Türk markalı jeneratörler dünyaya ulaştırılacak

JENDER (Jeneratör Sanayicileri ve Güç Sistemleri Derneği) jeneratör üreticilerini bir araya getirerek Türk jeneratör sanayisinin gücünü tüm dünyaya duyurmayı amaçlayan bir dernek kurarak yola çıktı.

Türk markalı jeneratörler dünyaya ulaştırılacak
Petroturk
  • Yayınlanma28 Eylül 2024 06:30
  • Güncelleme27 Eylül 2024 14:52

Sibel Acar – Ankara

Dünyanın artan enerji arz güvenliği ihtiyacı depolama, jeneratör ve güç sistemleri gibi sektörlerin büyümesine olanak sağlıyor.

Dünya jeneratör ve güç sistemleri sektörünün 2023 yılına tahminen 24 Milyar USD ithalat hacmine, 2024 itibarıyla yaklaşık tüm sektörün 28 milyar USD büyüklüğe ulaşacağı ve yıllık yüzde 4 oranında bir büyüme göstereceği tahmin ediliyor.

2029 ila 2030 yılında dünya jeneratör pazarının yaklaşık 34 milyar USD seviyelerine ulaşması beklenirken bu seviyenin yıllık ortalama yüzde 5 civarında bir büyüme oranını yansıttığı biliniyor. Bu büyüklük, sektördeki talebin artışını ve teknolojik yeniliklerin etkisini yansıtırken Türkiye’nin bu küresel pazarda daha güçlü bir konumda olması için sektörel gelişmeler ve ihracat stratejileri de büyük önem taşıyor.

Tüm bu gelişmeler doğrultusunda JENDER (Jeneratör Sanayicileri ve Güç Sistemleri Derneği), jeneratör üreticilerini bir araya getirerek Türkiye jeneratör sanayisinin gücünü tüm dünyaya duyurmayı amaçlayan bir dernek kurarak yola çıktı.

Sektörün lider firmalarının bir araya gelmesiyle 16 Mayıs 2024 tarihinde kurularak oluşturulan JENDER, 1.5 milyar dolar ciroya sahip, dünyanın en büyük jeneratör üreticilerinin yer aldığı ve 180’e yakın ülkeye ihracat yapan Türkiye jeneratör ve güç sistemleri imalat sektörünü temsil ediyor.

JENDER SEKTÖRÜN GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNACAK

JENDER’in kuruluş amacı, Türk jeneratör ve güç sistemleri üreticilerinin küresel pazarlarda potansiyelini artırmak, Türk markasının algısını güçlendirmek ve bu üreticileri daha etkin oyuncular olarak konumlandırmak olarak belirlendi.

Vizyonu, Türk jeneratör üreticilerini dünya genelinde tanınan ve tercih edilen markalar haline getirmek olan derneğin misyonu ise yüksek ihracat potansiyeli ile ülkemizin cari dengesine pozitif katkı sağlayan jeneratör, kojenerasyon, trijenerasyon, yenilenebilir enerji bağlantılı hibrit sistemler, gazlı ve hidrojen yakıtlı güç sistemleri, elektrik depolama, alternatör, konteyner, kontrol sistemleri ve diğer güç sistemleri ana bileşenlerini üreten firmaları bir araya getirerek sektörün gelişimine katkıda bulunmak olarak açıklandı.

“Türkiye jeneratör ve güç sistemleri imalat sektörünün gelişimi ve dünya pazarındaki etkinliğini artırmak için var gücümüzle çalışacağız” mottosuyla yola çıkan JENDER, sektörün sorunlarına çözümler bulmak, kalite ve kapasite gelişimini sağlamak, Türk malı itibarını artırıp katma değerli ürün ve hizmet sunma, net ihracat kabiliyetini geliştirmek, sektör ile ilgili yurt içinde ve yurt dışında bulunan kamu, kurum ve ilgili diğer kuruluşlarla iş birliğinde bulunmak, teknik ve düzenleyici mevzuat ve standartların gelişimine katkıda bulunmak, sektörün gelişimine dair eğitim, sertifikasyon, çalıştay, kongre vb. etkinlikler düzenlemek için çalışmalara başladığını belirtti.

“TÜRKİYE, JENERATÖR SANAYİSİNİN DÜNYA LİDERLERİ ARASINDA YER ALACAK”

Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Özer, gazetemize özel yaptığı açıklamada “JENDER olarak, Türkiye jeneratör ve güç sistemleri imalat sektörünü dünya çapında en iyi şekilde temsil etmek ve Türk markalı jeneratörlerin kalitesini ve itibarını artırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hedefimiz, sektörümüzü küresel pazarlarda daha rekabetçi bir konuma taşımak ve ülkemizin ekonomik dengesine pozitif katkı sağlamaktır” değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKİYE JENERATÖR SANAYİSİNDEN 40 BİNKİŞİYE DOLAYLI OLARAK İSTİHDAM

JENDER’in en büyük hedefinin Türk markalı jeneratörleri dünya genelinde 200 ülkeye ulaştırarak sektörü küresel pazarda daha rekabetçi bir konuma taşımak olduğuna vurgu yapan Özer, “Teknolojik yeniliklere öncülük ederek yenilenebilir enerjiye entegre hibrit sistemler ve hidrojen yakıtlı güç sistemleri gibi yenilikçi çözümler sunan firmalarımızın sayısını artırmayı planlıyoruz. Bu sayede, sektördeki pazar payımızı artırarak Türkiye’nin jeneratör sanayisinin dünya liderleri arasında yer almasını sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.

Sektörle ilgili rakamlar paylaşan Özer, “Türkiye jeneratör sanayisi, 20’den fazla ana üretici ile 10.000 kişiye doğrudan, 40.000 kişiye dolaylı olarak istihdam sağlamaktadır. Toplamda 1.000’den fazla üretici ve tedarikçi ile sektör, 100.000’den fazla kişiye iş imkanı sunmaktadır. Bu rakamlar, jeneratör imalatının ülke ekonomisi ve istihdamı için ne kadar önemli bir konumda olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE DÜNYA DİZEL JENERATÖR PAZARINDA İKİNCİ

Sektördeki güncel sorun ve çözüm önerileri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Özer, en önemli sorunlar arasında global pazarda karşılaşılan yoğun rekabet, ham madde tedarik sorunları ve artan maliyetler yer aldığını belirterek teknolojik yeniliklere ayak uydurmak ve kalite standartlarını yükseltmenin bu sorunlarla başa çıkmak için kritik önem taşıdığına vurgu yaptı.

Özer, JENDER olarak, yenilikçi ürün geliştirme, Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapma ve sektörel eğitimlerle kalifiye iş gücünü artırma yolunda da çalışmaların yürütüldüğünü aktardı.

Türkiye’nin küresel jeneratör pazarındaki konumu ve yapılması gerekenlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye, dünya dizel jeneratör sektörünün yüzde 6,3’ünü gerçekleştirmekte ve 75kVA ile 375 kVA güç aralığında dünya genelinde ikinci sırada yer almaktadır. 2019 ile 2023 yılları arasında ortalama yüzde 23 yıllık ihracat artışı ile 2023 yılında yaklaşık 800 milyon USD’lik ihracat satışı ile yüzde 4’lük bir paya sahip olan sektör, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 2,4’ünü karşılamaktadır. Bu konumu daha ileriye taşımak için Ar-Ge yatırımlarını artırmak, teknolojik yeniliklere odaklanmak ve global pazarlama faaliyetlerini güçlendirmek gerekmektedir.

Sektör olarak kamudan en büyük beklentimiz, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına sağlanan desteklerin artırılması ve sektörel teşviklerin genişletilmesidir. Ayrıca, sektörel standartların ve teknik düzenlemelerin uluslararası normlara uygun şekilde güncellenmesi, üretim süreçlerimizin dünya pazarında rekabet edebilirliğini artıracaktır. Kamu-özel sektör iş birliğinin güçlendirilmesi, sektörün gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. “