Enerji piyasalarında tüketicinin rolü güçleniyor

Elektrik enerjisine olan yüksek taleple birlikte enerji depolama kapasitesi, akıllı şebekeler ve talep tarafı katılımı ciddi önem kazandı. Ülkeler bu konuda teknolojilerini geliştirirken, yüksek enerji tüketimi sağlayan sektörler de enerji piyasalarında oyuncu olma yolunda önemli adımlar atıyor.

Dünya üzerinde elektrik enerjisinin giderek önem kazanmasıyla birlikte enerji piyasalarında tüketici konumunda bulunan büyük sanayi devleri kendi elektriklerini üretmeye başladılar. Ülkeler bir yandan bu konuda altyapı yatırımları yapmaya devam ederken, büyük sanayi devleri de özellikle lisanssız santrallerle kendi tüketimlerini karşılamak için adımlar atıyor. Depolama yatırımları, akıllı şebekeler ve yenilenebilir enerji üretiminde yaşanan artışlar tüketici konumunda bulunan sanayi devlerini piyasa oyuncusuna dönüştürüyor. Türkiye ise, depolama, akıllı şebeke yatırımları, yenilenebilir enerjide belirlediği hedeflerle tüketici konumunda olan sanayicileri piyasa oyuncusu haline getiriyor.

AVRUPA’YA 584 MİLYAR AVROLUK ŞEBEKE YATIRIMI

Rusya-Ukrayna arasında yaşanan gerilimle birlikte Avrupa’da yaşanan enerji fiyat dalgalanmalarının önüne geçmek isteyen ve rekabetçiliği korumaya çalışan Avrupa Birliği (AB), bu konuda bazı önlemler aldı. Rusya’dan gaz alım oranını 5’te 1 oranından 20’de 1’e düşüren AB, geçen yıl rüzgar ve güneşten sağladığı elektrik üretimi ilk defa gazdan sağladığı elektrik üretimini geride bıraktı.

AB Komisyonu, üye ülkelerdeki elektrik şebekesinin ihtiyacı karşılayabilmesi için 2030’a kadar toplam 584 milyar avroluk yatırım gerektiği üzerinde duruyor. Yayınlanan plana göre AB, elektrik şebekesinin daha verimli hale gelmesi ve elektrik ağının tamamen entegre olması için altyapıyı modernize edecek. Uluslararası raporlara göre AB’nin toplam elektrik tüketiminin 2030 yılına kadar yüzde 60 artacağı görülüyor. Yapılacak yatırımlarla, milyonlarca çatı üstü güneş paneli, ısı pompası, deniz üstü rüzgar santrali, hidrojen üretim ihtiyaçları ve elektrikli otomobil şarj istasyonları gibi çeşitli gereksinimleri karşılaması sağlanacak.

AB Komisyonu, yeşil mutabakat hedefleri çerçevesinde 166 sınır ötesi enerji projesi listesi hazırladı. Projelerin yarıdan fazlası 2027-2030 arasında elektrik, deniz üstü ve akıllı şebekeye yönelik olurken, hidrojen, elektrolizör ve karbon alanında da projeler yer aldı.

AVRUPA’DA GÜNEŞ VE RÜZGAR YATIRIMLARI ARTIYOR

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) verilerine göre, Almanya 67 GW  üzeri kapasite ile güneş enerjisinde Avrupa’da lider konumda. İtalya ise 25 GW’lık kapasite ile Almanya’yı takip ediyor. Sıralamaya bakıldığında ise 20 GW üzeri kapasite ile İspanya ve 18 GW üzere kapasite ile Hollanda bu iki ülkeyi takip ediyor.

Wind Europe’un raporuna göre, 2023 yılında Avrupa’da inşa edilen RES’lerin kapasitesinin 18,3 GW’a ulaştığı, bu kapasitenin yüzde 79’a karşılık gelen 14,5 GW’ının karada geri kalan 3,8 GW’ının ise denizde inşa edildiği belirtildi. Avrupa Birliği’nin 27 üye ülkesi bu kapasitenin 16,2 GW’ını kurarak rekor bir kapasite elde etti. 2024-2030 yılları arasında Avrupa’da yıllık ortalama 37 GW kurulu güç artışı ile toplamda 260 GW rüzgar kurulu güç artışı bekleniyor.

20 MİLYON TONLUK HİDROJEN HEDEFİ

Enerji portföyünü genişletmeye çalışan AB, Mayıs 2022’de yayınladığı ‘Fit for 55’ anlaşması kapsamında 2030 yılına kadar 5,6 milyon ton yeşil hidrojen üretimi öngörülüyordu. REPowerEU eylem planı kapsamında ise üretim planını 15 milyon ton artıran AB, 10 milyon ton hidrojeni ise ithal etmeyi planlıyor.

ABD ŞEBEKE ESNEKLİĞİNE 10 MİLYAR DOLAR AYIRDI

Enerji Bakanlığının raporlarına göre, önümüzdeki 10 yıl içinde elektrikte rekor talep artışı bekleniyor. ABD’nin, enerji şirketlerini, şebekenin esnekliğini ve dayanıklılığını artırmak için 10,5 milyar dolarlık şebeke esnekliği programı (GRIP) gibi bugün mevcut olan federal yatırım ve politika teşviklerinden de yararlandırma hedefi bulunuyor.

TÜRKİYE’DE TÜKETİCİLER ÜRETİCİ KONUMA GEÇİYOR

Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde karbon emisyonları azaltmak amacıyla getirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) 2026 yılında hayata geçirilecek. Başta demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre ve elektrik sektörü olmak üzere enerji yoğun sektörler düzenlemeden etkilenecek. Şirketler lisanssız yatırımlarını artırırken Türkiye’nin yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi de artmaya devam ediyor. Bugüne kadar tüketici konumunda olan şirketler, şebeke esnekliği, net sıfır hedefleri ve öngörülebilirlik kapsamında kendi elektriklerini üreterek tüketmedikleri elektriği de satabilecek konuma geldiler.

Türkiye, 2023 yılında 2 bin 845 MW’lık ilave yenilenebilir kurulu güç artışı gerçekleştirerek 2023’te toplam kurulu güç artışının yüzde 99,5’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağladı. 2023 yılında 326,3 teravatlık elektrik üretimi gerçekleştiğini ifade eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yenilenebilir kaynakların üretim içindeki payının yüzde 42 olduğunu, kurulu güç içindeki payının ise yüzde 56 olarak gerçekleştiğini belirtti. Bakan Bayraktar, hedeflerinin 2035 yılında yenilenebilirin kurulu güç içindeki payını yüzde 65’e, üretim içindeki payını ise yüzde 55’e yükseltmek olduğunu ifade etti.

ŞEBEKE YATIRIMLARINA 21,9 MİLYAR TL HARCANDI

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) sektör raporuna göre, 21 dağıtım şirketinin 2022 yılında toplam yatırımı bir önceki yıla göre yüzde 85,7 artarak 14 milyar 719 milyon TL’den 27 milyar 340 milyon TL’ye ulaştı. Bu rakamın 21 milyar 940 milyon TL’lik en büyük kısmı “şebeke yatırımlarına” harcandı.

Enerjisa Commodities, Ticaret ve Enerji Çözümleri Direktörü İsmail Özdemir

‘ŞEBEKE ESNEKLİĞİ HER GEÇEN GÜN DAHA KIYMETLİ HALE GELECEK’

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de başlayan yeşil enerji dönüşümü ile birlikte şebekedeki yük akışından tutun da, teknoloji bazlı enerji üretim ağırlığına ve sanayi kuruluşlarının yani tüketicilerin enerji piyasasındaki rollerine kadar her aşamada bir dönüşüm içerisindeyiz.

Enerji üretimi tarafında yapılan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği düzenlemeleri ile ve TEİAŞ’ın açıkladığı bağlantı kapasiteleriyle sanayicilerin lisansız elektrik üretim santralleri kurma motivasyonu ve iştahı artırılmıştır.

Bu motivasyon, sanayicilerin enerji maliyetlerini kısmen dış etkilerden bağımsız hale getirmesi yönüyle ve ülkemizin yenilenebilir enerji üretimi potansiyelini daha fazla kullanması yönüyle sevindirici olsa da asıl işi enerji üretmek olmayan sanayi kuruluşlarının kendi tüketeceği elektriği üretme sorumluluğunu üstlenmeleri birtakım riskleri de peşinen kabul etmeleri anlamına gelmektedir.

Özellikle GES teknolojisinde yapılan yoğun (94%) lisanssız üretim tesisi yatırımlarıyla, bu alanda kurulu güç 11 GW’a yükselmiştir ve halihazırda devam eden, bekleyen ve başlangıç aşamasında olan projelerle bu rakamın çok daha artacağı aşikardır.

Gün ortasında birkaç saatliğine bu denli büyük bir miktarın devreye girmesi ve akabinde birkaç saat içerisinde devreden çıkması, şebeke yönetimi ve arz güvenliği anlamında mevcut uygulamalara ek olarak yeni tedbirler gerektirecektir ve esneklik her geçen gün daha kıymetli hale gelecektir.

“TALEP TARAFI KATILIMI ŞEBEKE OPERATÖRÜ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR ENSTRÜMAN”

Talep tarafı katılımı, elektrik piyasamızdaki esneklik sağlayabilen her unsurun kullanılması, kesintisiz ve verimli bir akışın oluşturulabilmesi açısından şebeke operatörünün elinde bulunması gereken önemli bir enstrümandır.

Elektrik piyasasında tüketim artışı olan dönemlerde, ilgili tüketimi karşılamak için yüksek maliyetli santraller çalıştırıldığından saatlik fiyat artışları gözlemlenmektedir.

Talep tarafı katılımı ile piyasa koşullarına esnek bir şekilde reaksiyon gösterebilecek tüketiciler sayesinde, özellikle talebin ve elektrik fiyatının yüksek olduğu saatlerde enerji talebi azalacak olup, tüketim yoğunlukları sistemin daha rahat olduğu saatlere yönelecektir.

Böylece, talep yüksekliği sebebiyle gelen sistem kısıtları asgari düzeyde gerçekleşebilecektir. Şebeke operatörünün kullanabileceği esneklik mekanizmalarının çeşitliliğinin arttırılması, yenilenebilir kurulu gücü artarken arz güvenliğinin de garanti altına alınması açısından çok kıymetlidir.

Energy Pool Türkiye İş Geliştirme Uzmanı Nice Lara İnel

‘SANAYİCİ TÜKETEMEDİĞİ ELEKTRİKLE EK GELİR ELDE EDEBİLİR’

Elektrik üretim tesislerinin piyasadaki fiziksel dengesizliklere Yan Hizmetler ve Dengeleme Güç piyasalarında hizmet verdiği gibi endüstriyel elektrik tüketim tesisleri de 2021 yılında Yan Hizmetler Yönetmeliği kapsamında başlanan Talep Tarafı Yedeği Hizmeti ihalelerine katılım sağlayarak hizmet verebilir ve bu hizmet ile kazanç sağlayabilir.

Enerji verimliliği eylem planı ve net sıfır hedefleri doğrultusunda; emisyon, maliyet ve öngörülebilirlik açısından sürdürülebilir bir ekosistem yaratılması amacıyla konvansiyonel kaynakların kullanımının azaltılması ve bununla beraber yenilenebilir, dağıtık, kesintili ve talebe göre düzenlenemeyen enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payının artmasıyla sistemdeki kısıtları ve dengesizlikleri üretim tesisleri ile yönetmek günden güne zorlaşıyor. Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli bir rolü olan talep tarafı katılımı, enerjide arz-talep dengesini koruyarak şebeke güvenliği sağlamak üzere endüstriyel elektrik tüketim tesislerinin enerji piyasalarına katılım sağlamaları ve ilgili piyasalarda aktivitelerde bulunmaları şeklinde özetlenebilir.

Talep Tarafı Yedeği Hizmeti (TTYH) ihaleleri ile sanayiciler şebekedeki arz-talep dengesinin sağlanması adına TEİAŞ’a hizmet verebiliyor. TEİAŞ tarafından duyurulan ihaleler, fabrikaların doğrudan katılımıyla önceden bildirilen saatler için yük düzenlemesiyle gerçekleşiyor, buradaki yük miktarı katılım sağlarken fabrika tarafından belirleniyor. Geçmiş dönemde sanayicilerin doğrudan katılım sağladığı üç ihale ile hatırı sayılır bir gelir elde etme imkanı sunuldu.

TTYH sürecinin daha güvenli ve verimli yönetilmesi için fabrikaların toplayıcı olarak tanımlanan aracı kurumlarla ihalelere katılım sağlaması planlanıyor. Toplayıcılar ile katılım sonucunda; havuz yönetimiyle esneklik artacak, fabrikaların ihale katılımında bildireceği yük bilgisi süreç yönetimi ile doğrulanacak ve gerekli teknolojik yatırım fabrikalardan aracı kurumlara geçecek. Bu sayede fabrikalar daha az risk ve maliyet ile hizmet sağlayabilecek.

ŞEBEKEYE FAYDASI KADAR TÜKETİCİYE DE FAYDASI VAR

TTYH ihaleleri ilk bakışta şebekenin dengelenmesi için oluşan bir hizmet gibi görünse de sanayiciye faydası göz ardı edilemez. İhale süreci iyi yönetildiğinde hem fabrika giderleri azaltılabilir hem de ilave kazanç sağlanabilir.

Günümüzde birçok sanayici elektrik fiyatlarına göre üretim planlamasını yapmaktadır. İhale sürecinde de planlama benzer olacağı için fabrikalar kolaylıkla uyum sağlayabilecek. Bu sebeple fabrikalar hem elektrik tüketim giderlerini azaltabilecek hem de hizmet karşılığında gelir elde edecek. Dolayısıyla fabrikalar şebekeden çektikleri elektriği ve sayaç öncesi üretimlerini doğru bir şekilde planlamaları sonucunda doğru zamanda gelir elde edebilecekler.

Toplayıcılar ile ihaleye katılımda fabrikalar için süreç daha güvenli ve verimli olacak. Toplayıcıların portföyünde bulunan fabrikaların, ekipman ve yük analizlerinin toplayıcılar tarafından gerçekleştirilmesi ve ihale sürecinde toplayıcının uzaktan izleme ile fabrikanın yük durumunu gözlemlemesi sonucunda ihalede fabrikaların başarı oranı ile verimliliği artırılabilir.