Sektörümüzde yaşadığımız bütün problemlerin kök sebebi aslında verimsiz istasyonlardır. Milyonlarca lira yatırım yapılarak kurulan istasyonlar günde 3 bin litre akaryakıt satarak maalesef kendilerini amorti edememektedirler. 2 senede bir düzenlenen sektörümüzün “Büyük Aile Buluşması” Petroleum Istanbul 2017 Fuarı 2 Nisan 2017 tarihinde sona erdi. İstanbul Adliyesi Adalet Komisyonu tarafından seçilmiş olduğum “Akaryakıt ve LPG İstasyonları Uzmanı […]
Sektörümüzde yaşadığımız bütün problemlerin kök sebebi aslında verimsiz istasyonlardır. Milyonlarca lira yatırım yapılarak kurulan istasyonlar günde 3 bin litre akaryakıt satarak maalesef kendilerini amorti edememektedirler.
2 senede bir düzenlenen sektörümüzün “Büyük Aile Buluşması” Petroleum Istanbul 2017 Fuarı 2 Nisan 2017 tarihinde sona erdi. İstanbul Adliyesi Adalet Komisyonu tarafından seçilmiş olduğum “Akaryakıt ve LPG İstasyonları Uzmanı – Bilirkişi” görevim sebebiyle ben de fuarı ziyaret eden sektör çalışanlarından bir tanesi oldum. Yoğun katılımın olduğu organizasyon her zaman ki gibi görsel açıdan oldukça iddialıydı. Bayilerin, akaryakıt dağıtım şirketlerinin, sektöre ürün ve hizmet sağlayan tedarikçilerin buluştuğu fuar aynı zamanda çok önemli bir toplantıya daha ev sahipliği yaptı; Büyük Bayi Toplantısı. Bayileri, bayi sendikalarını ve EPDK yetkililerini karşılıklı buluşturan, sorunların yüz yüze konuşulabildiği belki de tek platform olması açısından bu toplantı özel bir öneme sahipti.
Büyük Bayi Toplantısı’nın içerik olarak en zengin sunumlarından bir tanesini TABGİS Başkanı Sn. Ferruh Temel Zülfikar yaptı. Ferruh Bey ilk olarak ülkemizde ve Avrupa’da istasyon başına günlük akaryakıt satışlarından bahsetti. Türkiye’deki bir akaryakıt istasyonunun günlük ortalama satışı Fransa, İngiltere, Almanya ve İtalya ortalamasının yüzde 40 altında bulunmaktaymış. İstasyonlarımızın satış anlamında ne denli verimsiz olduklarının en önemli göstergesi bu rakamlardır diye düşünüyorum. Ferruh Bey, bu verimsizlik probleminin önüne geçilmesi için bir de çözüm önerisinde bulundu; istasyon yatırımları için fizibilite raporu hazırlanması zorunlu olmalıdır. “İstasyon yatırımları için günümüz uygulamalarında ihtiyari ve neredeyse el yordamıyla yapılan çalışmalar yerine Fizibilite Raporunun zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir. Sağlıklı rekabet için akaryakıt istasyonlarının fizibilitesinin bilimsel ölçütlerle yapılarak EPDK’ya sunulması ve yatırım için ön onay alınmasını sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç vardır.”
Ferruh Bey’in görüşlerine tamamen katılmakla beraber fizibilite çalışmasının kim tarafından ve nasıl yapılacağının detaylandırılması gerektiği görüşündeyim. Geleceği planlamadan önce mevcutta sistem nasıl çalışıyor çok kısa irdeleyelim.
Yatırımcı, ilgili belediyeye akaryakıt imarı almak üzere evrakları ile başvurur. Yatırımcının başvurusu önce imar komisyonlarında, sonra belediye meclislerinde görüşülür ve karara bağlanır. Olumlu görüş alan başvurular askı süreçlerinin tamamlanması ile beraber akaryakıt istasyonu kurma iznini alırlar. Sonrasında onaylı projelere göre inşaatı tamamlanmış istasyonlar iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarını ve asgari mesafe tespit tutanaklarını yine ilgili belediyelerden temin ederler. Gördüğünüz gibi imarımızı aldık, inşaatımızı yaptık, çalışma ruhsatımızı aldık hem de hiç EPDK’nın kapısını çalmadan. Sonrasında ruhsatımıza bayilik sözleşmemizi ve otomasyon beyanımızı ekleyerek EPDK’ya başvurduk ve lisansımızı yaklaşık 1 hafta içerisinde aldık.
Sektörümüzde yaşadığımız bütün problemlerin kök sebebi aslında verimsiz istasyonlardır. Milyonlarca lira yatırım yapılarak kurulan istasyonlar günde 3 bin litre akaryakıt satarak maalesef kendilerini amorti edememektedirler. Dolayısıyla para kazanamayan ticari işletmeciler de geçinebilmek için alternatif arayışlar içerisine girmektedirler. Bu sebepten; evet bir fizibilite raporu zorunlu olmalıdır, bu rapor yatırım yapılmadan önce hazırlanmalıdır ve tarafsız verilere dayanılarak oluşturulmalıdır.
Perakende satış yapacak bir noktanın tespit edilmesinde 3 önemli faktör vardır; lokasyon, lokasyon ve lokasyon…
Fizibilite raporunun birinci girdisi akaryakıt satış tahminidir. Akaryakıt satış tahmini yapabilmek için aday noktanın önünden geçen trafiğin sayılması gerekmektedir. İkinci önemli veri ise aday istasyonun etrafındaki pazarın durumudur. Etrafı günlük bin litre satış yapan istasyonlar ile çevreli bir lokasyonun 10 bin litre satması tabii ki beklenmemelidir.
Fizibilite raporunun tarafsız verilere dayanılarak hazırlanması gerektiğini belirtmiştim. Peki, tarafsız veriler kimde var? Cevap: EPDK’nın kendisi ve Karayolları Genel Müdürlüğü. EPDK, Türkiye’deki tüm istasyonların ürün bazında satışlarını yıllık, aylık hatta anlık olarak görebiliyor. Ayrıca da bu istasyonların tüm coğrafi verileri de ellerinde var. Karayolları Genel Müdürlüğü her sene devlet yollarında ve ücretli yollarda trafik sayımı yapıyor ve bunları lokasyon bazlı olarak kendi web sitesinde açıklıyor. Peki, istasyon yatırımı süreci şöyle olsa nasıl olur? Bir istasyon yatırımcısı yatırım yapacağı arsanın koordinat bilgileri ile ilk olarak EPDK’ya başvursa, EPDK coğrafi bilgi sistemlerini kullanarak elindeki satış verileri ile bu aday arsanın etrafındaki akaryakıt pazarını analiz etse, sonrasında yine aynı coğrafi bilgi sistemlerini kullanarak Karayolları Genel Müdürlüğü’nden edindiği trafik verileri ile bir fizibilite çalışması yapsa. Böylece bu objektif verilere dayanılarak hazırlanan fizibilite raporundan geçemeyen lokasyonlara yani hiç olmayacak yerlere verimsiz istasyonlar açılmasa…
Bu iş akışı EPDK’nın yabancı olduğu bir süreç değildir. Nasıl elektrik piyasasında bir ön lisans alınması zorunlu tutuluyorsa akaryakıt sektöründe de yatırım yapılmadan evvel ön lisans uygulaması yapılmalıdır.
“İklim Kanunu’muzu bu yıl içerisinde TBMM’den çıkaracağız”10 Ekim 202418:57 Gazprom ile Macaristan doğal gaz tedariki için mutabakat zaptı imzaladı10 Ekim 202417:36 Elektrik şebekelerine bilinçsiz müdahale konusunda uyarı10 Ekim 202416:11 TÜREB, NİŞ PR’ı seçti10 Ekim 202415:21 “Doğal gaz bize avantaj ve esneklik sağlıyor”10 Ekim 202415:07