Sürdürülebilir bir gelecek için; yenilenebilir enerji ve YEK-G

Sınırlı yenilenebilir enerji arzı dikkate alındığında gönüllülük esasına dayanan YEK-G’nin diğer sertifikalara olan talep direncini kırabilmesi için destekleyici mekanizmaların kurulması ihtiyacı doğabilir.

Karbon salımının hızla artması ve iklim değişikliğiyle mücadele sürecinin hayatımıza girmesiyle “Yeşil Enerji” kullanma yönündeki ilgi de yaygınlaşmaya başlamıştır. Özellikle RE100 üyesi şirketler gibi çok uluslu ve dünya çapında faaliyetleri bulunan kurumlar sürdürülebilirlik taahhütlerini kamuoyu ile paylaşmış ve 20-30 yıl içinde karbon nötr hale gelme hedeflerini beyan etmişlerdir. 

Tüketiciler bu itici güçle enerji tedarik yöntemlerini yeniden şekillendirmek, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik tüketimini karşılamak ve tedarik yöntemini ispatlamaya ihtiyaç duymaktadır. Bu kapsamda hali hazırda girişimleri olan şirketler uzun vadeli yenilenebilir enerji tedarik anlaşmaları – PPA/YETA veya yenilenebilir enerji sertifikaları satın alma yöntemlerini kullanmaktadırlar. YEK-G ile markalar; pazarlama ve iletişim faaliyetlerinde yenilenebilir enerjiye verdikleri desteği sergileyerek, rakiplerine kıyasla önemli bir rekabet avantajı elde edecektir.

Yenilenebilir enerji sertifika sistemleri elektrik üretiminin çevresel niteliklerinin kanıtlanmasının yanı sıra ekonomik getiri sağlayan bir enstrüman olarak katma değer yaratan yeni bir dünyanın kapılarını açmıştır. Elektrik üretimi ve fiziki iletimi konularından ayrışarak sadece sertifika ticareti yapılabilmektedir. Bu yeni pazarda ihtiyaçlarını karşılamak adına hem üreticiler hem tüketiciler hem de tedarik şirketleri yoğun ilgi gösterme eğilimdedir. Organize YEK-G piyasasında yenilenebilir enerji kaynakları hidrolik, güneş, rüzgâr bazlı ticaret yapılabilmektedir. 

Türkiye’de ise gönüllük esasına göre işleyen milli yenilenebilir enerji sertifika sistemi YEK-G, 1 Haziran 2021 tarihinde faaliyete geçmiştir. Sistem, enerjinin üreticiden tüketiciye kadar ki sürecini takip etmek amacıyla tasarlanmıştır. Sertifikaların alım satım işlemlerinin yapılabileceği platform olan YEK-G piyasasında katılımcılar lisanslı yenilenebilir enerji üreticileri ve tedarik şirketleri olarak belirlenmiştir. Siteme kayıtlı olan yenilenebilir enerji santrallerinin şebekeye verdiği her 1 MWh’lik enerjiye ait çevresel niteliklerin kaydedilip EPİAŞ uzlaştırması sonucunda hesaplanacak üretim miktarı kadar belgelendirilebilmektedir. Serbest olmayan tüketiciler YEK-G belgelerini görevli tedarik şirketlerinden serbest tüketiciler ise yine tedarik şirketlerinden veya istedikleri başka bir tedarik şirketinden temin edebileceklerdir. Yönetmeliğe göre görevli tedarik şirketleri yeşil tarifeye geçen tüketicilerinin itfa işlemini yaparak YEK-G belgesi ile kanıtlamak zorundadır. 

YEK-G belgesi hem tedarik şirketlerine hem de son tüketicilere kullandıkları enerjinin kaynağının takip, ispat ve ifşa edilmesini sağlayacak bir mekanizma oluşturmuştur. Bu sayede, yeşil enerji tüketicisi ifşa amacıyla kullandığı enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklardan üretildiğinin ve YEK-G belgesi vasıtasıyla belgelendirildiğini garanti edebilecektir. Blok zincir teknolojisi kullanılarak eşsiz bir kodla takip edilebilecek belgelerin doğrulanması YEK-G Belgesi Doğrulama Portalından yapılabilecektir. Piyasa işletimi EPDK’nın denetiminde gerçekleşirken piyasa işletmecisi olan EPİAŞ, ihraç edilen her bir belgeyi izlemektedir.  İtfa edilen her bir belgeyi kaydeden EPİAŞ belgelerin yeniden kullanımını elektronik olarak engellediği için YEK-G’nin takip edilebilir ve güvenli bir sistem olarak ifade edilebilir.

YEK-G yerli bir ürün olarak avantaj sağlarken sadece milli piyasada kabul gören bir oyuncu olarak kalma riskini de barındırmaktadır. Ancak Avrupa’da kullanılan enerji nitelik standardı Guarantee of Origin (GO) sistemi incelenerek ve benzer özelliklerde kurgulanmış YEK-G’nin uluslararası ihtiyaçları karşılayabilecek nitelikte olduğu söylenilebilir. Sistemin uluslararası beklentiler doğrultusunda işleyebilmesi ve güvenilir algısının oluşabilmesi için bazı amaçlara hitap edebilmesi gereklidir. Şeffaflık ve raporlanabilirliği rehber olarak görmek izlenebilirliğin sağlanması ve mükerrer sayımın önüne geçilmesi için temel prensiptir. 

Kurumsal ve büyük şirketlerin yenilenebilir enerji tüketiminin arttırılması hususuna dikkat çekerek sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarını yayınladıkları raporlarda göstermektedirler. Karbon nötr bir gelecek için farkındalık sağlamak ve “yeşil şirket” olarak statülerini korumak marka değerlerini arttırmak açısından önemlidir. Bu hususta yenilenebilir enerji tedarikinde YEK-G’nin uluslararası bir sertifika olması kritik bir noktaya işaret ediyor. Başlatılan çalışmalar YEK-G belgesinin şirketlerin uluslararası standartlardaki raporlamalarında Kapsam 2 bünyesinde kullanılan enerjinin yenilenebilir enerji kaynağından olduğunu kanıtlayabilecek bir enstrüman olarak kabul görmesi amaçlanmıştır. EPDK ve EPİAŞ tarafından geliştirilen stratejilerde 2022 yılında AB’deki enerji sertifikaları standartlarını belirleyen Association of Issuing Bodies (AIB) üyeliğine dahil olunması ve GO ihraç haklarının kazanılması planlanmıştır. Tüm bunların yanı sıra AB’de ticaretinin yapılması için geçerlilik kazanması YEKDEM’den yararlanamayacak santraller için de yurtdışında bir gelir kapısı oluşturabilir.

Çok uluslu şirketler sürdürülebilirliği kapsamlı bir şekilde ele almak adına bu “devrime” bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşmaktadır. Kendilerinin yanı sıra tüm tedarik ağlarının da temiz bir gelecek için somut atılım yapmalarını beklemektedirler. Türkiye’de AB ile iş ortaklığı olan önemli sayıda şirket bulunmasından dolayı yenilenebilir enerji sertifikaları ülkemizi de yakından ilgilendiren bir konu haline gelmiştir. Gelecekte AB karbon vergisi gereklilikleri ve sınırda karbon vergisine karşılık olarak kullanılabilecek bir standart olabileceği göz önüne alındığında Türkiye’de yapılacak olan PPA/YETA’larda YEK-G’yi konumlandırmak mümkün. Mevcutta portföyü yenilenebilir enerjiden oluşan taraflarla yapılan ikili anlaşmalarda satın alınan elektriğin belgelendirilmesine yönelik bir boşluk vardı. Oluşan bu iklimde tüketicilerin yerli tedarik çözümü arayışında YEK-G’nin enerji alım anlaşmalarına konu olması tüketicilere cevap olabilir. 

Sınırlı yenilenebilir enerji arzı dikkate alındığında gönüllülük esasına dayanan YEK-G’nin diğer sertifikalara olan talep direncini kırabilmesi için destekleyici mekanizmaların kurulması ihtiyacı doğabilir. Türkiye’de I-REC sertifikaları tercih edilirken YEK-G’nin AB’de kabul görmesi ve fiyatının daha düşük olması diğer sertifikalara olan yönelimi engelleyebileceği düşünülüyor. Ayrıca I-REC sistemine kaydolabilen lisanssız yenilenebilir enerji santrallerinin YEK-G sistemine dahil edilmesi konusu da üreticiler için önem teşkil etmektedir. Şu an için planlanan yol haritasında lisanssız santrallerin katılımı 2023 olarak açıklanmıştır.

AB ile uyum kapsamında Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadeledeki pozisyonunun güçlü stratejilerle netlik kazanması önemli bir gerekliliktir. Kurumlardan bireysel tüketicilere kadar ulaşabilen YEK-G belgesinin sürdürülebilir ve yeşil bir gelecek hedefinde verimli çözümler uygulayabilmek adına Türkiye’nin attığı önemli bir adım olduğunu söylemek gerçekçidir.

Organize YEK-G piyasasında yenilenebilir enerji kaynakları hidrolik, güneş, rüzgâr, jeotermal ve biyokütle bazlı açılacak kontratlarda ticaret yapmaya başlayacaklardır. Düşük karbonlu ekonomiye geçişte, elektrifikasyon, yenilenebilir enerji, hidrojen, dijital dönüşüm gibi alanların daha önemli hale geldiği ve bu alanda kamu-akademi-sanayi birlikte çalışma zorunluluğu bulunmaktadır.