Bakan Dönmez: ‘2030 yılına kadar elektrikli araç şebeke altyapısı için 1 milyar dolarlık yatırım yapılacak’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, ELDER 14. Sektör Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada; “2030 yılına kadar elektrikli araç şebeke altyapısı için 1 milyar dolarlık yatırım yapılacak” diye konuştu.

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği’nin (ELDER) 14. Sektör Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konferans salonunda gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmalarını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler yaptı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,  açılış konuşmasında Covid-19 salgını sürecinde elektrik dağıtım sektörünün büyük bir sınav verdiğini belirterek birçok sektörün durma noktasına gelmesine rağmen dağıtım sektörünün 7/24 hep sahada olduğunu ve bu dönemde ertelenen yatırımların olmadığını ifade etti.

BAKAN DÖNMEZ, ENERJİ SEKTÖRÜNDE KRİZ YÖNETİMİNİN ÖNEMİNE DİKKATİ ÇEKTİ

İklim değişikliği kaynaklı süreçte ise yangın, sel, aşırı yağışlar kriz yönetimi gibi konulara daha fazla önem verilmesi gerektiğinin ortaya çıktığını kaydeden Bakan Dönmez; “Bu tür doğal afetler karşısında her zaman dağıtım şirketlerimizin hazırda tuttuğu kriz yönetim planları var. Ancak bazı dağıtım şirketlerimiz olaylara kısa sürede müdahale edebilecek imkân ve kapasiteye sahip iken bazı dağıtım şirketlerimizin henüz bu altyapıya sahip olmadığını da gördük. O nedenle bugün masaya yatıracağımız en önemli başlıklarımızdan biri de bu olacak” diye konuştu.

ELEKTRİKLİ ARAÇ ALTYAPISI İÇİN 1 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM

Önümüzdeki yılların en önemli konu başlıklarından birinin elektrikli otomobiller olacağını söyleyen Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2030 yılına kadar elektrikli araç soket ve şebeke altyapısı için 1 milyar dolarlık yatırım yapılacak. Dağıtık enerji üretimi özellikle ana şebekeye binen yükün azaltılması açısından önemli. Bu nedenle 2030 yılına kadar dağıtık üretim ve yenilenebilir enerji teknolojileri için 2 milyar dolarlık şebeke yatırımı yapılması gerekiyor” diye konuştu.

Son olarak siber güvenlik ve dijital dönüşümün sektör için kritik olduğuna da dikkati çeken Dönmez; “Sektörel dijital olgunluk seviyemiz 1,4. Havacılık ve savunma, sigorta, otomotiv, telekom ve teknoloji sektörlerinin gerisindeyiz. Buradaki dijital olgunluk seviyemizi artıracak uygulamaları hayata geçirdikçe, tüketici memnuniyeti ve şebeke güvenliğimiz de aynı oranda artacak. Siber saldırıların yüzde 11’i enerji sektörüne yapılıyor. Yaklaşık her 9 siber ataktan 1’inin enerji sektörüne yapılıyor olması, az önce konuştuğumuz dijital güvenlik meselesinin ne denli hayati olduğunu da ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.

‘ENERJİDE KÖKLÜ BİR PARADİGMA DEĞİŞİMİNİN TAM ORTASINDAYIZ’

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ise; “Enerjide köklü bir paradigma değişiminin tam ortasındayız” diyerek sözlerine başladı.

Dünyanın dört bir tarafından gelen enerji arz ve talep güvenliğine ilişkin haberlerin enerji güvenliğinin hayati derecede önemli olduğunu gösterdiğini belirten Altunyaldız; “Enerji arz güvenliği, kaynakları optimum bir şekilde kullanarak enerjiye uygun ve kesintisiz bir şekilde sahip olmayı gerektiriyor. Ekonomik büyüme ve kalkınma için adeta bir oksijen niteliğindeki enerji arzında yaşanabilecek sıkıntılar üretimi ve dolayısıyla da ekonomik aktiviteyi olumsuz etkiliyor. Bölgemizde ve küresel çapta yaşanan jeopolitik gelişmelerin ardından enerji arzında yaşanabilecek sıkıntıların ortaya çıkarabileceği olumsuzlukları hepimiz tahayyül edebiliyoruz. Bu bağlamda, ülkemizde enerji arzının büyümemizi ve kalkınmamızı destekleyecek nitelikte şekillendirilmesi büyük önem arz ediyor” diye konuştu.

Yenilenebilir enerji kaynakları alanında büyük atılımların gerçekleştiğini belirten Altunyaldız; “Şunu gururla söylüyoruz ki bugün 100 bin MW’ı aşan kurulu gücümüzün yüzde 54’ü yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. Bununla birlikte şu an Türkiye’de üretilen elektriğin yüzde 65’i yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanıyor. Bunlar çok önemli başarılar. Enerjide yürüttüğümüz politika hem yeni dünya düzenine uygun bir şekilde yenilenebilir kaynakların yoğunluğunu güçlendiren hem de konvansiyonel kaynaklardan elde edilen enerjiyi kullanan bir yapıda şekilleniyor” şeklinde konuştu.

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği’nin (ELDER) 14. Sektör Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konferans salonunda gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmalarını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler yaptı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,  açılış konuşmasında Covid-19 salgını sürecinde elektrik dağıtım sektörünün büyük bir sınav verdiğini belirterek birçok sektörün durma noktasına gelmesine rağmen dağıtım sektörünün 7/24 hep sahada olduğunu ve bu dönemde ertelenen yatırımların olmadığını ifade etti.

BAKAN DÖNMEZ, ENERJİ SEKTÖRÜNDE KRİZ YÖNETİMİNİN ÖNEMİNE DİKKATİ ÇEKTİ

İklim değişikliği kaynaklı süreçte ise yangın, sel, aşırı yağışlar kriz yönetimi gibi konulara daha fazla önem verilmesi gerektiğinin ortaya çıktığını kaydeden Bakan Dönmez; “Bu tür doğal afetler karşısında her zaman dağıtım şirketlerimizin hazırda tuttuğu kriz yönetim planları var. Ancak bazı dağıtım şirketlerimiz olaylara kısa sürede müdahale edebilecek imkân ve kapasiteye sahip iken bazı dağıtım şirketlerimizin henüz bu altyapıya sahip olmadığını da gördük. O nedenle bugün masaya yatıracağımız en önemli başlıklarımızdan biri de bu olacak” diye konuştu.

İş sağlığı ve güvenliğine dair değerlendirmelerde bulunan Dönmez; “İş güvenliği kültürünün geliştirilmesi için bugüne kadar 20 adet Ar-Ge projesini hayata geçirdik. Dünyadaki iyi örnekleri ve teknolojileri baz alarak koruyucu donanım ve teknik ekipmanlarımızı geliştirdik. Şirketlerimiz bu konuda çok sayıda bilgilendirici faaliyette bulundu. Yapılan tanıtım faaliyetlerinin anlaşılması ve pratiğe dökülmesi için bunları sanal gerçeklik uygulamalarıyla test ediyoruz. Orada çeşitli uygulamalar vasıtasıyla işçilerimizin gerçek hayatta karşılaşabileceği durumları sanal ortamda tecrübe etmelerini sağlıyoruz. Böylece sahaya daha hazırlıklı ve daha tecrübeli çıkıyorlar. Sektörümüzde yaşanan ölümlü kazaların kök nedenleri ve önleme stratejileri üzerine raporlar yayımlandı. Karşılaşılabilecek her türlü olay burada en ince detayına kadar çalışıldı. Son olarak bu konudaki hedefimiz belli. ‘Vizyon Sıfır’ olarak belirlediğimiz hedefimiz açık ve net. Çalışanlarımıza sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlayacağız. Can kaybının yaşanmadığı, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının sürekli geliştirildiği bir iş ortamı oluşturacağız” ifadelerini kullandı.

Dönmez, elektrik dağıtım sektörünün 2021’de yaşanan küresel tedarik sorunlarına rağmen yatırımlarını büyük oranda gerçekleştirdiğini vurguladı.

2021-2025 YILLARI ARASINDA 124 MİLYAR TL’LİK ELEKTRİK DAĞITIM YATIRIMI YAPILACAK

Gerçekleştirilen yatırımlara yönelik detayları paylaşan Dönmez; “2016-2020 yılları arasında yani Üçüncü Uygulama Döneminde toplam 74,3 milyar TL’lik elektrik dağıtım yatırımı yapıldı. 2021-2025 yıllarını kapsayan Dördüncü Uygulama Dönemi için bu rakam 124 milyar TL olarak belirlendi. Halihazırda 16 milyar TL’si şebeke, 4 milyar TL’si de diğer yatırımlar olmak üzere toplam 20 milyar TL’lik bir yatırımı hayata geçirildi. Dördüncü Uygulama Dönemi için yatırım bütçesine ilaveten toplamda 21,1 milyar liralık bir planlı bakım bütçesi de ayırmıştık. Planlı bakım için 2021 yılına tekabül eden 3,24 milyar TL’lik bütçemizin 3,21 milyar TL’lik kısmını kullandık. Bu da yüzde 99,3’lük bir gerçekleşme oranına ulaştığımızı gösteriyor. Planlı bakımlara neden ayrı bir önem verdiğimizi biliyorsunuz. Bu işler bir kere yaptım, sistemi kurdum, işim bitti ile olmuyor. Sürekli rehabilitasyon, sürekli yenileme, sürekli geliştirme isteyen bir alan. O nedenle buradaki işlerimiz süreklilik arz ediyor” diye konuştu.

Kayıpla mücadelede istikrarlı bir düşüş yaşandığını söyleyen Dönmez, 2000’li yılların başında yüzde 20’den fazla olan kayıp oranında yarı yarıya yakın bir düşme yaşandığını belirterek 2021 yılında bu oranın yüzde 11,9’a düştüğünü belirtti.

“2021 YILINDA ÇAĞRI MERKEZLERİNE ULAŞILABİLİRLİK ORANI YÜZDE 99,5 ”

Müşteri memnuniyeti kapsamında çağrı merkezlerine gelen aramaların da önemine değinen Dönmez; “2018-2021 yılları arasında elektrik dağıtım çağrı merkezlerimize yaklaşık 266 milyon arama ulaştı. Bu, yıllara bölündüğünde ortalama 66,5 milyon arama demek. Günlük ise ortalama 182 binden fazla aramaya denk geliyor. Bu rakamlar çağrı merkezlerinde ne denli zorlu bir sürecin yürütüldüğünü gösteriyor. 2021 yılında elektrik dağıtım şirketlerimizin çağrı merkezlerine ulaşılabilirlik oranı yüzde 99,5 oldu. Servis seviyesi oranı yüzde 91,6’ya, cevaplama oranı da yüzde 97,7’ye yükseldi. Görevli tedarik şirketlerimizin çağrı merkezi performanslarına gelince orada da aynı yüksek oranları görmek bizleri ziyadesiyle memnun ediyor. Buraya da 2018-2021 arasında yaklaşık 58 milyon arama ulaştı. Görevli tedarik şirketlerimizin ulaşılabilirlik oranı yüzde 99,8. Servis seviyesi oranı bir önceki yıla göre yüzde 88,4’ten yüzde 95’e, cevaplama oranı da yüzde 97,9’dan yüzde 99,5’e yükseldi. Elektrik dağıtım ve görevli tedarik sektörlerimizin çağrı merkezi performansları uluslararası standartların da üzerinde” dedi.

Elektrik dağıtımında memnuniyet ve kalite standartlarının artması için yıllık bakım, acil durum, mobil jeneratör ve kullanıcı hizmet merkezleri olmak üzere 4 başlıkta yeni uygulamalar belirlendiğini aktaran Dönmez; “Şirketlerimize yeni yükümlülükler getirdik. Örneğin yıllık bakımlarda yıllık bakım planına ilişkin standartları yeniden düzenledik. Şirketlerimiz de bakım zamanı, içeriği, kullanılan malzeme ve tutanaklar gibi verilerin raporlandığı Bakım Yönetim Sistemini kuracaklar. Acil durumlara ilişkin bir acil durum yönetim planları olacak. Gerekiyorsa İHA’ları envanterlerine dâhil edecekler. Yine olası bir durumda mobil jeneratörler de sahada hazır bulunacak” ifadelerini kullandı.

‘FİYAT ARTIŞLARINDA DEVLETİMİZ ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI’

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz ise dünya tarihinde ilk kez ülkelerin büyük bir enerji kriziyle karşı karşıya olunduğunu belirterek; “Tabir-i caizse şaha kalkan küresel petrol, doğal gaz ve kömür fiyatları net enerji ithalatçısı olan ülkemizi de derinden etkiledi.  Bu süreçte devletimiz, fiyat artışlarının tüketicilere mümkün olduğunca yansıtılmaması için yapılabilecek her şeyi yaptı. Bu sayede enerji fiyatlarındaki büyük artışlar, elektrik faturalarına asgari düzeyde yansıtılabildi” ifadelerini kullandı.

Bu yılın başında Isparta’da yaşanan elektrik kesintilerinin Türkiye için bir sınav niteliği taşıdığını belirten Yılmaz;  “Elektrik dağıtım sektörü açısından derslerle dolu olan bu sürecin bazı kesimler tarafından istismar edildiğini ve soruşturma sürecimiz beklenmeden sıcağı sıcağına bir siyaset malzemesine dönüştürüldüğünü de üzülerek takip ettik. Daima yasaların öngördüğü şekilde hareket eden ve adaletten taviz vermemeyi şiar edinen kurumumuz, bu süreçte de hukuk ne diyorsa onu yaptı. Aldığımız karar bunu gösterdi. Bu karar sektörümüz tarafından sadece bir ceza olarak algılanmamalı. Hizmet kalitesinden taviz verildiğinde ne olacağının anlaşılması açısından da bunun değerlendirilmesi yapılmalıdır” dedi.

‘NÜFUS YÜZDE 1 BÜYÜSE BİLE ŞEBEKE YÜZDE 2-3 BÜYÜYOR’

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler de açılışta yaptığı konuşmada hayatın doğal akışında kullanılan tüm enerji türleri içinde elektriğin çok özel bir yere sahip olduğuna işaret ederek elektriğin tüketicilere ulaşmasında emeği olan ve fedakârca çalışan 100 bini aşkın çalışma arkadaşına teşekkür ederek sözlerine başladı. 

ELDER tarafından yapılan araştırmada enerji sektöründeki değişimi tetikleyen dinamiklerin incelendiğini ifade eden Zaimler; “Bu araştırmada gördük ki günümüz hikayesi belki de bir çağ değişiminin sinyalini vermektedir. Alışageldiğimiz ekonomik modellerle, tedarik ve üretim sistemleriyle dahası yaşam biçimleriyle yeni çağa ayak uydurma şansımız azalmıştır. Aynı durum toplumun dinamosu olan enerji sektörü için de geçerlidir. Bu olguyu tetikleyen üç temel dinamikten bahsedebiliriz. Bunlardan ilki kaynak sorunu. Sanayi devrimiyle tüm dünya daha fazla üretmeye ve büyümeye odaklanırken, kaynakların sonsuz olduğunu kabul ettik. Şimdi anlıyoruz ki, sonsuz değiller. İşte bu yüzden yepyeni bir üretim, tüketim ve yaşam modeline geçmek zorundayız. Tam olarak bu noktada sürdürülebilirlik, İklim Anlaşmaları, Yeşil Mutabakat gibi konular devreye giriyor. Tüm dünyanın hızlı ve sahici adımlar atması gerekiyor. İkinci temel dinamik de; artan ‘etkileşim’. Son 50 yıldır iletişim teknolojilerindeki gelişim sayesinde gündelik hayatın ritmi değişti. Türkiye’nin yüzde 80’i  sosyal medyada.  Bugün herhangi bir açıklamanın arkasına saniyeler sonra sosyal medyada binlerce farklı görüş belirten mesajlar gelebiliyor. Bunu yok sayamayız. Dolayısıyla, artık iletişim tek yönlü değil. Bu da iletişimi, şeffaflığı ve güven verme unsurunu tekrar sorgulamamız gerektiğini gösteriyor. Ve üçüncü bir temel dinamik daha var. O da hızlı kentleşme ve bireyselleşme ile nüfus hareketlerindeki ve demografideki değişim. Türkiye’de köylerde yaşayanlar 40 sene önce toplumun yüzde 50’siyken bugün yüzde 7’si. Artık aile yapısı çekirdek aileye dönmüş; ortalama hane ferdi 3.7’ye düşmüş durumda. Toplumun yüzde 11’i yalnız yaşıyor. Bu durum yatırımlarımızı en çok tetikleyen unsurdur. Bir şehrin nüfusu yılda sadece yüzde 1 büyürken bile, elektrik dağıtım şebekesinin büyümesi yüzde 2-3’leri bulabiliyor. O şehirde yeni gelişen yerleşim bölgelerine de elektriği taşımak gerekiyor. Modern yaşamın ayrılmaz bir parçası olan elektrik, Türkiye toplumu ve ekonomisi için büyük bir öneme sahiptir. Özellikle nüfus artışı ve sanayileşme ile enerji ihtiyacı ve buna bağlı elektrik tüketimi hızla artıyor. Elektriğin varlığı ya da sektörümüzün tabiri ile ‘Arz Güvenliği’ kavramı bu doğrultuda öne çıkıyor” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK YENİ OYUNUN KURALLARINI YAZANLARDAN OLMAYA KARARLIYIZ”

Dünyanın dönüşüm sürecinin içinden geçtiğine de vurgu yapan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız Altunyaldız, sözlerini şöyle tamamladı: “Kökünden değişen oyun kuralları, baştan yazılan enerji paradigması ülkemizin önüne tarihi fırsatlar sunuyor. Sahip olduğumuz bütün bu kazanımlarımızı daha da ileriye götürmek için Bakanlıklarımızın, kamu kurum ve kuruluşlarımızın, özel sektörün ve akademinin iş birliğiyle çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Bugün enerji sektörü, baş döndürücü bir hızla ilerleyen dönüşüm sürecinin tam merkezinde yer alıyor. Bir yandan enerji arz ve tedarik güvenliği, bir yandan dijitalleşmeyle beraber hızla artacak olan enerji talebi, diğer yandan yeşil dönüşüm ile beraber küresel karbon emisyonunun yüzde 70’ini oluşturan enerjideki dönüşüm ihtiyacı. Bütün bu zorlu süreç aslında şimdiye kadarki oyunun baştan yazılmasını gerektiriyor. Biz Türkiye olarak, büyük enerji ailesi olarak bu yeni oyunun kurallarını yazanlardan, oyunu en iyi oynayanlardan olmaya kararlıyız.”

“YA BİR YOL BULACAĞIZ YA DA BİR YOL AÇACAĞIZ. BİZ BİR YOL BULMAYA ÇALIŞTIK”

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, gelinen noktada özellikle geçen yıl gerçekleştirilen yatırımlarda 5-6 şirketin yatırım gerçekleştirilme oranının yüzde 65’in altında kaldığına vurgu yaparak söz konusu şirketlerle ilgili değerlendirme sürecinin devam ettiğini söyledi.

Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

“Maliyet artışlarını gerekçe göstererek yatırım yapmamak bizim için kesinlikle kabul edilemez bir durumdur. Zorlukların farkındayız ancak yatırımlar akamete uğratılamamalı, tüketicilerimize yönelik hizmet kalitesinden asla taviz verilmemelidir. Kamunun ve tüketicilerimizin fedakarlık yaptığı bir dönemde sektörümüzün şu ya da bu nedenle görevden kaçınmasına izin veremeyiz. Kartacalı komutan Hannibal’ın dediği gibi ‘ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız’. Biz bir yol bulmaya çalıştık. 2022 yatırım birim bedelleri konusunda bir açılım yaptık. Yatırım yapmanın önünde önemli bir engel olarak gösterilen yatırım maliyetlerinde yaşanan makul olmayan artışların etkisini azaltacak birim bedel düzenlemelerini yaptık. Sektörümüzün de hiçbir bahanenin arkasına sığınmadan vakit kaybetmeksizin gerekli adımları atmasını ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz.”

 “ENERJİNİN TÜKETİLDİĞİ YERDE ÜRETİLMESİ TEMEL HEDEFLERİMİZ ARASINDADIR”

Yılmaz, enerjinin tüketildiği yerde üretilmesinin, böylece teknik ve ekonomik yönden verimliliğin artırılmasının da temel hedefler arasında olduğunu belirtti.

Bu hedefe erişmede başvurulan araçların en önemlisinin lisanssız elektrik üretimi olduğunu anımsatan Yılmaz; “Lisanssız üretim başvuruların değerlendirilmesi, yatırımlarının devreye alınması ve işletilmesi aşamasında üzerinize düşen sorumluluğun bilincinde olarak hareket etmeniz elzemdir. Burada bir uyarı da yapmak istiyorum. Bazı dağıtım şirketlerinin EPC firmalarını kurarak, bunları öne çıkararak, kimlerin kapasite alabileceği yönünde arada sinyaller verilmesi, dedikoduların oluşturulması kabul edilebilir bir durum değildir” ifadelerini kullandı.

2021 YILINDA 20 MİLYAR TL’LİK YATIRIM

Dağıtım şirketlerinin yaptığı yatırımlara yönelik rakamları paylaşan ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler; “Özelleştirme sürecinin tamamlandığı 2013 yılından bugüne toplam abone sayısının 36,4 milyondan 47,3 milyona ulaştığını yani son 9 senede 11 milyon yeni abone eklendiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bugünkü yatırımlarımızın büyük bir oranı yeni bağlantı olarak adlandırılan alanlarda gerçekleşiyor. Sektörümüz 2011-2015 döneminde 43 milyar TL,  2016-2020 döneminde 74 milyar TL, 2021 yılında 20 milyar TL yatırım gerçekleştirdi.2025 yılına kadar da yatırımlar bu seviyede devam edecektir. Bu rakamlar tamamen 21 dağıtım şirketinin kendi finansman kaynakları ile gerçekleştirdiği yatırımlardır. İçinde bulunduğumuz bu beş yıllık dönemde yapılacak yatırımlar, şehirlerin ihtiyaçlarına göre belirlenerek EPDK tarafından onaylanmış ve uygulama süreci başlamıştır.  Şirketlerin bu yatırımları kendileri iptal etmeleri veya yapmamaları söz konusu olamayacağı gibi, bu yatırımlar, tamamlandığında yapılan denetimler akabinde devreye girmektedir. Bu yatırımların yüzde 80’inin şebekeye yönelik olduğunu ve yeni yerleşim yerlerinin bağlantıları dışında,  şebekenin iyileştirmesine yönelik ve aynı zamanda şehir merkezlerinde havai hatların yer altına alınması ve kırsal bölgelerdeki dönüşüm yatırımlarının da bu kapsamda olduğunun altını özellikle çizmek isterim” diye konuştu.

‘TÜKETİCİLERİN 10 KİŞİDEN 6’SI EN ÇOK ‘KESİNTİSİZ HİZMET’ UNSURUNA ÖNEM VERİYOR’

Tüketiciye yönelik araştırmaların detaylarını da aktaran Zaimler;  “Bireysel elektrik aboneliği olan, elektrik faturasını bizzat ödeyen veya alınan elektrik hizmetinde karar sürecine dahil olan kişilere yönelik yaptığımız araştırmalarda görüyoruz ki her 10 kişiden 6’sı evi için aldığı temel hizmetlerde en çok ‘kesintisiz hizmet’ unsuruna önem veriyor. Kişilerin neredeyse yarısı ise uygun fiyat ve kaliteli hizmeti elektrik gibi temel hizmetlerdeki en önemli kriterler arasına koyuyor. Tüm temel hizmetler için bilinirliği en yüksek olan ve aynı zamanda abonelerin iletişim kurmayı tercih ettikleri birincil kanal ise ‘Çağrı Merkezi’. Bir sorun yaşandığında hemen her şeyi sekteye uğratan tüm hizmetlerde hızlıca çağrı merkezine ulaşma eğilimi daha yaygın. Bunlar tüketicilerin sesi. Biz de tüketici segmentleri bazında, yaş grupları, cinsiyet ve sosyo- ekonomik bazda tüketicimizin sesini sürekli dinliyoruz. Yaptığımız detaylı araştırmalarımızda görüyoruz ki kullanıcıların elektrik dağıtım hizmetinden genel memnuniyetini en fazla etkileyen unsurlar ‘sorun anında sağlanan çözüm hizmetleri’ etrafında yoğunlaşıyor. ‘Hızlı geri dönüş’ ve ‘müşteri hizmetlerine kolayca ulaşılabilmesi’ odağında ‘çözüm odaklı ve hızlı bir müşteri deneyimi beklentisi’ olduğu görülüyor. Vatandaşlarımızın taleplerini, şikayetlerini, anlık sorunlarına hızlı bir şekilde müdahale etmek için 4 bine yakın arkadaşımızın hizmet verdiği Çağrı Merkezleri kuruldu. Günümüzün ihtiyaçları doğrultusunda mobil uygulamalar, chatbot gibi teknolojik kanallarla da tüketicilere hizmet veriliyor. Tüketicilerle açık ve şeffaf bir iletişim kurmak birinci öncelik” ifadelerini kullandı.

Zaimler, ülkemizdeki dağıtım sektörünün özellikle 2013 yılı sonrası teknoloji ve dijitalleşme alanında yapılan yatırımlar ile bugün Avrupa’daki birçok dağıtım şirketinden daha da ileride olduğuna değinerek sözlerini sonlandırdı.