Bakan Dönmez: “Akkuyu projesi dışında iki adet NGS daha kurulmasına yönelik çalışmalarımıza da devam ediyoruz”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığın 2022 yılı bütçesinin sunumunu yaptı. 

Komisyonda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yanı sıra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Nükleer Düzenleme Kurumu, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun 2021 yılı bütçeleri kabul edildi.

Bakan Dönmez, toplumsal kalkınmanın temeli olan enerji ve madenciliğin aynı zamanda ulusal güvenlik, istihdam ve büyüme anlamına geldiği bilincinden hareketle, çok dinamik bir yapıda olan bu sektörlerde yaşanan değişimleri de dikkate alarak, politikalarımızı Millî Enerji ve Maden Stratejisi kapsamında belirlediklerine dikkati çekerek, “Bu sektörlerde sürekli artış gösteren talebin sorunsuzca karşılanması adına çalışmalarımızı hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bu kapsamda yerli ve yenilenebilir kaynaklardan daha fazla istifade edilmesine yönelik devrim niteliğinde atılımları gerçekleştirdik.” dedi.

“2021 YILI TÜKETİMİMİZİN DE GEÇEN YILA GÖRE YAKLAŞIK YÜZDE 8 ARTIŞ GÖSTERMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ”

Türkiye’nin son yirmi yıllık tüketim verilerine göre elektrik tüketiminde yıllık ortalama yüzde 5 oranında artış gerçekleştiğini ifaden Dönmez sözlerine şöyle devam etti:

“2000’li yıllarda 130 milyar kWh seviyelerinde olan elektrik tüketimimiz yaklaşık 2,5 katına çıkarak 2020 yılında 306,1 milyar kWh’e ulaşmıştır. 2021 yılı tüketimimizin de geçen yıla göre yaklaşık yüzde 8 artış göstermesini öngörüyoruz. Bu tüketim artışı hayata geçirilen yatırımlar ve zamanında alınan tedbirlerle sorunsuz şekilde karşılanmış olup, bu alanda arz güvenliğimiz tahkim edilmiştir. 2021 yılı ilk dokuz ayında üretilen elektrik enerjisinin kaynak bazında dağılımına bakarsak; üretilen elektriğin yaklaşık, yüzde 37’si yenilenebilir enerji kaynaklarından, yüzde 31’i kömürden, yüzde 32’si doğal gazdan, geri kalanı ise diğer kaynaklardan sağlanmış olup, yerli ve yenilenebilir kaynakların payı yüzde 52 olarak gerçekleşmiştir. Bu yıl su gelirlerindeki ciddi düşüşe rağmen yerli ve yenilenebilir kaynakların payının yüzde 50’nin üzerinde olması anlamlıdır. Diğer taraftan santrallerde üretilen elektriğin vatandaşlarımıza sorunsuz şekilde ulaşmasına yönelik elektrik dağıtım şirketleri tarafından 2021 yılı eylül ayı TÜFE’sine göre; 2006-2020 yılları arasında toplam 87 milyar TL’lik yatırım yapılmış olup, 2021-2025 yıllarını kapsayan dördüncü uygulama döneminde ise 78 Milyar TL’lik yatırım yapılması planlanmıştır.

İletim tarafında ise 2021-2023 yıllarını kapsayan altıncı uygulama döneminde eylül ayı TÜFE’sine göre 20 Milyar TL’lik yatırım gerçekleştirilecektir. Bu yatırımlarla birlikte dağıtım hattı uzunluğu 1.382.906 km, iletim hattı uzunluğu ise 72.104 km seviyesine ulaşmıştır. Bir başka deyişle, şu an işletilen elektrik şebekemizin toplam uzunluğu dünyanın çevresinin 36 katından fazladır. Sahip olduğumuz bu devasa şebekeyi daha etkin yönetmek adına yapay zekâ teknolojilerini de içerecek şekilde Elektriksel Güç Kalitesi ve Şebeke İzleme Sisteminin geliştirilmesine başlanmıştır.”

“SADECE 2020 YILINDA DEVREYE ALDIĞIMIZ YENİLENEBİLİR ENERJİ KURULU GÜCÜ 24 AVRUPA ÜLKESİNİN TOPLAM YENİLENEBİLİR ENERJİ KURULU GÜCÜNDEN FAZLA”

Dönmez, Enerji yatırımlarına bakıldığında; 2020 yılı ve 2021 yılı ilk dokuz ayında devreye giren elektrik üretim santrallerinin neredeyse tamamının yenilenebilir enerji kaynaklarından oluştuğunu belirtti. Türkiye’nin hidroelektrikte 31.447 MW kurulu güç ile dünyada ilk on ülke arasında olup, 2020’de Çin’den sonra en yüksek hidroelektrik kapasitesini devreye alan ülke olduğunu aktaran Dönmez, “Jeotermal enerjide toplam küresel kurulu gücün yüzde 11,5’ine sahip olan ülkemiz dünyada dördüncü, Avrupa’da ise ilk sıradadır. Rüzgâr enerjisinde Avrupa’da yedinci, dünyada on üçüncü, güneş enerjisinde ise Avrupa’da sekizinci, dünyada on altıncı sırada yer alıyoruz. Türkiye, 2000’li yıllarda küresel yenilenebilir enerji istatistiklerinde “Diğer” başlığı içinde iken, bugün sahip olduğumuz toplam yenilenebilir enerji kurulu gücüyle Avrupa’da beşinci dünyada on ikinci sırada yer alıyoruz. Sadece 2020 yılında devreye aldığımız yenilenebilir enerji kurulu gücü 24 Avrupa ülkesinin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünden fazladır” şeklinde konuştu.

“DOĞAL GAZ TÜKETİMİNİN 2021 YILINDA 60 MİLYAR M3 SEVİYELERİNE YAKIN OLMASINI BEKLİYORUZ”

Türkiye’nin 1987 yılında 500 milyon m3 olan yıllık doğal gaz tüketiminin 2021 yılında geçen yıla göre yüzde 22 mertebesinde artış göstererek 60 milyar m3 seviyelerine yakın olmasını beklediklerini söyleyen Bakan Dönmez, İzmir ve Hatay’da bir ilk olarak devreye alınan Yüzer LNG Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) terminallerinin ardından, Saros Körfezinde Türkiye’nin üçüncü FSRU tesisini devreye alma çalışmalarının devam ettiğini sözlerine ekledi.

Dönmez, her bir vatandaşın doğal gaz konforunu yaşaması adına mümkün olan bütün yerleşim yerlerine doğal gaz ulaştırmayı hedeflediklerini dile getirerek, “Bu kapsamda, yaptığımız planlama ile 2021-2026 döneminde ilave 367 yerleşim yerine daha doğal gaz arzı sağlanacağının müjdesini de buradan vermek isterim” dedi.

“MİLLİ GEMİLERLE 15 ADET SONDAJ TAMAMLANDI”

Deniz alanlarının yanı sıra kara alanlarımızda da hidrokarbon arama ve mevcut üretimi artırma çalışmalarına hız verdiklerini belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bu amaçla, deniz alanlarımızda millî gemilerle 15 adet sondajın tamamlandığını, kara alanlarımızda ise 2021 yılı ilk dokuz ayında 99 adet arama, üretim ve tespit kuyusu açılarak yaklaşık 224 bin metre sondaj yapıldığını belirtti.

Dönmez, Sakarya sahasında devam eden çalışmalara ilişkin olarak, Mühendislik-Tedarik-İnşaat-Kurulum sözleşmeleri imzalandığı ve yılsonuna kadar sahada kuyu sondajları, kuyu testleri, deniz altı iletim sistemleri için tedarik süreci ve ön mühendislik çalışmalarına devam edileceği bilgisini vererek, “Uzun vadeli doğal gaz alım kontratlarımızın süresinin önümüzdeki 4-5 yıllık dönem içerisinde dolacağı dikkate alındığında, Ülkemizin doğal gaz ithalat planlamalarının yeniden değerlendirilmesi ve olası müzakereler bu keşfimiz gözetilerek yapılacaktır” şeklinde konuştu. 

“AKKUYU PROJESİ DIŞINDA İKİ ADET NGS DAHA KURULMASINA YÖNELİK ÇALIŞMALARIMIZA DA DEVAM EDİYORUZ”

Bakan Dönmez, devreye alındığında Türkiye’nin yıllık elektrik talebinin yüzde 10’unu tek başına karşılayabilecek, cari açık içindeki ithal enerji payının düşmesine katkı sağlayacak ve toplam 60 yıl işletme ömrüne sahip olacak Akkuyu Nükleer Güç Santralinin ilk ünitesini 2023’te diğer üniteleri de birer yıl arayla 2026 yılına kadar devreye alınacağını söyledi. Dönmez sözlerini şöyle sürdürdü: “Akkuyu NGS’de dört ünite devreye alındığında yılda yaklaşık 35 milyar kWh elektrik üretecek olup bu elektrik doğal gaz santralinden elde edilecek olursa yılda yaklaşık 7 milyar m3 ilave doğal gazın ithal edilmesi gerekebilecektir. Akkuyu NGS projesinin birinci, ikinci ve üçüncü ünitelerinin inşaat faaliyetleri devam etmekte olup, dördüncü üniteye yönelik inşaat lisansı ise geçtiğimiz hafta verilmiştir. Ayrıca Akkuyu projesi dışında iki adet NGS daha kurulmasına yönelik çalışmalarımıza da devam ediyoruz.”

Akkuyu NGS devreye alındığında yıllık 35 milyon ton karbondioksit salımının engellenmiş olacağını ifade eden Dönmez, “Bu doğrultuda, nükleer güç santralleri enerji üretim kaynaklı karbon salımı azaltımı hedefimize ulaşmada önemli katkı sunacaklardır” dedi.

“4.500 MW KAPASİTEYE SAHİP YEKA YARIŞMALARI GERÇEKLEŞTİRİLECEK”

Bakan Dönmez, “1.000 MW kapasiteye sahip YEKA GES-1’de toplam 401 MW’lık kısımın devreye alındığına dikkati çekerek, “YEKA RES-1’de 6 adet RES projesi için ön lisanslar verilmiş, RES-2’de ise önlisans başvuruları devam etmektedir. “Mini YEKA” olarak da adlandırılan YEKA GES-3 projesi kapsamında yapılan yarışmalar tamamlanmış olup, teklif fiyatı ağırlıklı ortalaması kWh başına 21,52 Türk lirası kuruş olarak gerçekleşmiştir. Yeni YEKA projeleri kapsamında ise 2.000 MW RES ve 2.500 MW GES olmak üzere toplam 4.500 MW kapasiteye sahip YEKA yarışmaları gerçekleştirilecektir” şeklinde konuştu. 

Dönmez, elektrik depolama teknolojisine yönelik çalışmalarımız kapsamında “Elektrik Piyasasında Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği” yayımlandığını ve bu sayede elektrik depolama tesislerinin elektrik şebekelerine entegrasyonu ile piyasa faaliyetlerine nasıl katılım sağlayacağı hususlarına netlik kazandırılarak bu teknolojinin önü açıldığını ifade etti. 

Elektrikli araç altyapısına yönelik olarak elektrikli araçlardan kaynaklı talebin karşılanması ve şarj hizmetinin aksamaması için Bakanlığımız görev ve yetki alanı kapsamına giren konularda gerekli çalışmaları özenle yürüttüklerini vurgulayan Dönmez, “Bu kapsamda enerji politikalarının geliştirilmesi ve bu politikaların etki analizlerinin yapılması amacıyla çeşitli modelleme araçlarıyla 50 yıllık uzun dönemli enerji senaryo çalışmaları yapılmaktadır” diye konuştu.

ENERJİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞLAR

Covid-19 salgınının ardından gelen ekonomik toparlanmanın oluşturduğu güçlü talep artışı, üretimde yaşanan aksaklıklar, navlun maliyeti başta olmak üzere tedarik ayağındaki sıkıntılar, yeşil enerji dönüşümü kapsamında hidrokarbona yönelik yatırımların azalması, mevcut yenilenebilir enerji kapasitesinin talebi karşılayamaması gibi nedenlerle; dünya genelinde petrol, doğal gaz, kömür, elektrik, vb. enerji emtia fiyatlarında önemli artışlar yaşandığına dikkati çeken Dönmez,

“Dünyada; 2020 yılı ortalaması varil başına 42 dolar olan ham petrolün fiyatı 85 doları geçerek 2018 yılından beri görülen en yüksek değere ulaşmıştır. Bununla birlikte 2020 yılında ortalama 50 dolar olan kömürün tonu ekim ayında 270 dolar seviyelerine çıkmıştır. Avrupa genelinde ise enerji emtia fiyatları eşi görülmemiş şekilde yüksek seviyelere ulaşmış durumdadır. Ekim ayındaki doğal gaz fiyatları nisan ayına göre yüzde 400 artarken, elektrik fiyatları ise yüzde 200 artmıştır.

Avrupa’nın önemli enerji borsalarından biri olan TTF’te yılbaşında 200 dolar seviyelerinde olan bin metreküp doğal gaz fiyatı ekim ayında 7 kat artarak 1400 dolar seviyesini geçmiştir. Bu dramatik artışların neticesinde Avrupa enerji piyasalarında sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. Sadece İngiltere’de iki buçuk milyon haneden fazla tüketiciye elektrik veren tedarikçiler iflas etmiş olup, hali hazırda elektrik faturalarının ne geleceğini bilmeyen milyonlarca kişi bulunmaktadır. Avrupa’daki enerji fiyatı artışları sonrasında düşük gelir grubunda bulunan kişilerin önemli bir bölümünün evlerini ısıtamadığı ilgili kuruluşlarca dile getirilmektedir. Avrupa ülkeleri bu fiyat artışları karşısında tedbirler almaya çalışmaktadır. Yaşanan bu enerji krizinin sadece enerji piyasalarını etkilemekle kalmayıp aynı zamanda finansal piyasaları ve ülkelerin enerji politikalarını da etkileyeceği düşünülmektedir. Küresel enerji hammadde fiyatlarında yaşanan şok artışlara karşı vatandaşlarımızı korumak amacıyla, maliyetin yaklaşık yarısı devletimiz tarafından üstlenilmektedir.

Eylül ayı itibarıyla Avrupa’da vatandaşlarına en ucuz doğal gaz sunan ülke Türkiye olup, elektrikte ise Ukrayna ve Sırbistan’dan sonra en ucuz üçüncü ülke konumundayız. Enerji sektöründeki bir diğer önemli husus da akaryakıt fiyatlarıdır. Küresel piyasalardaki fiyat artışlarının doğrudan vatandaşlarımıza yansımasını önlemek adına, Devletimizin 2021 yılında 50-60 milyar TL aralığında bir vergi alacağından vazgeçmesi öngörülüyor. Bu sayede, 2021 yıl başından itibaren ham petrol fiyatları Türk lirası bazında yaklaşık yüzde 117 artış gösterirken, vatandaşlarımıza sunulan akaryakıt fiyatlarında ortalama yüzde 17 artış olmuştur” dedi.