İşgalin maliyeti

Ukrayna ve Rusya arasında artan gerilim, Rusya’nın 24 Şubat sabah saatlerinde Ukrayna topraklarında başladığı hava saldırıları ve kara harekâtıyla işgale dönüştü. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali küresel piyasaları derinden etkilerken en derin etkisi ise enerji piyasalarında yaşandı. İşgal haberleriyle birlikte piyasalarda yaşanan panikle birlikte Brent petrolün varil fiyatı yüzde 8’e yakın artarak 105 dolara kadar yükselirken, TTF Mart vadeli kontratı ise yüzde 62’ye yakın artarak 144 Euro/MWh seviyesine yükselmiş ve ardından geri çekilmişti.  

Hafta sonu Avrupa Birliği(AB) ve ABD tarafından, bazı Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması, Rusya Merkez Bankası’nın rezervlerini kullanmasını engellenmesi ve kurumlara yeni yaptırımlar uygulanmasına yönelik alınan kararlar petrol ve doğal gaz fiyatlarının haftaya tekrar sert yükselişlerle başlamasına neden oldu. 

TTF’de Nisan vadeli kontratı fiyatı artan gerilim ve SWIFT kararıyla birlikte haftaya sert artışla başladı. TFF Nisan kontratı açılışta yüzde 36,5’e yakın artarak 127 Euro/MWh seviyesine kadar yükseldikten sonra tekrar 100 Euro/MWh seviyelerine çekildi. 

Brent petrol de haftaya sert yükselişle başladı. Nisan vadeli Brent petrolün varil fiyatı yüzde 5,1 artarak 102,90 dolara yükseldi. 

RUSYA’YA KUZEY AKIM 2 DARBESİ

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 22 Şubat’ta Kuzey Akım 2 boru hattının lisanslama sürecinin durdurulduğunu açıklamasının ardından 23 Şubat’ta ABD Başkanı Joe Biden, yaptığı yazılı açıklamada, Kuzey Akım 2 AG’ye ve firma yetkililerine yaptırım uygulanması talimatı verdiğini duyurdu.

AB DOĞAL GAZ İTHALATININ ÜÇTE BİRİNİ RUSYA’DAN YAPIYOR

Doğal gaz ithalatının yaklaşık üçte birini Rusya’dan yapan AB, Rus gazına olan bağımlılığını düşürmek amacıyla LNG ithalatını ve boru hattıyla ithalat yaptığı diğer ülkelerden aldığı miktarı artırmak amacıyla girişimlerini sürdürse de Avrupa’nın kısa sürede Rus doğal gazına olan bağımlılığını düşürmesi mümkün görünmüyor.

Öte yandan Avrupa’nın kış mevsimine yeraltı doğal gaz depolarında düşük doluluk oranlarıyla girmesi ve yüksek talebe bağlı olarak AB ülkelerinin doğal gaz depolarının doluluk oranı yüzde 30’a kadar gerilemiş durumda.

Ukrayna’daki işgal ve çatışmalar nedeniyle bu ülke üzerinden Avrupa ülkelerine sevk edilen Rus gazının kesilmesi olasılığının neden olduğu arz güvenliği kaygıları gaz fiyatlarındaki tarihi artışı tetikleyen diğer nedenler.

TÜRKİYE İÇİN KESİNTİ RİSKİ ÇOK DÜŞÜK

TürkAkım boru hattının devreye alınmasıyla birlikte Rusya’dan aldığı doğal gazın tamamını Karadeniz’in altından geçen boru hatlarıyla tedarik eden ve transit riski olmayan Türkiye’nin Ukrayna’daki çatışmalardan dolayı Rus gazında bir kesinti ve arz güvenliği riski yaşaması beklenmiyor. 

İŞGALİN VE YAPTIRIMLARIN SEYRİ YAKINDAN İZLENİYOR

Ukrayna’nın işgaline ilişkin gelişmelerle Rusya’ya ve Rus şirketlerine yönelik açıklanan yaptırımlar enerji piyasaları tarafından çok yakından izleniyor. İşgalin ve çatışmaların şiddetlenmesi ve Rusya’nın saldırgan tutumunun devam etmesi durumunda enerji sektörünün de yaptırımlara dahil edilmesi olasılığının da masada olduğu değerlendiriliyor. Ayrıca bu ek olarak Rusya’dan yapılan ham petrol ve doğal gaz ithalatının azaltılması ve farklı tedarik kaynaklarına sert bir yönelim durumunda ise talep baskısı nedeniyle halihazırda sıkışık durumdaki petrol ve LNG piyasalarında sert fiyat artışlarının yaşanmasının endişe ediliyor. 

ALMANYA 2 YENİ LNG TERMİNALİ İNŞA EDECEK

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Federal Meclis’te düzenlenen özel oturumda yaptığı konuşmada, Almanya’nın stratejik gaz rezervleri oluşturacağını belirterek, en kısa sürede 2 sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminali inşa edeceğini açıkladı.

Scholz, “Rus doğal gazına olan bağımlılığı azaltmak için Almanya’da iki sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminali inşa edeceğiz.” dedi. Terminallerin Brunsbüttel ve Wilhelmshaven kentlerinde inşa edileceği bilgisini paylaşan Scholz ayrıca bir kömür ve gaz rezervi oluşturulacağını bildirdi.

BP, ROSNEFT’TEKİ YÜZDE 20 HİSSESİNİ SATACAK

BP, Rusya’nın Ukrayna’daki işgal girişiminden sonra Rus devlet petrol şirketi Rosneft’teki yüzde 19,75 oranındaki hissesini satacağını duyurdu.

2013 yılından beri Rus şirketinde hisse sahibi olan BP, İngiltere’nin baskısı altında kaldı. BP CEO’su Bernard Looney ve BP adayı yönetmen Bob Dudley gibi Rosneft yönetim kurulundan “hemen geçerli olmak üzere” istifa etti.

Bay Looney, 2020’den beri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın arkadaşı ve müttefiki olan başkanı Igor Sechin ile birlikte Rosneft yönetim kurulundaydı.

UKRAYNA, ENERJİ YOLLARINDA ÖNEMLİ YERE SAHİP

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali enerji piyasalarını nasıl etkileyecek? Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesiyle küresel emtia piyasalarında gözler bölgeye çevrildi.

Ukrayna’da Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen, Kardeşlik ve Birlik adlı boru hatlarında yaşanabilecek aksaklıkların, sevk edilen Rus gazının hacimlerinde önemli düşüşlere neden olabileceği öngörülüyor.

Bölgeden gelen haberlerin ardından Avrupa’da mart vadeli kontratlarda doğal gaz fiyatları yüzde 27 artış gösterdi. Rus enerji şirketi Gazprom, yaptığı açıklamada, sözleşmeler doğrultusunda Ukrayna üzerinden doğal gaz sevkiyatına devam edildiğini duyurdu.

Dünyanın en uzun petrol boru hattı olarak bilinen Dostluk da Ukrayna üzerinden Avrupa’ya giden önemli hatlardan birisi olarak ön plana çıkıyor. Günlük yaklaşık 100 bin varil petrol sevk edilen Dostluk boru hattı, ağırlıklı olarak Slovakya ve Çekya gibi Doğu Avrupa ülkelerine enerji sağlıyor.

Artan jeopolitik gerilim petrol fiyatlarını da etkilerken, Brent petrolün varil fiyatı yüzde 3’ün üzerinde değer kazanarak 2014’ten bu yana ilk kez 103 doları aştı.

“TÜRKİYE’NİN KAYNAK ÜLKELERE YAKINLIĞI AVRUPA’YA GÖRE AVANTAJ” 

Rusya-Ukrayna krizi nedeniyle oluşan endişelerle ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez açıklama yaptı. Türkiye’nin kaynak ülkelere yakınlığının Avrupa’ya göre avantaj olduğunu söyleyen Dönmez, ilk boru hattının Ukrayna, Romanya, Bulgaristan üzerinden geldiğini, Ukrayna-Rusya arasında sorun yaşandığı dönemlerde gaz akışında düzensizlikler yaşandığını hatırlattı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Rusya-Ukrayna krizi nedeniyle oluşan endişeler hakkında basının sorularını yanıtladı. Dönmez, Avrupa’nın Doğalgaz ihtiyacının yüzde 40’ının Rusya’dan karşıladığını belirterek, Norveç’de bir üretim olduğunu ancak son yıllarda azalmaya başladığını kaydetti.

LNG getirebildiğini ama Rusya’nın ana tedarikçi konumunda olduğunu anlatan Dönmez, Türkiye’nin kaynak ülkelere yakınlığının Avrupa’ya göre avantaj olduğunu ifade etti. Türkiye’ye doğrudan bir gaz akışı olduğunu vurgulayan Dönmez, ilk boru hattının Ukrayna, Romanya, Bulgaristan üzerinden geldiğini, Ukrayna-Rusya arasında sorun yaşandığı dönemlerde gaz akışında düzensizlikler yaşandığını hatırlattı. Son iki yıldır TürkAkım üzerinden gazın Karadeniz’in altından doğrudan geldiğini dile getiren Dönmez, tedarik güvenliği açısından bu yolun son derece güvenli ve kısa olduğunu kaydetti.

Rusya’nın gaz vermemesine yönelik bir problem bekleyip beklemediğine yönelik olarak Bakan Dönmez, “Beklemiyoruz. Ortada bir de ticari anlaşmalarımız var. Bu anlaşmalarda gaz alım satım anlaşmalarında karşılıklı tarafların birtakım yükümlülükleri var. O gazın günlük, aylık, yıllık bazda ne kadar göndereceği belli. Benim onlara yapmam gereken ödeme gibi başka yükümlülüklerim var. Geçmişte de örneğin uçak hadisesi yaşandı. O zaman da Gazprom kontrattaki taahhütlerine uydu. Yani sıkıntılı dönem yaşamamıza rağmen. Şu anda böyle bir durum söz konusu değil” diye konuştu.

“OLUMSUZ ETKİLER LNG PİYASASINDA ETKİSİNİ GÖSTERECEK”

Krizin enerji maliyetlerini artırıp artırmayacağına yönelik soruya Dönmez, doğalgazın uluslararası piyasalarda belirlendiğini, böyle bir fiyat artışının tüm ülkeler gibi Türkiye’yi de etkileyeceğini söyledi. Özellikle LNG fiyatlarının uluslararası piyasada belirlendiğine dikkat çeken Dönmez, olumsuz etkilerin LNG piyasasında etkisini göstereceğini, Türkiye’nin zaten boru hatlarında kontratlarının olduğunu hatırlattı. Uluslararası piyasalarda bu krizden dolayı doğalgaz ve petrol fiyatlarının artabileceğini, bunun ilk öncü sinyallerinin de görüldüğünü dile getiren Dönmez, “Biraz daha izlemek gerekiyor. Doğal olarak biz de uluslararası piyasada belirlenen fiyatlara göre gaz aldığımız için, özellikle LNG, biz de bundan olumsuz etkileniriz ancak ne kadar etkileniriz… Fiyatlar ne olacak? Bunu zaman gösterecek, biz zaten doğalgazda ciddi bir sübvansiyon yapıyoruz devlet olarak, geçtiğimiz yıl 80 milyar lira yapıldı. Sübvansiyon yine belki bu mertebelerde devam edecek, bugünden bir şey söylemek zor. Ama bu yükselen fiyatlar tüm dünyayı etkiler” dedi.