SHURA, ‘Türkiye'de Konut ve Sanayi Sektörünün Elektrifikasyonu’ raporunu açıkladı.

‘Enerji sektöründe 11.243 milyon TL hasar oluştu’

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin yayınladığı “Doğal Afetler Karşısında Elektrik Sisteminin Güçlendirilmesi” başlıklı raporuna göre, yaşanan deprem felaketi nedeniyle enerji sektöründe 2,3 milyar TL’si (123 milyon dolar) kamuya ve 8,9 milyar TL’si (472,5 milyon dolar) özel sektöre ait olmak üzere toplam 11.243,4 milyon TL (595,5 milyon dolar) hasar oluştuğu tahmin edildi.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi tüm yurtta derin etki bırakan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında “Doğal Afetler Karşısında Elektrik Sisteminin Güçlendirilmesi” başlıklı raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Enerji güvenliği ve temininin hem depremler hem de iklim değişikliği sebebiyle orman yangınları, seller, aşırı soğuk ve sıcaklar, toprak kayması gibi diğer doğal afetlerin sayısının arttığı son yıllarda dünya çapında bir sorun haline gelmesi sebebiyle, doğal afetlerin elektrik sistemi üzerindeki etkileri araştırılarak; elektrik sisteminin nasıl güçlendirilebileceği, afet öncesi ve sonrası hazırlık bağlamında neler yapılabileceği ve Türkiye elektrik sisteminin afetlere karşı güçlendirilmesi için atılması gereken somut adım öneriler incelendi.

DOĞAL AFETLERE KARŞI KAMU, ÖZEL SEKTÖR VE ÜNİVERSİTE İŞ BİRLİĞİ ÖNERİSİ

Afet sonrası dönemde arama kurtarma çalışmaları başta olmak üzere diğer tüm ihtiyaçlar için elektrik temininin sürdürülebilir olmasının hayati önem taşıdığına vurgu yapılan raporda, deprem felaketi ve diğer tüm afetlere karşı elektrik sisteminin daha dayanıklı ve kararlı olmasının elzem olduğu belirtildi.

Yaşanılan deprem felaketi sonrasında elektrik kesintisi sebeplerinin araştırılması ve elektrik sisteminin doğal afetlere karşı daha dirençli olmasını sağlayacak adımların kamu, özel sektör ve üniversite işbirliği ile planlanmasının kritik olacağının altı çizildi.

TÜRKİYE İÇİN ÖNERİLER

Yaşanan büyük deprem sonrası doğal afetlere dayanıklı yeni bir yapılanma ve şehirleşme olmasının önemine değinilen raporda; “Bu afetler, Türkiye’de nüfusun, işgücünün ve sanayiinin tek bir bölgede yoğunlaşmasının ne kadar tehlikeli olduğunu da bize hatırlatmaktadır. Türkiye’de nüfus ve sanayi Marmara bölgesinde, özellikle de İstanbul ve civarında konuşlanmış durumda bulunmaktadır. En az 25 milyonluk bir nüfusu barındıran ve ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasının ve katma değerinin çok büyük bir kesimin üretildiği bölgede beklenen şiddetli depremin gerçekleşmesi halinde uzmanlar tarafından gerek can kaybı gerekse ekonomik kayıp anlamında son yaşadığımız Kahramanmaraş depreminden çok daha kötü bir senaryo ile karşı karşıya kalacağımız belirtilmekte ve bu durumun bir milli güvenlik meselesi olarak ele alınması önerilmektedir. Dolayısıyla depremden korunmak için bina stokunun güçlendirilmesi ve yenilenmesinin ötesinde İstanbul ve Marmara bölgesinin rahatlatılması, insanların doğup büyüdüğü şehirlerde istihdam olanağı bulmasını sağlayacak kapsamlı politikaların oluşturulması değerlendirilmesi gereken önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Fay hatlarının geçtiği bölgelerden başlayarak, Türkiye’nin tüm şehirlerinin risk analizinin yapılması ve depreme ve diğer doğal afetlere dayanıklı hale getirilmesi ilk hedef olmalıdır. Bunun için bina stokunun güçlendirilmesinin yanı sıra daha geniş bir perspektiften sürdürülebilirlik, istihdam olanakları, temiz enerji kullanımı gibi unsurların da planlamaya dahil edilmesi gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Binaların ve şehirlerin depreme karşı sağlamlığı ve afetlere karşı dayanıklılığının yanı sıra yeni bir elektrik sistemine ve dijital teknolojilere uyumlu olmaları ve sürdürülebilirliği gözeten tüm parametreleri de karşılamalarının gerekliliğine vurgu yapılarak; “Yeniden kurulacak ya da yenilenecek yerleşim alanlarında doğru elektrik altyapısıyla birlikte üst yapının ve binaların da yeni ihtiyaçları karşılayacak şekilde planlanması ve uygulanması gereklidir. Yenilenebilir enerji kaynakları hem iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden korunmak için hem de yerli, hammadde gerektirmeyen, ucuz kaynaklar olduğu için teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması gereken kaynaklardır.

ELEKTRİK SİSTEMİ BİRÇOK TEMEL HİZMETİN SÜREKLİLİĞİNİ SAĞLIYOR

Türkiye’de 6 Şubat 2023’te gerçekleşen ve 11 ilde büyük can ve mal kaybına yol açan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, elektrik sisteminin nasıl kurgulandığının önemi bir kez daha ortaya çıktı. Deprem, elektrik sistemi odağında ele alındığında, bugün birçok temel hizmetin (su, gaz, iletişim, internet ve altyapılar) sistemin sürekliliğine ve doğru kurgulanmasına bağlı olduğu görüldü. 

Depremler sonrası yaşanan elektrik kesintilerinin ve buna bağlı aksaklıkların arama-kurtarma sürecini etkilemesinin yanında, günlük yaşamı ve tüm endüstriyel faaliyetleri duraklattığı görülürken yaşanan felaketin büyüklüğü sebebiyle altyapı ve teknik ekipmanların oluşturduğu riskler ile birlikte yangınlar gibi birçok risk de açıkça gözlemlendi.

Tüm bunların afet durumunda yaşanan kesinti ve buna bağlı zararların yanında, sistemin aldığı hasardan dolayı onarımı için gerekli bir ekonomik maliyeti de beraberinde getirmesi konusu göz önüne alındığında depremler sonucunda Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketine (TEİAŞ) ait 1.128 km uzunluğundaki elektrik iletim hattını birbirine bağlayan 11 direk yıkılarak toplam 4 bin 88 MVA güce sahip trafo merkezi ve ekipmanında hasar meydana geldi.

Başta Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman olmak üzere bölgedeki elektrik dağıtım hat ve trafo merkezlerinde büyük ölçüde oluşan hasarda, yaşanan deprem nedeniyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketine (BOTAŞ) ait doğal gaz iletim hatlarında yaklaşık 20 farklı noktada patlama ve arıza meydana geldi. Bununla birlikte bölgedeki doğal gaz dağıtım hatları ve tesislerinde de hasarlar oluştu.

Elektrik Üretim Anonim Şirketine (EÜAŞ) ait elektrik üretim tesislerinde santrallere ait bazı bina, trafo ve şalt sahalarında hasar meydana gelerek hasarın tahmini büyüklüğünün 517,5 milyon TL (27,4 milyon dolar) seviyesinde olduğu tahmin edildi. Özel sektör tarafından işletilen elektrik üretim tesislerinde ise toplam 52,5 milyon TL (2,8 milyon dolar) tutarında hasar tespit edilerek sonuç olarak yaşanan deprem felaketi nedeniyle enerji sektöründe; 2,3 milyar TL’si (123 milyon dolar) kamuya ve 8,9 milyar TL’si (472,5 milyon dolar) özel sektöre ait olmak üzere toplam 11.243,4 milyon TL (595,5 milyon dolar) hasar oluştuğu tahmin edilmektedir.