Enerji alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi Meclis’te

Enerji alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi Meclis’te

Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilerek Meclis Genel Kurul gündemine geldi.

Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilerek Meclis Genel Kurul gündemine geldi. Buna göre, teklifte Maden Kanunu, Kıyı Kanunu, Doğal Gaz Piyasası Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun, Enerji Verimliliği Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu ve Nükleer Düzenleme Kanunu’nda bazı değişiklikler öngörülüyor.

Teklife göre, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece “IV. Grup” maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Böylece bunun haricindeki maden grupları açısından bu zorunluluk ve mevcut taksir yaptırımı kaldırılıyor.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için UMREK Koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkını kazanacak.

KIYI KANUNU KAPSAMINDA BAZI DÜZENLEMELER YAPILACAK

İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile Kıyı Kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek.

İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile yasa kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerde imar planı yapılmaksızın Elektrik Piyasası Kanunu’na göre hidrolik kaynaklara dayalı önlisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulması mümkün olacak.

Ayrıca söz konusu alanlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne veya sulama birliklerine ait tarımsal sulama amaçlı tesislerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü veya Genel Müdürlüğün izniyle sulama birlikleri tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabilecek.

DOĞAL GAZIN SIVILAŞTIRILMASI

Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na “doğal gazın sıvılaştırılması” tanımı eklenerek, Türkiye’nin doğal gazda ticaret merkezi olma hedefleri çerçevesinde hem yerli üretim doğal gazın hem de farklı kaynaklardan ithal edilen veya ithal edilecek doğal gazların ülkede sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilmesi hedefleniyor.

Yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında sağlanacak istisnalar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından bu düzenleme uyarınca yayımlanan usul ve esaslara göre belirlenecek.

Mevcut depolama tesisleri, mevcut tesislerdeki kapasite artışları veya yeni yapılacak tesisler, kullanım oranları veya rekabet koşulları dikkate alınarak düzenlemenin sisteme erişime ilişkin hükümlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Kurul kararı ile belirli süre muaf tutulabilecek. Depolama şirketleri verecekleri hizmetlere ilişkin birim bedelleri ve tesis kapasitelerini yayımlamak zorunda olacak.

Yurt içinde üretilen veya ithal edilen doğal gazın sıvılaştırılarak yurt dışına ihraç edilmesi ya da yurt içinde yeniden satışı amacıyla kurulacak sıvılaştırma tesislerini işletecek tüzel kişilerin Kuruldan lisans almaları gerekecek.

Doğal gaz sıvılaştırma lisansı başvurusunda bulunan tüzel kişilerin teknik ve ekonomik güce sahip olmaları ve yönetmeliklerde belirtilen diğer şartları taşımaları zorunlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülen faaliyetler depolama faaliyeti olarak sayılmayacak. Sıvılaştırma tesisi işletmecileri faaliyet gösterdikleri tesislerin ilgili standartlara ve teknik kriterlere göre yapılması ve işletilmesinden sorumlu olacak. Sıvılaştırma tesislerinde yürütülecek faaliyetlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlık görüşü alınarak Kurul tarafından belirlenecek.

YEKA YARIŞMALARI

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapılan değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarına ilişkin usul ve esaslar, ilgili yarışma şartnamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yarışma sonucunda oluşan fiyat veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca YEK Destekleme Mekanizması kapsamında değerlendirilecek.

10 yıllık süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler, talep halinde ve lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan güncel YEK Destekleme Mekanizması fiyatından fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK Destekleme Mekanizmasına katkı bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek.

Bu kapsamdaki başvurular için uygulanacak lisans alma bedeli, lisans süresi ve lisanslı üretim faaliyetine geçilmesine ilişkin diğer hususlar EPDK tarafından ayrıca belirlenecek.

Lisanssız üretime devam edecek üretim tesislerinde üretilecek ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için elektrik piyasasında oluşan piyasa takas fiyatını geçmemek üzere uygulanacak fiyat ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ PROJELERİNİN DESTEKLENMESİ

Enerji Verimliliği Kanunu’na “başvuru sahibi”, “spesifik enerji tüketimi” ve “karbon yoğunluğu” tanımları ekleniyor.

Enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, enerji veya karbon yoğunluğunun veya spesifik enerji tüketimin azaltılmasıyla ilgili uygulamalara yönelik usul ve esaslar belirleniyor. Buna göre, enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projeler, Bakanlık tarafından 15 milyon lirayı geçmemek kaydıyla bedellerinin en fazla yüzde 30 oranında desteklenecek. Bu kapsamdaki destekler hibe veya faiz desteği şeklinde verilecek. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak.

Enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini Bakanlığın belirlediği kriterler çerçevesinde azaltan başvuru sahiplerine, ödenek imkanları göz önüne alınmak ve 10 milyon lirayı geçmemek kaydıyla, kriterlerde belirlenen yıla ait enerji giderinin en fazla yüzde 30’u oranında destek ödemesi yapılacak. Destek bedeli her yıl, bir önceki yıla ilişkin ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılacak.

Enerji verimliliği projelerinin ve enerji veya karbon yoğunluğunu veya spesifik enerji tüketimini azaltan başvuru sahiplerinin desteklenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle düzenlenecek. Bakanlık tarafından enerji verimliliği desteklerine ilişkin iş ve işlemlerde mevzuat ile belirlenen hükümlere aykırı davranılması, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmesi veya kullanılması, yanlış ve yanıltıcı bilgi verilmesi veya herhangi bir usulsüzlük tespit edilmesi halinde, başvuru veya proje sahiplerine ödenen destekler, ödeme tarihinden itibaren belirlenen oranda hesaplanarak faiz ile birlikte bir ay içinde ödenmesi istenecek.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, enerji verimliliğinin artırılması ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik araştırma ve geliştirme projelerini öncelikle destekleyecek. Bu projelerin yönlendirilmesinde ve değerlendirilmesinde Bakanlığın görüşü alınacak.

GEÇİCİ SÜRELİ ELEKTRİK ENERJİSİ TALEPLERİ

Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikle, olağanüstü hal kararı alınan veya genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, elektrik hizmetlerinin kesintisiz karşılanabilmesi için geçici süreli elektrik enerjisi talepleri Kurul kararı ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde karşılanabilecek.

Elektrik dağıtım tesisleri veya nakil hatlarına ilişkin irtifak alanı, en düşük yaklaşım mesafesi, iletkenin salınım mesafesi ve direkler arası uzaklık dikkate alınarak ilgili mevzuata göre belirlenecek. Böylece fahiş kamulaştırma bedelleri belirlenmesinin önüne geçilmesi ve kamu kaynaklarının tasarrufuyla yatırımların artırılması hedefleniyor.

Yenilenebilir enerji kaynak alanları yarışmaları sonucunda imzalanan sözleşmeler nedeniyle hak kazanılmış olanlar hariç, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut olan üretim lisanslarını, ön lisanslarını, lisans başvurularını sonlandırmak veya kurulu güç düşümü suretiyle tadil etmek isteyen tüzel kişilerin 2 ay içerisinde Kuruma başvurmaları halinde başvuruları sonlandırılarak veya tadil edilerek Kuruma sundukları teminatları kısmen ya da tamamen iade edilecek.

Söz konusu yarışmalar sonucunda imzalanmış sözleşmelerini iptal etmek isteyen tüzel kişilerin düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından iki ay içerisinde Bakanlığa başvurmaları halinde tüm hak ve yükümlülükleri sona erecek, başvuruları sonlandırılacak, Bakanlığa ve Kuruma sunduğu teminatları iade edilecek.

NÜKLEER MADDE TAŞIMADA DÜZENLEMEYE GİDİLDİ

Nükleer Düzenleme Kanunu’nda yapılan değişiklikle, nükleer madde taşıyan kişinin talebi, nükleer tesis işletenin muvafakati ve Nükleer Düzenleme Kurumunun onay yönündeki kararıyla, taşıyıcının sorumlu olabilmesine imkan tanınıyor. Buna göre, işleten, nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü Kurumun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilecek. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, düzenleme kapsamında işleten olarak sorumlu olacak.

‘KANUN İLE DOĞAL GAZI İHRAÇ ETMENİN KANUNİ ALTYAPISINI OLUŞTURUYORUZ’

EPDK Başkan Danışmanı Bülent Kaya’nın hazırlayıp sunduğu Gündem Enerji Programı’nda, EPDK Başkan Yardımcısı Hacı Ulutaş, Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında açıklamalarda bulundu. Ulutaş, Maden Kanunu ile doğal gazı ihraç etmenin kanuni bir altyapısının oluşturulacağını ve bu sayede Türkiye’nin enerjide ticaret merkezi olmasında önemli bir adım atılacağını belirterek, “Maden Kanunu ile doğal gazı yurt dışına ihraç edebilmemiz için kanuni bir altyapı oluşacak” dedi. Kanun ile doğal gazın ihraç edilmesine olanak sağlayan sıvılaştırma maddesinin hüküm altına alınması ile doğal gaz ihracatının kanuni bir altyapıyla destekleneceğini belirten Ulutaş, “Bu kanun taslağının içerisinde öncelikle vizyoner olan bir maddeden bahsedelim. Burada doğal gazla ilgili yapılan bir madde var. Bu hüküm kendi içerisinde doğal gazda hub olmanın en önemli adımlarından bir tanesi olan, doğal gazı ihraç etmemize olanak sağlayan sıvılaştırma maddesinin hüküm altına alınmasıdır. Bu aslında bizim kendi ürettiğimiz doğal gazı yurt dışına ihraç edebilme durumuna gelmemizin kanuni altyapısının oluşturulmasıdır. Biz Türkiye olarak enerjide bir ticaret merkezi olma hedefindeyiz. Bunu kanun hükmüyle birlikte satış haline getirebilme durumuna geliyoruz” dedi.

“6 ŞUBAT DEPREMLERİNDE GEREKLİ AKSİYONU ALDIK”

6 Şubat depremlerinde tüm aksiyonların alındığını belirten Ulutaş, “6 Şubat depremleriyle ilgili yaşadığımız durumda elektrik tedariğinin sağlanması için karşılaştığımız bazı problemlerin düzenlenerek daha hızlı aksiyon alınmasını sağlayacak bir düzenlemeden bahsedelim. Nedir bu düzenleme? Normal şartlarda elektrik kullanabilmeniz için kullanacağınız alanın mülkiyet hakkına sahip olmanız gerekiyor. Bununla ilgili dağıtım şirketlerine tapu veya kira sözleşmesi gönderilmesi lazım. Bu yerin projelendirilmesi, bu yapının kullanım haline geldiğinin belgelenmesi lazım. Deprem zamanında bir konteyner koydunuz, eviniz kullanılamaz hale geldi. Burada elektrik kullanma ihtiyacınız oluşur. Can kurtulduktan sonra artık yaşanabilir bir kaliteyi kendinize getirmek isterseniz. Normal bir prosedürde buraya elektrik tedariğinin sağlanması mümkün değildir. 6 Şubat depremlerinde biz gerekli aksiyonu aldık ancak bunun daha hızlı yapılabilmesi için gerekli düzenlemeler getirildi. Böylece Kurula verilen yetkiyle bizim daha sonradan karşılaşabileceğimiz afet döneminde daha hızlı aksiyon alabilmemize imkan sağlanmış olacak” dedi.

“DÜZENLEMEYLE TÜKETİCİNİN ÜRETİMİ LİNANSLANARAK PİYASA FAALİYETİ HALİNE GETİRELECEK”

Düzenlemeyle birlikte, tüketicinin ürettiği elektriğin lisanslanarak tüm ülkeye tedarik edileceğini belirten Ulutaş, “Düzenlemelerin içinde 2 tane daha husus var. Bunlardan birincisi daha önce lisansız olarak elektrik üretim tesisi yapmış tüketicilerimiz var. Kendi elektrik ihtiyaçlarını karşılamak için lisanslı elektrik üretim tesis kurdular. Bunların kanuni olarak 10 yıllık süreçleri var. Bu 10 yıl süreden sonra tesisler için bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemedeki ana amaç; tüketicinin kendi ihtiyacını karşılaması için yaptığı üretim lisanslanarak piyasa faaliyeti haline getirilmesi, tüm ülkeye tedarik sağlaması. Bizim Kurum çatımızda da 440 kW’lık üretim yaptığımız bir tesisimiz var. Bu tesis kendi ihtiyacımız için kullandığımız bir üretim şekli. Bunların sadece teknik yönden bağlantı görüşü oluşturulması söz konusudur. Dağıtım şirketiyle görüşme sonucunda teknik olarak bir sıkıntınız yoksa kendi yerinizde lisansız üretim yaparak lisansa ihtiyaç kalmadan elektrik üretebilirsiniz” dedi “ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ OLMAYAN HİÇBİR PROJEYE ONAY VERMEYİZ” Çevresel etki değerlendirmesi olmayan hiçbir projeye onay vermediklerinin altını çizen Ulutaş, “Biz hiçbir zaman bir lisans verirken çevresel etki değerlendirmesi olmayan hiçbir projeye onay vermeyiz. Çevresel etki sadece kuş göç yolu, ormana olan etkisi değil su kaynakları içinde yaşamın da araştırılması da gereklidir. Buradaki amaç şu: Bir santral düşünün. Atatürk Barajını düşünün. Burada bir elektrik tesisatı hazır. Bunun üzerine koyacağınız çevreyle uyumlu, doğayla uyumlu. Bu panellerin kendi sağlığını sokmayacak şekilde hesap kitap yapılması lazım. Bunlar kurulduktan sonra hazır tesisatın üstüne siz bir kaynak yaratmış oluyorsunuz. Bu kaynak yaratmak otomatikman arazidekinden daha hızlı ve kolay bir kaynak haline geliyor. Burada kanun düzenlemesinde önemli bir husus var ki içme/ kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar haricinde olmak üzere baraj gölleri ifadesi var. Yapay göl olarak tarif edilen alanları kapsıyor. Karaya yapmak için öncelikli şebeke bağlantısı gerekiyor. Elinizde hazır şebekesi olan bir yerden bahsediyoruz. Bunun için kullanabileceğimiz boş bir alanımız var. Çevreyle uyum bir şekilde elektrik üretiyorsak bunun sisteme kazandırılmasının daha kolay olacağını düşünüyoruz. Buradaki düzenleme ile 10 yıllık teşvik süresi dolmuş olan lisanssız tesislerin bundan sonraki süreçte sisteme entegrasyonunu sağlamak. Lisanssız elektrik üretimi yapanların bundan sonraki süreçte önünü görebileceği bir durum ortaya çıkıyor. Aslında vizyonu bundan sonra sürdürülebilir hale getiren bir üretimi amaçlıyor. Üreticinin zarar edeceği değil piyasayı entegre edecek bir düzenleme” dedi.

“MESKENLER TÜKETİRKEN DAHA BİLİNÇLİ OLMALI”

Vatandaşın elektrik tüketirken daha bilinçli olması gerektiğini vurgulayan Ulutaş, “Kendi elektriğinizi kendiniz üretebilmeniz, kendi tüketim profilinizi göre daha uygun elektrik tedariği sağlayacak, fiyatların daha ucuz olduğu şirketlerden elektrik alabilme ihtimaliniz söz konusu. Bu kapsamda meskenler için yapılabilecek en güzel şeylerden birisi tüketirken daha bilinci olmak, daha verimli teçhizatlar kullanmak olacaktır” dedi.

“NÜKLEER SANTRAL EMRE AMADE BİR KAPASİTE”

Nükleer enerjinin hem yenilenebilir kaynaklar açısından hem de hazır bir kapasite olarak önemini vurgulayan Ulutaş, “Nükleer santral, çalışmaya başladıktan sonra 7 gün 24 saat, yılın 365 günü enerji üretebilen bir santraldir. Nükleer enerji santrali, olası yenilenebilir enerji kaynaklarının yokluğunda, elektrik üretebilecek, emre amade bir enerji santralidir. Nükleer santralden daha emre amade bir kapasite söz konusu değildir. Nükleer santral inşa ettiğiniz zaman, nükleer teknolojinin yanında emre amade bir kapasiteye sahip olmuş oluyorsunuz. Aynı zamanda nükleer enerji ile yenilenebilir enerjiyi sisteme bağlama kapasiteniz de artıyor. Yenilenebilir enerji olanaklarını artırabilmek için yapmış olduğumuz çalışmalarda hem lisanslı hem lisanssız güneş ve rüzgar kapasitesini artırmak için her türlü mevzuatı gerçekleştirdik. 260 bin megavat depolamalı rüzgar ve güneş başvuruları ve kapasiteleri varken yenilenebilir kaynakların sisteme bağlanması için nükleer enerji gibi emre amade kapasiteleri de artırmamız lazım” dedi.

“ASELSAN’DAKİ ENERJİ DEPOLAMA SİSTEMLERİNDE MİLLİ TEKNOLOJİ KULLANILIYOR”

ASELSAN’daki depolama sistemlerinin milli teknolojiyle geliştirildiğini ve bunun milli teknolojinin gelişmesinde olumlu bir husus olduğunu dile getiren Ulutaş, “Enerji depolama mevzusunu son 2 yıldır tüm paydaşlar olarak yakından takip ediyoruz. ASELSAN’da depolama sistemlerinin yönetimi, şebeke entegrasyonlarını gerçekleştiren yazılımlar gibi çalışmalar milli teknoloji ile geliştiriliyor. Bunlar hem enerji depolamada hem de bunların sistemi yönetmesinde ve şebekeye entegrasyonunda olumlu gelişmeler olarak öne çıkıyor” dedi.

“2024’TE GÜNEŞ VE RÜZGARDA BÜYÜK BİR ATILIM OLACAK”

2024 yılının güneş ve rüzgar enerjisinde bir atılım yılı olacağını belirten Ulutaş, “Bizim bütün elektrik üretimi için vermiş olduğumuz izinlerin artık yavaş yavaş sahaya yansımasını bekliyorum. Bunun için de hem sahadaki izinler hem de tesisler konusunda olumlu işaretler var. 2024’ün özellikle rüzgar ve güneş için çok büyük bir atılım yılı olacağını düşünüyorum” dedi