“Enerji kimlik belgesine sahip bina sayımız yüzde 9,6 oranında arttı”

Bakan Dönmez, yalıtım uygulamalarında ciddi bir artış yaşandığını vurgulayarak; “2021’e göre enerji kimlik belgesine sahip bina sayımız yüzde 9,6 oranında arttı” diye konuştu.

Sibel ACAR-ANKARA/ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Ankara’da düzenlenen ‘Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi Tanıtım Toplantısı’na katıldı.

‘Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi Tanıtım Toplantısı’ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi.

Bakan Dönmez, burada yaptığı konuşmasında Covid-19 salgını sonrası dünyada yaşanan arz sıkıntısı ve fiyatlamalardaki aşırı oynaklığın enerjinin verimli kullanımını daha stratejik bir konuma yükselttiğini bildirdi.

Enerji verimliliğinin önemine değinen Dönmez; “Öncelikle sorunun doğru teşhisi adına şu hususu belirtmemiz gerekiyor. Enerji zengini bir ülke değiliz. Yurt dışı kaynaklı her bir ilave enerji arzı ekonomimize ekstra yük getiriyor. Uluslararası piyasalarda fiyatlama öngörülebilirliğinin böylesine kaybolduğu bir ortamda enerji verimliliği daha da önem kazandı. Bu nedenle enerji verimliliğini toplumsal kültürümüzün bir parçası haline getirmeliyiz. Bu nasıl olacak? Enerji verimliliğini hayatımızın her noktasına uygulayarak. Bu nedenle hayatımızın her anında, enerji verimliliğini toplumsal kültürümüzün bir parçası haline getirmeliyiz. Hayatımızın her alanına sirayet eden ve sonraki nesillere de aktardığımız bir toplumsal yapıyı inşa etmek zorundayız” diye konuştu.

“ENERJİ VERİMLİLİĞİ KONUSUNDA FARKINDALIĞIMIZ YÜKSEK”

Enerji verimliliği bilinç endeksi ile ilgili teknik detayları paylaşan Dönmez; “26 şehrimizde 3 bin kişiyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdik. Ankete göre enerji verimliliği bilinç endeksi 200 üzerinden 163,8 puan oldu. Bu değer kamuoyunun enerji verimliliği konusunda orta üst seviye bilinç düzeyinde olduğunu gösteriyor. Bir önceki endeksi 157,7 puandı. 6,1 puanlık yükseliş bu konudaki toplumsal duyarlılıkta bir nebze olsun bir kıpırdanma olduğunu gösteriyor. Enerji Verimliliği Davranış Endeksi de 200 üzerinden 148,5 oldu. Bu değer, enerji verimliliği konusundaki davranış boyutumuzun orta-alt seviyede olduğunu gösteriyor. Toplum olarak enerji verimliliğini biliyoruz, bu konudaki farkındalığımız yüksek ancak bunu pratiğe dökmekte o denli başarılı değiliz. Tabiri caizse teoride iyiyiz ama pratikte zayıfız. Ancak şu hususun da altını çizmek istiyorum. Bir önceki yıla göre burada 11 puanlık bir artış var.

Enerji verimliliğine yönelik en yüksek bilgi, ilgi ve davranışın yaş grubunda 35-44 arası yaş grubundan, cinsiyet dağılımında ise erkeklerden geldiğini görüyoruz. Bir önceki araştırmamız da kadınların bu konudaki ilgi düzeyi erkeklerden daha yüksek çıkmıştı. Hem annelerimizin hem de babalarımızın bu konudaki tutumları ve rol model olmaları, enerji verimliliğinin sonraki kuşaklara aktarılmasında kritik bir rol oynuyor. Biliyorsunuz çocuklarımız özellikle erken yaşlarda çoğunlukla gözlemleyerek öğreniyorlar. Bazen bizler için çok basit gelen bir şey, çocuğun zihin dünyasında büyük etkiler bırakabiliyor. O nedenle enerji verimliliği ailede başlar diyoruz. Ebeveynlerimize de bu konuda önemli bir sorumluluk düştüğünü hatırlatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“YAKIN ÇEVRENİZLE PAYLAŞIN”

Enerji verimliliğiyle ilgili bilgilerin alındığı mecraya en yüksek cevabın ‘yakın çevre’ olarak verildiğine dikkati çeken Dönmez; “Evinde ya da iş yerinde enerji verimliliği uygulamalarının pozitif katkısını görenler bu tecrübelerini yakın çevreleriyle paylaşıyor. Bu durum bizlere tanıtım çalışmalarımızda insan hikâyelerini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği gösteriyor” dedi.

Bakan Dönmez, enerji verimliliğine önem verilme nedenleri arasında ilk sırada ekonomik sebeplerin hemen ardından çevreci sebeplerin geldiğini ifade etti.

Bakan Dönmez, sözlerine şöyle devam etti:

“Hanelerde enerji verimliliği denince akla gelen ilk cevaplar yalıtım, aydınlatma, ısıtma-soğutma sistemleri ve verimli ekipman kullanımı olarak karşımıza çıktı. Özellikle cephe yalıtımı, çatı yalıtımı ve yalıtımlı cam uygulamasında 2019’a göre ciddi bir artış var. 2021’e göre enerji kimlik belgesine sahip bina sayımız yüzde 9,6 oranında arttı.  Doğal gaz talebimizin yüzde 28’ini konutlarda ısınma maksatlı kullanıyoruz. Ancak konutlarımızın yaklaşık yarısı ne yazık ki yalıtımsız.  Bu durum daha fazla enerji harcayarak evlerimizi ısıtmamıza neden oluyor ki bu da kaynak israfı demek. Bu durumu nasıl azaltabiliriz? Şöyle ki sadece cephe yalıtımıyla yüzde 35 tasarruf edebiliyoruz. Pencere yalıtımı da buna eklendiğinde tasarruf oranı yüzde 45’e çıkıyor. Eğer bütün binalarımız yalıtımlı olsaydı toplamda 4 milyar metreküp doğal gaz tasarruf etmiş olacaktık. Bu toplamda 50 milyar liralık bir tasarrufa denk geliyor. Yani tüm konutlarımız yalıtımlı olsaydı yurt dışına ödediğimiz 50 milyar dolar ülkemizde kalacaktı. Birincil enerji talebimizin yüzde 70’inde dışa bağımlıyız. Doğal gaz, kömür ve petrol kullanımında yüzde 10’luk bir enerji verimliliği sağlasaydık enerji faturamızda 2021 yılında 5 milyar dolardan fazla düşüş olacaktı.”

“İŞLETMELER ENERJİ VERİMLİLİĞİ UYGULAMALARINI HANELERİNE KAR OLARAK YAZIYOR”

Beyaz eşyalardaki enerji etiketine dikkat etme oranının ekonomik kaygılar sebebiyle gerileme gösterdiğini ifade eden Dönmez, enerji verimliliğinin uzun süreli bir yatırım olduğuna vurgu yaptı.

Dönmez; “Enerji verimliliği kendini kısa sürede amorti eden ve sonraki yıllarda kâra geçiren ticari bir yatırım. Tüketiciler beyaz eşya satın alırken kısa süreli kâr ettim yanılgısına düşebiliyor ancak uzun vadeli baktığımızda enerji verimliliğinin getirisi oldukça yüksek” diye konuştu.

Sanayi, hizmet, ulaştırma ve tarım işletmelerimizdeki enerji verimliliği bilinç endeksine ilişkin verileri de paylaşan Dönmez; “Enerji verimliliği bilinç endeksini sanayi işletmelerinde 154,2, hizmet sektöründe 146,7, ulaştırma ve tarım sektöründe ise 169,5 puan olarak ölçümlendi. Enerji Verimliliği Uygulama Endeksine gelince orada da sanayi işletmelerinin puanı 131,7, hizmet sektörünün puanı 115,9, ulaştırma ve tarım sektörünün puanı ise 158,2 oldu. Söz konusu alanlarda hem bilinç hem de uygulama düzeyi en yüksek sektörlerimiz tarım ve ulaştırma sektörlerimiz oldu.  Geri dönüş süresi sanayi için 4-6 yıl, hizmet sektörü için 5,5 yıl ve diğer sektörlerimiz için 6-7 yıl. Yani ortalama 4 ila 8 yıldan sonra işletmelerimiz enerji verimliliği uygulamalarını hanelerine kar olarak yazabiliyor” diye konuştu.

Enerji verimliliği alanında başarı gösteren firmalara ödül verilerek program sona erdi.