‘Doğru hizmete yönelik her düzenlemeyi destekliyoruz’

OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca, Petroturk TV Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın 360 Derece Enerji programına konuk oldu.

“Bayilerimiz de biliyor ki tüketici bir OPET istasyonuna geldiğinde, İstanbul’da da olsa, uzun yolda da olsa, Anadolu’nun herhangi bir şehrinde de olsa aynı hizmeti, aynı yaklaşımı bekliyor. Dolayısıyla onu sunmak adına bayilerimiz de tabii ki çok büyük gayret gösteriyorlar. Bizim sahadaki yüzümüz tabii ki bayilerimiz.

MÜHİM OLAN HİZMETİ EN DOĞRU VE DÜZGÜN ŞEKİLDE VERMEK

Biz sektörde düzgün çalışan, haklı rekabet yapan bütün oyuncuların olmasının ve bunların artmasının yanındayız. Çünkü önemli bir iş yapıyoruz ve hizmet veriyoruz, dolayısıyla burada mühim olan bu hizmeti en doğru ve düzgün şekilde vermek. Bu anlamda yapılan her türlü düzenlemeyi hakikaten destekliyoruz.

YIL SONUNDA HEDEFİMİZ BİN 800 İSTASYON SAYISINA ULAŞMAK

Bu yıl sonunda hedefimiz bin 800 istasyon sayısına ulaşmak, o anlamda da ilerliyoruz. Bunun bin 200 civarı OPET istasyonu ve 600’e yakını da ikinci markamız olan Sunpet istasyonu olacak. Network olarak belli bir doygunluğa geldiğimizi düşünüyorum. Networkü daha verimli hale getirecek çalışmalarımız olacak.”

HABERİN DEVAMI…

OPET Genel Müdürü Cüneyt Ağca, Petroturk TV Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı. Ağca, OPET’in pandemi sürecini nasıl yönettiğini, sektörde yapılan düzenlemeleri, uyguladıkları stratejileri, sosyal sorumluluk projeleri gibi pek çok konuda önemli açıklamalar yaptı. Ağca, “Biz sektörde düzgün çalışan, haklı rekabet yapan bütün oyuncuların olmasının ve bunların artmasının yanındayız. Çünkü önemli bir iş yapıyoruz ve hizmet veriyoruz, dolayısıyla burada mühim olan bu hizmeti en doğru ve düzgün şekilde vermek. Bu anlamda yapılan her türlü düzenlemeyi hakikaten destekliyoruz” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE BİR İLK OLARAK TSE’NİN COVID-19 GÜVENLİ HİZMET BELGESİ’Nİ ALDIK”

Bir yılı aşkın bir süredir içinde bulunduğumuz pandemi süreci birçok sektörü olduğu gibi akaryakıt sektörünü de olumsuz yönde etkiledi. OPET bu süreci nasıl yönetti, pandemi sürecinden nasıl etkilendi? Bu sorumuza cevap verirken yılın ilk yarısının OPET için nasıl geçtiğine ilişkin değerlendirmelerinizi de rica edeceğim. 

Pandemi geçen sene Mart ayının ortasında ülkemizde ilk vakanın belirlenmesiyle birlikte gündemimize geldi. Merkez ofisimizde uzaktan çalışmayı devreye aldık. Dönem dönem ofiste kısmi çalışmalar oldu ama ağırlıklı olarak uzaktan çalışmaya geçtik. Beraberinde kapanmalar başladı, tüketimde ciddi düşüş oldu. Biz sektör olarak durmadık, sürekli faaliyetlerimizi devam ettirdik. Terminallerimiz faaliyetlerini sürdürdü, benzer şekilde istasyonlarımızdaki satışlarımız da dönem dönem nöbetçi istasyon uygulaması dışında 7/24 hizmet vermeye devam etti. Geçen sene Haziran ayında ise kısmi normalleşme ile piyasalar biraz açıldı, daha sonra bildiğiniz üzere tekrar kapanmalar başladı.

Bu yılın başından itibaren hafta sonu kısıtlamaları ve akşam sokağa çıkma yasakları devam etti. Biz, tüm bu süreçte faaliyetlerimizi aksatmadan, müşterilerimize vermiş olduğumuz hizmeti en iyi şekilde sürdürerek çalışmalarımızı devam ettirdik. Tabii ki terminallerimiz de faaliyetlerini sürdürdüler. Bu sene sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu günlerde istasyon satışları anlamında tüketimin yarı yarıya düştüğünü görebiliyoruz. Diğer günlerde ise beklentimiz doğrultusunda hatta üzerinde satışlar gerçekleşiyor. Biz, bütün terminallerimizde, Genel Müdürlük ofisimizde hatta Antalya’da işlettiğimiz bir istasyonda Türkiye’de bir ilk olarak Covid-19 TSE’nin Güvenli Hizmet ve Güvenli Üretim Belgesi’ni aldık. Tabii daha sonra diğer istasyonlarda da yaygınlaştı. Çalışanlarımızın, bayilerimizin, istasyon personelinin, müşterilerimizin sağlığına dikkat ederek ve önem vererek bu süreci yönettik. 

21 yıl önce Yönetim Kurulu Kurucu Üyemiz Sayın Nurten Öztürk liderliğinde Temiz Tuvalet Kampanyası’nı başlatmıştık. Hijyen bizim için her zaman çok çok önemli ve öncelikli bir konuydu. Bizim istasyonlarımız aslında pandemiye hazırdı, temassız kapılar, temassız musluklar dolayısıyla her türlü temizliğin, hijyenin en üst seviyede sağlandığı ve önlemlerin alındığı noktalardı. Sektör buna adapte olmaya çalışırken biz hazır bir şekilde girdik. O dönemde de ve tabii bu sene de müşterilerimizin istasyonlarımızı tercih etmesinde bu konu önemli bir etken oldu. Öte yandan istasyonlarımızda OPET Mobil uygulamamız ile müşterilerimize araçtan inmeden temassız bir şekilde ödeme yapabilme imkanı sunuluyor. Bu süreçte müşterilerimizden gelen ihtiyaç ve talepleri analiz ederek mobil uygulamamızı da sektörün en teknolojik markası unvanımıza uygun olarak yeniledik. “Yeni OPET Mobil Uygulaması”na sektörde bir ilk olan ‘Dijital Cüzdan’ın yanı sıra ‘QR Kod’ ve ‘Plakaya Puan Kazandırma’ hizmetleri eklendi.

‘MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ EN ÖNEM VERDİĞİMİZ KONULARIN BAŞINDA GELİYOR’

• Akaryakıt sektörü özellikle hizmet kalitesi anlamında en rekabetçi sektörlerden birisi. Günümüz rekabet şartlarında müşteri memnuniyeti markaların olmazsa olmaz kriterlerinden biri haline geldi. Sizin müşteri memnuniyetine olan bakışınız nedir, OPET olarak bu konuda uyguladığınız stratejiler nelerdir?

Müşteri bizim odağımızda, çünkü müşteriyi memnun ederseniz onlar da istasyonunuza geliyor, yakıtını ve hizmetini alıyor, siz de bunun karşılığında ticari olarak faaliyetinizi sürdürebiliyorsunuz. Müşteri en önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Müşteriyi memnun etmek için, müşterinin beklentilerini iyi anlamak lazım, biz o konuda yoğun bir faaliyet içerisindeyiz ve sürekli araştırmalar yapıyoruz; Gelişmeler hangi yönde ve istasyonlar artık birer hizmet noktasına dönüşüyorken bu anlamda neler bekliyorlar? Ne tür hizmetler aldıkları zaman mutlu olacaklar? Aldıkları hizmetin şekli nasıl değişirse memnun olurlar? Örneğin; günümüz teknolojisi kullanılarak mobil ödeme veya farklı ödeme yöntemleri gibi durumlardan nasıl memnun kalırlar gibi konuları da araştırarak buna yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Müşterilerin beklentilerini mümkün olduğunca en uygun şekilde yerine getirebilecek düzenlemeler yapmak ve farklı ürün ve hizmetleri istasyonlarımızda sunmak temel stratejimiz.

‘İLK YARIDAKİ KAYBI İKİNCİ YARIDA TELAFİ EDECEĞİZ’

Bu sene geçen senenin kapanma dönemlerine kıyasla satışlar biraz daha iyi gidiyor. Ben şöyle yorumluyorum; insanlar artık sıkıldılar, dışarı çıkmaya ihtiyaçları var, dolayısıyla o imkan sağlandığında bir hareketlilik başlıyor. İlk yarıda, geçen seneye kıyasla biraz daha gerileme var, çünkü geçen sene 2 buçuk ay normal bir dönem geçirildiği ve bu sene de genelde kapanmayla geçtiği, bir de 17 gün tam kapanma olduğu için göreceli olarak bir daralma gözlemliyoruz. Mesela geçen sene 1 Haziran’da kısmi normalleşme başlamıştı, o zaman piyasa hızlıca normale geçmişti. Bu sene de Haziran sonu itibariyle tamamen açılma başladı, dolayısıyla ilk yarıdaki kaybı ikinci yarıda büyük ihtimal telafi edeceğiz. 

 Gerek genel piyasa gerekse OPET anlamında yılın ikinci yarısına ilişkin beklentileriniz neler? Kısıtlamaların 2020 yılına göre daha az olacağı ön görüsüyle pazar büyümesine ilişkin ne tür ön görüleriniz var?

Dediğim gibi insanlar hakikaten artık dışarı çıkmak ve seyahat etmek istiyorlar, dolayısıyla beklentimiz hızlı bir şekilde piyasanın büyüyeceği yönünde… Eğer yeni bir kapanma olmazsa ben bu yılın genelinde ikinci yarıdaki toparlanmayla birlikte en azından geçen sene kadar bir piyasa büyüklüğüne ulaşılacağını düşünüyorum. Çünkü geçen sene tüm o dönemsel farklılıklara rağmen piyasa bir önceki seneye göre hemen hemen aynı şekillendi. OPET olarak biz, bahsettiğim unsurlar nedeniyle yüzde 3 büyüme yaşadık. Bu sene de tabii ki piyasanın gidişatına bağlı olarak özellikle istasyonlarımızdaki satışlarımızın artacağını düşünüyoruz. Beklentimiz olumlu ama ilave kısıtlamaların olmaması ve olmayacağı umuduyla. Tabii ki aşı konusu çok önemli ve yaygınlaşmasının da ben bu salgının kontrol altına alınmasında çok önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum. Tedbirleri de elden bırakmamak lazım, insanlar artık maskeden de sıkıldı ancak maskeleri bir süre daha hayatımızda tutacağız. 

“İŞİNİ DOĞRU YAPAN FİRMALARIN ÖNÜNÜ AÇACAK DÜZENLEMELER OLDU”

Geçtiğimiz haftalarda önce yasal sonrasında ikincil mevzuat anlamında özellikle vergi kaçaklığına ve sektöre girişlere ilişkin önemli düzenlemeler yapıldı. Sektörün oyun kurucu oyuncularından biri olarak bu düzenlemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Eksik ya da hatalı bulduğunuz yönler var mı?

Biz sektörde düzgün çalışan, haklı rekabet yapan bütün oyuncuların olmasının ve bunların artmasının yanındayız. Çünkü önemli bir iş yapıyoruz ve hizmet veriyoruz, dolayısıyla burada mühim olan bu hizmeti en doğru ve düzgün şekilde vermek. Bu anlamda yapılan her türlü düzenlemeyi hakikaten destekliyoruz. Yetkililer de bu düzenlemeleri yaparken sektör derneklerinin görüşlerini alıyorlar ve bizlerin de fikirlerini değerlendiriyorlar. O anlamda ben çok değerli buluyorum. Örneğin; daha önce otomasyon sistemleri, ulusal marker gibi konularda nihayetinde hep EPDK Başkanı da söyler; “Kaçak akaryakıt kavramı artık gündemimizden çıktı” ama süreç içerisinde diğer vergisel birtakım sorunların olduğu farklı metotlara doğru geçildi. Son düzenlemelerle onları önleyici birtakım düzenlemelere ilaveten sektörde işini doğru yapan firmaların önünü açacak ve piyasada yer almasını sağlayacak düzenlemeler oldu. Burada bir tek şöyle kritik bir husus var; düzenlemeler çok güzel, ama uygulaması, takibi sonucundaki yaptırımlar da çok önemli. Bu koşulların sağlanması sektörün geleceği açısından çok önemli.

“FİYATIN YÜKSEK OLMASI TABİİ Kİ KİMSE TARAFINDAN İSTENMİYOR, BİZ DE İSTEMİYORUZ”

Mart ayında ilan edilen ve 2 ay süreyle uygulanan tavan fiyat uygulamasından yola çıkarak, sektörün sürdürülebilirliğini rekabet ve finansman açısından değerlendirecek olduğunuzda kamu kurum ve kuruluşlarından beklentileriniz nelerdir?

Bu sene 2 ay süreyle tavan fiyat uygulaması oldu. Aslında geçen sene de belli dönemlerde marj ile ilgili yine kısıtlayıcı düzenlemeler olmuştu. Kar ile ilgili sıkıntı sektörün hakikaten ciddi bir sorunu, çünkü bizim verdiğimiz ve bayilerimizin verdiği hizmet çok çok önemli. 7 gün 24 saat kesintisiz, müşterilerin beklentisini karşılayacak şekilde hizmet veriyoruz. Bunun karşılığında birtakım getiriler ister istemez bekleniyor. Bir de çok doğru olmayan şöyle algılar var; bizde cirolar yüksek olduğu için zannediliyor ki çok büyük paralar kazanılıyor ama öyle değil. Aslında şirketlerin faaliyetlerini sürdürebilmesi adına belli bir miktarda karlılığın olması gerekiyor. Ülkemizin genel anlamda birtakım sıkıntıları var, fiyatın yüksek olması tabii ki kimse tarafından istenmiyor, biz de istemiyoruz, tercih etmiyoruz ama o fiyat içindeki kar oranı göreceli olarak yapılan iş, verilen hizmet karşılığında düşük. EPDK da kendi açısından değerlendirmesini yapıyor, birtakım tavan fiyat uygulamaları getiriyor. Burada bizim beklentimiz şirketlerin, bayilerin faaliyetlerini sürdürürken ne kadarlık bir kazanç makuldür, değildir diye bu konuda biraz daha detaylı çalışılabilmesi ve analiz yapılması ki son dönemde bildiğimiz kadarıyla EPDK’nın bu yönde bir çalışması var. Marj hareketleri nasıl olmalı, nasıl gelişmeli hem sektörü ve bayileri ayakta tutacak, hem tüketiciyi mağdur etmeyecek ama bir yandan da bu tip müdahaleleri çok gerektirmeyecek bir yapı üzerinde çalışıldığını biliyoruz. Umuyorum ki, bu yeni yapıyla birlikte önümüzdeki dönemde bu tip müdahalelere gerek kalmaz, sektör de üzerine düşen görevi bugüne kadar olduğu gibi en iyi şekilde yapmaya devam eder. 

“MÜŞTERİ OPET’TE EN İYİSİNİ BULMAYA ALIŞTI”

Akaryakıt istasyonlarında akaryakıt dışı gelirler son dönemde büyük önem kazandı. Bu alanda da istasyon marketleri başı çekiyor. Bize biraz istasyonlarınızda uyguladığınız Ultramarket konseptinizden bahseder misiniz? Bu konuda müşterilerden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Ultramarket konseptine biz 2018 yılında başladık. İstasyonlarımızda sunulan hizmetlerin, ürünlerin alanlarında en iyi markalardan tedarik edilip, müşterilerimize sunulması fikriyle başladık. Bunların içinde kahvede en çok tercih edilen ‘Starbucks’ ve ‘Caribou’ markaları var, pastane ürünlerinde ‘In Bakery By Divan’ ürünleri mevcut, kişisel bakım ürünlerinde ‘Rossmann’ ile çalışıyoruz. Oyuncakta ‘Toyzz Shop’ var. Araç bakım ürünlerinde ‘Automix’ ve ‘Ttec’ markalarımız var. Bunları her sene geliştiriyoruz. Örneğin; geçen yıl ‘Can Yayınları’ ile işbirliğine gittik ve çok da başarılı gidiyor. Şu anda istasyonlarımızda ayda ortalama 4 bin adet kitap satılıyor. İnsanlara kitap okuma alışkanlığını tekrar hatırlattığımızı düşünüyoruz. Bunları geliştirerek devam ediyoruz. Aslında prensibimiz de bu yönde. Aslında dediğim gibi müşteri OPET’te en iyisini bulmaya alıştı. Dolayısıyla biz de alanlarında en iyi markalarla iş birlikleriyle tüketicimize bunu sunuyoruz. Tabi istasyonların marketlerinin konumu itibariyle, bu hizmetlerin hepsini sunmak mümkün olmayabiliyor. Bunun için de ‘Full Market Extra’ diye bir konsept de geliştirdik. Bugün itibariyle 200’ün üzerinde ‘Ultramarket’imiz, 100’ün üzerinde ‘Full Market Extra’mız var. Yıl sonunda bu rakamı 400’e çıkarmayı hedefliyoruz. Burada amaç; hem bu markalı ürünleri tüketiciye sunarken, hem de bayilerimizin gelirlerinin artması. Çünkü bu onlar için de önemli bir gelir kalemi. Şirket olarak bu tip işlemlerden sağladığımız katma değerin bir kısmını üzerimize alarak, bahsettiğimiz gelirlerin arttırılması önemli bir konu. Ayrıca istasyonlarımızı kargo teslim noktası haline de getirmeye başladık. Yurtdışında oldukça yaygın, ülkemizde de kullanılmaya başlandı, kargomat şeklinde, tüketicimiz evinde olmadığı zaman, kargo teslim noktası olarak bizim istasyonlarımızı belirleyebiliyor. Benzer şekilde markalar istasyonları teslim noktası şeklinde kullanabiliyor. Trendyol ile böyle bir anlaşmamız var ki bunları geliştireceğiz. Şimdilerde ‘gurme sokak lezzetleri’ konsepti üzerinde çalışıyoruz. Sizin de belirttiğiniz gibi akaryakıt dışı gelirler, giderek daha önemli bir yer tutmaya başlayacak. Biz de bu anlamda dediğimiz konseptleri de ekleyerek, büyümeye devam edeceğiz. 

“BİZİM SAHADAKİ YÜZÜMÜZ TABİİ Kİ BAYİLERİMİZ”

EPDK verilerine göre yaklaşık 1750 adet istasyondan oluşan bir networke sahipsiniz. Bu derece büyük bir networkü yönetmek, tüm istasyonlarda asgari standardizasyonu sağlamak anlamında zorlanıyor musunuz? Önümüzdeki dönemde istasyon yatırımları konusunda gerek sayısal anlamda gerekse bayilik ve şirket malı istasyon ayrımı konusunda hedefleriniz neler?

Aslında dediğiniz nokta çok önemli. İşin zorluğu, o bahsettiğiniz; aynı kaliteyi, aynı standardı, bütün istasyonlarımızda -ki artık Türkiye’nin her yerinde varız, tutturabilmek, onu sağlayabilmek. Asıl işin meşakkatli kısmı orada. Bu tabi ki çok kolay yönetilecek bir süreç değil. Az önce ‘Temiz Tuvalet’ kampanyamızdan bahsettik, Yönetim Kurulu Kurucu Üyemiz Nurten Öztürk bizzat kendisi takip ediyor. Yöneticilerimiz, bütün sahadaki arkadaşlarımız, bütün bu standartların korunması ve sürdürülmesi için yoğun çaba sarf ediyor. 

Bu noktada bayilerimiz de çok önemli. Bayilerimizde de aynı anlayış ve yaklaşım var. Çünkü bayilerimiz de biliyor ki tüketici bir OPET istasyonuna geldiğinde, İstanbul’da da olsa, uzun yolda da olsa, Anadolu’nun herhangi bir şehrinde de olsa aynı hizmeti, aynı yaklaşımı bekliyor. Dolayısıyla onu sunmak adına bayilerimiz de tabii ki çok büyük gayret gösteriyorlar. Bu işi yönetmenin bir kısmı bizim kendi ekiplerimiz, bir kısmı da bayilerimizin bu anlayışı benimseyerek devam ediyor olması. Sonuçta bizim sahadaki yüzümüz tabii ki bayilerimiz. Bir istasyondaki sıkıntı her alana olumsuz yansıyabiliyor. Aynı şekilde bir istasyondan memnun ayrılan bir müşteri, diğer istasyonlara da gidebiliyor. Dolayısıyla kendi içinde böyle bir ekosistemimiz var. Aslında biraz OPET’in farkı da burada. Biz herhangi bir proje ya da konsept yaptığımızda, o işin mümkün olduğunca çok kitleye ulaşmasını ve o kalitenin oluşmasını bekliyoruz. Bir takım yeni düşüncelerimiz olsa dahi elimizde halihazırda bulunan projeleri denemeden, belirli bir noktaya getirmeden duyurmuyoruz. Yani işin asıl püf noktası burada aslında.

“YIL SONUNDA HEDEFİMİZ 1800 İSTASYON SAYISINA ULAŞMAK”

Bu networkün sayısal anlamda gelişimi konusunda bilgi verir misiniz bize? Bir de bayilik sitemi ile şirket malı istasyon arasındaki stratejiyi nasıl kuruyorsunuz?

Bu yıl sonunda hedefimiz 1800 istasyon sayısına ulaşmak, o anlamda da ilerliyoruz. Bunun 1200 civarı OPET istasyonu ve 600’e yakını da ikinci markamız olan Sunpet istasyonu olacak. Network olarak belli bir doygunluğa geldiğimizi düşünüyorum. Bundan sonra networkü daha verimli hale getirecek çalışmalarımız olacak. İstasyon işletme modelleri de önemli. Biz birkaç sene önce kendi işlettiğimiz istasyon modeline başladık. Özellikle otoban istasyonlarımızdan başlayarak, şehir içinde de giderek yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Dolayısıyla gerek OPET, gerek Sunpet acenta modeli, gerek bazı istasyonlar biliyorsunuz yerin sahibi işletmek istemezse kiralayabiliyor, yani kiralama modeli, mülklerimiz de var, yani böyle bir karma modelle ilerleyeceğiz ama ileride kendi işlettiğimiz istasyonların sayısının artmasını planlıyoruz. Bundan sonra büyük ihtimalle sayılar buralarda seyredecek. Tabii ki yeni istasyonlarımız ya da transferlerimiz olacak ama biraz daha optimizasyona yönelik olarak çalışmayı hedefliyoruz.

‘BU İŞ BİRLİĞİNDEN SON DERECE MEMNUNUZ, ÇALIŞMAKTAN DA KEYİF ALIYORUZ’

OPET markası, geçtiğimiz yıl ünlü isim Cem Yılmaz ile yıllar sonra yeniden buluştu. Bu iş birliğinin geri dönüşleri nasıl? Yeni projelere imza atılacak mı?

Türkiye’nin en genç kadın Ralli Şampiyonu Burcu Burkut Erenkul ve Cem Yılmaz’la olan yeni reklam filmimiz kısa süre önce ekranlara girdi ve çok beğenildi. Aslında biz Cem Yılmaz’la en son 2006 yılında çalışmıştık, yeniden bir araya geldik. Geçen sene çalışmaya başladık ama pandemi nedeniyle yavaş ilerledik. Cem Yılmaz ‘ın sesiyle kuryelere teşekkür konulu bir film yaptık. Sonrasında market filmiyle devam ettik. Bir Faruk Etmez karakteri var ve OPET’e özeniyor, hem eleştiriyor hem onun gibi olmaya çalışıyor. Temelde reklam filmlerimizde OPET’in farkını anlatıyoruz. Şimdi yakıtlarımızın üstün performansını, motor koruma ve çevreye saygı özelliğini vurguladığımız bir reklam filmimiz var. Bundan sonra da arkası gelecek, yakında bir reklam filmimiz daha olacak. Biz bu iş birliğinden son derece memnunuz, çalışmaktan da keyif alıyoruz. Cem Yılmaz’ında bizim markamıza özel bir ilgisi var dolayısıyla bu da yaptığı işlere yansıyor.

“SOSYAL SORUMLULUK BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZ”

OPET ticari faaliyetlerinin yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri ile dikkat çeken bir şirket. Sosyal sorumluluk projeleri OPET için ne anlam ifade ediyor? Geçtiğimiz günlerde kağıt slip dönemini sona erdirdiğinizi duyurmuştunuz. Bu önemli yenilikten bahseder misiniz? Bu projeyi de bu kapsamda değerlendirebilir miyiz?

Sunduğumuz ürün ve hizmetlerle müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, gelecek nesillere hem çevresel, hem toplumsal, hem de sosyal anlamda daha yaşanabilir bir dünya bırakmakla sorumlu olduğumuz bilincindeyiz. OPET deyince sosyal sorumluluk projelerinden bahsetmemek olamaz. Çünkü bu artık bizim kurum kültürümüzün bir parçası. Bu anlamda da eskiden gelen pek çok projemiz var. Yeni projelerle de bunları geliştiriyoruz. Bahsettiğim gibi ‘Temiz Tuvalet Kampanyası’ mevcut. Bahsettiğiniz kağıt slip döneminin kaldırılması projesi de bizim ‘Yeşil Yol’ projemiz kapsamında. Bu proje aslında istasyonlarımızın etrafını ağaçlandırdığımız bir proje. Bizim sürdürülebilirlik anlamında da çeşitli çalışmalarımız oluyor. Sosyal sorumluluk çevreye, topluma saygı demek, o sorumluluk bilinciyle hareket etmek demek. Gelecek nesillere neyi bırakacağımız da çok önemli. O anlamda OPET Kart kullanımı sonrasında çıkan kağıt sliplerin artık çıkartılmamasına başladık. Teknoloji gelişti, mobilden ya da farklı yöntemlerden takip edilebiliyor. Oradan elde ettiğimiz tasarrufu da ağaç dikerek değerlendiriyoruz. Dolayısıyla bu proje yeşile verdiğimiz önemin bir göstergesi.

‘Tarihe Saygı Projesi’ kapsamında Çanakkale’de pek çok faaliyetimiz oldu. Orada farklı köylerin çevresini değiştirdik, rehabilitasyon çalışmaları yaptırdık. Etno-köy, Arkeo-köy çalışmaları kapsamında Çanakkale’ye bir OPET eli değdi. Oraya gittiğinizde bunu görüyorsunuz. Çok değerli bir proje olarak onu hayata geçirdik. Gençleri eğittiğimiz ‘Trafik Dedektifleri’ projemiz var. Hem kadın istihdamını teşvik etmek, hem de erkek işi diye bilinen bu sektörde aslında kadınların başarılı olabileceğini göstermek adına üç sene önce başladığımız ‘Kadın Gücü’ projemizi de çok önemli buluyoruz. Kriterimiz de şuydu: en az bir tane sahada, bir tane de markette olmak üzere her istasyonumuzda en az iki kadın çalışanımızın olması. Şu anda 77 ilde istasyonlarımızda kadın çalışanlarımız var. Projeye başladığımızda Kadın çalışan sayımız 1500 civarındaydı, şimdilerde ise 3 binlere yaklaştı. Yani toplam 16-17 bin istasyon çalışanı arasında önemli bir noktaya geldi. Çok memnunuz, bayilerimiz memnun, tüketicilerimiz memnun. Müşterilerimiz geldiğinde bir kadın görevli gördüğünde memnun oluyor. Oradaki diğer çalışanlar açısından da çok etkin oluyor, istasyonlarımızın verimliliği artıyor. Ama burada önemli olan kadınların her işi yapabileceğinin altını çizmek.

Temiz Tuvalet Kampanyası’nın devamı niteliğini taşıyan Bir başka projemiz de hijyenin bizim için öneminin altını çizdiğimiz ‘İşimiz Temiz’ projesi var. Bunu da daha da yaygınlaştırmak istiyoruz. Dolayısıyla sosyal sorumluluk bizim olmazsa olmazımız. 

“OPET TÜKETİCİNİN EN SEVDİĞİ, İLK TERCİHİ OLAN MARKA OLMA ÖZELLİĞİNİ SÜRDÜRECEK”

Petroturk TV aracılığıyla bayilerinize nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Biliyorsunuz OPET sektörün öncü, yenilikçi ve lider firması. Biz uluslararası marka değerlendirme kuruluşu olan Brand Finance’in 2021 araştırmasına göre geçtiğimiz yıl olduğu gibi yeniden akaryakıt dağıtım sektöründe Türkiye’nin en değerli ve en güçlü markası seçildik. Bu başarıda OPET markasını temsil eden bayilerimizin çok önemli bir rolü var. Biz bunu kendi başımıza yapmıyoruz, bayilerimizle birlikte yapıyoruz. Biz güzel bir aileyiz. Bayilerimizle birlikte daha önce bahsettiğim bütün o projeleri aynı yaklaşımla hayata geçiriyoruz. Dolayısıyla OPET’i bugüne getiren ve ileriye taşıyacak olan bu vizyon ve yaklaşımda olan bayilerimiz. Biz markamızı ileriye taşırken bundan sonrası için de bu bayilerle yürüyeceğiz. Nasıl bugüne kadar OPET’i en üst seviyeye getirdilerse inanıyoruz ki bundan sonra da hep birlikte daha ileriye taşıyacağız. Yeni projelerimiz her zaman olacak. OPET tüketicinin en sevdiği, ilk tercihi olan marka olma özelliğini sürdürecek. Bu anlamda ben OPET ailesinin birer parçası olan bayilerimizle bu serüvenin devam edeceğine olan inancımı bu vesileyle belirtmek isterim. Umuyorum ki tüketicimizin beklentilerini en iyi şekilde karşılayan, hizmette, ürün kalitesinde yüksek seviyeyi sürekli tutan ve bayileriyle birlikte kol kola geleceğe yürüyen bir OPET olmaya devam edeceğiz. Türkiye’de akaryakıt dağıtım sektörünün lider ve yenilikçi markası olarak yaygınlaşmayı ve büyümeyi hedeflerken; çalışanlarımız, tüketicilerimiz, bayilerimiz, tedarikçilerimiz ve geniş paydaş ağımızdaki tüm topluluklar ve ülkemiz için değer yaratmaya devam edeceğiz. ‘OPET’se Fark Eder’ diyeceğiz ve OPET’i geleceğe hep birlikte götüreceğiz.