
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Enstitümüz rüzgar ve nükleer enerji santrallerine kadar birçok stratejik alanda sunduğu uygunluk değerlendirme hizmetleriyle yüksek teknolojili ve kritik sektörlerde yerli üretimi destekliyor. Enstitümüzün yapı denetim kuruluşu olarak görev aldığı Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’nde sunduğu test, gözetim ve teknik eğitim hizmetlerinin yalnızca yerli üretime sağladığı katkı 664 milyon dolardır” diye konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türk Standardları Enstitüsünün (TSE), ithalat denetimleri kapsamında 5 bin ürünün Türkiye’ye girişini engellediğini belirtti.
TSE’nin 64. Olağan Genel Kurulu Toplantısı, kurumun Genel Kurul Salonu’nda yapıldı.
Bakan Kacır, burada yaptığı konuşmada, ülkedeki güçlü uygunluk değerlendirme altyapısını, müteşebbislerin küresel pazarlardaki rekabet gücünün ve ülke sınırları içindeki adil ticaretin teminatı olarak gördüklerini bildirerek, “Belgelendirme, muayene, gözetim, doğrulama, deney, kalibrasyon ve eğitim hizmetleri ile çağın ihtiyaçlarına uygun standartlarla TSE, vatandaşlarımız, sanayicilerimiz ve müteşebbislerimizin destekçisi olmaya devam ediyor” dedi.
TSE’nin, geçen yıl uygunluk değerlendirme alanında düzenlediği 61 bine yakın belge ve raporla girişimcilerin ve vatandaşların güvenli, kaliteli ve çevre dostu ürün ve hizmetlerle buluşmasını teminat altına aldığına işaret eden Kacır, “Sanayicilerimizin dünya pazarlarına erişimini kolaylaştırdı. ‘Türk Malı’ damgasının dünya pazarlarında kaliteyle özdeşleşmesini sağladı. TSE, ithalat kontrolleri kapsamında gerçekleştirdiği 205 bin ürün denetimiyle, standartlara uygun olmayan 5 bin ithal ürünün Türkiye’ye girişini engelledi.” diye konuştu.
Kacır, tüketicilerin güvenli ve standartlara uygun ürünlere erişimini teminat altına alan bu denetimleri, aynı zamanda yerli üreticiyi haksız rekabete karşı koruyan stratejik bir araç olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Kacır, enstitünün, sanayinin yeşil dönüşümünü hızlandıran kurumlar arasında yer aldığına işaret ederek, Yeşil Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Sertifikasyon Sistemi ile bu bölgelerin “yeşil ve sürdürülebilir üretim alanlarına” dönüştürüldüğünü aktardı.
“TSE’nin Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’nde yerli üretime sağladığı katkı 664 milyon dolar”
Bugüne kadar çevresel sürdürülebilirliği esas alan üretim anlayışını benimseyen 17 OSB’yi “Yeşil OSB” olarak tescillediklerini anlatan Kacır, “Enstitümüz, ürün karbon ve su ayak izi ile su verimliliği yönetimi ve binalarda ısı yalıtımı gibi alanlarda devreye aldığı yeni standartlarla, ülkemizin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda ilerlemesine ve iklim taahhütlerini yerine getirmesine de güçlü katkı sunuyor. Savunma sanayisinden demir yolu sistemlerine, rüzgar ve nükleer enerji santrallerine kadar birçok stratejik alanda sunduğu uygunluk değerlendirme hizmetleriyle yüksek teknolojili ve kritik sektörlerde yerli üretimi destekliyor. Enstitümüzün yapı denetim kuruluşu olarak görev aldığı Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’nde sunduğu test, gözetim ve teknik eğitim hizmetlerinin yalnızca yerli üretime sağladığı katkı 664 milyon dolardır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kacır, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin yapımı tamamlanmak üzere olan birinci güç ünitesinin işletmeye alınmasına yönelik nihai kontrol hizmetlerin de yine enstitü tarafından yürütüldüğünü bildirdi.
Yaklaşık 200 başlıkta hizmet veren TSE’nin, sahip olduğu kurumsal birikim ve teknik yetkinlikle ülkenin kalkınmasını desteklemeye devam edeceğini belirten Kacır, “Sanayicilerimizin bugün yurt dışında yüksek maliyetlerle ve uzun bekleme süreleriyle ulaştığı pek çok kritik test ve deney hizmetini, yakında hizmete alacağımız Ankara Kalite Kampüsü’müzde uygun maliyetle, yüksek hız ve güvenilirlikle sunacağız. Deney, test ve kalibrasyon altyapısıyla yalnızca ülkemizin değil, yakın coğrafyamızın da ihtiyaçlarına cevap verecek bu yatırım sayesinde TSE’yi küresel uygunluk değerlendirme pazarında güçlü ve etkili bir bölgesel oyuncu haline getirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Kacır, dünyanın, siyasi ve ekonomik dengelerin yeniden kurulduğu, ticaretin ve teknolojinin küresel stratejik rekabetin ana eksenine yerleştiği tarihsel bir eşikte olduğunu söyledi.
Yapay zekadan kuantuma, enerji teknolojilerinden biyoteknolojiye kadar pek çok kritik alanda teknolojik üstünlük mücadelesinin “teknoloji savaşı” olarak nitelendirilebilecek düzeye ulaştığının altını çizen Kacır, “Yenilikçi teknolojilerle şekillenecek geleceğin dünyasında söz sahibi olmak isteyen ülkeler, uluslararası normların, standartların ve kuralların yazıldığı masaları her geçen gün şiddetlenen bu savaşın önemli bir cephesi olarak görüyor. TSE, dijital teknolojilerden döngüsel ekonomiye, eko-tasarımdan iklim dostu üretime kadar birçok alanda sunduğu standardizasyon ve uygunluk değerlendirme hizmetleriyle, sanayimizin ikiz dönüşümüne yön veren bir aktör olacak. Sahip olduğu bilgi birikimi ve kurumsal kapasiteyi Türk Devletleri, Orta Doğu ve Afrika ülkeleriyle paylaşarak ülkemizin bölgesel ekonomik işbirliklerini derinleştirecek.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Rusya, Asya’nın en büyük doğal gaz ve petrol tedarikçisi olmak istiyor12 Mayıs 202516:51 “2035 yılına kadar Türkiye’de 5 ila 11 milyon arasında EA’nın yollarda olması bekleniyor”12 Mayıs 202515:33 AB, Çekya’nın yeni nükleer projesinden endişeli12 Mayıs 202515:12 Bakan Bayraktar, IRENA Genel Direktörü La Camera ile görüştü12 Mayıs 202514:35 KEİ: Karadeniz’deki enerji kaynaklarının nasıl keşfedileceği ve kullanılacağı konusunda müzakereler var12 Mayıs 202514:04