Arkası gelecek

2020 yılı Karadeniz’deki 405 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin keşfiyle enerjide Türkiye için tarihi bir yıl oldu. Sakarya sahasının çevresinde yer alan ve bu saha ile benzer özelliklerde olduğu ifade edilen ve sismik tarama faaliyetlerinin devam ettiği sahalar enerji çevrelerinde Karadeniz’de yeni keşif / rezerv artış beklentilerini ve umutlarını arttırmıştı. 

Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 4 Haziran’dan açıklanan Amasra-1 kuyusundaki 135 milyar metreküp büyüklüğündeki yeni rezerv ve keşif Karadeniz’deki potansiyelin yüksekliğini bir kez daha somut olarak ortaya koyması bakımından önemli. Karadeniz’deki yeni keşifler ülkemizin doğal gazda yerli üretim hedeflerinin yükseltmesinin de önünü açacak. 

Petrolde yaklaşık yüzde 92 doğal gazda ise yüzde 99 oranında ithalata bağımlı olan Türkiye’nin kendi yerli kaynaklarını keşfetmesi ve bunları üretime alması arz güvenliği ve ülke ekonomisi açısından oldukça önemli. Hızlı ekonomik büyümesiyle birlikte enerjide son 20 yılda hızlı bir talep artışı yaşayan Türkiye’nin enerji ithalatı da yıllar içinde artarak 2012 yılında 60 milyar dolara yükselmişti. Sonraki yıllarda fiyatlardaki düşüşlere bağlı olarak gerileme yaşansa da 2020 yılında Türkiye’nin enerji ithalatı yaklaşık 29 milyar dolar oldu. 

Türkiye’nin enerjide ithal kaynaklara bağımlılığının azaltılması ve yerli kaynaklardan en yüksek katkıyı sağlama hedefi doğrultusunda hayata geçirilen Milli Enerji ve Maden Politikasının en önemli bileşenlerinden birisini de denizlerdeki arama ve sondaj seferberliği oluşturuyor. Bu amaçla satın alınan Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemileri ile Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis sismik araştırma gemilerinin 3 yıldır Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de yürüttüğü faaliyetler geçtiğimiz yıl ilk meyvesini Karadeniz’de kazılan Tuna-1 kuyusunda yapılan keşifle vermiş ve sonrasında devam eden sondaj neticesinde Sakarya olarak adlandırılan bu sahada keşfedilen gaz miktarının 405 milyar metreküpe yükseldiği açıklanmıştı. 

YILLIK ÜRETİM MİKTARI YAKLAŞIK 15 MİLYAR METREKÜP OLACAK

Karadeniz’de potansiyeline güvenilen sahalarda yapılan sondajlar neticesinde arka arkaya gelen keşif haberleri ülkemiz ve sektörümüzün geleceği açısından oldukça sevindirici ve umut verici. Yeni açıklamalarla birlikte 540 milyar metreküpe yükselen toplam rezerv miktarı ve söz konusu sahalardan yapılacak üretimin ülke ekonomisine ve yerli üretime sağlayacağı katkıların uzun vadeli olduğunu unutmamamız gerekiyor. Sakarya sahasından ilk üretimin ilk gaz üretiminin 2023 yılında başlaması planlanıyor. Plato olarak adlandırılan en yüksek üretim seviyesi olan 15 milyar metreküp/yıl seviyesine ise 2027-2028 yıllarında ulaşılması planlanıyor. 4 Haziran’da temeli atılan Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi ilk gazın 2023 yılında üretilerek sisteme verilmesi için konulan hedefe ulaşma yolunda devam eden çalışmaların önemli halkalarından birisi olacak.

Amasra-1 kuyusunda yapılan yeni keşif ve 135 milyar metreküplük rezerv artışının üretime alınması kuvvetle muhtemel olarak Sakarya gaz sahasının geliştirilmesi sonrasında hızlanacaktır. Bu durumda bu yeni rezervlerin ekonomiye kazandırılmasının 2030 sonrasını bulacağını öngörebiliriz. Türkiye’nin önemli bir bölümü bu sene biten doğal gaz kontratlarının ne kadarının hangi koşullarda yenileneceği henüz netlik kazanmasa da Türkiye’nin hem bu sene biten hem de önümüzdeki yıllarda sona erecek uzun vadeli kontratlarının yenilenmesinde bu keşiflerin ülkemize önemli bir pazarlık gücü sağlayacağı aşikâr.  

1 Haziran’da devreye alınan Vadeli Elektrik Piyasası ve yine bu yılın son çeyreğinde devreye alınması planlanan Vadeli Doğal Gaz Piyasası ile enerji ticaret merkezi olma yolunda önemli adımlar atan Türkiye’nin bu hedefe ulaşmasına katkı sağlayacak en kritik adımlardan birisini de hiç şüphesiz Karadeniz’den çıkarılacak doğal gazın özel sektöre ve ticarete açılması oluşturacak. 

Karadeniz’deki mevcut ve yeni sahalara ilişkin olumlu beklentiler ile bölgede devam eden arama ve sondaj çalışmaları neticesinde önümüzdeki aylarda ve yıllarda bölgeden yeni keşif haberlerinin gelmeye devam edeceği anlaşılıyor. Denizlerdeki arama faaliyetleri konusunda sergilenen kararlılık ve sağlanan destekler Türkiye’ye birçok açıdan önemli katkılar sağlayacak bu keşiflerin devamının gelmesi açısından oldukça önemli. 

Yeni rezerv keşfi ve devam eden çalışmalar ülkemize hayırlı olsun. Emeği geçen herkese sağladıkları katkılar için bir kez daha teşekkür ediyoruz.