Ürünlerde saklı karbon

Değerli Okuyucularım,

Sanayide tesis binasının, üretimin ve ürünün Karbon Ayak İzi (KAİ) hesaplanabilir. İmalat ve üretimlerde karbon içeren ham madde ve enerji tüketimiyle üründe karbon saklanarak, ürün KAİ yapar.

KAİ denildiğinde aklımıza sadece bir termik santralin, çimento, demir ve çelik, gibi enerji yoğun sektör ürünlerinin KAİ’si gelmemelidir. Her yerde, her ürünün KAİ rakamı vardır. Bilindiği gibi Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ve ülkemizin Yeşil Mutabakat Eylem Planı 2021 (YMEP) kapsamında ihracat odaklı olarak ilk aşamada alüminyum, çimento, demir ve çelik, elektrik ve gübre sektörleri mühim. Önümüzdeki üç yılda, geçiş döneminde Avrupa Birliği (AB), Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi (SÜİ) başlıklarını, vergilendirme araçlarını ve Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) tartışmalarını yaparak, karbon piyasasını, rekabete dayalı içerideki üretimini ve ithalatını düzenleyecek. SÜİ kapsamında elektronik, bilişim teknolojileri, tekstil, mobilya, çelik, çimento, kimyasallar gibi üretimler için sektörler kendi mevzuatı için yoğun çalışırken, Ekotasarım ve Ekoetiket mühim. Bunların hepsinde, bizim de YMEP ile belirlediğimiz gibi dijitalleşmenin önemi vurgulanarak, Yeşil ve Döngüsel Ekonomi zorunluluğu ortaya konuluyor. Sanayide saat daha hızlı işler. 3 yıl, 5 yıl uzun süreler değildir. Türkiye’miz tüm sektörleriyle bu yeşil dönüşüme hazır olmalıdır. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihracatçılarımıza yol göstermek hedefi ile Dünyayı Tüketmeden, Dünya için Üretiyoruz diyerek TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı hazırladı. Plan doğrultusunda TİM Sanayide Sürdürülebilirlik Bilim Komitesi çalışmamız başladı. Çelik, demir ve demir dışı metaller, elektrik-elektronik, hizmet, kimya, maden ve mücevher sektörlerini temsil eden TİM İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi ana desteğinde Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) olarak gerçekleştirdiğimiz VII. İstanbul Karbon E-Zirvesi’nde öncü duruşunu yaptı. İhracatımızda temsil ettiği mal sektörlerinin toplamdaki katkısı yüzde 35 olan ve 34,8 milyar $ hizmet ihracı yaratan İMMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki konuşmasında İMMİB sektörlerinin karbon yönetimi iyi uygulamalarından örnekler vererek, elektrikli-elektronik, mermer ve plastik atıkların değerlendirilmesi, iyileştirmelerle çelik sektörü karbon azaltımı, madencilikte başta enerji kökenli sera gazı salımlarının azaltılması, mücevher sektörü için kıymetli elementlerin geri kazanılması, ar-ge proje pazarlarında konuya verilen önemi ve birliklerde Yeşil Mutabakat Komitesi yapılanması başlıklarını ayrıntılandırdı.

TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü Başuzman Araştırmacısı Dr. Şeyma Karahan Özbilen’in başkanlığını yaptığı Karbon Yönetimi ve Endüstri oturumumuzda BASF Türk Kimya Çayırova Tesis Müdürü Turgay Kocatürk, enerji ve süreç verimliliği, yeşil elektrik tedariği, ar-ge ile önemli petrokimyasallar için çığır açıcı proses teknolojileri gibi düşük emisyonlu proses teknolojisi geliştirerek, sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz ve 2050’deki Net Sıfır hedefimiz için ilerliyoruz dedi. BSH Türkiye Operasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Hakan Mandalı “KAİ’mizi mümkün olduğunca düşürme, kaynakları döngüsel ekonomide yönetme ve 2030’da emisyonlarımızı yüzde 30 azaltım hedefimizle enerji verimliliği, yeşil enerji üretimi, yeşil enerji alımı ve karbon dengelemeye odaklanarak, cihazlarımızda kullanılan malzeme ve ambalajların yeniden kullanılabilirliklerini göz önünde bulundurarak ekotasarlıyoruz. Sürdürülebilirliği misyona dönüştürme gereğine inanıyoruz” dedi.

EVYAP Ar-Ge ve Kalite Direktörü Özlem Esen “Kişisel temizlik ve bakım ürünleri arzımız için Yeşil EVYAP olarak doğaya duyarlı bir gönüllülük topluluğuyuz. Tedarik zincirimizin dijital dönüşümü, ambalajlarımızda plastik azaltımı, enerji yönetimimizle emisyonlarımızı düşürdük. Atık ekmeklerden üretilmiş çevre dostu kapakla ilk ürün denemelerini yaptık” bilgilerini verdi. ORGANİK Kimya Sağlık, Emniyet, Çevre ve Kalite Müdürü Bülent Uğurlu, konuşmasında 2024’te 100.yılını kutlayacak, dünyanın özel kimyasallar üreten bir numaralı aile şirketi olarak çevre için değer yaratıyoruz. Uçucu Organik Bileşiksiz, Formaldehitsiz, Biyobazlı, Döngüsel Ekonomi Tabanlı, Biyobozunur, Biyokompostlanabilir sürdürülebilir ürünler hedefimiz, Kurumsal Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi yapıyoruz bilgilerini verdi. UNILEVER Türkiye Pazarlama Direktörü Duygu Dal “Performansı İyi, Fiyatı İyi, Gezegen için İyi” diyerek temiz gelecek vizyonumuzla ilerliyoruz. Fosil kökenli kimyasallarımızı, plastik atıklardan gri karbon, bitkilerden yeşil karbon, deniz kaynaklarından mavi karbon, karbondioksitten mor karbon eldesi ve yenilenebilir kaynaklı enerji döngüsü ile Karbon Gökkuşağı adlı yeni yaklaşımımızla üretim-tüketim zincirimizi ekoverimli yöneterek değişiyor ve KAİ azaltımını başarıyoruz” vurgusu yaptı. 

TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay “2020 yılında Avrupa’nın lideri, dünyanın 5. büyük çimento üreticisi olarak sektörümüzde enerji verimliliği, alternatif yakıt kullanımı, atık ısıdan elektrik üretimi ve katkılı çimento üretimi başlıklarında sürdürülebilirlik yatırımlarımızla AB çevre ve iklim politikalarını yakından takip ediyoruz. Türk çimento sektörü 1,2 milyon ton atıktan toplam enerjisinin yüzde 8,5’ini üreterek, 500 bin ton ithal petrol koku tasarrufu sağladı. Biyokütle içeren atıkları tüketerek emisyonlarımızda azaltım sağladık. 2020’de toplam ihracatımızın yüzde 9’u AB’ye yapıldı. SKDM sektörümüz için kritik. Ulusal ETS ve SKDM’nin farklı olasılıklarla sektörümüze ekonomik yükü üzerine modelleri çalışıyoruz. 2020 yılı sonunda başlattığımız Türk Çimento Sektörü Karbon Yol Haritası projemizle fabrikalarımızın sera gazı salım verilerini inceleyerek, ülkemize sektörümüzün yol haritasını sunmayı planlıyoruz” açıklamasını yaptı.

Çimento sektörümüz gibi alüminyum, demir ve çelik, gübre ve elektrik sektörlerimizin aksiyonları yakın vadede çok mühim. Tüm diğer sektörler de çalışmaya başlamalı. Üreterek büyüme ve ihracatını artırma hedefimiz için sınırda yeşil pasaportlu ürünlerimiz olmalı. Ürünlerde saklı karbon en az olmalı. Düşük ürün KAİ için en iyi enerji yönetimi ile ürün yaşam döngüsünde karbonu en iyi yönetmek şart. Ürünlerde saklı karbon, ürünün KAİ, ham madde olan ve/veya enerji için tüketilen fosil kaynak, diğer deyişle kömür, petrol, doğal gaz demektir. Karbonun gücü, enerjisi ve sebep olduğu iklim krizi ürünlerimizde saklıdır.1750-2019 döneminde ülke emisyonlarında ABD payı yüzde 24,8, AB-27’nin payı yüzde 17,4, Rusya payı yüzde 6,9 iken ülkemizin payı yüzde 0,6. 2019 yılı Türkiye Sera Gazı Envanteri bilgisine göre sera gazı emisyonlarımızın yüzde 72,0’si enerji, yüzde 13,4’ü tarım, yüzde 13,2’si sanayiye, yüzde 3,4’ü atık sektörlerine ait. 2019 yılı kişi başı toplam sera gazı emisyonun karbondioksit eşdeğeri miktarı 6,1 ton.

Paris Anlaşması onaylandı. Bakanlığımız adına iklim değişikliği geldi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mız ülkemizin iklim direnci için seferberlikte. Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve İklim Değişikliği Eylem Planı’mızı 2050 hedefleri doğrultusunda güncelleneceğiz. 31 Ekim-12 Kasım 2021 tarihlerindeki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26) var. Heyetimizin iklim diplomasisi ve iklim lobisinde başarısını bekliyoruz. Emekleri Glasgov’da yeşil olsun. Diğer yandan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Türkiye’nin G20 ülkelerine katılarak Paris Anlaşması’nı onaylamasından duyduğu memnuniyeti belirtirken, ülkemizden net sıfır emisyon taahhüdü kapsamında, en kısa sürede ulusal iklim eylem planı sunmasının beklendiğini belirtti. Çok çalışmalıyız. Çok. Bu güzel ülkenin yeşili, mavisi bugünümüz ve yarınımız için.

Enerjinize, çevrenize ve ikliminize iyi bakınız değerli okuyucularım.