indiği zaman hemen inmiyor.’ Ülkemizde geçerli olan fiyat formülü 5 günlük ortalamalara göre ve büyük bir şeffaflıkla saptanır. Yani, döviz arttığı zaman hemen artması veya düştüğü zaman hemen düşmesi söz konusu değildir. Akaryakıt fiyatları dünyada en fazla Türkiye’de inceleme altındadır. EPDK’nın bir bölümü bu işle uğraşıyor. Gün gün inceleniyor, istasyon istasyon kontrol ediliyor. Çünkü bunun için dünyada başka hiçbir ülkede olmayan otomasyon sistemleri var. Hangi istasyonun kaç liradan sattığını EPDK görüyor. 

Velhasıl herkes kendi geliri artsın, sattığı ürün veya hizmet enflasyon üstünde hareket etsin arzusunda ama istasyon marjına gelince arttırılmasını istemiyor. 

Geçen sene pompa satışları yüzde 40-50 düştüğünde bile işten çıkarma yasakları vardı ve istasyon sahipleri bu maaşları ödedi. Bunun üstüne tavan fiyat geldi ve oradan da kaybedildi. En rahat açıklanabilir fiyat artışı akaryakıtta. Süpermarkette ürünlerin fiyat artışının takibi daha zordur. Bizimkisi ise daha şeffaf. Biz bu hizmetleri sağlayacağız, ama tüm bunları cebimize beş kuruş girmeden yapacağız. Bu nasıl olur? Burada ticari bir iş yapıyoruz. Bu konuda kimse bencillik yapmasın. ‘Çok doğru gerekçelerle sattığım ürüne zam yapıyorum’ ifadeleri kabul, ama ‘bana satanlar artış yapmayacak’ şeklinde olmaz. Böyle bir dünya olamaz. Varsayalım ki fiyatlar düştü ki düştüğü de oldu, bundan direkt etkilenenler fiyat indirimine gitmedi.  Çünkü onlarda bizimki gibi bir fiyat kontrolü ve formülü yok. Zaman zaman, sektörün içinden bunu körükleyenler de oluyor. ‘Artış gelecek’ şeklinde konuşuluyor. Bir konuyu bu kadar fazla gündemde tutarsanız ve kamuoyuna malzeme haline getirirseniz, bunlar da kaçınılmaz olur.

‘BULUNDUĞUMUZ HEMEN HER SEGMENTTE PAZAR LİDERİ KONUMUNA GELDİK’

Petrol Ofisi olarak 2021 yılını iyi geçirdik. Artan rekabet şartlarına rağmen pazar paylarımızı koruduk, hatta ileri götürdük. Pazar liderliğimizi pekiştirdik. Bulunduğumuz hemen her segmentte pazar lideri konumuna geldik. Hatta havacılıkta bile lider olduğumuz bir dönem oldu ve bundan dolayı mutluyuz. Piyasa anlaması ve anlayışıyla çok doğru adımlarla 2021 yılını bitirdik. Bu sayede istasyon sayısını en fazla arttıran şirket olmaya devam ettik. Tonajlarımızı piyasanın üzerinde arttırdığımız için pazar payımızı genişlettik. 

Madeni yağlar tarafında ise tonajımızı arttırdık. Dolayısıyla pazar liderliği konumumuzu devam ettirdik ve pekiştirdik. Bir de Chevron ile yapmış olduğumuz ortaklık neticesinde Texaco markalı ürünlerimizi de tüketicimize sunmaya başladık. İthalat yöntemiyle getirdiğimiz özel ürünlerimizi gayet başarıyla sattık ve yılın son ayında da Havoline ve Delo markasıyla otomotiv yağları ürünlerinin Türkiye’de ilk kez üretimine başladık ve o da bize ayrı bir heyecan verdi. 

“BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞTİRDİK”

2021’in en önemli işlerinden bir tanesi olarak; şirketimizin kurumsal işletim sistemini değiştirdik. Bunu da birkaç ilk gerçekleştirerek yaptık. Bunlardan bir tanesi; başlangıç noktasıyla uygulama noktası arası sadece 13 ay sürdü. Normalde bu tür bir proje, yaklaşık 2 yıl sürüyor. Ama biz bunu 13 ay gibi kısa denebilecek bir zamanda başardık. İkinci olarak, SAP’ye geçtik ve artık uçtan uca SAP kullanıyoruz. Bütün faaliyet alanları ve operasyonları SAP’ye kendimiz yükledik. Bunu yaparken de dünyada pek fazla kullanılmayan Oil and Gas ve Model Company gibi, bu uygulamayı kolaylaştıran bir takım kalıpları kullandık. Bir sistemi bırakıp yeni bir sisteme geçmek hem çok uzun sürer, hem de meşakkatli bir iştir. Ama boyut ve kapsamı düşündüğümde kâbus gibi aklıma gelen önemli aksaklıkları çok şükür yaşamadık. Bu ‘AtılKurt’ projemiz, bütüncül bir dijitalleşme projesidir. Biz, şirketimizi artık uçtan uca ekranda yönetmek istiyoruz. Biz, şirketimizde uçtan uca aynı kavramların, aynı rakamların, aynı yaklaşımların ortaya konmasını istiyoruz. Ayrıca nerede olduğumuzdan bağımsız olarak, gerekiyorsa cep telefonlarımızdan da her türlü işi yapabilmek istiyoruz. Bunun bağlantısı olarak da, hem nihai tüketiciyle hem de istasyonlarımızla ilişkimizi bu dijital platformda gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun için de buna bütüncül dijitalizasyon projesi diyorum. 

Bu kapsamla birlikte aynı hedefi destekleyecek başka girişimlerimiz de var. Bir tanesi, dijital ortamda finansman yaratacak bir şirket kurduk. Öncelikle tüketici kredisi gibi konularda çalışacak. Ama daha sonra birincil müşterilerimize ve bayilerimize de açmayı düşünüyoruz. İkinci olarak, ödeme sistemleri konusunda ayrı bir projemiz ve ayrı bir şirket kurulumumuz olacak. Bu konuları gerçekleştirdiğimiz zaman dijitalleşme kapsamında bayağı bir mesafe kat etmiş olacağız. Bu konuda Türk tüketicisinin çok ileri derecede bir kabullenme durumu söz konusu. Bunu nereden görüyoruz? Biliyorsunuz bizim desteğimizle VavaCars kuruldu. Aslında araba alırken herkes, ‘gözümle görmek isterim’ diyordu. VavaCars tamamen dijital. Arabayı kontrol etmeden alıyorsunuz ve bu sistem işliyor. Buna başta kimse inanmıyordu. Demek ki Türk insanının dijital dünyaya karşı bir kabulü var ve karşısındaki de güvendiği bir siteyse, o zaman bir takım alışkanlıklar kenara bırakılabiliyor. Petrol Ofisi açısından da böyle bir güven sorunumuz olmadığını bildiğimiz için çok rahatlıkla bu bütüncül dijitalizasyon konusunda emin adımlarla devam ediyoruz.

‘MEVCUT FAALİYETLERİMİZİ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

  • 2022 yılına ilişkin beklentileriniz neler? Petrol Ofisi olarak hayata geçirmeyi planladığınız yeni uygulamalar ve projeler var mı? Bayi ağının büyütülmesi anlamında yatırımlara devam edecek misiniz? Yoksa biraz daha farklı politikalar mı uygulayacaksınız?

2022’de tüketici iştahının 2021 yılı kadar yüksek olmayacağını düşünüyorum. 2022 yılında yaşanan fiyat hareketleri veya esnekliği gibi faktörler, tüketim iştahını azaltabilir. Örneğin İstanbul’a benzin özelinde baktığımızda yüzde 20’ler civarında tüketim azalması yaşandığı görünüyor. Bu şartlara bakıldığında ‘benzin satışları en iyi şartlarda 2021 mertebelerinde olur’ diyebiliriz. Dizel tarafında ağır taşıma vs. gibi faktörler devreye girdiği için, o biraz daha stabil devam edebilir. Benim ümidim, havacılık ve denizcilik yakıtlarının artmasıdır. Çünkü pandeminin azalan etkilerinin turizme pozitif katkıları olacaktır. Özetle 2022 yılında genel pazar şartlarının, bizi çok nurlu ufuklara götürmeyeceğini öngörüyoruz. Ekonomik şartların ise 2021 yılının ilk 10 ayından daha oynak ve dengesiz olacağını düşünüyoruz. Esasında bunlar, sektörümüzü negatif olarak etkileyebilecek faktörler. Bunun üstesinden gelebilmek için karşılıklı anlayış çerçevesinde bu işin sürdürülebilir şekilde devam etmesini sağlayabilmemiz lazım. Bu konuda çalışmalar olduğunu biliyoruz. Bunlara her zaman destek vermeye hazırız. Kısaca 2022 için, ‘işlerimizin devamı için durumu muhafaza etmemiz gereken bir yıl olacak’ diyebiliriz. 

‘Petrol fiyatları 2022 yılında ne olur?’ sorusuna baktığımızda ise bugünkü seviyeler, 80 dolar olası seviyelerdir. Fiyatlarda afaki gelişmeler yaşanmasını beklemiyorum. Fakat altını çizmek istediğim bir husus da şudur; dünyadaki politik gelişmelere iyi bakmak lazım. Bugün yaşanan Ukrayna-Rusya sorunu, kısa süreli de olsa değişik boyutlar getirebilir. Bu gibi gelişmeleri göz ardı etmemek lazım.

Petrol Ofisi olarak biz, mevcut faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. İstasyon ağımızın genişlemesine, optimizasyona ve istasyon yenileme çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz. Son 2 yıldır 1.500’e yakın istasyonumuzda market ve tuvalet yenileme çalışmalarını hayata geçirdik. Bu çalışmalarımız aynen devam edecek. Dünya standartlarıyla karşılaştırdığımızda, Türkiye’de markalı istasyonların sağladığı hizmet ve imkânların bu standartların çok ötesine geçtiğini görüyoruz. Artık dünya çapında çok iyi olarak adlandırılacak hizmet ve istasyon kalitesi noktasına geldik. İstasyon yatırımları anlamında hem adetsel olarak çoğalma, hem de hizmet kalitesinin artması noktasında yürütülecek çalışmalara hız kesmeden devam edeceğiz. Mevcut istasyonların da optimizasyonunu sağlayacağız. Çeşitli sebeplerden dolayı standartlarımıza uymayan veya uyamayan istasyonlarımızı, daha iyileriyle değiştirip yolumuza devam edeceğiz. Yeni yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz. Artık piyasa şunun farkına vardı ki; isteyen her istasyon, Petrol Ofisi olamaz. Bunun için, istasyonların belirli standartların üzerinde bir takım kriterleri taşınması gerekli.

“BİZDEN NE İSTENİYORSA ŞARJ NOKTALARINDAN DA O İSTENMELİ”

  • Biraz uzun vadeli bir gelecekten konuşalım istiyorum. Özellikle otomotiv endüstrisinde son yıllarda yaşanan gelişmeler önemli değişimlere gebe olduğumuzu gösteriyor. Siz bu değişim ve dönüşüm konusunda neler düşünüyorsunuz? Petrol Ofisi olarak bu sürece nasıl hazırlanıyorsunuz?

Bunlar çok iyi gelişmeler. Gönül ister ki öngörülen zamanlarda tahmin edilen rakamlar gerçekleşsin. Fakat bu konuda dünya genelinden başlayarak bazı şüphelerim söz konusu. Bundan 10 yıl evvel özellikle alternatif yakıtlı araçlar için yapılan tahminlere baktığımızda, bugün mevcut olan rakamın 3 ila 4 misli olacağına yönelik düşünceler vardı, fakat gerçekleşmedi. Bu biraz bundan 20 yıl önce yapılan ‘20 yıllık petrol kaldı’ söylemlerine benziyor. Bazı şirketler artık dizel motorlu araçlar üretilmeyeceğini söylese de, ağır ticari araçlarda böyle bir şey yaşanmadı. Orada bir alternatifsizlik görünüyor. Binek araçlar için bir dönüşüm yaşanacağı öngörülüyor. Bunları hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Elektrikli araçlar tabii ki artacak. Türkiye’de TÜİK’in Kasım 2021 raporu dikkate alındığında 2.415 adet elektrikli araç satıldı. 2020 yılında bu sayı 500 civarında iken yaşanan bu artış güzel bir gelişme. Geçen seneki toplam araç satışlarına baktığımızda, kendine göre ümit verici bir rakam. 

Elektrikli araç şarjları için birtakım yönetmelik çalışmaları gündemde. Buradaki özel beklentim; bizden yani geleneksel akaryakıt istasyonlarından her ne istenecekse, aynılarının tüm şarj noktalarından da istenmesidir. Aksi bir durum haksızlık olur ve adil olmayan bir rekabet ortamı yaratır. Şirket olarak bu alandaki tüm gelişmeleri de yakından takip ediyoruz.