Avrupa doğalgaz fiyatı 5.000 dolara çıkar mı?

Gazprom CEO’su Alexey Miller Ağustos ayında yaptığı bir açıklamada, eğer mevcut piyasa eğilimleri devam ederse Avrupa’da doğalgaz fiyatının 1.000 metreküp başına 4.000 doları geçebileceğini belirtmişti. Kısa bir süre sonra Rusya eski devlet başkanı ve şimdilerde Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı görevini yürüten Dimitri Medvedev bu kış sona ermeden Avrupa doğalgaz fiyatının 5.000 dolara çıkabileceğini söyledi. ‘Yok daha neler’ demeye, nedense dilimiz varmıyor.

26 Ağustos 2022 Cuma günü Avrupa doğalgaz referans fiyatı TTF, gün içinde 3.343 dolara kadar çıktı ancak günü 3.316 dolardan (€339/MWh) kapattı. Kapanış fiyatı olarak tarihi bir rekor. Gün içi fiyat hareketleri dikkate alındığında ise tarihi rekor değil.

TTF doğalgaz fiyatı tüm zamanların en yüksek seviyesine 7 Mart 2022 tarihinde çıkmış (€350/MWh) ancak günü çok daha aşağı bir değerde bitirmişti (€227/MWh). O günkü fiyat hareketi saç baş yolduracak cinstendi. Açılış: €210/MWh. En düşük: €206/MWh. En yüksek: €350/MWh. Kapanış: €227/MWh. En yüksek fiyat ile en düşük fiyat arasındaki makas 144 euro. O gün işlem yapan kişilerin unutamayacağı deli bir gün olmuştu.

Avrupa referans doğalgaz fiyatı TTF (€/MWh)

Evet, doğalgaz piyasası deli bir piyasa haline geldi. İki sene geriye gidelim. 22 Mayıs 2020 tarihinde TTF doğalgaz fiyatı tarihinin en düşük değerini görmüş (€3.36/MWh) ama toparlanarak günü daha yukarıdan kapamıştı. Bir hafta sonra 28 Mayıs 2020’de tarihin en düşük kapanışı yapmıştı (€3.5/MWh). Dikkat ederseniz tek haneli rakamlardan bahsediyoruz. İki yıl sonra bu rakam 100 ile çarpıldı.

Şimdi gelelim Miller ve Medvedev’in uçuk gibi gözüken fiyat tahminlerine. Biliyorsunuz TTF fiyatı MWh başına euro cinsinden işlem görür. O halde, bin metreküp başına 4.000 dolar ne demek? Cevap: €409/MWh. Peki, 5.000 dolar? Cevap: €512/MWh. Yani, 7 Mart’taki gibi bir aşırı volatilitede Miller’in verdiği fiyata ulaşır ve hatta Medvedev’in verdiği fiyata yakınlaşabiliriz.

Neyse ki, tarihi zirveyi gördüğümüz 26 Ağustos’tan sonra TTF doğalgaz fiyatı üç günde 100 euro düştü. Düşüş devam eder mi? İğne ipliği üstünde hareket eden piyasa dengeleri ve düşük likiditede her şey olabilir.

Bu kış Avrupa’da doğalgaz arz krizi yaşanmaması ve fiyatların fezaya çıkmaması için “eğer” ile başlayan bir dizi koşulun gerçekleşmesi gerekir. Gelin hızlıca bunlara bir göz gezdirelim.

Eğer Çin’de kapanmalar 6 aydan önce sona erdirilmez ve Çin’deki ekonomik durgunluk devam eder ise.

Ne kadar uzun sürerse Avrupa için o kadar iyi. Dünyanın en büyük LNG ithalatçısı olan Çin’in aylık LNG ithalatında 2021 yılına göre 7 aydır iki haneli rakamlara varan yüzdesel düşüşler görüyoruz. Boru hattıyla gaz ithalatını arttıran Çin, ihtiyaç fazlası olan LNG’yi Avrupa pazarlarına yönlendirerek para bile kazanıyor. Temmuz ayında reexport ettiği LNG miktarı 12 milyar metreküptü.

Eğer Avrupa pazarlarına LNG akışı devam eder ise.

Şu ana kadar Avrupa pazarları fiyat cazibesi nedeniyle LNG kargolarını mıknatıs gibi çekiyor. Uzun vade anlaşmalı kargoların bile teslimat yapılmaması durumunda ödenen cezaları verip Avrupa pazarlarına kaydırıldıklarını ve bu durumda bile kar ettiklerini duyuyoruz. Avrupa’ya LNG sevkiyatında önemli yeri olan Freeport LNG tesisinin arıza nedeniyle aylarca devre dışı kalacak olması iyi haber değildi ama parayı veren düdüğü çalar misali Avrupa’ya her yerden LNG akıyor. Avustralya’dan bile. Sıvılaştırma kapasitesinde ve gazın ihtiyaç duyulan yere iletilmesi konusunda yaşanan darboğazları göz ardı edelim şimdilik.

Eğer Almanya’ya boru gazı akışında özellikle komşu ülkelerde bir kısıntı yaşanmaz ise.

Almanya Avrupa’nın kilit ülkesi. Kuzey Akım-1 boru hattında gaz akışının %80 azalması, yılan hikayesine dönen türbin sorunu ve 1-3 Eylül tarihleri arası Kuzey Akım-1 hattındaki bakımın bitmesinden sonra akışın devam edip etmeyeceği konuları Almanya’yı oldukça zor duruma düşürdü. Hollanda’nın aldığı LNG’nin bir kısmını Almanya’ya göndermesi giderek önemli bir konu haline geliyor. Ne var ki, Hollanda’da LNG tesisleri tam kapasite çalışıyor. Kendi talebini kısıp Almanya’ya gaz gönderip göndermeyeceği halen meçhul. Almanya’da ilk FSRU tesisinin yılsonuna doğru devreye girip girmeyeceği de meçhul. Belki bir miktar LNG İngiltere’ye gidip oradan boru hattıyla Almanya’ya aktarılabilir ancak bunun da kış aylarında ne derece gerçekleştirilebileceği ayrı bir soru. İngiltere’deki gaz talebi burada çok önemli olacak.

Eğer Avrupa’daki gaz depoları %80 doluluk oranının üzerine çıkabilirse.

Ağustos sonunda Avrupa’daki gaz depolarının doluluk oranı mevzuat gereği belirlenen hedef olan %80’e ulaştı. Bu rakama Ekim sonunda ulaşılması hedeflenmişti. Paniğin derecesini görüyorsunuz. Seneye doluluk oranı %90’a çıkartılacak. Ancak doluluk oranlarına pek aldanmamak gerekir. Sert bir kışta veya herhangi bir ek arz sorununda depolardaki gaz hızla tüketilir ve kış sezonunun bittiği Mart sonunda elde avuçta bir şey kalmaz. Putin’in istediği de bu zaten.

Eğer bu kış Kuzey yarımkürede sert geçmez ise.

Bu çok önemli bir bilinmeyen. Kışın sert geçmesi demek depolardaki gazın hızla kullanılması bir yana LNG kargolarının Asya pazarlarına da yönelmesine ve Asya ile Avrupa pazarları arasında fiyat rekabetine neden olur.

Eğer Avrupa’da rüzgar geçen sene gibi hayal kırıklığı yaratmaz ise.

Geçen sene Eylül ayında Avrupa’nın bir çok ülkesinde rüzgar hızında çok büyük düşüşler görüldüğü için rüzgar santrallerinden beklenen verim alınamamış ve özellikle İngiltere’de elektrik üretiminde sorunlar yaşanmıştı. Benzer şekilde, bu yaz Avrupa’da yaşanan kuraklık barajlardaki su seviyesini oldukça azalttı. Yağışlar Eylül ayından itibaren bekleneni veremez ise elektrik üretiminde sorunlar bir kademe daha artar. Buraya Almanya’nın nükleer santralleri kapatma kararını ötelemesini, diğer başka ülkelerde de gözlenen elektrik üretiminde kömür ve petrol ürünlerine daha fazla yüklenilmesini ekleyebiliriz. 

Eğer Avrupa’da uygulanmaya başlanan enerji tasarrufu tedbirleri beklentileri karşılayabilirse.

Mart sonuna kadar %15 enerji tasarrufu yapılarak talebin azaltılması konusu şu anda iyi gidiyor gibi. Önemli olan bu tasarruf tedbirlerinin kışın sürdürülmesi. Çünkü Avrupa’da yaz aylarında aylık gaz talebi 20-25 bcm arasında. Kış aylarında bu iki katına çıkıyor. Dolayısıyla önemli olan kışın yapılan tasarruf miktarıdır. Kamu binalarında gece aydınlatmalarının kaldırılması, ısıtma ve soğutma derecelerine getirilen sınırlamalar kış aylarında devam edip dişe dokunur bir tasarruf sağlayabilecek mi hep beraber göreceğiz.

Eğer Amerika’daki kasırga sezonu beklendiği gibi gelişmez ise.

Meksika Körfezinde kasırga sayısı ve şiddeti konusunda henüz beklentiler gerçekleşmedi. Yapılan tahminler %60 olasılıkla bu seneki kasırgaların daha fazla ve şiddetli olabileceğini işaret ediyordu. Ancak sezonun bitmesine daha çok var. Sert bir kasırga sezonu Amerika’dan LNG ihracatını sekteye uğratacağından Avrupa’yı gerçek anlamda darboğaza ve dolayısıyla krize sokabilir.

Eğer Avrupa Birliği’ndeki politika yapıcılar bugüne kadar gösterdikleri performansın çok üstüne çıkabilirlerse.

Evet, çok yumuşak bir yorum oldu. Beceriksizce yönetilen bir krizin derinleşmesine daha fazla göz yumulamayacağını varsayıyorum. Enerji krizi artık gıda kriziyle birleşerek bir ekonomik krize doğru gidiyor ve finansal krize kapı aralıyor. Bunun sonucunda siyasi krizler de gelecektir diye düşünüyorum. Fransa’da sarı yelekler haftaya gösterilere başlayacaklar mesela.

Bu liste daha da uzatılabilir tabii ki. Diyeceğim o ki, bu kadar “eğer” ile başlayan ve kendi içinde başka “eğer”lere bölünen koşulların hepsinin gerçekleşmesi oldukça zor. Dolayısıyla, doğalgaz fiyatlarının bu kış 5.000 dolara çıkması imkansız değil. Ama asıl sorun bu kış mı? Bence değil. 2023 kışında 5.000 dolara ucuz der miyiz acaba?

Derviş’e sormuşlar: Yoksulluk kaç gün sürer?

Derviş demiş; Kırk gün sürer.

Peki demişler, kırk gün sonunda ne olur? Yoksulluk biter mi?

Derviş gayet sakin cevap vermiş; Hayır alışırsınız!

Kalın sağlıcakla.