Çözüm denetim

‘Yiğidi öldür, hakkını ver’ demişler. Türkiye petrol piyasası, bugün hiç olmadığı kadar disiplinli, kayıtlı ve legal bir yapıya sahip. Başta EPDK olmak üzere, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmaları ve bu çalışmalara sektörümüzün kurallı oyuncularının vermiş olduğu destekler neticesinde, bugün fiziki akaryakıt kaçakçılığı minimum seviyelerde. İstasyonlardaki ürün ve hizmet kalitesi ise zaten tartışmaya kapalı. Ancak meselenin bir başka boyutu var. Sektör içerisinde uzun zamandır gündemde olan bu konu, geçtiğimiz hafta yapılan büyük bir operasyonla ülke gündemine de girdi.

İstanbul merkezli 50 ilde akaryakıta bağlı vergi kaçakçılığı ve nitelikli dolandırıcılık yapan suç örgütüne yönelik gerçekleştirilen “silici” kod adlı operasyonla devletimizi 3,6 milyar TL zarara uğratan 220 şüpheli gözaltına alındı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce 15-16.01.2021 tarihinde eş zamanlı olarak İstanbul merkezli 50 ilde yapılan operasyonun, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Gelir İdaresi ve Vergi Denetim Kurulu ile etkin bir iş birliği içerisinde gerçekleştirildiği açıklandı.

Biz de tüm sektör gibi, bu operasyonu gerçekleştiren tüm birimlere, emeği geçen herkese teşekkürlerimizi iletelim. Gerçekten büyük bir iş yaptılar.

Konu tamamen vergi kaçakçılığı ve vergi suiistimaliyle ilgili. Sahte fatura düzenlenerek, otomasyon ve yazarkasa sistemlerine illegal yollarla müdahale edilerek gerçekleştirilen bu yolsuzluk, sadece sektörümüzün değil, ülke ekonomimizin de kanayan bir yarası.

Yapılan düzenlemelerle, otomasyon, ulusal marker ve yazarkasa gibi uygulamalarla kökü kazınan fiziki kaçakçılık, yerini maalesef vergi suiistimaline bırakmış durumda.

Bu suiistimalin önlenmesi için KDV’nin yüzde 1’e düşürülerek ÖTV’ye eklenmesine yönelik önerilerin kısa ve orta vadede gerek yasal mevzuat gerekse teknik açıdan uygulanması pek mümkün görünmüyor. Üstelik bu uygulamanın da başka türlü sakıncaları mevcut olduğundan, kamu yönetiminin bu öneriye sıcak bakmadığını belirtelim.

Ama konu çözümsüz değil. Umut her zaman var. Son yapılan operasyon da bunun en güzel örneği.

Gelelim çözüm önerilerimize…

• EPDK, dağıtıcı lisansı kriterlerini zorlaştırılarak, gerçekten bu sektörün geleceğinde olmak amacıyla değil de başka amaçlarla sektöre giriş yapmak isteyenlerin önlenmesi konusunda son yıllarda önemli adımlar attı. Ancak, bu konuda başta teminat mektubu olmak üzere farklı enstrümanların da kullanılması, sorunun çözümüne önemli bir katkı sağlayacaktır.

• İkincisi ama en önemlisi de ‘Silici’ operasyonunda olduğu gibi kurumlar arasında müthiş bir koordinasyonla denetim faaliyetlerinin arttırılması ve suçluların hak ettikleri cezaları almaları amacıyla yargı önüne çıkarılmalarıdır.

• Önleyici denetim faaliyetleri konusunda özellikle maliyetin altında satış yapan noktalarda ‘Nasıl bu fiyata satış yapabiliyorsun’ sorusunun da sorulması büyük önem teşkil ediyor. Elbette adil rekabet ve serbest piyasa koşulları altında isteyen istediği fiyattan satabilir ancak bu fiyat, piyasa düzenini bozucu ve haksız rekabete yol açacak uygulamalar sonucu elde ediliyorsa buna müdahale şarttır.

• Sektöre ürün ve hizmet sunmakta olan otomasyon ve yazarkasa firmalarının denetimi de büyük önem taşıyor. Bu sektörlerde işini layıkıyla yapan kurumsal ve kurallı firmaları da töhmet altında bırakacak faaliyetlerde bulunan firmaların varlığını engelleyecek çözümler üretmek şart.

Dağıtıcı lisansı kriterleri konusunda muhatap EPDK ama diğer konularda özellikle Gelir İdaresi, Vergi Denetim Kurulu ve Rekabet Kurumu’na büyük iş düşüyor. Bugün gerek otomasyon gerekse yazarkasa verileri Gelir İdaresi Başkanlığı’nın erişimine açık. Maliyetin altında yapılan satışlarla ilgili olarak Rekabet Kurumu’nun da yaklaşımını değiştirmesinde büyük fayda var.

Sonuçta, kurallı bir piyasanın oluşması için tüm paydaşlar büyük bir emek, zaman ve maliyet sarf ettiler. Gelinen nokta gerçekten takdire şayan. Ama haksız kazanç peşinde koşanlar hep var oldu, var olmaya da devam edecek. Dolayısıyla yapılması gereken şeyler, alınması gereken önlemler hep olacak. Her zaman onlardan bir adım önde olmak zorundayız. Sektör EPDK’sıyla, Gelir İdaresi’yle, kurallı oyuncularıyla bu kararlılığını sürdürdüğü müddetçe üstesinden gelinmeyecek sorun yok.

Denetim… Denetim… Denetim…

Sektör temsilcileri konuyu gazetemize değerlendirdi:

PETDER Başkanı Selim Şiper

‘AKARYAKITTA VERGİ KAÇAKÇILIĞIYLA MÜCADELEDE BÜYÜK BAŞARI SAĞLANDI’

“İstanbul merkezli 50 ilde akaryakıta bağlı vergi kaçakçılığı ve nitelikli dolandırıcılık yapan suç örgütüne yönelik “silici” kod adlı bir operasyon gerçekleştirilmiş, devletimizi 3,6 milyar TL zarara uğratan 220 şüpheli göz altına alınmıştır. PETDER olarak, bu büyük başarıda rol alan tüm kurum ve kuruluşlara, operasyonda görevli tüm yetkililere teşekkürlerimizi sunuyoruz. “İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan duyuruda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü’nce 15-16.01.2021 tarihinde eş zamanlı olarak İstanbul merkezli 50 ilde akaryakıta bağlı vergi kaçakçılığı ve nitelikli dolandırıcılık yapan bir suç örgütüne yönelik SİLİCİ kod adlı bir operasyonun, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Gelir İdaresi ve Vergi Denetim Kurulu ile etkin bir iş birliği içerisinde gerçekleştirildiği duyurulmuştur.

HAKSIZ REKABETE YOL AÇMAKTA

Yasadışı akaryakıt faaliyetleriyle mücadele yıllardır Derneğimiz ve ilgili kamu kuruluşlarının en önemli gündem maddelerinden birisi olmuş, bugüne kadar uygulamaya sokulan Ulusal Marker, Ödeme Kaydedici Cihazlar, Otomasyon ve benzeri uygulamalar ile önemli mesafeler alınmıştır. Bu düzenlemeler ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun ve ilgili kamu kurumlarının sıkı denetimleri sayesinde fiziki akaryakıt kaçakçılığı hemen hemen ortadan kalkmıştır. Fiziki olarak akaryakıt kaçakçılığı yapma imkanı ortadan kalkanlar, ülkemiz vergi mevzuatının getirdiği yükümlülüklerden kaçınmak suretiyle hem ülkemiz ekonomisine zarar vermekte hem akaryakıt dağıtım sektöründe haksız rekabete yol açmaktadır. 

SEKTÖRÜMÜZ PEK ÇOK SEKTÖRE DOĞRUDAN GİRDİ OLUŞTURMAKTA

 Sektörümüz rafinerileri, dağıtıcıları ve bayileri ile 225 Milyar TL pazar büyüklüğü ve yaklaşık 95 Milyar TL vergi tahsilatıyla ülkemizin en büyük sektörlerinden birisi olup 7/24 memleketimizin her noktasında halkımıza hizmet etmekte, pek çok sektöre de doğrudan girdi oluşturmaktadır.

Özellikle içinden geçtiğimiz Koronavirüs Salgını sürecinde devletimizin eşel-mobil uygulamasıyla vergiden, dağıtım şirketleri ve bayilerin ise kar marjlarından fedakârlık ederek bu sürecin en az hasarla geçirilmesine katkı sağlamaya çalıştığı bir dönemde, bu tür vergi kaçakçılık faaliyetlerine devletimizin yetkili tüm organları ile müsamaha göstermeyeceğini görmüş olmak bizleri son derece memnun etmiştir. Bu yasadışı faaliyette bulunanlara yönelik yaptırımların kısa sürede uygulandığını görmek, en büyük arzumuzdur.

YASADIŞI AKARYAKIT FAALİYETLERİYLE MÜCADELE İÇİN ÖNERİLERİMİZİ PAYLAŞTIK

PETDER olarak bugüne kadar haksız rekabete yol açan ve tüm sektörü şaibe altında bırakan yasadışı akaryakıt faaliyetleriyle mücadelede başarı sağlanabilmesini teminen her ortamda önerilerimizi paylaştık, her türlü desteği sağladık ve sağlamaya da devam edeceğiz. Ancak mücadelede nihai başarının sektörümüzde iyi niyetli ve yetkin firmaların serbest rekabetçi piyasa şartlarında faaliyette bulunmalarını sağlayacak bir iş ve yatırım ortamının oluşturulmasıyla sağlanabileceğini düşünüyoruz.

 Bir kez daha yasadışı akaryakıt faaliyetleriyle mücadelede bugüne kadar sağlanan başarılar nedeniyle başta ilgili bakanlarımız olmak üzere tüm kamu kuruluşlarımızın yöneticileri ve çalışanlarına ve Cumhuriyet tarihimizin en büyük ve başarılı operasyonunu gerçekleştiren tüm görevlilere teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanı Ahmet Erdem

“TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi olarak yasadışı akaryakıt faaliyetleriyle mücadele kapsamında Cumhuriyet tarihimizin en büyük operasyonunu başarıyla gerçekleştiren başta İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olmak üzere operasyonda görev alan, katkıda bulunan tüm yetkililere teşekkürlerimizi sunuyorum.

Bilindiği üzere sektörümüz rafinerileri, dağıtıcıları ve bayileri ile 225 Milyar TL pazar büyüklüğü ve yaklaşık 95 Milyar TL vergi tahsilatıyla ülkemizin en büyük sektörlerinden birisidir. Gerek kaçak akaryakıt gerekse akaryakıt üzerinden vergi kaçakçılığı ile mücadele sektörün her zaman en önemli konu başlıklarından biridir. Çünkü bu tür faaliyetler hem ülkemiz ekonomisine önemli kayıplar yaratmakta hem de gerçek paydaşlara, kanun ve kurallara uygun hareket eden bu sektöre, çok büyük zarar vermektedir.

YILLAR İÇERİSİNDE ÇOK ÖNEMLİ MESAFELER KATEDİLDİ

TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi olarak her zaman için bu mücadelelerde kamu kuruluşlarımızın yanında olduk. EPDK, Ticaret Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bugüne kadar attığı adımlar ve ortak çalışmalarımız sayesinde, yıllar içerisinde çok önemli mesafeler katedildi. Alınan tedbirler, bugüne kadar uygulamaya sokulan Ulusal Marker, Ödeme Kaydedici Cihazlar, Otomasyon ve benzeri uygulamalar ve düzenlemeler sonucunda akaryakıt kaçakçılığının çok büyük ölçüde önüne geçildi. 10 numara yağ tabir edilen, çevreye de zarar veren ve yangınlar dolayısı ile emniyet riski yaratan ürünler de piyasada çok azaldı. Öte yandan durum fiziksel ürün kaçakçılığından vergi kaçakçılığı haline geldi. Maalesef kanunlara ve kurallara uygun iş yapan kurumları ve kişileri uğradığı zarar açısından ağır bedelleri olan bir durum ile karşı karşıya bıraktı. Maalesef bu tür girişimler ülkemizin dört bir yanında halkımıza 7/24 hizmet eden ve birçok sektöre doğrudan girdi sağlayan akaryakıt sektörünün itibarı açısından da son derece olumsuz bir durum yaratıyor.

“HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Gerek devletimizin, gerekse büyük kısmı son dönemde zarar ederek çalışan sektörümüzün  fedakarlıkla hizmet ettiği böylesi bir dönemde yapılan bu operasyondan dolayı  TOBB Petrol ve Petrol Ürünleri Sanayi Meclisi adına bu büyük başarıda rol alan tüm kurum ve kuruluşlara, operasyonda yer alan tüm görevlilere teşekkürlerimizi tekrar sunuyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada her türlü desteği sağlamaya devam edeceğiz.”

ADER Başkanı Arash Repac

“HAKSIZ KAZANÇ MÜTEŞEBBİ̇SLERİ̇NE ASLA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK’

ADER Başkanı Arash Repac akaryakıt üzerinden alınan vergiden yasadışı kazanç sağlandığı iddiasıyla başlatılan soruşturmaya ilişkin olarak; söz konusu soruşturmanın çok önemli olduğunu ve söz konusu suçu işleyenlerin hak ettikleri cezayı alacaklarına ilişkin yargıya güveninin çok yüksek olduğunu belirtti. ADER olarak bu ve benzeri haksız kazanç müteşebbislerine asla tahammüllerinin olmadığını belirten Arash Repac, piyasanın tüm taraflarının, tüm düzenlemelere uyumlu bir piyasa oluşumu sağlayabilmek için azami özeni göstermek ve kamu gücünü kullananlara destek vermek zorunda olduğunu belirtti.

PÜİS Başkanı İmran Okumuş

‘SEKTÖRÜMÜZÜN HAKETTİĞİ SAYGIYI YENİDEN KAZANMASI İÇİN YOĞUN ÇALIŞMALAR YÜRÜTTÜK’

PÜİS Genel Başkanı İmran Okumuş, “Bugünkü operasyonla, sektöre dışardan bulaşan, sektörü kirleten, sektörün adını lekeleyen, kamuoyunda sektörün kötü anılmasına neden olan kaçakçılara karşı yıllardır verdiğimiz mücadelenin olumlu sonuçlanmasının tanığı olduk. Bu operasyona katkı sağlayan, başta İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, silahlı kuvvetlerimiz olmak üzere devletimizin tüm mensuplarına şükranlarımı sunuyor ve operasyona tam destek verdiğimizi belirtmek istiyorum. Uzun bir zamandır devletimizin vergisini çalarak haksız kazanç elde eden, yatırım yapmadan, emek harcamadan, istihdam sağlamadan asalaklar gibi sektörden beslenen bu hırsız ve arsızların sektörden temizlenmesi ve sektörümüzün hak ettiği saygıyı yeniden kazanması için Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, EPDK ve Gelir İdaresi Başkanlığı nezdinde yoğun çalışmalar yürüttük.

SIKI BiR MALi DiSiPLiN UYGULANMALI

Yapılan bu operasyon emeklerimizin boşa gitmediğinin bir kanıtı oldu. Ama bu tedbirlerin çok daha önce alınmasını arzu ederdik. Yıllardır devletimizin her yıl milyarlarca lirasının soyulduğunu, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğinin çalındığını söyledim. Otomasyon, yazarkasa ve pompa entegrasyonunun hemen hayata geçirilmesini, sektörde uçtan uca takip sisteminin bir an evvel kurulmasını ve bu sektörde sıkı bir mali disiplin uygulanmasını defalarca dile getirdim. 

DAĞITIM ŞİRKETİ KURMA ŞARTLARI YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Ülkemizin en önemli sektörlerinin başında gelen akaryakıt sektörünün isminin temize çıkarılması, devletimiz hazinesinin soyulmaması, bu sektöre yatırım yapan iş insanlarının ticaretini sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için acilen dağıtım şirketi kurma şartlarının yeniden belirlenmesi gerekiyor. En az 50 milyon liralık nakdi teminat alınması bizim bu konudaki önerilerimizden biri. Yine kayıt dışılığına tevessül edenlerin, sektörün isminin kötüye çıkmasına neden olanların acilen mercek altına alınması ve gerekli yaptırımların zaman kaybetmeden uygulanması şart. Önemli bir diğer önerimiz de KDV’nin ÖTV’ye eklenerek, KDV kaçakçılığının önüne geçilmesidir.

Devletimizin ilgili tüm kurumlarından, vatanına milletine bağlı, vergisini son kuruşuna kadar ödeyen, kaçakçılara karşı direnerek vatandaşlarımıza sağlıklı hizmet veren dürüst akaryakıt bayileri iflas etmeden, sektörden yok olmadan bir an evvel hiçbir açık kapı bırakmadan gerekli düzenlemeleri yapmalarını rica ediyor, sektörün kaçakçılıkla anılmadığı günleri en kısa sürede görmeyi umut ediyorum.”

Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol Ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) Başkanı Ferruh Temel Zülfikar

‘BU OPERASYONUN ANLAMI Bİ̇Zİ̇M İ̇Çİ̇N ÇOK BÜYÜK’

Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol Ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) Başkanı Ferruh Temel Zülfikar konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: “KOM Dairesi ve MASAK koordinasyonunda bugün 50 ilde düzenlenen “silici” operasyonunu bu konunun yıllardır hem en mağdur tarafı olan sektör temsilcileri olarak, hem de ülke ekonomimizin bu nedenle uğradığı zararın önlenmesine büyük bir katkı sağlayacak olması bakımından son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.

ÖNEMLİ BİRÇOK KONUYA DİKKAT ÇEKMEYE ÇALIŞTIK

TABGİS olarak uzun yıllardır sektörümüzdeki vergi kaçakçılığının engellenebilmesi için dağıtıcı kriterlerinin daha kurumsal bir yapıda belirlenmesine, bu sektörün devlet hazinesine en fazla katkı sağlayan sektörlerden biri olması nedeniyle bazı kuralların piyasaya giriş engeli olarak değerlendirilmemesi gerektiğine, yazarkasa ve otomasyon sistemlerinin denetiminde etkinliğin artırılması ile birlikte bu sistemleri piyasaya tedarik eden kişi ve kuruluşların akredite edilerek yasal yükümlülüklerinin belirlenmesine ve piyasada çok yüksek oranlarda indirimlerle sürekli olarak yapılan akaryakıt satışlarının anlık denetimlerinin artırılması gibi konuların önemine dikkat çekmeye çalıştık.

Şimdi bu operasyonun detaylarına baktığımızda bu konuların kayıt dışının önlenmesinde ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu görüyoruz. Devletimizin bu yolla beş yılda 15 milyar TL zarara uğradığı belirtiliyor ama bize göre bu sadece buz dağının görünen kısmı. Fatura ticaretinin neden olduğu zararın bu rakamın çok daha üzerinde olduğunu düşünüyoruz.

EPDK dağıtıcı kriterleri, otomasyon sistemi, teknik düzenlemeler, denetimle ilgili düzenlemeler olmak üzere bir çok önemli konuda gerekli önlemleri yürürlüğe koydu ancak bu sorun ilgili tüm kamu kurumlarımızca çok yönlü ve eş zamanlı tedbirlerle ancak kontrol altına alınabilecektir. Bizler de zaten bu konularda elimizden geldiğince başta EPDK olmak üzere gerek Maliye Bakanlığımıza gerekse İçişleri Bakanlığımıza destek olmaya çalışıyoruz. Bu operasyonun anlamı bizim için çok büyük. Çünkü sektörde özellikle bayiler açısından yıllar içinde süregelen ciddi bir ekonomik daralma söz konusu maalesef. Bayiler zorlukla istasyonları ayakta tutmaya çalışırken bir taraftan da mevcut istihdamı korumaya gayret ediyorlar. Buna haksız rekabet de eklenince mesleğimiz sürdürülebilir olmaktan uzaklaşıyor.

Ben bu manada sektörümüzün en önemli sorunu olan vergi kaçakçılığına büyük bir darbe indireceğini düşündüğüm Silici operasyonunu gerçekleştiren KOM Dairesi ve MASAK’ın tüm değerli teşkilatına sendikamız ve sektörümüz adına çok teşekkür ediyorum. Ancak bu operasyonlarla birlikte fatura ticaretini ve mali hafızaya müdahale içeren tüm yasadışı faaliyetleri engelleyecek vergisel düzenlemelerin de çok kısa bir süre içinde hayata geçirilmesini beklediğimizi özellikle belirtmek istiyorum.”

EPGİS Başkanı Fesih Aktaş

EPGİS’TEN AKARYAKITTA ‘SİLİCİ’ OPERASYONUNA TAM DESTEK

Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) Başkanı Fesih Aktaş, akaryakıt üzerinden vergi kaçırdığı gerekçesiyle 50 ildeki 220 şüphelinin göz altına alındığı “silici” operasyonuna ilişkin, “Akaryakıt sektöründe fatura kaynaklı kaçakçılık en çok bu sektöre zarar vermiş, bu yola tevessül edenlerin oluşturduğu haksız fiyat rekabeti, vergisini veren basiretli akaryakıt bayilerini zor duruma düşürmüştür. Sendika olarak bu operasyona tam destek veriyoruz.” dedi.

Aktaş, Türkiye’de son yıllarda fiziki akaryakıt kaçakçılığının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) önlemleriyle sıfırlandığını, ancak fatura kaynaklı kaçakçılığın ise yükselişe geçtiğini belirterek, sendika olarak bu türden faaliyetleri sonlandıracak mekanizmayı tasarlayarak kamuya sunduklarını dile getirdi.

Son yıllarda bu şekilde kaçırılan verginin çok hızla arttığını aktaran Aktaş, “silici” operasyonunun en çok da haksız rekabetle boğuşan basiretli akaryakıt bayilerini sevindirdiğini söyledi.

Aktaş kaçakçılığın oluşturduğu haksız rekabete ilişkin şunları kaydetti: “Fatura kaynaklı vergi kaçırarak ticari kar elde eden bayiler, bu karı akaryakıt satış fiyatlarını rekabeti bozacak şekilde düşürmede kullandılar. Hali hazırda EPDK tarafından sıkı şekilde belirlenmiş dağıtım şirketi ve bayi kar marjlarını zorlayarak indirim yapan bayiler sıfır kara indiklerinde bile bu haksız rekabet ile mücadele edemediler. Bu nedenle vergisini veren bayilerin kapanarak ticaretten çekildiğini gördük.”

Öte yandan devletin vergi kaybının ise yıllara sâri üstel olarak arttığını ifade eden Aktaş, “Devletin bu nedenle vergi kaybı, 2017 yılında 4,7 milyar lira, 2018 yılında 17,5 milyar lira, 2019 yılında 22 milyar lira, 2020 yılında ise 27 milyar liraya çıktı. Artık müdahale zorunlu hale gelmişti.”

BATAKLIĞI KURUTALIM ÖNERİSİ

Aktaş, EPGİS olarak operasyonda emeği geçen tüm yetkilileri kutladıklarını belirterek, “Artık sektör olarak beklentimiz bataklığın kurutulması, yani bu türdeki kaçakçılığın, getirilecek mali düzenlemelerle yapılamaz hale getirilmesidir. Bu bataklığı tamamen kurutmanın kesin yolu ise sendika olarak geliştirdiğimiz ve sektörde de karşılık bulan, akaryakıttaki yüzde 18’lik KDV oranından 17 puanlık kısmının ÖTV’ye eklenerek, akaryakıtta KDV’nin yüzde 1’e çekilmesidir.” ifadelerini kullandı.

Bu metoda ek olarak Aktaş, akaryakıt dağıtım şirketi kurmanın zorlaştırılması, mali suça mali ceza verilmesi ve istasyonlardaki işlemlerin anlık olarak Maliye’ye aktarılmasını önerdi.