ABD petrol üretiminin maliyet sancıları

Asya pazarına, özel olarak da Çin’e ham petrol ve LNG satmak isteyen ABD’nin üretim tarafında aklına gelebilecek kötü durum senaryolarının belki de hepsi şu an hayat bulmuş gibi duruyor.

Petrol piyasasında şu an herkes Hürmüz Boğazı’na ve İran-ABD gerilimine odaklanmışken ben bu yazıda size aslında çok daha önemli bir konudan bahsetmek istedim. Konu çok önemli çünkü piyasanın çok büyük bir kısmının bence büyük bir yanlış yaparak bel bağladığı ABD petrol üretimi ile alakalı. ABD’nin petrol üretimi sadece bir yerel üretim hacmi meselesi değil, küresel fiziki ticarette dengelerin nasıl değişeceğine, hatta Asya LNG pazarının nasıl şekilleneceğine kadar giden bir yığın olayın temel noktası.

Herkesin diline doladığı haliyle ABD’nin ham petrol üretiminde kaya petrolü patlaması balonunun gidişatı hiç beklendiği gibi olmuyor aslında. 2014-2015 civarında yakalanan rüzgarın uzun soluklu olamayacağını ve ABD petrol piyasasının daha derin yapısal sorunlar yaşayacağını önceki yazılarımda sizlere sunmuştum. Ancak son aylarda gözden kaçan, benim de gündem yoğunluğundan bir türlü bahsedemediğim dönemde, bu sorun daha bariz bir hale geldi. Fiyat dalgalanmalarının göreceli çok daha düştüğü son üç aylık dönemde toparlanacağı iddia edilen sondaj ve kuyu tamamlama faaliyetleri hiç de beklendiği gibi gitmiyor.

“PİYASANIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ ABD ARAMA/ÜRETİM PİYASASININ OLDUĞUNDAN DAHA GÜÇLÜ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR “

Son EIA verilerine göre düşen üretimi talep ile açıklamaya çalışanlara cevaben tek söyleyebildiğim kaya petrolü ve kaya gazı üretimindeki lojistik ve yapısal problemleri tam olarak algılayamadıkları. Maalesef piyasanın büyük bir bölümü ABD arama/üretim piyasasının olduğundan daha güçlü olduğunu düşünüyor ki bu benim için uzun vadede çok tedirginlik verici. Daha da korkutucu kısmı ABD petrol üretiminin zayıf noktalarının asıl gücü sanılması.

Konvansiyonel olmayan petrol veya gaz kaynaklarının üretimine dair fikir sahibi olmak için sondaj faaliyetlerine bakmak büyük bir yanılgı. Piyasanın daha önceden bu konuda ABD dışında bir örneği olmadığı için kafasının karışıklığını anlayabiliyorum ancak bazı ön kabullenmelerin nereden geldiğini kestirmek ve bu ön kabullenmelerdeki hata paylarını yok sayma rahatlığını anlayamıyorum maalesef.

ABD petrol üretiminin son zamanlarda kuyu tamamlama lojistiğinde yaşadığı zorluklar çok fazla duyulmasa da içeride bu sorun çok fazla öne çıkmış durumda. Priary Vision’ın 17 Temmuz 2019 tarihli raporunda belirttiği üzere dizel pompalardan türbin ile çalışan elektrik pompalara tamamen geçişi önümüzdeki 10 yıl daha mümkün olmayacak. Ve ABD kuyu tamamlama faaliyetlerindeki dizel talebi, kuyu tamamlama faaliyetlerinde çok ciddi yavaşlatıcı sebep oluyor.

“BİR SÜREDİR ARTAN PETROL FİYATLARI POMPALARIN OPERASYONEL MALİYETLERİ YÜZÜNDEN BİR DARBE DAHA ALMIŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR”

Zaten bir süredir de artan petrol fiyatları ve kuyu tamamlama faaliyetleri yüzünden artan propant maliyetleri ile sorunlar yaşayan kuyu tamamlama faaliyetleri, pompaların operasyonel maliyetleri yüzünden bir darbe daha almış gibi görünüyor. Bu da benim tahminimce 2019 boyunca en düşük seviyelerine ulaşmış Permian yatay sondaj kule sayısındaki azalmanın birincil nedeni. Kuyu tamamlama faaliyetleri kuyu sondaj faaliyetlerini de geriye çekmiş durumda.

Aslında Çin’e benzer bir stratejiye dönen ABD rafinerileri düşük petrol fiyatları dönemlerinde iç üretimden ziyade ithalata yönelme dürtüsüne girdiğinden bunun iç üretime olumsuz etkisini bekliyordum. Venezuela üretiminin de ABD piyasasından tamamen çekilmesinin ardından hafif ABD petrolünün ABD rafinerileri, özellikle de Meksika Körfezi rafinerilerinde azalan talebinin de operatörlerin hesaplarını altüst ettiğini söylemek yanlış olmaz. Özellikle yüksek yerel orta distile talebi ile beraber azalan hafif petrol talebinin ardından Meksika Körfezi üretiminin de talebe yetişememesi ABD’yi hem ithalatın yükü hem de iç üretimin düşmesi gibi iki sorunla karşı karşıya bırakmış gibi görünüyor.

Asya pazarına, özel olarak da Çin’e ham petrol ve LNG satmak isteyen ABD’nin üretim tarafında aklına gelebilecek kötü durum senaryolarının belki de hepsi şu an hayat bulmuş gibi duruyor ancak bunları pek konuşmuyoruz piyasada. ABD kaynaklarına dayalı bir ham petrol veya LNG senaryosunun bence orta ve uzun vadede üzücü sonuçlar ortaya çıkaracağına dair emareleri artık daha bariz görmeye başladık. 2014-2016 arasındaki verimlilik getirisinin artık ortadan kalkmaya başladığı, bununla beraber finansman kaynaklarının da ABD arama ve üretim sektörüne daha da mesafeli durduğunu tahmin ediyorum.

Gerçi bu dönem büyük şirketlerin satın almaları için çok makul bir dönem ve ABD petrolünün ve gazının geleceğini bu satın almaların yapısı belirleyecek. Büyük şirketlerin daha verimli ve düşük maliyetle üretim yaptığını söylemek yanlış olmaz ancak onların da lisans yükümlülüklerini artırması durumunda lisansın maliyeti ile yıpranması da olası.

Her ne kadar piyasanın gözü kulağı hala İran’da ve Çin’de de olsa ABD için bazı kara haberlerin arifesinde olduğumuzu ve bunların fiyatları yukarı çekecek gelişmeler olduğunu düşünüyorum. Bunların pek fazlasını belki ana yazılı ve görsel medya kanallarında göremeyeceğiz ama bunların ikincil etkilerini yakından hissedeceğimizi düşünüyorum. Bunun bir uzantısı olarak OPEC üretim artırma yoluna da gidebilir ki işte orada İran-Suudi Arabistan sürtüşmesi de alevlenebilir. Petrol piyasasını küresel ölçekte yakından izlemeye devam.