‘Gabar Dağı'nda sondaj ve kuyu değerlendirme çalışmalarımız tamamlanmak üzere’

“Türkiye Yüzyılı ile birlikte enerjide yeni bir döneme giriyoruz” 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerji verimliliği yatırımlarının artarak sanayide, ulaştırmada, hanelerde, tarımda ve enerjide verimlilik artışı yakalandığına ve sadece arama, üretim ve iletimde değil, enerji teknolojilerinin geliştirilmesi noktasında da dev adımlar atıldığını belirtti.

Sibel ACAR-ANKARA/ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,  Ankara’da ‘Türkiye Ulusal Enerji Planı’ ve ‘Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi Ve Yol Haritası’nı Ankara’da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı.

“SAROS FSRU’DA FAALİYET GÖSTERECEK GEMİ KISA SÜRE İÇİNDE TÜRKİYE KARASULARINDA OLACAK”

Bakan Dönmez, burada yaptığı konuşmada, Saros FSRU’da faaliyet gösterecek geminin kısa süre içinde Türkiye karasularında olacağını belirtti.

Dönmez, konuyla ilgili; “Altyapımızı sürekli geliştiriyor bir yandan da yoğun bir enerji diplomasisi yürütüyoruz. 2’si FSRU olan toplam 4  LNG tesisimizin sayısını Saros’ta devreye alacağımız yeni FSRU ile 5’e çıkaracağız” ifadelerini kullandı.

Enerji verimliliği yatırımlarının artarak sanayide, ulaştırmada, hanelerde, tarımda ve enerjide verimlilik artışı yakalandığına vurgu yapan Dönmez, sadece arama, üretim ve iletimde değil, enerji teknolojilerinin geliştirilmesi noktasında da dev adımlar atıldığını belirtti.

“Türkiye Yüzyılı ile birlikte enerjide yeni bir döneme giriyoruz”  diyen Dönmez; “İlan edeceğimiz Türkiye Ulusal Enerji Planı, Türkiye’nin enerjide gelecek vizyonu olacak” diye konuştu.

Dönmez; “2053 net sıfır emisyon hedefi çerçevesinde hazırladığımız Türkiye Ulusal Enerji Planımız hem ekonomik büyümeye destek sağlayacak, hem de yeşil enerji dönüşümümüzü bir üst merhaleye taşıyacak. Biliyorsunuz iklim değişikliği önümüzdeki yüzyılın en önemli konularından biri. Yoğun sanayileşme sonucu artan karbon emisyonu gezegenimizin tolere edebileceği sınırı aştı. Artık yeşil ve yenilenebilir enerji bütün dünyanın gündeminde. Yenilenebilir enerjiye son zamanlarda yaptığımız yatırımlarla önemli bir ivme yakaladık. Bu çalışmalarımızı bir üst seviyeye çıkaracak hedeflerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE ULUSAL ENERJİ PLANI & TÜRKİYE HİDROJEN TEKNOLOJİLERİ STRATEJİSİ VE YOL HARİTASI’ HEDEFLERİ

Bakan Dönmez, belirlenen hedefleri şu şekilde açıkladı:

“-2020 yılında 147,2 milyon ton eş değer petrol olan enerji tüketimimiz Türkiye’nin büyüme hedefleri doğrultusunda 2035 yılında 205,3 milyon ton eş değer petrole ulaşacak.

-12 yıl içerisinde enerji tüketimimizde yaklaşık yüzde 39,5’luk bir artış öngörüyoruz.

-2020 yılında birincil enerji tüketimimiz içerisinde yüzde 16,7’lik paya sahip olan yenilenebilir enerji kaynakları 2035 yılında yüzde 23,7 bandına yükselecek.

-2020 yılında 95 bin 900 megavat olan elektrik kurulu gücümüzü de 189 bin 700 megavata yükselteceğiz. Bu artışta en yüksek pay elbette ki yenilenebilir enerji kaynaklarının olacak. Başta güneş ve rüzgâr olmak üzere, söz konusu dönemdeki kapasite artışımızın yüzde 74,3’ü yenilenebilir kaynaklardan gelecek.

-2035 yılında güneş kurulu gücümüzü 52 bin 900, rüzgâr kurulu gücümüzü 29 bin 600, hidroelektrik kurulu gücümüzü 35 bin 100, jeotermal ve biyokütle kurulu gücümüzü 5 bin 100 megavata çıkaracağız. 2 saatlik dolum süresini dikkate aldığımızda 7,5 GW’lık batarya depolama kapasitesine ulaşacağız.

-Yenilenebilir enerjiyle Türkiye’nin enerjisini baştan aşağı yenileyeceğiz.

-Net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda hayata geçireceğimiz en önemli yatırımlardan biri de nükleer enerji. 2035 yılında nükleer enerjiden üreteceğimiz elektrik, toplam üretimimizin yüzde 11,1’ine ulaşacak.

-Nükleer ile ilgili önemli bir hususu daha paylaşmak istiyorum. Konvansiyonel nükleer santrallerin yanı sıra SMR adıyla bilinen küçük ve orta ölçekli modüler reaktörler de artık gündemimizde. İnşallah inşası süren ve planladığımız nükleer santrallerimizin yanı sıra SMR’ları da enerji portföyümüze ekleyeceğiz.

-Mevcut kömür santrallerimiz piyasadaki rekabet kurallarına göre teknik ve ekonomik ömrünü tamamlayana kadar üretimlerine devam edecek. Kömür santrallerinin enerji üretim oranının azalmasını temiz enerji ve elektrik depolama teknolojileri belirleyecek. Yani, enerji arz güvenliği ve enerji dönüşümünü birlikte yürüteceğiz. Her iki konu birbirinin tamamlayıcısı olacak.

-Suyun elektrolizi yöntemiyle yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak elde ettiğimiz yeşil hidrojen net sıfır emisyon hedefimiz için önemli bir argüman olacak. Özellikle petro-kimya, demir çelik, çimento, cam ve seramik gibi enerji yoğun sektörlerin karbondan arındırılmasına yardımcı olacak. Hidrojenin enerji yoğun sektörlerde öncelikli olarak tüketildiği yerde üretilmesi, taşıma ve depolama maliyetlerini azaltacağı için daha ekonomik ve daha kolay olacak.

-2030 yılından başlayarak 2053 sonuna kadar hidrojenin doğal gaza karışım oranını yüzde 12’ye, sentetik metanın karışım oranını yüzde 30’a çıkaracağız.

-Yerli gazımızla birlikte doğal gaz ithalatımızı önemli ölçüde azaltacak bu projenin hayata geçmesiyle enerji kaynaklı dış ticaret açığımızın azalmasına da önemli bir katkı sağlayacak. Hidrojenin bir diğer avantajı da depolanabilir olması. Bu haliyle sadece üretim değil depolama teknolojilerinin gelişmesinde de önemli bir rol oynayacak.

-Türkiye yeşil hidrojen üretimi açısından büyük bir potansiyele sahip. Ülkemizin hem yenilenebilir enerji potansiyeli yüksek hem de yenilenebilir enerji kaynaklı santral kurulum maliyetleri Avrupa’ya nazaran daha düşük. Jeopolitik konumumuzu da göz önüne alırsak küresel hidrojen pazarında bizi güçlü bir oyuncu yapacak bütün enstrümanlara sahibiz. Kilogram başına hidrojen üretim maliyetini 2035 yılında 2,4 ABD dolarına, 2050’li yıllara kadar bu rakamı yarıya düşürmeyi hedefliyoruz

– Elektrolizör kurulu gücümüzü 2030 yılında 2 GW’a, 2035 yılında 5 GW’a ve 2053 yılında 70 GW’a çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji ve nükleere elektrolizör kurulu gücümüzü de ekleyerek sıfır emisyon yolunda önemli bir adım daha atmış olacağız. Bu üretimi teşvik etmek için hidrojen üretimi ve depolanmasında yerli aksamın kullanılmasına yönelik teşvik mekanizması oluşturacağız. Aynı zamanda yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarını destekleyeceğiz.  Bu ekosistem sağlandığında hidrojen teknolojileri konusunda nitelikli insan gücümüz de yetişmiş olacak ve istihdamda sürekliliği sağlayacağız.

-Hidrojen ülkemiz için yeni bir alan olduğu için mevcut mevzuatımızı da hedeflerimize uygun şekilde güncelleyeceğiz. Hidrojen Ar-Ge ve üretimi için uygulanacak teşvik ve desteklere ilişkin ilgili bakanlıklarımızla birlikte çalışıyoruz. Yapılacak düzenlemelerle hidrojen üretimi, taşınması, depolanması ve kullanımı daha da kolaylaştırılacak.

-TENMAK’ın sorumluluğunda; hidrojen üretimi, depolaması ve dağıtımından oluşacak bir hidrojen değer zinciri oluşturacağız. TENMAK bu konuda farklı kurum ve kuruluşlarla iş birliği imkânlarını da geliştiriyor. Yakın zamanda Hidrojen Teknolojileri ve Yakıt Pilleri ile Karbondioksit Tutma ve Yönetimi alanlarında iki proje desteği çağrısına çıktık. Hidrojen değer zinciriyle hem yeşil dönüşümü hızlandıracak, hem enerji ithalatımızı azaltacak, hem de bu alanda öncü olacağız.”

“ENERJİYİ TÜRKİYE’NİN MARKA SEKTÖRLERİNDEN BİRİ HALİNE GETİRECEĞİZ”

“Türkiye, yeni bir yüzyıla emin adımlarla yürürken bizler de ülkemizin enerjisini her daim yükseltecek işleri hayata geçireceğiz” diyerek sözlerine devam eden Dönmez; “Yüzyılın enerjisiyle, geçmişten devraldığımız köklü mirası, güçlü geleneği; yeni kaynaklar ve modern teknolojilerle harmanlayarak enerjiyi Türkiye’nin marka sektörlerinden biri haline getireceğiz. Gelecek yüzyıl Türkiye Yüzyılıdır. Gelecek yüzyıl, Türkiye’nin yüzyılıdır. Bu güçlü geleceği hep birlikte inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.