Komşuluk perspektifi

Komşuluk perspektifi

Orta ve uzun vadede hedeflenen kalıcı barışın ortaya çıkması her ne kadar sistemik düzeyde yaşanan jeopolitik gerginlikler ve büyük güçler arası rekabet ortamından etkilense de Ankara ve Atina’nın sorunlarına “komşuluk” perspektifinden bakmak gerekiyor.

Türk-Yunan ilişkileri iş birliği ve diyaloğa dayalı yeni bir döneme girdi. Bu çerçevede, iki ülke arasındaki sorunların diyalog yoluyla ele alınması amacıyla siyasi istişareler, Yüksek Düzeyli İş birliği Konseyi (YDİK) gibi çeşitli mekanizmalar geliştirilmiş ve son yıllarda üst düzey ziyaretler artış göstermiştir. Bu doğrultuda, Türkiye, bir yandan, sorunların diyalog yoluyla çözümlenmesi için çaba göstermeye devam ederken, diğer yandan iki ülke tarafından, ilişkilerin her alanda özellikle enerji alanında geliştirilmesi ve her iki ülkenin yararına somut projelerin hayata geçmesi önemseniyor. Türkiye ve Yunanistan aynı bölgede yaşayan ve kaderleri birbirinden etkilenen iki önemli ülkedir. Orta ve uzun vadede hedeflenen kalıcı barışın ortaya çıkması her ne kadar sistemik düzeyde yaşanan jeopolitik gerginlikler ve büyük güçler arası rekabet ortamından etkilense de Ankara ve Atina’nın sorunlarına “komşuluk” perspektifinden bakmak gerekiyor. Türkiye’nin mevcut planlarına bakıldığında komşu ülkelerle yeni elektrik bağlantılarının yükseltilmesi ve geliştirilmesi, böylece Yunanistan ve diğer komşuları arasındaki sınır ötesi alışverişin daha da artırılması öngörülüyor. Bu planlar elektrik enterkonneksiyon piyasasında önemli yatırım fırsatları yaratacaktır.

Yunanistan sadece marjinal gaz üretimine sahiptir ve neredeyse tüm gaz talebini ithalatla karşılıyor. Yunanistan’ın başlıca doğal gaz tedarikçileri sırasıyla Gazprom-Export, Sonatrach ve BOTAŞ şirketleri aracılığıyla Rusya, Cezayir ve Türkiye’dir. Gaz iletim sisteminin genişletilmesi veya güçlendirilmesine veya Yunanistan’da doğal gaz kullanımının teşvik edilmesine yönelik tüm çalışmalar ve onaylanmış bir kalkınma planına göre uygulanan tüm çalışmalar Ulusal Gaz İletim Sistemine tabidir. Azerbaycan-Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğal Gaz Boru Hattı (ITGI), Azerbaycan gazının Yunanistan-İtalya denizaltı boru hattı üzerinden Avrupa’ya taşınmasında en stratejik avantajlara sahiptir. TAP boru hattıyla 31 Aralık 2020 tarihinden 2023 yılı Haziran ayının sonuna kadar “Şah Deniz” sahasından çıkarılan yaklaşık 25 milyar metreküp gaz Türkiye üzerinden Yunanistan, Bulgaristan ve İtalya’ya taşındı. Bulgaristan, Ekim 2022’de hizmete giren Yunanistan-Bulgaristan Enterkonnektörü (IGB) aracılığıyla Türkiye üzerinden yıllık 1-3 milyar metreküp hacminde Azerbaycan gazı ithalatına başladı. Macaristan ise devlet şirketi MVM CEEnergy ve Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) arasında imzalanan ve 2023 yılının dördüncü çeyreğinde 100 milyon metreküp gaz ithal etmeyi taahhüt altına alan sözleşme kapsamında gaz depolarına 50 milyon metreküp Azerbaycan gazı enjekte etmeye başladı. Macaristan, Güney Gaz Koridoruyla ithal etmek istediği doğal gazın hacmini yıllık 1-2 milyar metreküpe kadar çıkarmak istiyor. Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan ve İtalya’nın yanı sıra TAP boru hattıyla gaz almak isteyen ülkeler arasında Slovakya, Karadağ, Bosna Hersek, Kuzey Makedonya, Hırvatistan ve Sırbistan da bulunuyor. 2023 yılında Güney Gaz Koridoruyla 12 milyar metreküp, 2027 yılında ise 20 milyar metreküp Azerbaycan gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya arzı söz konusudur. Türkiye, Yunanistan ve Avrupa için yeni enerji altyapısının kurulması adına tetikleyici bir etken olmakla beraber Avrupa’da yeni enerji güvenliği mimarisinin stratejik bileşeni olmayı başarmıştır.

Yunanistan’ın doğal gaz piyasasına yakından bakıldığında Rusya’dan boru hattı yoluyla yapılan ithalat çoğunluğu oluşturuyordu. Yunanistan’ın LNG terminali 2018’de genişletilerek LNG’de kayda değer bir artış oldu. LNG kapasitesindeki artış, ithalatın çeşitlendirilmesini destekledi ve Rusya’dan yapılan ithalatın payında kayda değer bir düşüşe neden oldu. Özellikle Yunanistan’ın LNG ithalat kapasitesi yeni bir yüzer depolama biriminin eklenmesiyle Ağustos 2022’de artış görüldü. Artan LNG teslimatları ve yeni bir boru hattının ticari operasyonlarının başlaması Bulgaristan ile ara bağlantı başta olmak üzere gaz ihracatında kayda değer bir artışa yol açmıştır. Revithoussa LNG Terminali, Atina’nın 45 km batısında, Megara’daki Pachi körfezindeki Revithoussa adacığında yer alıyor. Revithoussa LNG Terminali, bugün Akdeniz bölgesinde ve Avrupa’da faaliyet gösteren yirmi sekiz LNG terminali arasında yer almakta olup, Yunanistan’da LNG kargolarını alan, LNG’yi geçici olarak depolayan, yeniden gazlaştıran ve Ulusal Doğal Gaz İletim Sistemini besleyen tek terminal. Enerjinin büyüme ve yaşam kalitesi için önemli bir faktör olduğu uluslararası bir ortamda DESFA, Yunanistan’ın mevcut ve gelecekteki enerji ihtiyaçlarını etkin bir şekilde karşılamak için enerji altyapılarını güçlendiriyor. 225.000 m3 LNG depolama kapasitesi ve Sürdürülebilir Maksimum Gönderim Hızı olarak 1.400 m3/saat yeniden gazlaştırma kapasitesi ile Terminal Yunanistan için önemli bir enerji varlığı olup, enerji arz güvenliği, iletim sisteminde operasyonel esneklik ve Pik gaz talebini karşılama kapasitesi arttırıldı. Bu anlamda Türkiye ve komşumuz Yunanistan’ın Cezayir ile olan LNG anlaşmaları dikkate değerdir. Küresel enerji krizinin etkilerinin tüm dünyada hissedilmeye devam ettiği bu süreçte BOTAŞ, uluslararası ortaklarıyla kurduğu kuvvetli bağlar vasıtasıyla ülkemizin ve bölgemizin enerji güvenliğinin teminatı olmayı sürdürüyor. Cezayir’e gerçekleştirilen ziyaret kapsamında enerji alanında önemli imzalar atıldı. Bu doğrultuda, Türkiye, Cezayir’den BOTAŞ ve Sonatrach aracılığıyla yapılan anlaşmaya göre Ekim 2024’ten itibaren yıllık 4,4 milyar metreküp LNG almaya devam edecek. Yunanistan ve Cezayir arasındaki LNG diplomasisi gereği anlaşmalar uzatıldı. DEPA, LNG’yi Yunanistan’da DESFA’ya ait Revithoussa LNG ithalat terminalinde bulunan Sonatrach tarafından işletilen LNG ihracat tesisinden alıyor. Sonatrach, LNG kargolarının DEPA’ya tesliminin yanı sıra, anlaşmanın aynı zamanda mevcut sözleşme şartlarının enerji piyasalarındaki ve gelecekteki gelişmeler doğrultusunda uyarlanmasını da sağladığı belirtiliyor. Türkiye ve Yunanistan artan fiyatlar ve operatör sayısının arttığı bir ekonomik ortamda, Yunan ve Türk pazarına doğal gaz tedariği konusunda Cezayir’le olan uzun süreli ortaklıklarını teyit ediyor. Türkiye’nin stratejik bir ülke olması enerji merkezi olma yolundaki adımlarını güçlendirirken, Yunanistan, geçiş güzergahı ile Avrupa’nın enerji arzının sağlanmasında köprü oluyor.

Ekonomik gelişmelere bağlı olarak enerji talebinin artmasıyla birlikte enerji çeşitliliği kapsamında nükleer enerjiye verilen önem ve alternatif enerji kaynaklarından olan nükleer enerjiye taleplerin arttığı da görülüyor. Ülkemizde Mersin’de (Akkuyu) kurulan ve Sinop’ta kurulacak nükleer santrallerden yılda yaklaşık 80 milyar kWh elektrik üretilmesi öngörülüyor. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmada ve enerji arzı güvenliğinde alternatif bir enerji türü olarak nükleer enerjiden yararlanmanın her geçen gün önemi artıyor. Ankara ve Atina diyaloğunun sonuçlarına bakıldığında Sinop’ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan’a da imkân tanınabileceğine işaret ediliyor. Dünya, enerji üretimi ve tedariğine ilişkin çeşitli ve zorlayıcı soruları yanıtlarken, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail enerji anlaşmasının rafa kalktığı bu dönemde Türkiye Avrupa’nın enerji arzının güvenliği için stratejik bir enerji merkezi ve yatırım için arzu edilen bir konum olarak ortaya çıkarak, enerji geleceğinin planını yapma konusunda çok önemli bir konumda yer alıyor. Doğu Akdeniz’deki gerginlikler en çok bölgenin önemli ülkeleri olan Türkiye ve Yunanistan’ı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle Türkiye ve Yunanistan’ın yararına olanaklar oluşturulması yönünde gayret içerisinde olacakları öngörülüyor. Her iki ülkede de uzun süredir devam eden farklılıkları çözmenin yollarını bulma, dünyanın bu bölümünü paylaştıkları bir çatışma değil iş birliği alanı haline getirmenin yollarını bulma konusunda bir ilgi ve niyet olduğu değerlendiriliyor.