‘LPG’nin, özellikle yaşanan krizlerde, felaketlerde, önemi daha da artmaktadır’

13. Türkiye Enerji Zirvesi’nde açılış konuşmalarının ardından gün ‘Türkiye LPG Piyasası’ oturumu ile devam etti. Enerji Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sertaç Komsuoğlu moderatörlüğünde düzenlenen oturumda Türkiye LPG Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Güray Işıkgüner, Anadolu LPG ve Akaryakıt Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Atalay Armutçu, PETDER Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Ergi ve TOBB Türkiye LPG Meclisi Başkanı Melih Poyraz konuşmacı olarak yer aldı.

Enerji Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Sertaç Komsuoğlu

‘LPG TÜRKİYE İÇİN OLMAZSA OLMAZ BİR SEKTÖRDÜR’

Türkiye Enerji Zirvesi’nin 13.’sünü Ankara’da gerçekleştiriyoruz. LPG sektörü cumhuriyetimizin en önemli sektörlerinden biridir. 100 yıllık cumhuriyetimizde her zaman LPG sektörü, Türkiye’nin yanında olmuştur.

Tüplü gazda bir azalma var. Otogaz çok büyüyor. Son yaşadığımız Hatay-Kahramanmaraş deprem faciasında hakikaten uzun süre tekrar tüpe dönüldü. Tüplü gaz sayesinde ısınıldı. LPG’nin, özellikle krizlerde yaşanan felaketlerde, önemi daha da artmaktadır. LPG, hem otogaz hem de tüplü gaz olarak, Türkiye için olmazsa olmaz bir sektördür. Cumhurbaşkanlığımızın stratejik planında LPG yer almalıdır. Afet bölgesinde o dönem bizzat orada bir süre kaldım. Bizler de elimizden geldiğince konteyner kent yaptık. Orada tüpü gerçekten her alanda kullanarak ısındık, yemek pişirdik ve çay demledik. Bu nedenle, LPG sektörünün çok büyük bir sınavdan başarıyla geçtiğini düşünüyorum.

Otogaz da hakikaten Türkiye pazarında inanılmaz derecede büyüdü. Yıllar içinde çok ilerledi ve dünyanın sayılı pazarlarından biri oldu. Hatta tüplü gazın çok çok önüne geçti. Bu doğrultuda birçok akaryakıt şirketi de otogaz işine girdi.

TOBB Türkiye LPG Meclisi Başkanı Melih Poyraz

‘OTOGAZDA DÜNYANIN 2’NCİ BÜYÜK PAZARIYIZ’

Karbonsuzlaşma için dünyanın fosil yakıtlardan vazgeçmesi gerekiyor. Tabii ki, son yıllarda Ukrayna-Rus savaşı ve tabi ki Ortadoğu’daki karışıklık, biraz da bu karbonsuzlaşmayı enerji güvenliğine bıraktı. Fakat yenilenebilir yatırımlarına bakarsanız, rüzgar tarafında hızlı bir şekilde devam ediyor. Karbonsuzlaşma olacak ama nasıl olacak? Bunun için her yıl dünyanın 7 trilyon dolar harcaması gerekiyor. Peki, bu seneye baktığımızda dünya ne kadar harcayacak? 1.3 trilyon dolar. Ama gözüküyor ki bu yıl için 1.3 trilyon dolar harcadığınız zaman 2030, 2040, 2050 hedefi tutmayacak. Bu tabii ki bizim çocuklarımız için üzücü bir şey.

Bir taraftan karbonsuzlaşma sektörü niye bu kadar ilgilendiriyor? Baktığınız zaman enerji piramidinin altında, en çok karbondioksit üreten kömür var. Çok ciddi yatırım yapmalısınız yoksa kömürün buradaki payı gittikçe artıyor. Tabi ki, LPG bu konuda da avantajlı. Bir defa, dizele göre yüzde 30’lar seviyesinde karbondioksit avantajı var. çünkü bir geçiş yakıtı. Avrupa Birliği bir dönem nükleere karşıydı. Sonra ‘nükleer önemli’, dediler, sonra doğal gaza karışıydı, sonra ‘doğal gaz’ transition yakıtı dediler. O zaman baktığınızda LPG de transition yakıtı. Dolayısıyla her ne kadar elektrikli araçlar artarak devam etse de, bizim sektörümüz önemini koruyacak.

“OTOGAZDA YÜZDE 15-20 ARASI BÜYÜME BEKLİYORUZ”

Türkiye’ye baktığınız zaman, doğal gazın yaygınlaşmasıyla tüplü gaz azaldı. Bugün 600 bin ton civarı pazarı var. Bu zamanında çok daha yüksekmiş. Tüplü gazdaki azalma muhtemelen biraz daha devam edecektir ama bir yerde duracak. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman, bugün Türkiye tüplü gazda Avrupa’da 5’inci. Bizim tüplü gaz pazarımızın biraz daha azalmasını bekleyebiliriz ama orada sabit kalacaktır. Otogazda Rusya’dan sonra, dünyanın 2. büyük pazarıyız. Bu sene de yüzde 15-20 arası büyüme bekliyoruz. Otogaz, önemini korumaya devam edecek. Hem karbondioksit salınımı açısından hem de ulaşılabilirlik açısından önemli. Bugün bununla ilgili çok fazla akademik çalışma yapılıyor. Herkes sıfır karbonlu bir dünyada yaşamak istiyor ama oranlara bakarsanız, insanlar ülkeye göre değişmekle beraber, neticede ceplerini düşünüyorlar ve düşünmeye devam edecekler. Dolayısıyla, LPG’nin özellikle otogazda avantajlı bir yakıt olması, bizim hayatımızda, ülkemizin insanının hayatında olmaya devam etmesine sebep olacaktır diye düşünüyorum.

Türkiye LPG Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Güray Işıkgüner

‘LPG’SİZ BİR KRİZ YÖNETİMİ, ÜLKEMİZ İÇİN SIKINTI DOĞURACAKTIR’

LPG’nin afet dönemlerindeki önemini tartışıyoruz ama artık afet, kriz dönemi olmayan günlerimiz olmayacak herhalde, dünya buraya doğru gidiyor. Bu anlamda, LPG, bir kere kalorifik değer açısından baktığımızda, taşınabilirliği çok önemli; birçok amaç için kullanılıyor; pişirme, ısıtma, aydınlatma… Bunlar afet zamanını düşününce ilk aklıma gelen konular. Bu açıdan LPG, bu gibi durumlar için olmazsa olmaz. Biz bugün çok sık konuşmuyoruz ama aramızda hala tüp kullanılıyor mu diye aklından geçirenler var. AFAD’ın 7 Şubat’ta çıkardığı ihtiyaç listesinde, sudan sonra ikinci sırada tüp geliyor. Tabi ki, bu tüpler o gün gökten inmiyor ya da üretilmiyor. Bu tüpler için bir yatırım gerekiyor. Şirketlerimiz bu yatırımları yapmak zorunda, sadece tüp için değil, tüpleri üreten tesis için de yapmak zorunda. Aslında durumu örneklemek gerekirse; biz alışverişi süpermarketten yapıyoruz ama cenazemize mahalle bakkalı geliyor. O mahalle bakkalı biziz aslında. Dolayısıyla, biraz altın gibi sakladıkça değeri olan bir sektörüz.

Başka bir problem daha var; tüpler ülkemizin dışına çıkıyor, bu da sorunlarımızdan biri. Bize ait olan tüpler, yurtdışına giderken kaçak bir şekilde götürülüyor. Aslında bu da afetle alakalı bir konu. Rusya- Ukrayna Savaşından sonra Ukrayna’ya giden tüplerimiz var. Zamanında Suriye’deki karışıklıkta Suriye’ye giden tüplerimiz vardı. Bugün Rusya-Ukrayna, Filistin’deki savaş da devam ediyor ve daha devam edecek gibi de gözüküyor. Dolayısıyla, LPG sektörü olarak burada yapabileceğimiz şey, önlem almak ve hazırlıklı olmak. Ama bence, onu ülke olarak da güzel yapıyoruz. 6 Şubat günü de öyle yaptık, şirketlerimizle kurumlarımızla çok ciddi, hızlı önlemler aldık. Ticareti düşünmeden aldığımız önlemler vardı. Bu sadece bölgeye gönderdiğimiz tüp değil, tesisler olarak da birbirimize çok yardımcı olduk. Ülkemiz için çok önemli.

“TÜRKİYE’NİN SANAYİSİNİN DEVAM ETMESİNİN EN BÜYÜK SEBEPLERİNDEN BİRİ LPG SEKTÖRÜYDÜ”

Ben bu vesileyle iki konuya daha değineceğim. Bu afet zamanları için ulusal stok tutuyoruz. LPG’ye hem deprem zamanında çok ihtiyacımız oldu, hem Ukrayna-Rusya savaşı sırasında bir dökme gaz furyası oldu, Bu kriz zamanlarında Türkiye’nin sanayisinin devam etmesinin en büyük sebeplerinden biri LPG sektörüydü. Sektörümüzün böyle bir krize hazırlıklı olması çok önemliydi. Bizim dernek olarak da takip ettiğimiz önemli konulardan biri; ülke olarak Cumhurbaşkanlığı Stratejik Planında LPG’nin hala maalesef yeri yok. Artık bunu da bir yere koydurtmamız ve onunla ilgili çalışmalar yapmamız gerekiyor. Hem dernek hem TOBB meclisi hem de İstanbul Ticaret Odası olarak gerekli çalışmalarımızı yapıyoruz. Sözün özü, LPG’siz bir kriz yönetimi, ülkemiz için sıkıntı doğuracaktır.

Anadolu LPG ve Akaryakıt Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Atalay Armutçu

‘MİLLİ SERVETİMİZ OLAN TÜPLERİMİZ, YURTDIŞINA İLLEGAL YOLLARLA GİDİYOR’

Tüplerimiz milli bir servetimiz, maalesef yurtdışına illegal yollarla gidiyor. Bunu engellemek için çok çalışma yaptık. Hatta bir ara çözer gibi olduk ama maalesef yine tam olarak çözemedik.

Nasıl çözüm getirecektik? Dönemin Müsteşarı Cenap Aşçı’ya bu konuyu izah ettiğimde ‘bu konuda çalışalım’ demişti. Biliyorsunuz, yurtdışına çıkması yasak ihraç malların listesi var. Bu listede tüpün adı yok. ‘Koyalım’ dedik, ‘bizim işimiz değil’ dediler. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na gittik, orada da olmadı, yok neticede koyduramadık. Sonra Müsteşar Cenap Bey, ‘bunu ancak markayla çözebiliriz’ dedi. Biz de konunun çözülmesi için tamam dedik. Ama bütün tüpler markalı sonuçta. Ve sonunda ‘Marka sahibinin izni, belgesi olmadan bu tüpler yurtdışına çıkmasın’ dediler. Çok sevindik buna. Sayın Cenap Aşçı; ‘hemen yazdırıyorum yazıyı, gümrük kapılarına’ dedi. Bir Pazar günü aradılar bir gümrükten ve ‘burada bir tır tüp var, ne olacak’ dediler. Ben de ‘size bilgi vermediler mi’ dedim, ‘hayır’ dediler. Beklemelerini ve o tüpün sahibinin yetki belgesiyle gelip tüplerini almaları gerektiğini söyledim. Ama şimdi öyle bir konu ki altyapısını yapamadığımız için, şimdi sahada 1500 tane tüp duruyor. Örnek vereyim; Trabzonlu bir dağıtım şirketinin 5 tane tüpü var orada. Şimdi 5 tüp için Trabzon’dan araç yollamak, o tüpleri oradan almak mesele. Dolayısıyla o tüp orada kalıyor. Bir iki gümrükçü konuyu incelemeye başladı, baktı ki bu özel bir durum, bu tüplerin saklama koşulu, yönetmeliği, mevzuatı var. Baktılar ki bu işin altından çıkamayacaklar, bu tür kamyonları, tüpleri görmemeye başladılar. Dolayısıyla o girişimimiz de sonuçsuz kaldı.

‘ÇÖZÜM İÇİN ÖNERİDE BULUNUYORUZ, LAKİN BU İŞİ ÇÖZECEK YETKİLİ KİMSEYİ BULAMIYORUZ’

Türkiye’deki bütün şirketler, o bölgelere, yurtdışına bu tüpleri sıfır olarak yapıp, imal edip gönderebiliyorduk. Adamlar gelip baktılar buradaki piyasanın çok güzel olduğunu gördüler. Şu an 800 lira tüpün depozitosu, piyasada 350 lira. Piyasadan yükle, bir de ihracat kayıt belgesi al, sonra dışarı götür. Bu kimindir, kime alıyorsun, kime getiriyorsun, soran yok, eden yok.

“TÜPLER SORGUSUZ SUALSİZ YURTDIŞINA GİDİYOR”

Depozito milli bir değer. Burada oturan insanların şirketlerine ait bu tüpler ama sorgusuz sualsiz, yurtdışına gidiyor. Gürcistan’a gittiğimde tüp arabası gördüm, arabadaki tüplerin yüzde 90’ı Türk tüpüydü. Adamların hiçbir yatırımı yok. Sadece Türkiye’den tüpleri getiriyorlar ve kullanıyorlar. Çözüm adına bir sürü öneride bulunuyoruz, lakin bu işi çözecek ilgili ve yetkili kimseyi bulamıyoruz.

PETDER Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Ergi

‘OTOMOTİV YAKITLARINDA LPG ÖNEMİNİ KORUYACAKTIR’

LPG piyasası, hem dünyada hem de Türkiye’de önemini koruyor. Aslında, geçen seneki sunumları bir daha seyrettim ve çelişki olmaması, aynı şeyi tekrar etmemek adına geçen sene yapılan sunumlarla bu senekiler arasında hiçbir benzerlik bulamadım. Neden mi? Geçen sene doğalgaz krizi vardı. Eski Almanya başbakanı açıklama yapmıştı. Şöyle söyledi: “Biz Avrupa olarak bu krizi yönetemedik ama siz Türkiye olarak çok iyi yönettiniz’ gibi bir cümle kurdu. Gerçek boyutu olduğunu da düşünüyorum.

LPG piyasası konusunda dışarıdan bakınca bazı şeyleri çok iyi görebiliyorsunuz. Türkiye sıfırdan bir piyasa oluşturdu. Sonuçta petrol, elektrik, doğal gaz, nükleer piyasası, bunların hepsi aslında değişik ülkelerde var ve uyguluyorlar. Biz daha iyi uyguluyoruz belki ama daha gideceğimiz yerler var.

LPG piyasası Türkiye’de genel bir piyasa. LPG’nin 2004 yılında yüzde 10’larda olan otomotiv yakıtlarındaki piyasa payı şu anda yüzde 36’larda. Çok büyük bir gelişme göremiyoruz LPG piyasasında aynı seviyede devam ediyor ama sonuçta Allah tekrarını yaşatmasın deprem olayını yaşadık ve burada da gördük LPG piyasasının önemini. Ama otomotiv yakıtlarında LPG piyasanın önemini koruyacağını hatta geliştireceğini düşünüyorum. Zaten rakamlar da bunu net bir şekilde gösteriyor.

Dünyadan yaşanan sorunlarla bizdeki sorunlar hemen hemen aynı. Türkiye’deki piyasa uygulamalarında gördüğümüz üzere LPG piyasasının sadece fiyat avantajı olarak değil, aynı zamanda temiz, çevreci, güvenilir bir yakıt olarak da pazarda yerini muhafaza ettiğini düşünüyorum.

Alışveriş merkezlerinin otoparkına LPG’li araçların girmesi ile ilgili mevzuatı okudum. Bütün samimiyetimle söylüyorum 10 kere okudum anlayamadım. Bende mi bir sorun var diye emin olamadım, bir de sektör dışından hukukçu arkadaşlara okuttum, onlar da anlamadı. O kadar ilginç bir mevzuat ki bu mevzuata göre alışveriş merkezine girebilen LPG’li araca çok ciddi bir ödül vermek lazım. Yani mevzuat alışveriş merkezlerine LPG’li araçların girmesine ilişkin bir düzenleme ama sanki daha çok girmemesine ilişkin bir düzenleme gibi. Bu düzenlemeyle LPG kullanan araç sahipleri eziliyor. Bir düzenlemeyle bu çözebilir ama gerçekten çözülmek isteniyorsa yoksa böyle kalsın deniyorsa onu bilemiyorum. Dolayısıyla burada mantıksız bir düzenleme var ama bence burada kamusal otoritenin düzenlemesinden ziyade sektörlerin bunu düzeltmek üzere çalışma yapmalarıyla bu sonuçlanır ve gündemden kalkar.

Dünya tarafına baktığımızda cari açık bizde olduğu gibi, gelişmekte olan birçok ülkede sorun. Doların bu kadar kuvvetlendiği bir ortamda sadece TL olarak değil, Euro’ya karşı, Norveç kronuna karşı dolar tarihi seviyelerde. Bugün baktığınız zaman 10 yıllık hazine bonosu alıyorsunuz yüzde 5’lerde. Sizin yakıtınızın hem çevreci hem de uygun olması gerekiyor. Dolayısıyla bugün Kore’ye gidiyorsunuz, taksiye biniyorsunuz, taksilerin çoğu LPG kullanıyor. Yani siz hem cari açığınıza katkıda bulunmak istiyorsanız hem de çevreci olmak istiyorsanız bu yakıtı kullanacaksınız.

“SEKTÖRÜN YATIRIMLARI İŞ BİRLİĞİYLE YAPMASI ÇOK KIYMETLİ”

Çok ciddi değişim dönemindeyiz ve bu değişim bizler açısından çok ciddi fırsatlar sunuyor ama tabi buralarda o rekabetin çok önünde olmak gerekiyor. Rekabet de sadece Türkiye değil, dünya ile yarışıyoruz, Çin’le yarışıyoruz, Uzak Doğuyla yarışıyoruz. Buralarda tabi sektörün iş birliği yapıp ilgili yatırımları süratle yapması bence çok kıymetli.