Bakan Bayraktar: “Maden mücadelesi, milli bir mücadeledir”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, ‘TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Toplantısı’nda yaptığı değerlendirmede; “Maden mücadelesi, milli bir mücadeledir” ifadesini kullandı. Sibel Acar – ANKARA Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Ankara’da düzenlenen ‘TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Toplantısı’na katıldı. Bakan Bayraktar, Erzincan İliç’te meydana gelen maden kazasında hayatını kaybeden maden işçilerine Allah’tan rahmet dileyerek 9 işçiden […]

Bakan Bayraktar: “Maden mücadelesi, milli bir mücadeledir”
SONER OKUR
  • Yayınlanma30 Nisan 2024 17:00
  • Güncelleme2 Mayıs 2024 11:00

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, ‘TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Toplantısı’nda yaptığı değerlendirmede; “Maden mücadelesi, milli bir mücadeledir” ifadesini kullandı.

Sibel Acar – ANKARA

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Ankara’da düzenlenen ‘TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Toplantısı’na katıldı.

Bakan Bayraktar, Erzincan İliç’te meydana gelen maden kazasında hayatını kaybeden maden işçilerine Allah’tan rahmet dileyerek 9 işçiden geride kalan 7 işçi için arama-kurtarma faaliyetlerinin aralıksız bir şekilde devam ettiğini belirterek sözlerine başladı.

Madenciliğin içerisinde büyük riskler barındıran, emek yoğun bir sektör olduğuna vurgu yapan Bayraktar; “Bu sektör, ekonomi için hayati öneme sahip bir sektör. Biz burada bunun bilincinde olarak sektörün içinde olduğu sıkıntıları nasıl çözeriz bunlarla ilgili nasıl tedbirler alıp gelişmeler sağlayabiliriz onları ele almak istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“MADEN MÜCADELESİ, MİLLİ BİR MÜCADELEDİR”

Özellikle pandemi sonrasında fiyatlarda yaşanan yükselme sebebiyle madenlerin Türkiye ekonomisi için fevkalade önem arz ettiğini ifade ederek; “Madencilik, sanayi besleyen ana akımlardan bir tanesi. Bu sebeple esas amacımız 22 yıldır olduğu gibi sanayinin ihtiyaç duyduğu madenlerimizi kendi imkanlarımızla karşılamak. Bu sebeple maden mücadelesi, milli bir mücadele. Bu mücadeleyi hep birlikte veriyoruz. Bu yaklaşımda bu görevi hep birlikte yerine getirmeye gayret ediyoruz” diye konuştu.

Madenciliğin insan yaşamının vazgeçilmez parçası haline geldiğinin altını çizen Bayraktar; “Bugün kullandığımız araç gereçten, vasıtalara, içinde yaşadığımız evlere, bilgisayarlar telefonların hepsinde maden ve madenlerin çok yoğun kullanıldığı ürünler olduğunu biliyoruz. Bu sebeple hayatın tam içerisinde bir konudan bahsediyoruz. Dünyadaki 90 çeşit madenden 70 tane madene kaynak olarak sahip olan bir ülkeden bahsediyoruz. Önce insan ve katma değerli maden anlayışına sahip olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Madencilik sektörüne yönelik rakamları da paylaşan Bayraktar; “Ülkemizde son 10 yılda yıllık ortalama 758 milyon ton maden üretimi yapıldı.. 2022 yılında 826 milyon ton ile bir rekor yaşadık. Bunun yüzde 66’sı çimento ham maddelerinde yüzde yüzde 13-14 civarında endüstriyel ham maddeler, yüzde 13 civarında enerji ham maddeleri ve yüzde 5.2’si metalik madenlerden oluşmuş. Bu dağılımı biraz daha değiştirerek özellikle metalik madenlere katma değer kattığımız bir döneme doğru gitmek istiyoruz” diye konuştu.

“MAPEG’İN YÜRÜTMÜŞ OLDUĞU PROJEYLE 6 BİN 600 HEKTARLIK ALAN YENİDEN REHABİLİTE EDİLDİ”

Bayraktar, dünya iklim değişikliğiyle, küresel ısınmayla mücadele ederken sorumlu madencilikle ilgili planlamalar da yaptıklarını anlatarak; “MAPEG’in yürütmüş olduğu bir Türkiye geneli rehabilite edilmiş maden sahaları ile madencilik, sosyal sorumluluk çalışmalarının tespiti projesi var. Bu anlamda bugüne kadar yapılan üretim faaliyetlerinde 6 bin 600 hektarlık alanın yeniden rehabilite edildiğini ve bu alanlara 18 milyondan fazla ağacın tekrar dikildiğini tespit etmiş durumdayız” dedi.

Bu sebeple Türkiye’de madenciliğin, çevre karşıtı değil, çevreye duyarlı bir anlayışla yürütüldüğünü vurgulayan Bayraktar; “Bu yaptıklarımız sadece yapacaklarımızın teminatı diyelim. Daha iyi olması lazım. Rehabilitasyon projelerini doğru bir şekilde hayata geçmesini takip etmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, nadir toprak elementlerinin ekonomik, iktisadi değerden ziyade stratejik açıdan çok büyük bir öneme haiz olduğunu söyleyerek; “Ülkemizi dünya liginde çok üst yere taşıyacak bu alanda çok hızlı bir şekilde bu yatırımları gerçekleştirebilmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.

“ENERJİDE YAŞANAN DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMDE MADENLER KRİTİK BİR ROL OYNAYACAK”

TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan ise pandemi sonrası dünyada baş döndüren gelişmeler yaşandığına vurgu yaparak; “Jeopolitik riskler ve küresel iklim değişikliği bağlamında birçok sektördeki paradigma değişikliği, tedarik zincirinde yaşanan sorunlar, enerji ve emtia fiyatlarındaki yükseliş ve dalgalanmalar yerli ve milli hammaddelerimiz olan madenlerin stratejik önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Tedarik zincirinin ilk halkası olan madenleri temin etmeden sanayide çarkların dönmesinin mümkün olmadığı içinden geçtiğimiz konjonktürde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Öte yandan küresel iklim değişikliği bağlamında daha yaşanabilir bir dünya için temiz ve yeşil enerjiye geçişin konuşulduğu şu günlerde dünyada enerjide değişim ve dönüşüm için bazı madenlerin kritik bir rol oynayacağı ve bu madenlere daha fazla ihtiyaç duyulacağı tartışmadan uzak bir gerçekliktir” dedi.

Sektöre yönelik sorunları aktaran Kırşan; “Madencilik sektörünün şu anda en önemli sorunları orman mevzuatı uygulamalarından kaynaklanmaktadır. Bunlara kısaca değinmek gerekirse; Orman Kanunu’nun 16. Maddesini ilgilendiren Uygulama Yönetmeliği Değişiklik Taslağının mevcut haliyle yürürlüğe girmesi durumunda; orman alanlarının büyük bir kısmında madencilik faaliyeti yapılamayacak hale gelecek ve orman izinleri değerlendirilirken Maden Kanunu’na aykırı olarak işlem tesis edilecektir. Oysa madencilik faaliyeti geçici bir faaliyettir. Maden kaynağı ormanlık alanda ise orada üretilmesi dışında bir seçenek söz konusu değildir. Madencilik faaliyeti sonrası aynı alanın yeniden ağaçlandırılması mümkün olup bu konuda ülkemizde çok güzel uygulama örnekleri de mevcuttur. Orman İzin müracaatlarının neticelenmesi bazen 1 yılı aşkın süreleri bulmakta ve bazı izinler gerekçesiz reddedilebilmektedir. Öte yandan orman izin bedelleri ülkemizde, diğer ülkelere kıyasla çok yüksek oranlarda tahsil edilmektedir. Yine İstanbul ilimizde madencilik faaliyetlerine getirilen kısıtlamalar agrega, seramik kili, kuvars kumu ve döküm kumu gibi hammaddelerin üretimini neredeyse bitirmekte ve buna bağlı sanayileri dışa bağımlı hale getirmektedir. Sayın Bakanım sektörümüzün en önemli talebi Orman Bakanımız nezdinde girişimlerinizle olumlu sonuçlandırılması en büyük beklentimizdir” değerlendirmesinde bulundu.