Bakan Dönmez: “2020 yılı içerisinde toplam 121 bin 300 ton biyoyakıt Türkiye’de üretildi”

Biyoekonomi Odaklı Kalkınma için Entegre Biyorafineri Konsepti Projesi (INDEPENDENT) kapsamında hayata geçirilen Avrupa’nın İlk ve Tek Karbon Negatif Biyorafineri Tesisinin Açılış Töreninde konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 2020 yılı içerisinde 74 bin 800 tonu biyodizel ve 46 bin 500 tonu etanol olmak üzere toplam 121 bin 300 ton biyoyakıtın Türkiye’de üretildiğine dikkati çekerek, “Yaklaşık 50 milyon doların üzerinde bir ithalatı da bu şekilde engellemiş olduk.” dedi.

Biyoekonomi Odaklı Kalkınma için Entegre Biyorafineri Konsepti Projesi (INDEPENDENT) kapsamında hayata geçirilen Avrupa’nın ilk ve tek karbon negatif biyorafineri tesisinin açılışı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci’nin katıldığı törenle yapıldı.

Dönmez, burada yaptığı konuşmada, iklim değişikliğiyle mücadelede en büyük sorumluluğun enerji sektörü üzerinde olduğunu kaydetti.

Bakan Dönmez, Avrupa’nın ilk ve tek karbon negatif tesisinin açılış töreninde olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek sözlerine şu ifadelerle devam etti; “İklim değişikliği her alanda değişmez bir gündem maddesi olarak hayatımıza girdi. Kovid-19 pandemisiyle birlikte bugün dünyanın en önemli iki başlığından biri. İklim değişikliği mücadele konusunda hepimize önemli görevler düşüyor. Bireylerden kurumlara, devletlerden uluslararası örgütlere kadar herkes bu işin bir parçası. Hem süreci etkiliyoruz hem de süreçten etkileniyoruz. Enerji sektörü olarak belki de en büyük sorumluluk bizlerin üzerinde. Çünkü bugün dünyada küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 72’si enerji sektörü kaynaklı. Bu durum her ülkeye sorumlu enerji üretimi adına önemli görevler yüklüyor. Bundan sonra eylem ve icraat zamanı. O da nasıl olacak peki? İşte bu tür projelerle yapacağız bu işi. Hem çevreyi koruyacağız hem de güvenli ve uygun maliyetli enerji üreteceğiz.”

Bakan Dönmez, yaptığı konuşmanın devamında fosil yakıtlara bağımlı olmadan tamamen yosun tabanlı doğal kaynaklar üreteceklerine değindi. Biyojet ve biyodizel yakıtların üretimine yönelik yürütülen Ar-Ge projesinde de önemli bir yol kat edildiğine dikkat çeken Dönmez “Jet yakıtı projesinin Ar-Ge çalışmaları tamamlandı. Bugün açacağımız tesisle birlikte büyük ölçek üretime geçiliyor. 2022’nin ikinci çeyreğinde bütün testleri ve sertifikasyon işlemleri tamamlanacak. İnşallah ilk demo uçuşumuzu bu yıl içerisinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yani biyoyakıt kullanan bir uçağa bindiğinizde yüzde 80 daha az sera gazıyla dünyanın dengesine zarar vermeden yolculuk yapmış olacaksınız. Peki jet yakıtı ürettik, bitti mi? Hayır. Yakıtların üretimi için gerekli yağlar kullanıldıktan sonra geriye kalan yosun posasından da farklı katma değerli ürünler üretilecek. Tarım için biyogübre üretimi bunlardan biri. Farklı sektörler için farklı ürünler sürdürülebilirlik mantığı çerçevesinde üretilecek. Sözün özü bu tesiste hiçbir şey ziyan olmayacak, her şey kullanıldıktan sonra bir başka  ürün olarak yeniden hayatımıza girecek.” dedi.

Tesisin bütün enerji ihtiyacının rüzgardan elde edildiğini belirten Dönmez sözlerini şu ifadelerle devam etti: “Sadece rüzgâr enerjisi değil bu tesisi farklılaştıran, karbon-nötr yapan. Aynı zamanda üretimde kullanılan yosunların biliyorsunuz karbon tutma özelliği var. Bulundukları yerdeki havayı ve suyu temizleme özelliğine sahip. Bir nevi doğal hava temizleyici aslında. Bu tesisimizi dünyadaki benzerlerinden ayıran önemli özelliği tam bu nokta. Bunu büyük bir gururla ifade etmek istiyorum, tesisimiz Türkiye’nin ve Avrupa’nın ilk karbon-negatif entegre biyorafinerisi. Sadece enerjiyle sınırlı olmayacak buradaki üretim. Sağlık, gıda, tarım, hayvancılık ve çevre gibi sektörlerimiz için 11 farklı yosun tabanlı bir biyoekonomi modelini hayata geçireceğiz. Sürdürülebilirlik artık her işin anahtarı. Sınırlı kaynakları döngüsel bir mantıkla kullanmak zorundayız. Bu iş sadece büyük işletmelerin ya da sanayinin sorumluluğuna değil. 84 milyon her birimiz bu işin bir parçasıyız.”

TÜRKİYE’NİN ELEKTRİK KAPASİTESİNİN YÜZDE 54’Ü YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLI

Yeşil enerjinin önemine vurgu yapan Bakan Dönmez, “Enerji tarafında üretimden tüketime kadar yeşil enerjiyi işlerimizin merkezine koyduk. Biyokütle enerjisi de son yıllarda ivme kazanan bir alan. 2002 yılında sadece 28 MW olan biyokütle kurulu gücümüz 71 kat artarak 2021 sonunda 2 bin MW’ı aştı.

Toplam kurulu gücümüzle ilgili de bir parantez açayım. Şu an 99 bin 800 MW’a ulaştık. Yani yüzler kulübüne girmemize bir adım kaldı. İnşallah önümüzdeki 1-2 ay içerisinde toplam 100 bin MW kurulu güce ulaşacağız. Tabi bunun daha sevindirici olan tarafı ise kurulu gücümüzün yaklaşık yüzde 54’ü yenilenebilir enerji kaynaklı olması. 2021 yılında biyokütle santrallerimiz 7 bin 612 GWh elektrik üretti. Bu toplam üretimimizin yüzde 2,3’üne karşılık geliyor.” ifadelerini kullandı.

Biyokütlenin esas amacının çevre yönetimine katkı sağlamak olduğunu belirten Dönmez şöyle konuştu: “Enerji üretimi ve diğer katma değerli ürünler aslında ikincil fayda olarak ortaya çıkıyor. Önceliğimiz elbette doğanın döngüsünü korumak. Doğanın dengesini bozmadan üretim yöntemleri geliştirmek. Biyokütle yatırımlarının artması için yatırımcılarımıza bir yol haritası niteliğinde Biyokütle Enerji Potansiyel Atlası’nı yayımladık. 

Ülkemizin hangi bölgesinde, hangi biyokütle kaynağından ne ölçüde fayda sağlanabileceğini gösteren dinamik bir coğrafi bilgi sistemi aslında. Orada da açık bir şekilde ifade ettik. Atıkların teorik enerji eşdeğeri yıllık 34 milyon TEP. Ekonomik enerji eşdeğeri karlılığı ise yaklaşık yıllık 4 milyon TEP. Bunun parasal karşılığı ise yaklaşık 1,5 milyar dolar diyebiliriz. Bu potansiyeli neden harekete geçirmeyelim? Neden hem doğayı korurken hem de enerji üretmeyelim? Teknolojimiz, insan kaynağımız, potansiyelimiz fazlasıyla var.

Bir teknoloji geliştirme projesi de Bakanlığımızın kuruluşu TEMSAN tarafından yürütülüyor. 1 m3 gaz üretme kapasiteli mini biyogaz ünitesi üretildi. BİOTEM adını verdiğimiz ünite organik atıkları kullanıyor. BİOTEM, 1 ila 3 büyükbaş hayvan atığından ürettiği gazla, bir hanenin 3 öğün yemeğini pişirebilecek kapasiteye sahip. Sistem, hayvan atıklarının yanı sıra yemek atıklarından da enerji üretebiliyor. Biyojeneratör vasıtasıyla 1 m3 biyogazdan, 1 saat süreyle elektrik de üretilebiliyor. Bazı noktalarda halen proje geliştirme çalışmaları sürüyor. 12 farklı lokasyonda sistemin kurulumu devam ediyor. Yaygınlaştırılması için arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor.”

“TOPLAM 121 BİN 300 TON BİYOYAKIT ÜLKEMİZDE ÜRETİLDİ”

Dönmez, ayrıca benzine biyoetanol ve motorine biyodizel eklenmesi yönündeki uygulamalarla önemli oranda akaryakıt ithalatının engellendiğini ifade ederek, “2020 içerisinde 74 bin 800 tonu biyodizel ve 46 bin 500 tonu etanol olmak üzere toplam 121 bin 300 ton biyoyakıt ülkemizde üretildi. Yaklaşık 50 milyon doların üzerinde bir ithalatı da bu şekilde engellemiş olduk. Sadece finansal getirisi yok bu işin. Çevre kirliliğinin önlenmesi ve kaynak çeşitliliğinin artırılmasını da projemizin diğer artıları olarak kazanç hanemize ekledik.” diye konuştu.