Avrupa enerji arz güvenliğinin yolu Türkiye’den geçiyor

Avrupa’nın enerji arz güvenliği yolu Türkiye’den geçiyor

Türkiye yaşanan son jeopolitik gelişmeler ışığında, jeostratejik konumu ve enerjide merkez ülke olma hedefine paralel olarak Avrupa’nın enerji arz güvenliği için önemli bir rol üstlenecek.

Raşit Kırkağaç / İstanbul

Enerjiye duyulan sınırsız ihtiyaç ve bağımlılık, enerji arz güvenliğini ulusal ve küresel ekonomiler için önemli bir konu haline getirirken özellikle enerjide dışa bağımlı ülkeler, kesintisiz bir enerji arzına sahip olmak için çaba gösteriyor.

Pandemiyle beraber değişim sürecine giren enerji tüketim trendleri ve Rusya – Ukrayna savaşıyla birlikte enerji arz güvenliğinde zor zamanlar yaşayan Avrupa, bir yandan Rus gazına bağımlılığını azaltmaya çalışırken diğer yandan da enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye uğraşıyor. Türkiye ise yaptığı ikili anlaşmalar ve diplomatik girişimlerle bölgede enerji merkezi olmayı hedeflerken bir yandan da Avrupa’nın enerji arz güvenliği için önemli rol oynamaya devam ediyor.

Avrupa, özellikle Rusya – Ukrayna savaşı sonrası Rus gazını azaltma çabaları sonucunda enerji arz güvenliği konusunda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Fosil yakıtlara olan bağımlılıkla iklim değişikliği ve jeopolitik gerilimler, AB’yi enerji arzını çeşitlendirmeye ve sürdürülebilir kaynaklara yönelmeye zorluyor. Türkiye ise stratejik coğrafi konumu, enerjide merkez ülke olma hedefi, enerji çeşitliliği ve yenilenebilir kaynaklarda yaptığı yatırımlar ve stratejik iş birlikleri ve diplomatik çabalar ile öne çıkıyor.

ENERJİDE MERKEZ ÜLKE OLMA HEDEFİ VE GÜVENİLİR TEDARİK

Türkiye enerjide jeostratejik konumu sayesinde Avrupa’ya enerji tedarikinde önemli bir rol oynama hedefiyle hareket ediyor. Enerjide merkez ülke olma hedefi ve yaptığı doğal gaz anlaşmaları ile, Hazar Denizi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi enerji zengini bölgelere yakınlığı Türkiye’yi enerjide önemli bir konumda tutuyor. Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) gibi projelerle Azerbaycan’dan doğal gaz taşıması gerçekleştiriliyor. Bu tesisler, Avrupa’nın doğal gaz arzını çeşitlendiriyor ve enerji arz güvenliğini artırıyor.

İlk olarak 2007’de Yunanistan’la yapılan doğal gaz ihracat anlaşmasından sonra Ocak 2023’te BOTAŞ, Bulgaristan ile 13 yıllık anlaşma imzaladı.

Anlaşma kapsamında Türkiye, Bulgaristan’a yıllık 1,5 milyar metreküp gaz göndermeyi hedefliyor. Ağustos ayında ise ilk kez sınırı olmayan bir ülkeyle gaz anlaşması yapan Türkiye, Macaristan’a 275 milyon metreküp gaz ihracatı öngörürken Romanya ile yaptığı anlaşma kapsamında ise ülkeye günlük 4 milyon metreküpe kadar doğal gaz ihraç edecek. Anlaşma kapsamında sevkiyatın 31 Mart 2025 yılında sona ermesi planlandı. Son olarak gaz ihracatı konusunda Moldova ile anlaşma imzalayan Türkiye bu ülkeye de günlük 2 milyon metreküp doğal gaz ihraç edecek.

ENERJİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

Türkiye bir yandan enerji kaynaklarını çeşitlendirirken, diğer taraftan da sürdürülebilir enerjiye yönelik önemli adımlar atıyor. Hidroelektrik, rüzgar, güneş ve biyogaz gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırırken, Akkuyu NGS ile elektrik üretiminde Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 10’u karşılanacak. Bu durum fosil yakıtların enerji tüketimindeki payını düşürürken diğer yandan sera gazı salımının azaltılmasına etki edecek. Türkiye sağlayacağı kaynak çeşitliliği ile de fazla enerjiyi Avrupa’ya ihraç ederek bölgesel enerji güvenliğine de katkıda bulunacak.

STRATEJİK İŞ BİRLİKLERİ VE DİPLOMASİ

Hazar geçişli Doğu Batı Orta Koridoru’nun geliştirilmesinde de önemli bir rol oynayan Türkiye, Azerbaycan başta olmak üzere Türkmenistan ve bölge ülkeleriyle de stratejik iş birlikleri olasılıklarını da değerlendiriyor. Azerbaycan gazının Avrupa’ya taşınması konusunda önemli rol oynayan Türkiye, “Şah Deniz” sahasından çıkarılan yaklaşık 25 milyar metreküp doğal gazın Türkiye üzerinden Yunanistan, Bulgaristan ve İtalya’ya taşınmasını sağladı. 2027 yılında ise 20 milyar metreküp bir Azerbaycan gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya arzı da seçenekler arasında bulunuyor. Nitekim AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Azerbaycan’a yaptığı ziyarette de Azerbaycan’dan AB’ye gaz arzını ikiye katlayarak Güney Gaz Koridoru’nu genişletmeyi taahhüt ettiklerinin altını çizdi. Tüm bunlarla birlikte Türkiye yürüttüğü bölgesel ve ulusal diplomasi ile yaptığı iş birliklerini de güçlendirirken Avrupa’nın enerji arz güvenliğine de katkı sağlıyor.

Türkiye’nin Avrupa’ya enerji tedariki ve enerji arz güvenliği konusunda sağlayacağı katkılar:

• Hazar geçişli doğal gazın Avrupa’ya güvenli taşınması konusunda önemli bir rol oynayabilir.

• Avrupa’nın enerji tedarikinde çeşitlendirme ve güvenlik sağlayabilir.

• Avrupa’nın enerji bağımlılığını azaltmada ve enerji maliyetlerinin düşmesinde yardımcı olabilir.

• Türkiye, kendi doğal gaz ve petrol kaynaklarını Avrupa’ya ihraç edebilir.

Sonuç olarak Türkiye’nin Avrupa enerji arz güvenliği için katkısı hem Türkiye hem de Avrupa için önemli fırsatlar sunuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin sürdürülebilir enerji kaynak yatırımları, çeşitli doğal gaz boru hatları ve stratejik diplomasi çabası, ülkenin bölgesel ve küresel düzeyde enerji güvenliğine olan etkisini artırıyor. Türkiye’nin üstlendiği bu stratejik rol, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ülkenin enerji politikalarının şekillenmesinde önemli bir faktör olacak.

TÜRKİYE ENERJİ ZİRVESİ KAMU VE ÖZEL SEKTÖRÜ AYNI ÇATI ALTINDA BULUŞTURACAK

Türkiye enerji piyasasının “En Büyük Aile Buluşması” olan ve 27 – 29 Kasım tarihleri arasında Ankara JW MARRIOTT HOTEL’de gerçekleştirilecek olan 13. Türkiye Enerji Zirvesi’nde Türkiye enerji piyasası ile birlikte bölge özelinde yaşanan jeopolitik gelişmeler de değerlendirilecek. Bu yıl Avrupa Komisyonu Eski Başkanı ve Portekiz Eski Başbakanı Jose Manuel Barroso da Zirve’nin özel konuğu olarak Türkiye’ye geliyor. Ayrıca, Zirve’nin bu yıl ki özel konuğu sadece Barroso değil. 28 Kasım olan açılış gününde, açılıştan sonraki ilk oturum ‘Atlantic Council Özel Oturumu: Enerji Jeopolitiği ve Türkiye’nin Rolü’ ve bu oturumda Atlantik Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi ve İspanya Eski Dışişleri Bakanı Ana Palacio gibi Atlantik Konseyi’nden çok önemli isimler olacak.

Enerji Fuarcılık tarafından 13 yıldır düzenlenen Türkiye enerji piyasasının en kapsamlı ve en geniş katılımlı Zirvesi, bir kez daha kamu ve özel sektörü aynı çatı altında buluşturacak. Zirvenin bu yıl ki oturumlarında; ‘Elektrik Piyasası’, ‘Doğal Gaz Piyasası’, ‘Arama ve Üretim’, ‘Türkiye LPG Piyasası’, Türkiye Akaryakıt Piyasası’, ‘Yenilenebilir Enerji ve Depolama Yatırımları Oturumu’, ‘Türkiye’nin Enerji Güvenliği İçin Baz Yük Santraller’, ‘Türkiye’ye Kadın Enerjisi Oturumu’, ‘Enerjide Üretken Yapay Zeka Oturumu’, ‘Enerjide Afet Yönetimi Oturumu’, ‘Çevresel Piyasalar ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Oturumu’, ‘Balkanlarda Enerji Güvenliği / Ticaret, Büyük Tüketici Oturumu’, ‘Yeni Nesil Yakıtlar Oturumu’, ‘E-mobilite Oturumu’, ‘Hidrojen Teknolojileri ve Piyasası Oturumu’, ‘Enerjide Kariyer Oturumu’ gibi kamuoyunu ilgilendiren çok önemli ve farklı başlıklar ele alınacak. Ayrıca Zirve’nin ilk günü olan 27 Kasım’da Aplus Enerji Kurucu Ortağı Ozan Korkmaz ‘Türkiye ve Dünya Enerji Piyasalarında Son Gelişmeler’ isimli oturumda katılımcılara piyasadaki gelişmeleri aktarırken, Ekonomist Fatih Keresteci ‘Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler’ sunumunu yapacak. Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Soli Özel ise Zirve’nin ana teması olan ‘Barış için Enerji’ konusunu yapacağı sunumla anlatacak.

JOSÉ MANUEL BARROSO

Bu yıl 13. Türkiye Enerji Zirvesi’nin özel konuğu olan Avrupa Komisyonu Eski Başkanı ve Portekiz Eski Başbakanı Jose Manuel Barroso 23 Mart 1956’da Lizbon’da dünyaya geldi. Lizbon Üniversitesi’nde hukuk alanında mezun olduktan sonra, Cenevre Üniversitesi İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden onur derecesi ile mezun oldu. 1985’te ilk kez Portekiz parlamentosuna seçildi. Bununla birlikte İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere Portekiz hükümetinde çeşitli görevlerde bulundu. 2002 yılında Portekiz Başbakanı olan Barroso bu görevi 2004 yılına kadar sürdürdü. 2004 yılında Avrupa Parlamentosu tarafından Avrupa Komisyonu Başkanlığı görevine seçildi. Haziran 2009’da Avrupa Konseyi oybirliği ile Barroso’yu Avrupa Komisyonu Başkanı olarak ikinci dönem için aday gösterdi ve Eylül 2009’da Avrupa Parlamentosu’nda yeniden seçilerek bu görevi 2014 yılına kadar sürdürdü. Komisyon başkanlığı döneminde Lizbon Antlaşması’nın kabul edilmesinde etkili rol oynadı ve Avrupa Birliği’ne yeni üye sayısı 15’ten 28’e çıktı. AB adına 2012 yılında Nobel Barış Ödülü’nü aldı. Barroso, Goldman Sachs International başkanlığını yürüttü, şu anda da danışmanlar kurulu başkanlığını yapıyor. Çok sayıda fahri dereceyle ödüllendirilen Barroso, 60’tan fazla nişan, ödül ve onur nişanı aldı.