‘2022’de en büyük hedefimiz İstanbul merkezlerine girmek’

Kadoil Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nergiz Kadooğlu Çifçi, 2021’i değerlendirirken 2022 hedeflerini ve müşteri memnuniyeti adına gerçekleştirdikleri çalışmaları Enerji Petrol Gaz’a anlattı.

Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadoil Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nergiz Kadooğlu Çifçi Enerji Petrol Gaz Genel Yayın Yönetmeni Emin Kaya’nın sorularını yanıtladı. Çifçi, istasyonlarını şehir merkezlerine odakladıklarını belirterek, “Bu yıl İç Anadolu ve Ege Bölgesi merkezlerindeki istasyon sayımızı ciddi oranda arttırdık. Bunun da sonuçlarını çok iyi aldık. 2022’de en büyük hedefimiz İstanbul yatırımlarımızı arttırmak” dedi.

“PANDEMİYE RAĞMEN HEDEFLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

• Pandemi etkisini de göz önünde bulundurursak yılın ilk üç çeyreğini Kadoil nasıl geçirdi? 2022 yılı için hedef ve stratejilerinizden bahseder misiniz?

Bizim için beklenenin çok üzerinde geçti diyebilirim. 2021 yılının üçüncü çeyreğinde hedeflerimizi tutturmuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bunun en büyük sebeplerinden biri işimizi en doğru şekilde yapmamızın yanında sektörde 100’e ulaşmış dağıtım firmalarının azalmış olmasıdır. Bu bize ve sektöre olumlu yansıdı. Sayıda % 50 oranında azalmanın olması demek ortaya ciddi bir potansiyelin çıkması anlamına geldi ve biz bu fırsatı iyi değerlendirdik. Tabii burada ticaret yaptığımız kişilerin teminat yapılarına, finansal durumlarına çok dikkat ettik; bize uygun olduğunu düşündüğümüz bayileri ailemize kattık. 

Pandemiye rağmen geçtiğimiz yıl hedeflerimizin çok üstündeyiz. Biliyorsunuz kapanmalar büyükşehir merkezlerinde başladı. Bu yaşananlar istasyon lokasyonlarımız sayesinde bize olumlu yansıdı. İstasyonlarımızın çoğunluğu Anadolu ve çevresinde konumlandığı için kapanmanın etkilerini daha hafif yaşadık diyebilirim. Bu da bizi satış anlamında Türkiye geneli ile mukayese edildiğinde hedeflerimizi aşar duruma getirdi. 

2022 bütçelerimizi netleştirme başladık. Önümüzdeki yıl için en önem verdiğimiz nokta stratejik büyüme olacak. Sizlerin de bildiği gibi Kadoil bayilikten gelen kazan-kazan mantığı üzerine konumlandırılmış bir marka. Yılların getirmiş olduğu ticari tecrübemize ek olarak şimdi perakendecilik hizmetlerimizle ön plana çıkıyoruz. 2021 yılının başında biz perakendecilikte nasıl en iyi şekilde konumlanabiliriz diye sorguladığımızda benzin satışlarını arttırmanın en önemli yollarından birinin akaryakıt dışı hizmetlere ağırlık vermek olduğunu gördük.  Mevcutta 500’e yakıt akaryakıt istasyonumuz, 250’yi aşan LPG bayiliğimiz bulunuyor. Bizim bu noktada pekiştirmeye çalıştığımız anlayış ise; ‘Biz mevcudumuzu nasıl güçlendirebiliriz’, ‘kendi bünyemizdeki istasyonları daha ne kadar verimli hale getirebiliriz’, ‘kontrat yönetiminde verimliliklerini oldukları yerden daha iyi bir noktaya taşımak için içimizdeki potansiyeli nasıl canlandırabiliriz’ oldu. 

Bizim için önem kazanan bir diğer noktada, şehir merkezlerinde daha çok var olmaktı. Doğu ve Güney Doğu Anadolu’ya baktığımızda merkezlerde çok güçlü olduğumuzu gördük, bu nedenle artık İç Anadolu ve Ege merkezlerindeki istasyon sayımızı arttırmaya odaklandık. Bunun da sonuçlarını çok iyi aldık. Özellikle İzmir merkezinde gözde lokasyonlarda yer aldık. 2022’de de bu noktada en büyük hedefimiz İstanbul merkezlerine girmek. Buradaki stratejimiz ise ağırlıklı olarak bayilikten ziyade kiralama yöntemiyle büyüme olacak. Mevcut sistemimizdeki bayileri de kazan kazan politikasıyla güçlendireceğiz. Güçlü bulduğumuz bayilerimizle de farklı iş birliklerine farklı ortaklıklara gireceğiz. Kiraladığımız alanlarda gerçekleştireceğimiz iş birliğiyle ‘burayı sen işlet’ diyeceğiz. Yani bunu bir acente gibi düşünmeyin, hedefimiz bu değil sadece duruma göre şekil alıp devam edeceğiz diyelim. İstanbul’da direk bayilik sistemi ile girdiğinizde doğru bir ekonomi ölçeğinin oturması lazım. Bir kıyaslama yaptığımızda, kiralama yöntemiyle daha sağlıklı gidebileceğimize inanıyoruz. Bu durum İstanbul özelinde gerçekleşecek, diğer bölgelerde bayiliklerle çok güzel ilerliyoruz.

“HEPİMİZİN YENİ DÜNYA DÜZENİNE UYUM SAĞLAMASI GEREKİYOR”

• Teknoloji ve Ar-Ge anlamında yürüttüğünüz çalışmalarınız var mı? Bir de şu anda gündemde olan bir elektrikli araçlar dönemi var. Bu konuda Kadoil olarak öngörünüz nedir?

Öncelikle elektrikli araçlar konusuna değinecek olursak, Avrupa bu konuyu 2030’lara kadar indirdi. Sözün özü oldukça yakın bir gelecekten bahsediyoruz. Dolayısıyla bizim ülke olarak bu konuda biraz hızlanmamız lazım diye düşünüyorum. Lakin bunun Türkiye’de yaygınlaşması çok kolay olmayacaktır ama bu dönüşümü öngörüp doğru pozisyon almak gerekir. Biz öncelikle pilot istasyonlarımızda AR-GE çalışmalarına başladık. 2022 planlarımızda bu projeler gündemimizde sıkça yer alacak. Önce şehir merkezlerindeki istasyonlarımızda deneyim kazanıp, sonrasında bir yol haritası belirlemek istiyoruz. Sektördeki bu gelişmeler göz ardı edilecek bir şey olamamakla birlikte, Türkiye’nin gündemine 8 yıl içinde tamamen oturacak hızda da olmayacak düşüncesindeyim. 

Teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarımızda; bu yıl taşıtmatik konularında ilerlemeye çalışıyoruz. Dijitalleşme de aslında pandemi öncesinde gündemimizde olan bir konuydu ancak yaşanılanlar bu süreci hızlandırmamıza neden oldu. Pandemi bizim açımızdan 1-2 yıl sürmesini ön gördüğümüz bir projeyi 5 – 6 aya indirmiş oldu. Bu nedenle teknoloji anlamında olabildiğince hızlı davranmaya çalıştık. Bunun dışında hibrit çalışma düzenine geçmekle ilgili sürecin sonuna gelmiş durumdayız. Hepimizin yenidünya düzenine uyum sağlaması gerekiyor. Güneş panelleri konusunda teknolojinin ne kadar hızlı yol aldığını görüyorsunuz. Biz de bu konuda yeni projeler başlatmayı planlıyoruz. Bu konuda daha erken davranmamamızın başlıca nedeni 5 yıllık intifa süreleri. Kendini amorti etmeyen bir sistemde yol olmak oldukça zordu. Arkamıza holding gücünü alarak öncelikli mülk istasyonlarımızda bu projeleri hayata geçirmeye başladık. Daha önce belirttiğim gibi teknoloji ve sektördeki tüm gelişmeleri takip ediyoruz ama bize uygun olanları seçip hayata geçiriyoruz. Her şirketin kendine özgü bir kurumsal kültürü ve argümanları var, biz de bunlara göre kendimize uygun olanları almaya çalışıyoruz. Mesela EPDK tarafından akaryakıt istasyonlarında otomasyon zorunluluğu var ama LPG tarafında henüz yok. Biz bununla ilgili projeyi bitirdik, bütün LPG istasyonlarımıza otomasyon sistemlerimiz kuruludur. 

“SEKTÖRÜN ARTIK SADECE AKARYAKITLA İŞLEYİŞ SAĞLAYACAK BİR SEKTÖR OLMAKTAN ÇIKTIĞININ FARKINDAYIZ”

• Artık akaryakıt istasyonları yakıt alışverişinin ötesinde 7/24 perakende hizmet ve satış noktalarına dönüştü. Gelir arttırıcı ne tarz projeler üretiyorsunuz? Yeni projeler ve iş birlikleri gündeminizde mi?

Bölgesel kalkınmayı sağlayan noktalara değinmeye çalışıyoruz. Örneğin, birçok firma ulusal markalarla anlaşırken, biz her bölgeyi kendi yöresel markaları ile nasıl canlandırabiliriz fikri ile ilerliyoruz. Ege Bölgesinde Alsancak Unlu Mamulleri ile iş birliği içerisindeyiz, karşılıklı çok memnun kaldığımız bu anlaşmanın uzun soluklu olması bizi çok mutlu etti. Farklı bölgelerde başarılı olduğumuz daha birçok örnek sayabilirim. Bölgesinde iyi bir itibara sahip bütün markaları istasyon çatımızda bir araya getirmek istiyoruz. 

Bunlara ek olarak akaryakıt dışı ürünlere ağırlık verip, bayilerimize ek kazanç yolları bulmaya yoğunlaşıyoruz. Sektörün artık sadece akaryakıt satarak iyi bir hizmet sunabilecek ve karlılık sağlayabilecek bir durumda olmadığı bu işi yapan herkesin deneyimlediği bir gerçek. Bu nedenle sektörün kendisini her geçen gün yenilemesi gerektiği kanaatindeyim. 

“ÇÖZÜM ODAKLI İLERLEYEBİLİYORUZ”

• Bayi ile olan iletişiminiz nasıl ilerliyor?

Bizim en güçlü özelliğimiz; her zaman ulaşılabilir, bürokrasiye çok fazla takılmadan hızlı karar alabilen bir şirket olmamızdır. Bu iş yapış biçimimiz bayiler nezdinde büyük önem kazanıyor. Bizim bayrağımız altına geçmiş bayilerin farklı firmalarda yaşadıklarını özetlemek gerekirse; bir limit artışı ya da bir ihale alımı gibi durumlarda firmalardan beklenti oluştuğunda burada saha müdürünü aşamıyor. Saha müdürüne durum söyleniyor, saha müdürü bunu bir üstüne taşıyor, sonrasında bu konu haftalık performans toplantısında tartışılıyor… süreç uzuyor da uzuyor. Bizim gibi şirketlerde tabii ki hiyerarşiyi bozmadan kişi üst amirine çok çabuk ulaşabiliyor, kararlar çok hızlı alınabiliyor. Biz, anında bir yuvarlak masa kurup onun kararını alıp hareket edebiliyoruz.  Bir bayinin talebinde çok yoğun bir gündemde değilsek gün içerisinde mutlaka dönüş sağlıyoruz. Çözüm odaklı ilerleyebiliyoruz. Bu bizim için çok büyük bir katma değer ki bunun olumlu dönüşlerini hep yaşadık. Bayilerimiz biliyor ki günün sonunda ne yaşarsa yaşansın Yönetim Kuruluna kadar ulaşabilirler; merkeze gelip sorunlarını paylaşabilir ve bir çözüm noktası bulabilirler. Tabii ki profesyonel ekibimizi ikinci plana atmıyoruz, onların hiyerarşik düzenini bozmuyoruz. Operasyonu tamamen üstümüze almıyoruz, biz buna çok karşıyız. Biliyoruz ki bu bizi aşağı çeker; gelişmemizi, üretmemizi engeller. Bununla beraber tıkanılan her noktada her konunun içerisinde bütün yönetim ekibi olarak olmaya çalışıyoruz. Deneyimlerinden aktarmam gerekirse 10 yıldır başka bir dağıtım firmasında olan bir bayi adayıyla görüştük ve çok güzel bir sinerji yakaladık. “Biz, Anadolu insanıyız, bize dokunabilecek insanları istiyoruz” dedi ve sözleşmeyi imzaladık.  İşte bu bizim gücümüz.

“GEREKLİ HER NOKTADA ŞİRKET OLARAK VARLIĞIMIZI KORUDUK VE DESTEĞİMİZİ BELLİ ETTİK”

• Sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik projelerinin önemi günden güne artıyor. Kadoil olarak hayata geçirdiğiniz projelerden bahseder misiniz? Yeni projeler olacak mı?

Biz her zaman toplumumuza, insanımıza dokunan işler yapmaya çalışıyoruz. Ampute takımlarıyla ilgili yıllardır süren bir gönül bağımız bulunuyor. Onların sosyal hayatlarına dokunabilmek için birçok proje geliştiriyoruz. Eğitime katlı sağlamak bizim için çok kıymetli bu anlayışla Cizre ve Gaziantep’te aile büyüklerimizin adına yaptırdığımız iki tane okulumuz bulunuyor. Orada okuyan öğrencilerimize burs olanakları sağlıyoruz. Burada Kurumsal İletişim ve Pazarlama Koordinatörü’müz Uyum Varol’un emeğine de değinmek isterim. Okumuzdaki öğrencilere mentorluk anlamında hepimizin destek vermesini sağlayan ve o öğrencilerin hayatlarına dokunan farklı projelere imza atan kişi kendisidir. Mesleki anlamda yollarını bulma konusunda şirket departmanları yetkilileriyle bir araya gelip görüş alışverişinde bulunurlar. Öğrencilerimizin sevdiği işi yapmaları konusunda onlara destek olabilmek bizim gibi profesyoneller için çok kıymetli. Hukuk müşavirimiz sayesinde üniversitede hukuk eğitimi alan birçok öğrencimiz var. Pandemi döneminde eğitimin online sisteme geçmesiyle, teknolojik anlamda ekipman sıkıntısı yaşayan ailelere holding olarak destek olmaya çalıştık. Kimileri çocuklarını çalışma hayatına göndermek zorunda kaldı, hem bir anne hem de bir yönetici olarak bu konuda bir şeyler yapmamız gerektiğini düşündük. O öğrencilere elimizden gelen teknolojik desteği sağlamaya çalıştık. Hem ailelerin bu konuda daha bilinçli davranmalarını sağlayacak eğitimler vererek, hem de internete erişim konusunda yaşayabilecekleri problemleri ön görerek fiziksel koşulları iyileştirecek çalışmalar gerçekleştirdik. Pandemi olmasaydı öğrencilerimizle fiziksel olarak da bir araya gelebilirdik ama gelecek dönemde bununla ilgili de güzel gelişmeler olacağını umuyoruz. Ülkemizi yasa boğan yangın felaketinde de elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Bu alanda yaşayan, fiziksel olarak etkilenen kişilerin yaralarını sarmak için bölgeye birçok enerji destek ünitesi gönderdik. Tüm bu çalışmaları birer sosyal sorumluluk projesini hayata geçirme bakış açısıyla değil ülkemize olan borcumuzu ödeme iç görüsü ile gerçekleştiriyoruz.

‘NE KADAR ÇOK FARKINDALIK YARATIRSAK O KADAR FAYDA SAĞLARIZ DİYE DÜŞÜNÜYORUZ’

• Günümüz rekabet şartlarında müşteri memnuniyeti markaların olmazsa olmaz kriterlerinden biri haline geldi. Sizin müşteri memnuniyetine olan bakışınız nedir? Kadoil olarak bu konuda uyguladığınız stratejiler nelerdir?

Açıkçası biz önce olması gerekenleri tam yapalım tarafındayız. İstasyonlara baktığınızda sizinle ilgili en iyi istihbarat bayinizdir. Örnek vermek gerekirse çok güzel bir istasyonunuz vardır ama yol boyundaki bir istasyona gittiğinizde marketi, tuvaleti, hizmeti doğru ve sağlıklı değilse müşteri gözünde çok ciddi geriye ket vurursunuz. Kaybolan itibarı da toparlamak çok zordur. Biz bu nedenle biraz daha gizli müşteri işine ağırlık vermeye çalışıyoruz. Gizli müşteri ile her istasyonumuzun aynı standartta hizmet verdiğinden emin olmak istiyoruz. Belirlediğimiz standartlar doğrultusunda tüm istasyonlar belirli zamanlarda gezilip, kontrol ediliyor. Belirli bir puanlama sistemi ile bayilerimizi de mutlu edecek ödüllendirme sistemimiz bulunuyor. Olayın daha önemli tarafı biz bunu ayrıca aidiyet duygusunu pekiştirmek için farklı pozisyonlardaki ekip arkadaşlarımıza da yaptırıyoruz. Marketlerimizde ise tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek ürünler sunmaya çalışıyoruz. Diğer yandan istasyonlarımızda müşterilerimizin zamandan tasarruf etmenlerini sağlayacak ödeme sistemlerine yer veriyoruz.

Tüm sektör genelinde olduğu gibi bizim içinde SEÇ-G konusu çok önemli. İstasyon hizmetlerimizi hep bu anlayış üzerine konumlandırıyoruz. Birçok farklı alanda ihtiyaçlarımız doğrultusunda düzenli eğitimler alıyoruz. Katkılı premium ürünümüzü tanıtmak ve güçlendirmek adına istasyon çalışanlarımıza eğitimler veriyoruz. Sektörün en büyük kanayan yarası çalışan sirkülasyonu. Biliyorsunuz istasyon kimliğini en iyi şekilde ön saha görevlileri temsil ediyor. Bu anlamda da onlara hem eğitimler veriyor hem de teşvikler sağlıyoruz. Dijitalleşme ve yeşil mutabakat gibi konular dünyamızın geldiği nokta dolayısıyla gündemimize hızlı giriş yapmış konular. Bu konularda da farkındalık yaratabilecek projeler üzerinde çalışıyoruz. Aslında bu konular bireysel olarak da hepimizin sorumluluğunda, dünya kaynaklarının azaldığı ve yerküremizin reaksiyon gösterdiği bir noktadayız. Ne kadar çok farkındalık yaratırsak yaşamımıza o kadar fayda sağlarız düşüncesindeyim. Bayilerimizde de bu anlamda farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bunlara ek olarak merkez çalışanlarımıza ve saha ekiplerimize 3 ayda bir konunun uzmanlarından kişisel gelişim ve performans eğitimleri aldırıyoruz.

“LİSTEDE NE KADAR ÜSTE ÇIKABİLİRİZ BUNU DEĞERLENDİRİYORUZ”

• Bir süre önce açıklanan Capital 500 listesinde Kadooğlu Holding iki şirketi ile yer aldı. Bunlardan biri de Kadoil oldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Bunun sizin için önemi nedir?

Her yıl Capital 500’de varız; bu yıl Kadoil, 203. Kadooğlu Yağ 384. sırada yer aldı. Bizim amacımız; bu listeye girebilir miyiz değil, listenin ne kadar üstüne çıkabiliriz. Şükürler olsun her yıl ekip arkadaşlarımızla beraber çıtamızı çok iyi yerlere taşıdık. Bu çok özel ve gurur verici bir durum bizim için, bir ödül aldığımız zaman bunu tüm paydaşlarımıza hızlı bir şekilde yaymaya çalışıyoruz ve bu bayilerimizde çok büyük etki yaratıyor. Bunun çok büyük bir katma değeri var. Prestiji yüksek bu tarz ödüller bizim de ekiplerimizin de motivasyonumuzu arttıran kıymetli dönüşleri.  

• Önce yasal olarak yapılan kanun değişikliği, sonra EPDK’nın da getirdiği yaptırımlarla sektöre girişi zorlaştırıcı, bu sektöre girecek ve gerçek anlamda yatırım ve hizmet sunacak firmaların var olmasını sağlayan düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelerin bugüne kadarki sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu düzenlemelere yaklaşımınız nasıl?

EPDK, gerçekten sektörün doğru işleyişi, kontrolü ve son tüketiciye dokunuş aşamalarında uzun yıllardır çok önemli ve gerekli adımlar atıyor. Dağıtım şirketi sayısı geçen yıl 100’ün üzerindeydi. Bu şirketlerden bazılarının, yıllık 60 bin ton beyaz ürün (motorin ve benzin) satma koşulunu yerine getirmediği için lisansları iptal edildi. Bunun yanı sıra EPDK’nın ve devletimizin belirlediği kurallar çerçevesinde ticaret yapmayan dağıtım şirketlerinin de lisansları iptal edildi. Bu kapsamda mevcut durumda 50 civarı akaryakıt dağıtım firması sektöre ve ülkeye hizmet veriyor.

Bu düzenlemeler şimdiden olumlu sonuçlar vermeye başladı, öncelikle büyük oranda oluşan vergi kaybının önüne geçilmiş oldu ayrıca sunulan hizmetler, ürün kaliteleri çok daha üst seviye çıkmaya başladı.